Ekslibris, üzerinde taşıdığı resimsel ve tipografik öğeleriyle etkili ve önemli bir iletişim aracıdır. Ekslibriste kullanılan resim ve yazı sahibini simgeler. Kendi dönemini anlatması nedeniyle ekslibris, tarihi bir belgedir. Eğilimlere ve sosyal çevreye göre farklılıklar gösteren bu sanat dalı, yaratıldığı dönemin bir tür aynasıdır. Taşıdığı biçimle, tipografik ve kaligrafik yapılarıyla bulunduğu dönemin kültürel özelliklerini yansıtır.
Yazı, iletişimin temel öğelerinden biridir; ilkel toplumlarda kullanılan sembol ve işaretlerin zamanla geçirdiği değişimlerden sonra oluşmuş son biçimleridir. Bu biçimler, taşıdıkları güçlü anlamları sayesinde bir duyguyu, bir fikri ve bir yaşamı anlatabilirler. Kimi zaman bir sözcük milyonlarca resme, kimi zaman da bir resim milyonlarca sözcüğe karşılık kullanılabilir. Resim, izleyene yaşattığı duygu yoğunluğu ile iz bırakırken; yazı, hem taşıdığı anlam, hem de sunuş biçimiyle etkili olmaktadır. İnsan yaşamında harflerin ve yazıların önemli bir yeri vardır. Matbaanın icadıyla başlayan süreç, bilgisayarın olanaklarıyla üst düzeye çıkmış; günümüzde yazının gelişimi sayesinde tipografide seçenekler oldukça artmıştır.
Tipografi, yazının bir sistem içinde boyutlandırılması, düzenlenmesi, basılı hale getirilmesi sürecini kapsar. Doğru ve kolay iletişim tipografinin olanaklarına bağlıdır. Tipografide çok sayıda kural ve onları uygulamak için çeşitli yollar vardır. Yazıyı oluşturan karakterin seçimi, harflerin iç ve dış boşlukları, birbirlerine oranı, zemin ve değer ilişkileri algılamadaki önemli etkenlerdir.
Ekslibris içinde yazıyı iki farklı konumda görmekteyiz. Ya resmin içinde resimle birlikte yer almakta, ya da sadece tipografik ve kaligrafik öğelerin bir görsel biçime dönüşmesiyle ekslibris meydana gelmektedir. Resmin içinde de olsa, yalnız başına da kullanılsa yazı ögesinin dengeli bir birliktelik göstermesi gerekmektedir. Görsel şölenin bir parçası olan bu sözcükler (Ekslibris ve adına ekslibris yapılan kişinin adı soyadı) resimden ayrı düşünülemez. Resmin içindeki yerinin, yönünün ve büyüklüğünün iyi belirlenmesi gerekir. Harflerin büyüklüklerinin çok faklı olması, sözcüklerin farklı karakterlerle yazılması bütünlüğü bozar. Kullanılan yazının yapısıyla ve rengiyle resmin önüne geçmesi ya da okunamayacak kadar küçük olması ekslibrisin etkisini zayıflatır. Ekslibris içindeki yazılar, resmin uygun yerine yerleştirilmezse denge bozulur. Yazı resim uyumsuzluğu ekslibrisin genel bütünlüğünü, kompozisyonunu olumsuz yönde etkiler. Yazının yanlış uygulanması, harflerin kapalı ve açık alanlarındaki dengenin kaybolması ekslibrisi daha karmaşık hale getirir. Bu nedenledir ki bold (kalın) karakterler, light (ince) karakterlere göre daha zor okunmaktadır. Yazıda okumayı kolaylaştıran en önemli etkenlerden birisi harflerin iç boşlukları ile harfler arası boşlukların dengeli olmasıdır. İçi kapanmış bir “a” ya da “ü” harfinin okunması zordur. Yazı ile resim mutlaka uyum içinde olması gerekir.
Yapılan kişinin bir tür arması, mülkiyet işareti olması nedeniyle ekslibrisler, sadece tipografik veya kaligrafik düzenlemelerle de yapılmaktadır. İsimlerin özgün şekilde yazılması veya baş harflerin düzenlenmesi ile oluşan bu göstergeler adeta bir logoyu çağrıştırmaktadır. Böyle olunca da kişiye özgü bir kimlik yaratma kaygısı öne çıkmaktadır. Bunun da olmazsa olmaz koşulu ekslibrisin özgün bir düzenleme olmasıdır. Bu durumda artık görüntü yoktur. Harfler bir tür görüntüdür; onların gücü, ağırlıkları, ritmi, boyutları arasındaki denge, renk ve dokusu ekslibrisi oluşturacaktır. İster bilgisayarın olanaklarından yararlanarak, ister kaligrafinin çizgi zenginliğini kullanarak yapılsın her ekslibris, harflerin görsel bir biçime dönüşmesiyle diğerlerinden ayrılacaktır. Tıpkı resimde olduğu gibi tipografik ya da kaligrafik ekslibrislerde de bir uslup yaratmak, sanatçısının, tasarımcısının yaratıcı çabasına, araştırmalarına bağlıdır. Harfleri oluşturan siyah alanlarla boşlukların dengesi, birbiriyle uyumu, hem algılamayı kolaylaştıracak hem de görselliği artıracaktır.
Günümüzde ekslibris, mülkiyet işareti olarak işlevini yerine getirmenin yanında sanatçıların ve tasarımcıların kendilerini, duygu ve düşüncelerini anlatmalarına fırsat veren bir sanat dalı haline gelmiştir. Estetik kaygılar taşıyarak yapılan ekslibrisler geleceğe kalacaktır. Ekslibris sanatçısının estetik beğenisinin artması uzun araştırmalara, yapılanları iyi analiz etmeye ve elbette çok çalışmaya bağlıdır.
Hasip Pektaş
Alıntıdır: Hasip PEKTAŞ
Yazı, iletişimin temel öğelerinden biridir; ilkel toplumlarda kullanılan sembol ve işaretlerin zamanla geçirdiği değişimlerden sonra oluşmuş son biçimleridir. Bu biçimler, taşıdıkları güçlü anlamları sayesinde bir duyguyu, bir fikri ve bir yaşamı anlatabilirler. Kimi zaman bir sözcük milyonlarca resme, kimi zaman da bir resim milyonlarca sözcüğe karşılık kullanılabilir. Resim, izleyene yaşattığı duygu yoğunluğu ile iz bırakırken; yazı, hem taşıdığı anlam, hem de sunuş biçimiyle etkili olmaktadır. İnsan yaşamında harflerin ve yazıların önemli bir yeri vardır. Matbaanın icadıyla başlayan süreç, bilgisayarın olanaklarıyla üst düzeye çıkmış; günümüzde yazının gelişimi sayesinde tipografide seçenekler oldukça artmıştır.
Tipografi, yazının bir sistem içinde boyutlandırılması, düzenlenmesi, basılı hale getirilmesi sürecini kapsar. Doğru ve kolay iletişim tipografinin olanaklarına bağlıdır. Tipografide çok sayıda kural ve onları uygulamak için çeşitli yollar vardır. Yazıyı oluşturan karakterin seçimi, harflerin iç ve dış boşlukları, birbirlerine oranı, zemin ve değer ilişkileri algılamadaki önemli etkenlerdir.
Ekslibris içinde yazıyı iki farklı konumda görmekteyiz. Ya resmin içinde resimle birlikte yer almakta, ya da sadece tipografik ve kaligrafik öğelerin bir görsel biçime dönüşmesiyle ekslibris meydana gelmektedir. Resmin içinde de olsa, yalnız başına da kullanılsa yazı ögesinin dengeli bir birliktelik göstermesi gerekmektedir. Görsel şölenin bir parçası olan bu sözcükler (Ekslibris ve adına ekslibris yapılan kişinin adı soyadı) resimden ayrı düşünülemez. Resmin içindeki yerinin, yönünün ve büyüklüğünün iyi belirlenmesi gerekir. Harflerin büyüklüklerinin çok faklı olması, sözcüklerin farklı karakterlerle yazılması bütünlüğü bozar. Kullanılan yazının yapısıyla ve rengiyle resmin önüne geçmesi ya da okunamayacak kadar küçük olması ekslibrisin etkisini zayıflatır. Ekslibris içindeki yazılar, resmin uygun yerine yerleştirilmezse denge bozulur. Yazı resim uyumsuzluğu ekslibrisin genel bütünlüğünü, kompozisyonunu olumsuz yönde etkiler. Yazının yanlış uygulanması, harflerin kapalı ve açık alanlarındaki dengenin kaybolması ekslibrisi daha karmaşık hale getirir. Bu nedenledir ki bold (kalın) karakterler, light (ince) karakterlere göre daha zor okunmaktadır. Yazıda okumayı kolaylaştıran en önemli etkenlerden birisi harflerin iç boşlukları ile harfler arası boşlukların dengeli olmasıdır. İçi kapanmış bir “a” ya da “ü” harfinin okunması zordur. Yazı ile resim mutlaka uyum içinde olması gerekir.
Yapılan kişinin bir tür arması, mülkiyet işareti olması nedeniyle ekslibrisler, sadece tipografik veya kaligrafik düzenlemelerle de yapılmaktadır. İsimlerin özgün şekilde yazılması veya baş harflerin düzenlenmesi ile oluşan bu göstergeler adeta bir logoyu çağrıştırmaktadır. Böyle olunca da kişiye özgü bir kimlik yaratma kaygısı öne çıkmaktadır. Bunun da olmazsa olmaz koşulu ekslibrisin özgün bir düzenleme olmasıdır. Bu durumda artık görüntü yoktur. Harfler bir tür görüntüdür; onların gücü, ağırlıkları, ritmi, boyutları arasındaki denge, renk ve dokusu ekslibrisi oluşturacaktır. İster bilgisayarın olanaklarından yararlanarak, ister kaligrafinin çizgi zenginliğini kullanarak yapılsın her ekslibris, harflerin görsel bir biçime dönüşmesiyle diğerlerinden ayrılacaktır. Tıpkı resimde olduğu gibi tipografik ya da kaligrafik ekslibrislerde de bir uslup yaratmak, sanatçısının, tasarımcısının yaratıcı çabasına, araştırmalarına bağlıdır. Harfleri oluşturan siyah alanlarla boşlukların dengesi, birbiriyle uyumu, hem algılamayı kolaylaştıracak hem de görselliği artıracaktır.
Günümüzde ekslibris, mülkiyet işareti olarak işlevini yerine getirmenin yanında sanatçıların ve tasarımcıların kendilerini, duygu ve düşüncelerini anlatmalarına fırsat veren bir sanat dalı haline gelmiştir. Estetik kaygılar taşıyarak yapılan ekslibrisler geleceğe kalacaktır. Ekslibris sanatçısının estetik beğenisinin artması uzun araştırmalara, yapılanları iyi analiz etmeye ve elbette çok çalışmaya bağlıdır.
Hasip Pektaş
Alıntıdır: Hasip PEKTAŞ