shedesign
👑Efsanevi Grafiker👑
KANUNİ SULTAN SÜLEYMAN
Osmanlı Devleti'nin onuncu sultanı ve İslam halifelerinin yetmiş beşincisi. Babası Yavuz Sultan Selim Han, annesi Aişe Hafsa Sultan olup, Kanuni lakabıyla meşhur oldu. Avrupalılar Büyük Türk ve Muhteşem Süleyman lakaplarını verdiler.
On beş yaşına kadar Trabzon’da kalarak, Yavuz Selim’in vazifelendirdiği devrin alimlerinden ders aldı. 6 Ağustos 1509’da dedesi İkinci Bayezid Han (1481-1512) tarafından Kırım Yarımadası'ndaki Kefe Sancağı Beyliğine gönderildi. Yavuz Sultan Selim Han, 1512’de Osmanlı tahtına geçince Kırım’dan İstanbul’a çağrıldı. 1513’te Saruhan (Manisa) Sancak Beyliği verildi. Yavuz Sultan Selim Hanın 1514 İran ve 1516 Mısır seferlerinde Rumeli’nin muhafazasıyla vazifelendirilerek, Edirne’de oturdu. Yavuz Sultan Selim Hanın vefatında, Manisa’da bulunan Şehzade Süleyman, Veziriazam Piri Mehmet Paşa vasıtasıyla İstanbul’a davet edilip, 30 Eylül 1520’de tahta çıkarak, onuncu Osmanlı Sultanı ve yetmiş beşinci İslam Halifesi oldu. Piri Mehmet Paşa'yı veziriazamlık makamında bırakarak, Divan-ı Hümayun'a ilk defa dördüncü bir vezir olarak Kasım Paşayı tayin etti. Memleketin iç işlerini düzeltip, Osmanlı ülkesinde huzur ve sükun temin ettikten sonra, Avrupa seferlerine başladı.
AVRUPA SEFERLERİ
Belgrad Seferi: Yavuz Sultan Selim Han (1512-1520) devrinde Osmanlı Devleti doğu siyasetini takip ederek, hudutlarını emniyete almıştı. Bu sebeple Kanuni Sultan Süleyman Han, doğudan emin olarak ilk seferlerini Avrupa üzerine yaptı. Macar Kralı II. Layoş’un, Kutsal Roma Cermen İmparatoru Şarlken’e güvenerek, Osmanlı elçisine düşmanca davranması üzerine, Orta Avrupa’nın kilidi sayılan ve önceki devirlerde üç defa kuşatılıp alınamayan, Belgrat üzerine sefere çıktı. 18 Mayıs 1521’de İstanbul’dan hareket eden Kanuni Sultan Süleyman Han, 29 Ağustosa kadar şehrin çevresindeki kaleleri fethettirdi. 29 Ağustos 1521’de Belgrat Kalesi de teslim alınarak, 30 ağustos Cuma günü, şehrin en büyük kilisesi camiye çevrilip, Cuma namazı kılındı. Belgrat’ın imarı için hazineden büyük yardımlar yapıldı.s
MOHAÇ SEFERİ:
Macar Kralı II. Layoş’un; Şarlken ile akrabalık kurup, Osmanlı Devletine karşı İran Safevi Devleti ve Sultan Süleyman Hanın hakimiyetindeki Eflak ve Boğdan beylikleriyle ittifak kurması, Papalığın Haçlı ruhu ile Hıristiyanları kışkırtması ve esir Fransız Kralı için annesinin, Osmanlı Sultanından yardım istemesi üzerine bu sefer tertip edildi. 23 Nisan 1526’da İstanbul’dan hareket eden Kanuni, 29 Ağustos 1526’da Macaristan ve Haçlı ordusunu Mohaç Meydan Muharebesinde büyük bir mağlubiyete uğratarak, zafer kazandı (Bkz. Mohaç Meydan Muharebesi). Macaristan Krallığının başşehri Budin (Budapeşte) dahil Macaristan, Erdel (Transilvanya) Türklerin hakimiyetine geçti.
AVUSTURYA SEFERİ:
Mohaç Meydan Muharebesinden sonra, Macaristan’da askeri harekat bitti. Fakat siyasi faaliyetler başladı. Osmanlı padışahının, Budin muhafazasına ahalinin de arzusuyla tayin ettiği, Erdel Voyvodası Zapolya’ya karşı, Viyana Arşidükü Ferdinand, Macar kralı olmak için harekete geçti. Ferdinand 1527’de Macaristan’a girip Zapolya’yı mağlup ederek, Budin’i işgal etti. Macaristan’daki hudut hadıseleri ve Zapolya’ya yardımda bulunmak üzere Sultan Süleyman Han, 10 Mayıs 1529’da Avusturya Seferine çıktı. Ferdinand’ın işgalindeki Budin 8 Eylül 1529’da teslim alındı. Zapolya 14 Eylülde Osmanlıya sadık kalmak şartıyla Kral Yanoş unvanıyla Macar tahtına geçirildi. Osmanlı Ordusu 22 Eylülde Avusturya’ya girdi ve 25 Eylülde Viyana önlerine geldi. Viyana’nın teslimini isteyen Kanuni Sultan Süleyman Han, teklifin kabul edilmemesi üzerine; 27 Eylül 1529’da şehri kuşattı. (Viyana Kuşatması)
1529 AVUSTURYA SEFERİNDE
Türk akıncıları, Osmanlı Tarihinin en büyük akın hareketini yaptılar. Avusturya, Güney Almanya toprakları Türk akıncılarınca çiğnenerek, bütün Avrupa Osmanlıların azametini, şaşaasını gördü. Mukaddes Roma-Cermen İmparatoru Şarlken korktuğundan, meydan muharebesi için ortaya çıkamadı. Mevsim ve şartların elverişsiz olması üzerine Osmanlı padışahı, ordusuyla 16 Ekim 1529’da Viyana’dan Budin’e hareket etti. 1530’da Arşidük Ferdinand’ın elçi heyeti İstanbul’da sultanla görüştü. İsteklerinde samimi olmayan Ferdinand, sulh görüşmeleri yapılırken tekrar Budin’i kuşattırdı. Şehir, Türk kuvvetleri ve Macarlar tarafından müdafaa edilerek, kuşatma kaldırtıldı.
ALMAN SEFERİ:
Mukaddes Roma-Cermen İmparatoru Şarlken’in ve kardeşi Avusturya ve Bohemya Kralı Ferdinand’ın Macaristan’ın içişlerine karışması üzerine Kral Yanoş, Sultan Süleyman Handan yardım istedi. Padışah, 25 Nisan 1532’de Alman seferine çıkıp, yüz yirmi bin mevcutlu ordusuyla Avusturya’yı zaptetti. Şarlken, 250.000 kişiden fazla Hıristiyan ordusuyla Osmanlıların karşısına çıkmaya cesaret edemedi. Osmanlı Sultanının Alman Seferi de, düşman ülkesinin ezilmesi ve Avusturyalılardan birçok kaleyi almasıyla neticelendi. Sultan Süleyman Hanın, Alman Seferi münasebetiyle Orta Avrupa’da bulunmasından korkup, meydan muharebesinden kaçan Şarlken, 22 Haziran 1533 tarihli İstanbul Antlaşması'yla Osmanlı Devleti'nin ve Sultanın üstünlüğünü kabul etti. İstanbul Antlaşmasına göre:
1) Kral Ferdinand, Kanuni Sultan Süleyman Hanı baba ve metbu (kendisine tabi olunan, uyulan) bilecek ve ancak “kardeş” diye hitap ettiği veziriazamla eşit sayılacaktır. 2) Kral Ferdinand, Osmanlı ülkesine tecavüz etmeyecek ve Sultan da Avusturya ülkesiyle ahalisini kendi tebaası bilecektir. 3) Kral Ferdinand, Macaristan üzerindeki veraset iddialarından vazgeçecek; Macaristan’ın batısı ve kuzey batısındaki arazisinin hakimi olacaktır. 4) Macar Kralı Yanoş ile Kral Ferdinand arasında, Osmanlıların uygun göreceği hudut geçerli olacaktır. 5) Eski Kraliçe ve Ferdinand’ın kız kardeşi Maria’nın kocasından miras kalan malik hane, geçimi için ihsan edilecektir. 6) Bu antlaşma geçici değil, devamlıdır.
Avrupa’da, Fransa’dan başka Avusturya’nın da Osmanlı Sultanının himayesini kabul etmesiyle Şarlken’in “Avrupa İmparatorluğu” kurma projesi gerçekleşemedi. Türklerin takip ettiği cihanşümul dünya hakimiyeti siyaseti gereğince, Kanuni Sultan Süleyman Han ve Osmanlı Devleti, Avrupa’da tek başına söz sahibi oldu.
...alıntıdır..
Osmanlı Devleti'nin onuncu sultanı ve İslam halifelerinin yetmiş beşincisi. Babası Yavuz Sultan Selim Han, annesi Aişe Hafsa Sultan olup, Kanuni lakabıyla meşhur oldu. Avrupalılar Büyük Türk ve Muhteşem Süleyman lakaplarını verdiler.
On beş yaşına kadar Trabzon’da kalarak, Yavuz Selim’in vazifelendirdiği devrin alimlerinden ders aldı. 6 Ağustos 1509’da dedesi İkinci Bayezid Han (1481-1512) tarafından Kırım Yarımadası'ndaki Kefe Sancağı Beyliğine gönderildi. Yavuz Sultan Selim Han, 1512’de Osmanlı tahtına geçince Kırım’dan İstanbul’a çağrıldı. 1513’te Saruhan (Manisa) Sancak Beyliği verildi. Yavuz Sultan Selim Hanın 1514 İran ve 1516 Mısır seferlerinde Rumeli’nin muhafazasıyla vazifelendirilerek, Edirne’de oturdu. Yavuz Sultan Selim Hanın vefatında, Manisa’da bulunan Şehzade Süleyman, Veziriazam Piri Mehmet Paşa vasıtasıyla İstanbul’a davet edilip, 30 Eylül 1520’de tahta çıkarak, onuncu Osmanlı Sultanı ve yetmiş beşinci İslam Halifesi oldu. Piri Mehmet Paşa'yı veziriazamlık makamında bırakarak, Divan-ı Hümayun'a ilk defa dördüncü bir vezir olarak Kasım Paşayı tayin etti. Memleketin iç işlerini düzeltip, Osmanlı ülkesinde huzur ve sükun temin ettikten sonra, Avrupa seferlerine başladı.
AVRUPA SEFERLERİ
Belgrad Seferi: Yavuz Sultan Selim Han (1512-1520) devrinde Osmanlı Devleti doğu siyasetini takip ederek, hudutlarını emniyete almıştı. Bu sebeple Kanuni Sultan Süleyman Han, doğudan emin olarak ilk seferlerini Avrupa üzerine yaptı. Macar Kralı II. Layoş’un, Kutsal Roma Cermen İmparatoru Şarlken’e güvenerek, Osmanlı elçisine düşmanca davranması üzerine, Orta Avrupa’nın kilidi sayılan ve önceki devirlerde üç defa kuşatılıp alınamayan, Belgrat üzerine sefere çıktı. 18 Mayıs 1521’de İstanbul’dan hareket eden Kanuni Sultan Süleyman Han, 29 Ağustosa kadar şehrin çevresindeki kaleleri fethettirdi. 29 Ağustos 1521’de Belgrat Kalesi de teslim alınarak, 30 ağustos Cuma günü, şehrin en büyük kilisesi camiye çevrilip, Cuma namazı kılındı. Belgrat’ın imarı için hazineden büyük yardımlar yapıldı.s
MOHAÇ SEFERİ:
Macar Kralı II. Layoş’un; Şarlken ile akrabalık kurup, Osmanlı Devletine karşı İran Safevi Devleti ve Sultan Süleyman Hanın hakimiyetindeki Eflak ve Boğdan beylikleriyle ittifak kurması, Papalığın Haçlı ruhu ile Hıristiyanları kışkırtması ve esir Fransız Kralı için annesinin, Osmanlı Sultanından yardım istemesi üzerine bu sefer tertip edildi. 23 Nisan 1526’da İstanbul’dan hareket eden Kanuni, 29 Ağustos 1526’da Macaristan ve Haçlı ordusunu Mohaç Meydan Muharebesinde büyük bir mağlubiyete uğratarak, zafer kazandı (Bkz. Mohaç Meydan Muharebesi). Macaristan Krallığının başşehri Budin (Budapeşte) dahil Macaristan, Erdel (Transilvanya) Türklerin hakimiyetine geçti.
AVUSTURYA SEFERİ:
Mohaç Meydan Muharebesinden sonra, Macaristan’da askeri harekat bitti. Fakat siyasi faaliyetler başladı. Osmanlı padışahının, Budin muhafazasına ahalinin de arzusuyla tayin ettiği, Erdel Voyvodası Zapolya’ya karşı, Viyana Arşidükü Ferdinand, Macar kralı olmak için harekete geçti. Ferdinand 1527’de Macaristan’a girip Zapolya’yı mağlup ederek, Budin’i işgal etti. Macaristan’daki hudut hadıseleri ve Zapolya’ya yardımda bulunmak üzere Sultan Süleyman Han, 10 Mayıs 1529’da Avusturya Seferine çıktı. Ferdinand’ın işgalindeki Budin 8 Eylül 1529’da teslim alındı. Zapolya 14 Eylülde Osmanlıya sadık kalmak şartıyla Kral Yanoş unvanıyla Macar tahtına geçirildi. Osmanlı Ordusu 22 Eylülde Avusturya’ya girdi ve 25 Eylülde Viyana önlerine geldi. Viyana’nın teslimini isteyen Kanuni Sultan Süleyman Han, teklifin kabul edilmemesi üzerine; 27 Eylül 1529’da şehri kuşattı. (Viyana Kuşatması)
1529 AVUSTURYA SEFERİNDE
Türk akıncıları, Osmanlı Tarihinin en büyük akın hareketini yaptılar. Avusturya, Güney Almanya toprakları Türk akıncılarınca çiğnenerek, bütün Avrupa Osmanlıların azametini, şaşaasını gördü. Mukaddes Roma-Cermen İmparatoru Şarlken korktuğundan, meydan muharebesi için ortaya çıkamadı. Mevsim ve şartların elverişsiz olması üzerine Osmanlı padışahı, ordusuyla 16 Ekim 1529’da Viyana’dan Budin’e hareket etti. 1530’da Arşidük Ferdinand’ın elçi heyeti İstanbul’da sultanla görüştü. İsteklerinde samimi olmayan Ferdinand, sulh görüşmeleri yapılırken tekrar Budin’i kuşattırdı. Şehir, Türk kuvvetleri ve Macarlar tarafından müdafaa edilerek, kuşatma kaldırtıldı.
ALMAN SEFERİ:
Mukaddes Roma-Cermen İmparatoru Şarlken’in ve kardeşi Avusturya ve Bohemya Kralı Ferdinand’ın Macaristan’ın içişlerine karışması üzerine Kral Yanoş, Sultan Süleyman Handan yardım istedi. Padışah, 25 Nisan 1532’de Alman seferine çıkıp, yüz yirmi bin mevcutlu ordusuyla Avusturya’yı zaptetti. Şarlken, 250.000 kişiden fazla Hıristiyan ordusuyla Osmanlıların karşısına çıkmaya cesaret edemedi. Osmanlı Sultanının Alman Seferi de, düşman ülkesinin ezilmesi ve Avusturyalılardan birçok kaleyi almasıyla neticelendi. Sultan Süleyman Hanın, Alman Seferi münasebetiyle Orta Avrupa’da bulunmasından korkup, meydan muharebesinden kaçan Şarlken, 22 Haziran 1533 tarihli İstanbul Antlaşması'yla Osmanlı Devleti'nin ve Sultanın üstünlüğünü kabul etti. İstanbul Antlaşmasına göre:
1) Kral Ferdinand, Kanuni Sultan Süleyman Hanı baba ve metbu (kendisine tabi olunan, uyulan) bilecek ve ancak “kardeş” diye hitap ettiği veziriazamla eşit sayılacaktır. 2) Kral Ferdinand, Osmanlı ülkesine tecavüz etmeyecek ve Sultan da Avusturya ülkesiyle ahalisini kendi tebaası bilecektir. 3) Kral Ferdinand, Macaristan üzerindeki veraset iddialarından vazgeçecek; Macaristan’ın batısı ve kuzey batısındaki arazisinin hakimi olacaktır. 4) Macar Kralı Yanoş ile Kral Ferdinand arasında, Osmanlıların uygun göreceği hudut geçerli olacaktır. 5) Eski Kraliçe ve Ferdinand’ın kız kardeşi Maria’nın kocasından miras kalan malik hane, geçimi için ihsan edilecektir. 6) Bu antlaşma geçici değil, devamlıdır.
Avrupa’da, Fransa’dan başka Avusturya’nın da Osmanlı Sultanının himayesini kabul etmesiyle Şarlken’in “Avrupa İmparatorluğu” kurma projesi gerçekleşemedi. Türklerin takip ettiği cihanşümul dünya hakimiyeti siyaseti gereğince, Kanuni Sultan Süleyman Han ve Osmanlı Devleti, Avrupa’da tek başına söz sahibi oldu.
...alıntıdır..