a.g.s.l
👑Efsanevi Grafiker👑
- Katılım
- 1 Eki 2008
- Mesajlar
- 2,444
- Tepkime puanı
- 134
Kapı çalar...
Sabahın erken saatlerinde, Açarsınız Sütçünüzdür gelen, Sütçünün
litreliğinden kabınıza dökülen, beyazlıkta sabahın güzelliğine,
kavuşursunuz. Gözünüzde pırıl pırıl, bir sabah kahvaltısı canlanır,
İçinizden "Bugün kahvaltıyı bahçede yapalım" diye geçirirsiniz. Kapı çalar, Gelen postacıdır. Kucağında büyükçe bir paket, Uzattığı kağıda imza
atarsınız. Daha önceden ısmarladığınız, kitaplara kavuşmanın ,sevincini
yaşarsınız .Zaten tatilde olduğunuzdan, bu kitaplara çok ihtiyacınız
vardır "Artık canım sıkılmayacak " deyip keyiflenirsiniz.En çok merak
ettiğinizi alıp,şezlonga uzanırsınız.
Kapı çalar...
Kapıya koşarsınız, Yıllardır görmediğiniz, bir dost gelmiştir.
Sevinirsiniz. Sohbetleriniz saatler boyu, hatta bütün gün sürer "Yaşamak
ne güzel" dersiniz, içinizden. Hele böyle dostlar varken,
Kapı çalar...
Dürbünden bakarsınız. Kimseyi göremezsiniz , Dönüp yeniden koltuğa gömülürsünüz. Bir daha çalar Bakarsınız, yine kimse yok Tam o sırada bir daha çalınca kapıyı açarsınız. Komşunuzun oğlu, elindeki sopayla zile uzanmakta Meğer tuzları bitmiş,İçeriden tuz getirirken, kendi kendinize söylenirsiniz. "Elbette göremem Keratanın boyu bir metre" Bu küçük hadise neşelendiriverir ortalığı,
Kapı çalar...
Düşüp bayılacak , kadar şaşırırsınız .Askerdeki oğlunuz , haber vermeden izne çıkmıştır "Oğlum benim" diye hasretle kucaklarken, göz yaşlarınızı
zaptedemezsiniz. Mutluluğunuz,oğlunuzun izni kadar uzar,
Kapının her çalışında,sanki mutluluğa koşmaktasınız Huzur tüter
gözlerinizden! Her sessizlikte,kulaklarınız zil sesi arar,
Ve kapı çalmaz!
O gün en büyük misafiriniz gelir, Adeta kapıyı kırmıştır.Alıp gider sizi, şaşırırsınız "Niye haber vermedi?" diye içinizden geçirirken;
"Doğduğundan beri zile basmaktayım" der Bir şeyler söylemek, istersiniz..o an Ama,o andan sonra, diliniz dönmez.
Ölüm , sessiz sedasız gelivermiştir...
Sabahın erken saatlerinde, Açarsınız Sütçünüzdür gelen, Sütçünün
litreliğinden kabınıza dökülen, beyazlıkta sabahın güzelliğine,
kavuşursunuz. Gözünüzde pırıl pırıl, bir sabah kahvaltısı canlanır,
İçinizden "Bugün kahvaltıyı bahçede yapalım" diye geçirirsiniz. Kapı çalar, Gelen postacıdır. Kucağında büyükçe bir paket, Uzattığı kağıda imza
atarsınız. Daha önceden ısmarladığınız, kitaplara kavuşmanın ,sevincini
yaşarsınız .Zaten tatilde olduğunuzdan, bu kitaplara çok ihtiyacınız
vardır "Artık canım sıkılmayacak " deyip keyiflenirsiniz.En çok merak
ettiğinizi alıp,şezlonga uzanırsınız.
Kapı çalar...
Kapıya koşarsınız, Yıllardır görmediğiniz, bir dost gelmiştir.
Sevinirsiniz. Sohbetleriniz saatler boyu, hatta bütün gün sürer "Yaşamak
ne güzel" dersiniz, içinizden. Hele böyle dostlar varken,
Kapı çalar...
Dürbünden bakarsınız. Kimseyi göremezsiniz , Dönüp yeniden koltuğa gömülürsünüz. Bir daha çalar Bakarsınız, yine kimse yok Tam o sırada bir daha çalınca kapıyı açarsınız. Komşunuzun oğlu, elindeki sopayla zile uzanmakta Meğer tuzları bitmiş,İçeriden tuz getirirken, kendi kendinize söylenirsiniz. "Elbette göremem Keratanın boyu bir metre" Bu küçük hadise neşelendiriverir ortalığı,
Kapı çalar...
Düşüp bayılacak , kadar şaşırırsınız .Askerdeki oğlunuz , haber vermeden izne çıkmıştır "Oğlum benim" diye hasretle kucaklarken, göz yaşlarınızı
zaptedemezsiniz. Mutluluğunuz,oğlunuzun izni kadar uzar,
Kapının her çalışında,sanki mutluluğa koşmaktasınız Huzur tüter
gözlerinizden! Her sessizlikte,kulaklarınız zil sesi arar,
Ve kapı çalmaz!
O gün en büyük misafiriniz gelir, Adeta kapıyı kırmıştır.Alıp gider sizi, şaşırırsınız "Niye haber vermedi?" diye içinizden geçirirken;
"Doğduğundan beri zile basmaktayım" der Bir şeyler söylemek, istersiniz..o an Ama,o andan sonra, diliniz dönmez.
Ölüm , sessiz sedasız gelivermiştir...
Son düzenleme: