karantina
♾️Grafik Gurusu♾️
O bir dahi,
O bir zeka küpü,
O bir karikatürist,
O bir güldüren aynı zamanda düşündüren adam,
O bir Yiğit ÖzgürBuyrun daha yakından tanıyalım kendisini.
Yiğit Özgür, 1977 İstanbul doğumlu, Türk karikatürist.
Ankara'da Hacettepe Üniversitesi Grafik Bölümü’nü bitirmiş, daha sonra karikatür çizebilmek için İstanbul'a gelmiştir.Candar Ailesi'nin yaratıcısıdır.
Leman, L-Manyak ve Penguen dergilerinde çalışmıştır. Leman dergisinde fazla tanınmayan karikatürist, Penguen dergisine geçtikten sonra, kendine özgü uzun konuşma balonları ile dikkat çekmeye başlamış ve daha geniş kitlelerce tanınmıştır.
Ayrıca 2002 yılında Bilim Çocuk dergisi için "Buket Anlatıyor" karikatürünü çizmeye başlamıştır. Ancak 2008 yılını Kasım ayında ayrılmıştır.
Çizer'in 2004 yılında karikatürlerini yayınladığı Doğan Kitapçılık'tan çıkan bir kitabı vardır.
2007 Ağustosunda aralarında Ersin Karabulut ve Memo Tembelçizer'in de bulunduğu bir grup çizerle birlikte, yeni bir dergi çıkartmak üzere, Penguen'den ayrılmıştır. Uykusuz isimli dergide yayın hayatına devam etmektedir.
Ne okudun, güzel sanatlar filan?
Hacettepe Güzel Sanatlar, Grafik Bölümü’nden mezun oldum. 27 yaşındayım, bizim zamanımızda grafik işleri yapmak bu kadar popüler değildi ama, reklam ajansları filan tanıttı bu işi.
Peki karikatür çizmeye ne zaman, nasıl başladın?
Her zaman vardı, ama kompozisyonlu, çerçeveli karikatür haline gelmesi 17 yaşımda oldu. Bir sebebiniz olması lazım böyle çizmek için, yoksa her yere çizersiniz, ne var ki. Benim en büyük eğlencem çizmekti ama önemli değildi, karikatürcü olayım diye bir hayalim filan da yoktu. İşletme okuyacağım sanıyordum, sınavdan bir yıl önce gayet bilinçsiz karar değiştirdim.
Peki zıplama noktası ne oldu?
Ondan sonrası daha bilinçli oldu. Mezun olduktan sonra bu işlerin merkezi İstanbul diye buraya gelmeye karar verdim. O zaman da ele gelen bir tane mizah dergisi vardı; Leman. Ben de oraya girdim, ama çizer olarak, karikatürist olarak değil. Espri bulmuyordum, sadece çiziyordum. Bir yandan hayata da atılmam gerekiyordu, reklam ajanslarında çalışmayı da beceremiyordum. Belli saatler arasına sıkıştırılmış yaratıcılık bana sıkıcı geldi. Bir buçuk sene sonra Penguen’in çıkacağından haberim olmadan Leman’dan ayrıldım. Sonra Penguen’in haberi geldi. Ben bu arada iki aylık boşlukta yine sadece çizer bile olsam mutlaka bir dergide çizmeye ihtiyacım olduğunu anladım. Espriler de arkasından geldi, doğal bir süreç gibi. İlk bir haftanın sonunda bir sürü espri birikmişti, evde biri buluyor sandılar.
Siz çok komik adamlar mısınız?
Yok, değiliz işte. Ben de gelmeden önce herkes çok komik olacak sanıyordum ama değilmiş. Her insan kadar espri yapılıyor. Kimse karikatürlerindeki tipler gibi değil, onlar sadece akıllarına gelen fikirler. Geleli ne kadar oldu, hala çok eğlenmiyoruz yani, normal çalışıyoruz.
Kıkırdamaktan çizemiyorsunuz gibi bir şey yok yani.
Ben reklam ajansında da çalıştım, devlet memurlarıyla da çalıştım. Onlar da çok kıkırdıyorlar. Çalışma stresini atmak için tabii ki şakalar, espriler yapılıyor. Burada birlikte geçirdiğimiz tek gecemiz var. O sıkışıklıkta zaman zaman hiç konuşulmadığı oluyor, zaman zaman aşırı harlı bir geyik döndüğü de oluyor, ama yerlere yatılıyor filan gibi bir durum yok. Eğleniyoruz tabii, çok eğleniyoruz, ama herkes birer şovmen filan da değil.
Günlük hayatta aklınıza bir şey gelip de “dur ben bunu şimdi söyleyip ziyan etmeyeyim, sonra kullanırım” dediğin oluyor mu?
Oluyor. Ağırlıklı olarak sadece espri bulmak için düşününce espri bulunuyor. Kafadaki oyun bahçesine girip oradan bir şeyler toplamak zorundasınız. O da saatler süren konsantrasyonların sonunda oluyor, ağrılı bir süreç. Laylaylay diye çizilen karikatürler, pat diye çıkan espriler de oluyor, keşke hepsi öyle olsa, ama bunlar çok nadir durumlar.
Bakınca senin olduğu hemen anlaşılacak bir tipin olacak mı?
Başlarda, ilk 20 sayıda böyle bir tip yaptım. Tek karelik, Arif bey diye bir tipti. Onun çıkışı aynı espriler gibi çok doğaldı. Sonra aradaki bazı tiplerin aynı adam olduğunu fark ettim. Böyle elleri ceplerinde bıyıklı “ehehe, hadi bakalım” diyen bir adamdı. Bir sürü delilik oluyor, o da her şeyi aynı babacanlıkla karşılıyor, öyle bir tipti, farkında olmadan çıkmış işte. Onu “Arif Bey ve manyakları” diye bir şey yaptım, 20 sayı kadar devam etti. Bir süre sonra esprilerle birlikte Arif beyin çıkmadığını, espriler çıktıktan sonra Arif beyi içine eklediğimi fark ettim, samimiyetsiz geldi bana. Bunun için daha erken olduğunu gördüm yani. Şimdilik tekrar öyle bir plan yok, olsa iyi olur ama.
E tabi, son olarak karikatür çizmeye hevesli İşte Genç’çilere ne önereceksin onu da soracağız.
Bol bol çizmekten başka bir şey önerilemez. Çizdikleri şeyle ne yapacakları önemli. Buraya getirip yayınlatmak mı istiyorlar, amaçları nedir, onu bir belirlesinler. Ondan sonrası sadece egzersiz. Kafalarını ve ellerini geliştirmek için bol bol egzersiz yapacaklar. Sürekli yeni insanların bu işe girmesi lazım ama yoklar. Üzerine düşmüyor kimse
İşte Genç - Kültür Sanat - Yiğit Özgür ve delileri 4 sitesinden alıntıdır.