Neler yeni

Yeni mesajlar Yeni konular En çok mesaj En çok tepki En çok görüntülenen

Etimoloji: Kullandığımız sözcükler nereden geliyor?

selmanist

⭐Deneyimli Tasarımcı⭐
Katılım
29 Ocak 2009
Mesajlar
237
Tepkime puanı
4
Merhaba arkadaşlar. Benim gibi, bazı kelimelerin dilimize nereden geldiğini merak edenler varsa bu konu ilginizi çekebilir. Etimoloji bilimi sözcüklerin kökenini araştırır. İlgili arkadaşların bilgilerini burada paylaşmasını ve merak edenlerin sorularını buraya yazmalarını istedim. Bunun hepimize yararı olacağını düşünüyorum.

İlk örnekler de benden gelsin:

Çeyrek: Dilimize farsçadan geçmiş bir kelimedir. Genelde tavla oynayanlar bilir, "çhar" 4 demektir. "yek" ise 1 anlamına gelir. Bunların birleşmesinden "çhar-ı yek" yani "dörtte bir" manasına gelen "çeyrek" kelimesi oluşmuştur.

Cambaz: "baz" farsçada bir ektir ve "oynayan" anlamına gelir. Kelimenin aslı "Canbaz"dır ve canıyla oynayan demektir. "baz" eki başka kelimelerde de kullanılır. Örneğin: kumarbaz (kumar oynayan), düzenbaz vb.

Telekomünikasyon: Bu sözcük fransızcadaki "communicate" (birleştirmek, bağlamak) sözcüğünden gelir. "İletişim" anlamında kullanılır.

Birader: Çok emin olmamakla beraber bu kelimenin ingilizce "brother" (erkek kardeş) kelimesinden türediğini düşünüyorum. Yanlış ise düzeltin lütfen.

İlgilenen herkese şimdiden teşekkürler :smile:
 

Benzer konular

émmst

👑Efsanevi Grafiker👑
Katılım
18 Ara 2008
Mesajlar
3,326
Tepkime puanı
60
Yaş
38
İlginç bir bilgi ama aynı zamanda keyifli..teşekkurler bilgilendirme için devamını bekliyorum:)
 

selmanist

⭐Deneyimli Tasarımcı⭐
Katılım
29 Ocak 2009
Mesajlar
237
Tepkime puanı
4
İlginç bir bilgi ama aynı zamanda keyifli..teşekkurler bilgilendirme için devamını bekliyorum:)

İlginize teşekürler :) İmkanım oldukça yazmaya çalışacağım. Tabi sizlerden de beklerim :)

Hatta hazır vakit bulmuşken bir tane daha yazayım.

Velet - Evlat: Velet kelimesi arapça bir kelime olup, "çocuk" anlamına gelir. Dilimizde de aynı anlamda kullanılır. "Evlat" ise bu kelimenin çoğuludur. Yani "çocuklar" anlamında... Ama nedense bizde "Evlatlarım" gibi yanlış bir kullanımı vardır. Tabi artık bu şekilde yerleşmiş. Doğru söyliycem diye çocuklarına "Veletlerim" diye hitap eden bir baba komik gelir herhalde :smile:
 
Son düzenleme:

Önder Adem

👑Efsanevi Grafiker👑
Katılım
8 Eki 2008
Mesajlar
2,046
Tepkime puanı
62
Yaş
47
Web sitesi
www.istanbulletiket.com
Günlerin dilimize nereden geldiğine bakalım...

Cuma (Arapça-toplama, toplanma)

Cumartesi (Cuma ertesi - ertesi - Türkçe)

Pazar (Farsça (ba = yemek, zar = yer))

Pazartesi (Pazar ertesi - ertesi - Türkçe)

Salı (İbrânice - üçüncü)

Çarşamba (Farsça- cehar şenbe = dördüncü gün)

Perşembe (Farsça - penç şenbe = beşinci gün)

Hafta - (Farsça yedi "heft veya hefte" Yedi günlük ‘hafta’ ismi de buradan alınmıştır.)
 

émmst

👑Efsanevi Grafiker👑
Katılım
18 Ara 2008
Mesajlar
3,326
Tepkime puanı
60
Yaş
38
Bu da çok enteresan bir bilgi :surprised: Günlerin ne kadar farklı anlamları varmış. Teşekkurler bilgi için selmanist ve Önder Adem:)
 

selmanist

⭐Deneyimli Tasarımcı⭐
Katılım
29 Ocak 2009
Mesajlar
237
Tepkime puanı
4
Günlerin dilimize nereden geldiğine bakalım...

Cuma (Arapça-toplama, toplanma)

Cumartesi (Cuma ertesi - ertesi - Türkçe)

Pazar (Farsça (ba = yemek, zar = yer))

Pazartesi (Pazar ertesi - ertesi - Türkçe)

Salı (İbrânice - üçüncü)

Çarşamba (Farsça- cehar şenbe = dördüncü gün)

Perşembe (Farsça - penç şenbe = beşinci gün)

Hafta - (Farsça yedi "heft veya hefte" Yedi günlük ‘hafta’ ismi de buradan alınmıştır.)

Bilgiler için teşekkürler Önder Adem. Bana gerçekten ilginç ve keyifli geliyo bu konu.

Bu da çok enteresan bir bilgi :surprised: Günlerin ne kadar farklı anlamları varmış. Teşekkurler bilgi için selmanist ve Önder Adem:)

Rica ederim émmst :) Bu konuya tek bakanın sen olduğunu düşünüyodum ama Önder bey de ilgileniyomuş sağolsun. :)
 

selmanist

⭐Deneyimli Tasarımcı⭐
Katılım
29 Ocak 2009
Mesajlar
237
Tepkime puanı
4
Türkçeye benzeyen ama gerçekte başka dilden gelmiş olan sözcükler:

1- metelik: Sondaki -lik eki, türkçe sözcük çağrışımı yapıyor; "yemeklik yağ"daki gibi... Aslı ise batı dillerinden geliyor: İngilizce'de, metallic; yani metal para... Biz kullanırken baştaki bölümü de bir türk ismiyle (mete) değiştirip kullanagelmişiz.

2- isterik: Biliyorum ki birçok kişi bu hatalı biçimiyle kullanmıyordur bu sözcüğü. "Histeri" nöbetlerine tutulan kişinin aldığı sıfattır ve ingilizcede "histerical" denir. Başarısızlığa ve bir şeyi elde edememeye dayanamama ve aşırı sinirlenme gibi (ruhbilimci değilim) etkileri olan bir ruh hastalığı olan kişi "histerik" olarak anılır. Oysa Türkçe'de "isteme" ile bağ kurulması ve "bir şeyi çok isteyen" anlamında kullanılması da çok yaygındır. Hatta bazen, "isterik kadın" lafı oldukça aşağılayıcı bir mantıkla kullanılır.

3- bendeniz: Bu sözcüğün ne "ben" adılıyla, ne de "deniz"le bir ilgisi vardır; ancak sondaki "-niz" eki Türkçe'dir. "Bende", Farsça'da, "kul, tutsak" demektir. Yani kişi kendini sunarken - eski dönemlerin aşırı nezaketiyle -, "Ben kulunuz X kişi," diye sunar ya; bu da öyle konuşmalarla geçmişten günümüze gelmiş. Bu açıklama gösteriyor ki, "Ben bendeniz X kişi," demek doğru olur ve yalnız kendimizi değil başkalarını da, "Bu da naçizane bendeniz Y," diye sunabiliriz (tabii Y'nin affına sığınarak). Neyse, bu sözcüğe bu kadar açıklama fazla bile...

4- kaldırım: Bunun "kaldırmak" ile bir ilgisi var gibi görünse de (otoyolun yükseğinde olması açısından), asıl kökeni Rumca'dır. Rumca'da "kali", "iyi" anlamındadır (kalimera: günaydın, iyi günler). "Dromos" (sondaki "s" genelde okunmaz) ise "yol" anlamını taşır. Yani kali-dromos: iyi-yol; yani yürümeye elverişli, taşsız, tozsuz, çamursuz yol...

5- sütyen: Genelde ilişki kurulmasa da, bu sözcük "süt-meme" ilişkisini çağrıştıracak bir yapıda kullanılmaktadır. İtiraf etmeliyim ki ben küçükken bu iç çamaşırının - isminden dolayı - sütün dış giysiye sızmasını engellemeye yaradığını sanıyordum. Asıl kökeni Fransızca'daki "sous tien"dir ("aşağıdan tutan" anlamında). Okunuşu: sutien.

6- lahmacun: Bu sözcüğün "macun"la ilgisi dolaylıdır. Arapça'da "acin" yoğrulmuş (macun o kökten gelir), "lahm" ise "et" demektir. Lahm-i acin: yoğrulmuş et...

7- boğa yılanı: Bu yılan, avını boğarak öldürmesi ve belki de boğa gibi iri ve güçlü olmasından dolayı, ismi Türkçe sanılmaya oldukça yatkın olan ilginç bir örnektir. Oysa aslı, şimdi kesinlikle hatırlayamayacağım bir Afrika dilinden geliyor: boa... Sondaki "yılanı" sözcüğü gereksiz... Kobra, piton der gibi, boa!..

8- vapur: İngilizce "vapour" (buhar) sözcüğünden geliyor. Önceleri buharlı gemilere verilen ingilizce isimden... Aslında, dilimizde batı dillerinden uyarladığımız sözcüklerin genelde fransızca okunuşunu kullandığımızdan bunu da "vapor"dan uyarlamışız.

9- anahtar: Bu sözcüğün kökü, yunanca "anihto" (açmak) eylemidir. "Anihtiri" ise "açmaya yarayan" anlamındadır; yani "anahtar"... Yunanca kökenli sözcükler aslında dilimize Anadolu'da konuşulan ("konuşulmuş olan," demek daha doğru olur sanırım) Rumca'dan geçmiştir. Gerçekte iki dil biririne çok benzese de, Rumca'daki birçok sözcük Yunanlar'ca bilinmez. Bu yüzden bu sayfalardaki birçok grekçe sözcüğe "Yunanca kökenli" demek yerine "Rumca kökenli" demeyi yeğleyeceğim. Bu durumda ise "Anadolu Rumları'nın dili" anlaşılmalıdır.

10 - kilit: Yine Rumca'daki "kleo" (kapatmak) eyleminden türeyen "kleidi" ("klidi" diye okunur; "kapamaya, kilitlemeye yarayan" anlamında...) sözcüğünden gelmektedir.

*Not: Alıntıdır
 

Grafik Canavarı

🌟Usta Tasarımcı🌟
Katılım
12 Ağu 2007
Mesajlar
268
Tepkime puanı
6
Web sitesi
www.niziphalkinsesi.com
ab dest : el suyu (Farça kökenlidir arapça kürtçe ve türk çede kullanılmıştır)
muhasabe : (hesap yapma hesap yapılan yer anlamına gelir arapça kökenlidir)
evrak : (kökü veraka dır arapçada kağıt parçaları anlamına gelir)

bu kadar büyük bir geçmişi olan türkçe ise diğer batı idllerine oranan çok zengindir her ne kadar teknolojik olarak inigilizce ve diğer avrupai dillerden kelime almışşsada bir çok öz türkçe isim ve yüklemlerde başta ingilizce olmak üzere diğer yabancı dillerde yer bulmuştur saysız örnekleri vardır
Dünya Tarihine Baklırsa Yıllarca çoğu milletler Diğer Irk ve milletlerden kültür alışverişinde bulunmuş ve başlı başına dil (kelime ve sözcük) olarak alıntıve esintiler yapmıştır
 

selmanist

⭐Deneyimli Tasarımcı⭐
Katılım
29 Ocak 2009
Mesajlar
237
Tepkime puanı
4
Türkçeye benzeyen ama gerçekte başka dilden gelmiş olan sözcükler: (devamı)

11. safsata: Yunanca'daki "sophistes" bilgili, bilgisi olan anlamına geliyor. Türkçe ve Arapça'da ise "gereksiz söz" anlamında kullanılıyor.

12. entel: Tabii ki bu sözcük batı dillerindeki "intellectual" sözcüğünden bozularak "toplumdan tümüyle kopuk, bilgisini yalnızca biliyor görünmek için edinen kişi" anlamında kullanılıyor. Gerçek anlamı ise, "birçok konuda bilgili olan"dır (sıfat).

13. kapuska: Slavca'da "lahana" demektir. Bizde ise "kıymalı lahana" yemeğine denmektedir.

14. karyola: Bizde genelde yatağın üzerine serildiği, genelde metalden yapılan ayaklı mobilya anlamına geliyor. Oysa gerçek anlamı "el arabası"dır (carriola: İtalyanca). İtalyan gemicilerden bizim kullanımımıza geçti; gemicilerin kullandığı taşınabilir tekerlekli yataklara denir;kökü "taşımak"tır (carri).

15. ameliyat: Arapça'daki "amel" (iş, eylem) sözcüğünden geliyor. Gerçek anlamı, "işlemler, eylemler"dir. Bizde ise, "yetkili uzmanın hastaya uyguladığı işlem" (genelde cerrahi) olarak anlaşılır.

16. serbest: Gerçek anlamı "başı bağlı"dır (ser:baş, best:bağlı). Ancak sanırım bizde yanlış olarak kullanılıyor; gerçeği "serbes" (başıboş) olsa gerektir. Yine de bizdeki anlamı tam karşılamıyor. Biraz karışık bir durum yani...

17. puşt: Farsça'da "arka, kıç" anlamına geliyor. Pek masum bir laf...

18. gebermek: Türkçe'de eski anlamı "şişmek" idi. Şimdi ise ölmenin kaba bir tabiri oldu. Ölüp beklemiş hayvanların şişmesinden geliyor olsa gerek. (Gebe ve göbek sözcükleri de aynı kökten geliyor)

19. pezevenk: Farsça'daki "pejavend" (kapı tokmağı, sürgü) sözcüğünden "pezevenk (kapı arkasında bekleyen; anlam genişlemesiyle, kadın alışverişi yapan)...

20. sıpa: Abazaca'da "spau" "çocuk, yavru" demektir. Bizde ise eşek yavrusu... Arapça'da da benzer biçimde "sabi, sibyan" "çocuk" anlamındadır.

*Not: Alıntıdır
 

infostorm

⭐Deneyimli Tasarımcı⭐
Katılım
24 Ara 2008
Mesajlar
164
Tepkime puanı
12
Peş farsça'dan dilimize geçmiştir ve aslında ÖN anlamındadır

ancak bizler peşinden gidiyorlar dediğimizde genelde ARKASINDAN anlamında
kullanırız
 

reeker_crank

🌱Yeni Üye🌱
Katılım
5 Nis 2010
Mesajlar
12
Tepkime puanı
0
can-âver > canavar : farça bir kelime manası can alıcı demektir.
ıs:Türkçe sahip demek. örn.:ıssız yerler:sahipsiz yerler.
 

reeker_crank

🌱Yeni Üye🌱
Katılım
5 Nis 2010
Mesajlar
12
Tepkime puanı
0
Arkadaşlar,
veli arapça teklik ifade eder; evliyâ çokluk ifade eder.Türkçede kullanırken çokluk ifade edilrken evliyâlar diye ifade ediliyor.yanlış bir kullanım değilmidir?
 

özgüll

👑Efsanevi Grafiker👑
Katılım
6 Eki 2008
Mesajlar
3,704
Tepkime puanı
168
Arkadaşlar,
veli arapça teklik ifade eder; evliyâ çokluk ifade eder.Türkçede kullanırken çokluk ifade edilrken evliyâlar diye ifade ediliyor.yanlış bir kullanım değilmidir?

evliya:
1.Erenler, ermişler.
2.Koruyanlar, himaye edenler.

veli:
1.Bir çocuğun her türlü durum ve davranışlarından sorumlu olan kimse.
2.Ermiş, eren, evliya.

Kaynak:TDK
 

reeker_crank

🌱Yeni Üye🌱
Katılım
5 Nis 2010
Mesajlar
12
Tepkime puanı
0
evliya:
1.Erenler, ermişler.
2.Koruyanlar, himaye edenler.

veli:
1.Bir çocuğun her türlü durum ve davranışlarından sorumlu olan kimse.
2.Ermiş, eren, evliya.

Kaynak:TDK

İlginiz için teşekkür ederim.
Ama ben zaten kelime manasını biliyorum. Onu sormadım.
"Evliyâ" veliler demek "evliyâlar" veliler ler demek oluyor.2 kez çokluk eki oluyor bu yanlış bir kullanım değil mi ?
 

özgüll

👑Efsanevi Grafiker👑
Katılım
6 Eki 2008
Mesajlar
3,704
Tepkime puanı
168
İlginiz için teşekkür ederim.
Ama ben zaten kelime manasını biliyorum. Onu sormadım.
"Evliyâ" veliler demek "evliyâlar" veliler ler demek oluyor.2 kez çokluk eki oluyor bu yanlış bir kullanım değil mi ?

Efendim mesajımı yazarken özellikle kaynak gösterdim ki mesajın sonunda "evet, haklısınız" deyip konuyu geçiştirmeyeyim diye. Zaten kelime anlamına bakan biri "aa evet zaten evliya çoğul anlam içeriyor, o zaman evliyalar demek yanlışmış" diye düşünecektir.

Saygılar...:)
 

selmanist

⭐Deneyimli Tasarımcı⭐
Katılım
29 Ocak 2009
Mesajlar
237
Tepkime puanı
4
İlginize çok teşekkürler arkadaşlar. :) Nezamandır konuya bakma fırsatım olmamıştı. Bence de "evliyalar" derken ikinci kez çoğul eki kullanılmış oluyo. Hatta bizde "Adam evliyaymış" gibi kullanımlar da mevcut. Güzel yakalamışsınız.

Bu arada "canavar" gerçekten ilginçmiş. Böyle bi anlama geldiğini bilmiyordum. Teşekkürler.
 

yemreyemre

🌱Yeni Üye🌱
Katılım
4 Kas 2014
Mesajlar
1
Tepkime puanı
0
evliya

Arkadaşlar, eğer arapça ya da farsça konuşuyor olsaydık dediğiniz doğru olurdu. Fakat evliya Türkçe'de tekil anlmada da kullanılabilir. Dilimize bu şekilde geçmiş veya yer etmiştir. Tıpkı "şey/eşya" örneğinde olduğu gibi. 'eşya' 'şey'in çoğuludur. Fakat bu arapçada böyledir. Türkçe'de ise ikisi de tekil olmakla beraber, anlamları da farklıdır.

Sonuç olarak éevliya sözcuğu etimolojik açidan çoğulluk ifade etse de, tekildir.
 
Üst