vipmatbaa
🏅Acemi Tasarımcı🏅
Fotoğrafçılık Tarz ve Stilleri
Genel olarak bakıldığında, dünya ülkelerinde düğün vb. özel anı fotoğrafçılarında üç temel tarz gözükmektedir. Geleneksel tarz, fotojurnalist tarz, ve ikisinde etkisini görüldüğü esnek fotojurnalist tarz.
Fotoğraf, Mustafa Turgut'a aittir.
Geleneksel tarz
Bu tarz, fotoğrafçılar siyah-beyaza sıkı sıkıya bağlıdırlar, fakat renkleri fotoğraflarında çok iyi kullanan ve bundan hoşlanan ve asla bir listeyi sıkı sıkıya takip etmeyen fotoğrafçılardır. Şaşırtıcı derecede cesur ve rahat; olabildiğince belgesel çalışırlar. Neredeyse her önemli anı gösteren bu belgesel tad ve tarz şaşırtıcı hikaye albümlerin oluşmasını sağlar. Fakat geleneksel aileler bu tarz bir fotoğrafçıdan hoşlanmayabilirler, çünkü geleneksel portreleri, grup aile fotoğraflarını çekmek istemezler.Yani geleneksel fotoğrafçıların aksine
can sıkıcı poz verdirilmiş fotoğraflardan hoşlanmazlar. Fotojurnalist tarzı benimsemiş bir fotoğrafçı çok hızlı çalışır. Fakat onların enstantene fotoğrafçısı olduğu kuşkusuna kapılmayın, onlar an fotoğrafçılarıdır. Ansal farklılıkları, hem bir fotomuhabiri hem de amatör fotoğrafçının gözüyle görebilirler. Çalışma zamanına bağlı olarak, çok sayıda fotoğraf üretmeleri beklenir. Müşterinin tarzınıza uygun olarak çok hızlı ve çabuk çalışabilirler. Tutarlı kalite ve tarza sahiptirler. Müşterinin isteğine bağlı olarak sürecin tamamında ve burnunun dibinde çalışabilirler. “
Esnek fotojurnalizm
Düğün fotoğrafçılığının en zor ve zahmetli olanı sayılabilir. Bu tarzda fotoğrafçılar, hızlı ve çabuk hareketlerle ani karar veren bakışla fotoğrafı çekmeleri gerekir. Bu tarz fotoğrafçılar geleneksel fotoğrafçılar gibi
kuralcı, fotojurnalistler kadar özgür değillerdir. Bu tarz, ikisinin arasında bir tarzdır. İstediğiniz fotoğrafları, aile veya grup fotoğraflarını en iyi anları ve bölümleri ustaca birleştirerek hem geleneksel hem de sıra dışı fotoğraflar çekerler. Detay, ifade ve aksiyonlarla ilgilenip,bireylerin rahat poz
vermelerine sağlarlar. Gerektiğinde modele hissettirmeden poz vermelerine yardımcı olabilirler.
Genel olarak elde taşınan kameralarla, (tele zoom ve geniş açı zoom lenslerle) hızlı çalışabilirler.Bu yüzden de doğal ortam, doğal ışık ve dış mekanları tercin ederler. Konuklarla istenebilecek son dakika fotoğraflarının çekimini de rahatça
gerçekleştirirler. Genellikle iki tarzında etkileri bulunduğu için çiftler bu tarz fotoğrafçılar tercih ederler.. Bu tarz fotoğrafçılar müşterilerinden bir fotoğrafçılık planı yapmalarını beklerler. Bu tarzların tercihi müşterinin isteği
doğrultusunda olacaktır. Ancak kişinin kendi stilini oluşturması da müşterilere yön verecektir. Sizin tercih ve tarzınızın da müşterinin sizi tercih etmesinde etkili olacaktır.
Bölgesel Farklılıklar
Anı fotoğrafçılığı bölgeler arasında çok büyük farklılıklar göstermektedir. Gerek yurt içi farklılıklar gerekse uluslararası farklılıklar göze çarpmaktadır. Bu farklılıkları, kültürel anlayışlarla parelel düşünmek gerekir.
İnsanların yaşam tarzı, anlayışları, gelecekten beklentileri farklı olduğundan doğal olarak, her şeyde olduğu gibi anı fotoğrafçılığında da farklılıklar olacaktır. En basitinden taşrada yaşayan insanın fotoğrafa yaklaşımıyla, şehirde yaşayan insanınki farklı olacaktır. Örneğin; bir Anadolu köyünde doğum günü kutlanmaz, doğum günü kutlamayı da çok anlamlı bulmazlar. Ancak şehirde tam tersi bir anlayış hakimdir. Şehirde doğum günü kutlamak genel bir beklenti gibidir.
Ya da köyde yapılan bir düğünde öylesi bir fotoğraf çekimi (her zaman değil, bazen hiç fotoğraf çekilmez) ile geçiştirilirken, şehirde fotoğraf çekimleri özeldir. Hem stüdyoda gelinlikli fotoğraf çektirilirken hem de düğün salonu ya da nikah salonunda fotoğraf çektirilir.
Taşradan askere giden bir genç, ilk fırsatta asker elbisesiyle fotoğraf çektirip ailesine gönderirken şehirde büyüyen genç için bu kadar büyük önem taşımaz. Köyde yetişen insanımızın anılarıyla ilgili fotoğrafı çok olmazken mutlaka askerlikle ilgili anı fotoğrafı vardır. Şehirde yaşayan insanlar için ise mezuniyet töreni daha fazla ilgi çeker, hem de kepli fotoğraf çektirmeye özen gösterirler. Bu farklılıklar ve önem derecesi ülkemizin genelinde
değişiklikler gösterir. Durum bizde böyle iken dünya ülkelerinde nasıldır?
Avrupa’ da yaşayan insanlarda anı fotoğrafı daha fazla önemsenmekte, hatta belki de aktivitelerin en önemli ayağını oluşturmaktadır. Örneğin, İngiltere’de bir düğün töreninde fotoğraf çekimi en önemli unsur olarak karşımıza çıkar.
Organizasyonun her noktasında fotoğrafçı bulundurup, gelinin hazırlanmasından, damadın giysisine kadar her anın fotoğrafını çektirmek isterler. Bazen fotoğrafçılar senaryosunu bile yazar.
Bütün hazırlıklar fotoğraflanıp, gelinle damadın kiliseye ya da nikah mekanına
gelişleri,. papazın karşısında duruşlar, yüzük töreni, öpücük sahnesi. Nikah sonrası gelinin çiçeğini fırlatması, nedimelerin havaya zıplamaları, damat ve arkadaşlarının havaya şapka fırlatmaları, arkasına teneke kutular bağlanmış gelin arabası, davetlilerin evli çifte bakışları ve kutlamalar. Nikahtan öncesi ve sonrası çiftlere ait özel fotoğraf çekimleri yapılır. Nikah salonu ve çevresinde, parklarda, bahçelerde deniz kıyısında, tarihi eser çevresinde ve o şehre
ait izler taşıyan mekanlarda olabildiğince doğal ortamlarda çevre ile bütünleşmiş olarak çekim yapılır.
Bütün bu süreçte önemsenen unsur doğal olmasıdır. Bütün bu özel ve doğal çekimler düğün gününü ileride güzel bir anı olarak anımsanmasını sağlar.
Portrecilik ve özel gün fotoğrafçılığı, gelişmiş ve özellikle “güzel sanatların” yaşamın içerisinde yerini çok rahatlıkla bulduğu ülkelerde, kendi başına bir sektör haline gelmiştir.
Bu konuda eğitim veren resmi ve özel eğitim kurumlarının (kolejler, üniversiteler ve özel atölyeler) oluşması, sadece bu alanda çalışan fotoğrafçıların yetişebilmesini sağlamıştır.
Türkiye’deki durum ise dünyadaki gelişiminden farklı olmuş ve bu şekilde sürüp
gitmektedir. Fotoğrafın icat edildiği yıllarda bu yeni sanat birçok yeniliklerde olduğu gibi o zamanki idareyi korkutmuş ve icadından çok zaman geçtikten sonra ülkemize girmiştir.
Gayrimüslim portreciler tarafından icra edilmeye başlanmıştır. Türkiye'nin ilk fotoğraf okulu
olan Fotoğraf Enstitüsü'nün kurulması, fotoğrafın bulunuşundan bir buçuk asır sonra, dönemin fotoğrafçılarının da çabalarıyla gerçekleşmiştir.
Özel atölye girişimleri, yakın bir geçmişte özverili fotoğrafçılar tarafından
başlatılmıştır. Ekonomik koşullar, sektörün uzun yıllar malzeme sıkıntısı çekmesine neden olmuş, dünya ile bütünleşmesini güçleştirmiştir. Doğal olarak uzun yıllar stüdyolar, düğün fotoğrafçılığı ile ilgili gelişme ve farklı yaklaşımlardan habersiz, sadece stüdyoda çalışmışlardır.
Ülkemizde de buna benzer anı fotoğrafları çekilmeye başlanmıştır ancak çok da
yaygın değildir. Bu konuda isim yapmış olan fotoğrafçılardan Mustafa Turgut ve bir kısım fotoğrafçımız Avrupa tarzında fotoğraflar çekmektedir.
Gerçekte bu türde çekim yapma konusunda ülkemiz çok büyük zenginliklere sahiptir.
Teknolojik Gelişimlerin Etkileri
Teknolojik gelişmelerin etkisi, özellikle amatör fotoğrafçılar açısından çok etkili
olmuştur. Teknolojinin gelişimine parelel olarak özellikle makine fiyatları ve malzeme maliyetlerini olumlu yönde etkileyip alternatifler oluşunca, her evde bir fotoğraf makinesi bulundurmak bir zorunluluk haline dönüşmüştür. Fotoğrafa yaklaşımı ve ekonomik durumuna göre basit bir makine ya da kaliteli bir makine bulundurmak temel zorunluluk olmuştur. Tabi yine kişilerin kültürel yapısı bu sonucu etkilemektedir. Hepsinde ortak hedef anı fotoğrafı çekebilmektir.
Bir de anı fotoğrafından para kazanmayı amaçlayan fotoğrafçılar ve stüdyolar vardır. Bunlar olabildiğince kaliteli, gelişmiş makineler, araç gereçler kullanır ve bulundururlar. Teknolojinin bütün olanaklarından yararlanıp en kaliteli fotoğrafları çekerek daha fazla para kazanmayı hedeflerler. Çünkü gelişen teknoloji, beraberinde rekabeti de getirmektedir. Aynı zamanda teknolojinin gelişimiyle birlikte, özellikle ülkemizde 1980’ lerden sonra anı fotoğrafçılığında da çok büyük değişiklikler olmuş, hem anlayış, hem de gereksinim olarak
değişimler gerçekleşmiştir.
Genel olarak bakıldığında, dünya ülkelerinde düğün vb. özel anı fotoğrafçılarında üç temel tarz gözükmektedir. Geleneksel tarz, fotojurnalist tarz, ve ikisinde etkisini görüldüğü esnek fotojurnalist tarz.
Fotoğraf, Mustafa Turgut'a aittir.
Geleneksel tarz
Bu tarz, fotoğrafçılar siyah-beyaza sıkı sıkıya bağlıdırlar, fakat renkleri fotoğraflarında çok iyi kullanan ve bundan hoşlanan ve asla bir listeyi sıkı sıkıya takip etmeyen fotoğrafçılardır. Şaşırtıcı derecede cesur ve rahat; olabildiğince belgesel çalışırlar. Neredeyse her önemli anı gösteren bu belgesel tad ve tarz şaşırtıcı hikaye albümlerin oluşmasını sağlar. Fakat geleneksel aileler bu tarz bir fotoğrafçıdan hoşlanmayabilirler, çünkü geleneksel portreleri, grup aile fotoğraflarını çekmek istemezler.Yani geleneksel fotoğrafçıların aksine
can sıkıcı poz verdirilmiş fotoğraflardan hoşlanmazlar. Fotojurnalist tarzı benimsemiş bir fotoğrafçı çok hızlı çalışır. Fakat onların enstantene fotoğrafçısı olduğu kuşkusuna kapılmayın, onlar an fotoğrafçılarıdır. Ansal farklılıkları, hem bir fotomuhabiri hem de amatör fotoğrafçının gözüyle görebilirler. Çalışma zamanına bağlı olarak, çok sayıda fotoğraf üretmeleri beklenir. Müşterinin tarzınıza uygun olarak çok hızlı ve çabuk çalışabilirler. Tutarlı kalite ve tarza sahiptirler. Müşterinin isteğine bağlı olarak sürecin tamamında ve burnunun dibinde çalışabilirler. “
Esnek fotojurnalizm
Düğün fotoğrafçılığının en zor ve zahmetli olanı sayılabilir. Bu tarzda fotoğrafçılar, hızlı ve çabuk hareketlerle ani karar veren bakışla fotoğrafı çekmeleri gerekir. Bu tarz fotoğrafçılar geleneksel fotoğrafçılar gibi
kuralcı, fotojurnalistler kadar özgür değillerdir. Bu tarz, ikisinin arasında bir tarzdır. İstediğiniz fotoğrafları, aile veya grup fotoğraflarını en iyi anları ve bölümleri ustaca birleştirerek hem geleneksel hem de sıra dışı fotoğraflar çekerler. Detay, ifade ve aksiyonlarla ilgilenip,bireylerin rahat poz
vermelerine sağlarlar. Gerektiğinde modele hissettirmeden poz vermelerine yardımcı olabilirler.
Genel olarak elde taşınan kameralarla, (tele zoom ve geniş açı zoom lenslerle) hızlı çalışabilirler.Bu yüzden de doğal ortam, doğal ışık ve dış mekanları tercin ederler. Konuklarla istenebilecek son dakika fotoğraflarının çekimini de rahatça
gerçekleştirirler. Genellikle iki tarzında etkileri bulunduğu için çiftler bu tarz fotoğrafçılar tercih ederler.. Bu tarz fotoğrafçılar müşterilerinden bir fotoğrafçılık planı yapmalarını beklerler. Bu tarzların tercihi müşterinin isteği
doğrultusunda olacaktır. Ancak kişinin kendi stilini oluşturması da müşterilere yön verecektir. Sizin tercih ve tarzınızın da müşterinin sizi tercih etmesinde etkili olacaktır.
Bölgesel Farklılıklar
Anı fotoğrafçılığı bölgeler arasında çok büyük farklılıklar göstermektedir. Gerek yurt içi farklılıklar gerekse uluslararası farklılıklar göze çarpmaktadır. Bu farklılıkları, kültürel anlayışlarla parelel düşünmek gerekir.
İnsanların yaşam tarzı, anlayışları, gelecekten beklentileri farklı olduğundan doğal olarak, her şeyde olduğu gibi anı fotoğrafçılığında da farklılıklar olacaktır. En basitinden taşrada yaşayan insanın fotoğrafa yaklaşımıyla, şehirde yaşayan insanınki farklı olacaktır. Örneğin; bir Anadolu köyünde doğum günü kutlanmaz, doğum günü kutlamayı da çok anlamlı bulmazlar. Ancak şehirde tam tersi bir anlayış hakimdir. Şehirde doğum günü kutlamak genel bir beklenti gibidir.
Ya da köyde yapılan bir düğünde öylesi bir fotoğraf çekimi (her zaman değil, bazen hiç fotoğraf çekilmez) ile geçiştirilirken, şehirde fotoğraf çekimleri özeldir. Hem stüdyoda gelinlikli fotoğraf çektirilirken hem de düğün salonu ya da nikah salonunda fotoğraf çektirilir.
Taşradan askere giden bir genç, ilk fırsatta asker elbisesiyle fotoğraf çektirip ailesine gönderirken şehirde büyüyen genç için bu kadar büyük önem taşımaz. Köyde yetişen insanımızın anılarıyla ilgili fotoğrafı çok olmazken mutlaka askerlikle ilgili anı fotoğrafı vardır. Şehirde yaşayan insanlar için ise mezuniyet töreni daha fazla ilgi çeker, hem de kepli fotoğraf çektirmeye özen gösterirler. Bu farklılıklar ve önem derecesi ülkemizin genelinde
değişiklikler gösterir. Durum bizde böyle iken dünya ülkelerinde nasıldır?
Avrupa’ da yaşayan insanlarda anı fotoğrafı daha fazla önemsenmekte, hatta belki de aktivitelerin en önemli ayağını oluşturmaktadır. Örneğin, İngiltere’de bir düğün töreninde fotoğraf çekimi en önemli unsur olarak karşımıza çıkar.
Organizasyonun her noktasında fotoğrafçı bulundurup, gelinin hazırlanmasından, damadın giysisine kadar her anın fotoğrafını çektirmek isterler. Bazen fotoğrafçılar senaryosunu bile yazar.
Bütün hazırlıklar fotoğraflanıp, gelinle damadın kiliseye ya da nikah mekanına
gelişleri,. papazın karşısında duruşlar, yüzük töreni, öpücük sahnesi. Nikah sonrası gelinin çiçeğini fırlatması, nedimelerin havaya zıplamaları, damat ve arkadaşlarının havaya şapka fırlatmaları, arkasına teneke kutular bağlanmış gelin arabası, davetlilerin evli çifte bakışları ve kutlamalar. Nikahtan öncesi ve sonrası çiftlere ait özel fotoğraf çekimleri yapılır. Nikah salonu ve çevresinde, parklarda, bahçelerde deniz kıyısında, tarihi eser çevresinde ve o şehre
ait izler taşıyan mekanlarda olabildiğince doğal ortamlarda çevre ile bütünleşmiş olarak çekim yapılır.
Bütün bu süreçte önemsenen unsur doğal olmasıdır. Bütün bu özel ve doğal çekimler düğün gününü ileride güzel bir anı olarak anımsanmasını sağlar.
Portrecilik ve özel gün fotoğrafçılığı, gelişmiş ve özellikle “güzel sanatların” yaşamın içerisinde yerini çok rahatlıkla bulduğu ülkelerde, kendi başına bir sektör haline gelmiştir.
Bu konuda eğitim veren resmi ve özel eğitim kurumlarının (kolejler, üniversiteler ve özel atölyeler) oluşması, sadece bu alanda çalışan fotoğrafçıların yetişebilmesini sağlamıştır.
Türkiye’deki durum ise dünyadaki gelişiminden farklı olmuş ve bu şekilde sürüp
gitmektedir. Fotoğrafın icat edildiği yıllarda bu yeni sanat birçok yeniliklerde olduğu gibi o zamanki idareyi korkutmuş ve icadından çok zaman geçtikten sonra ülkemize girmiştir.
Gayrimüslim portreciler tarafından icra edilmeye başlanmıştır. Türkiye'nin ilk fotoğraf okulu
olan Fotoğraf Enstitüsü'nün kurulması, fotoğrafın bulunuşundan bir buçuk asır sonra, dönemin fotoğrafçılarının da çabalarıyla gerçekleşmiştir.
Özel atölye girişimleri, yakın bir geçmişte özverili fotoğrafçılar tarafından
başlatılmıştır. Ekonomik koşullar, sektörün uzun yıllar malzeme sıkıntısı çekmesine neden olmuş, dünya ile bütünleşmesini güçleştirmiştir. Doğal olarak uzun yıllar stüdyolar, düğün fotoğrafçılığı ile ilgili gelişme ve farklı yaklaşımlardan habersiz, sadece stüdyoda çalışmışlardır.
Ülkemizde de buna benzer anı fotoğrafları çekilmeye başlanmıştır ancak çok da
yaygın değildir. Bu konuda isim yapmış olan fotoğrafçılardan Mustafa Turgut ve bir kısım fotoğrafçımız Avrupa tarzında fotoğraflar çekmektedir.
Gerçekte bu türde çekim yapma konusunda ülkemiz çok büyük zenginliklere sahiptir.
Teknolojik Gelişimlerin Etkileri
Teknolojik gelişmelerin etkisi, özellikle amatör fotoğrafçılar açısından çok etkili
olmuştur. Teknolojinin gelişimine parelel olarak özellikle makine fiyatları ve malzeme maliyetlerini olumlu yönde etkileyip alternatifler oluşunca, her evde bir fotoğraf makinesi bulundurmak bir zorunluluk haline dönüşmüştür. Fotoğrafa yaklaşımı ve ekonomik durumuna göre basit bir makine ya da kaliteli bir makine bulundurmak temel zorunluluk olmuştur. Tabi yine kişilerin kültürel yapısı bu sonucu etkilemektedir. Hepsinde ortak hedef anı fotoğrafı çekebilmektir.
Bir de anı fotoğrafından para kazanmayı amaçlayan fotoğrafçılar ve stüdyolar vardır. Bunlar olabildiğince kaliteli, gelişmiş makineler, araç gereçler kullanır ve bulundururlar. Teknolojinin bütün olanaklarından yararlanıp en kaliteli fotoğrafları çekerek daha fazla para kazanmayı hedeflerler. Çünkü gelişen teknoloji, beraberinde rekabeti de getirmektedir. Aynı zamanda teknolojinin gelişimiyle birlikte, özellikle ülkemizde 1980’ lerden sonra anı fotoğrafçılığında da çok büyük değişiklikler olmuş, hem anlayış, hem de gereksinim olarak
değişimler gerçekleşmiştir.