Neler yeni

Yeni mesajlar Yeni konular En çok mesaj En çok tepki En çok görüntülenen

Geleneksel Türk Ebru Sanatı

blueden

Kreatif Stratejist
👑Efsanevi Grafiker👑
Katılım
26 Şub 2008
Mesajlar
7,264
Tepkime puanı
176
Geleneksel Türk Ebru Sanatı

ebru_sanat_1.jpg

Geleneksel Türk Sanatlarından, ebru, yoğunlaştırılmış su üzerine toprak ve toz boyalarla resim yapma sanatıdır. Koyulaştırıcı bir madde ile kıvamı arttırılmış suyun üzerine, içine öd katılmış, suda erimeyen boyaların serpilmesi ve su yüzeyinde meydana gelen şekillerin bir kağıda geçirilmesiyle yapılır.

Ebru türleri​

* Battal ebru : Su üzerine serpilen boyalara hiçbir müdahale olmaksızın yapılan ebru
* Gelgit ebru : Battal ebrudan sonra, önce enlemesine ,boydan boya, daha sonra yukarıdan aşağıya çizgiler çekildiğinde elde edilen ebru
* Şal ebru : Gelgit ebrudan sonra çapraz çizgiler çekilerek elde edilen ebru
* Somaki ebru
* Taraklı ebru
* Bülbül Yuvası
* Çiçekli ebrusuk
* Hafif ebru
* Koltuk ebrusu
* Hatip ebrusu
* Yazılı ebru :
* Akkase ebru : "Akkase" (عاكسه), "yansıma" veya "kalıp" manesidir. "Aks" (عكس) "negatif" Arapca dilde asli ve şimdi Farscadan Türkce'ye geldi. Bir oyma kağıti kalıp veya Arap zamkı kullanılarak ebrunun figür ya da yazı şeklinde kapatılan yerlerinin ebru almaması sağlanarak yapılan figüretif ebru türü.
* Kumlu ebru : Yüzey gerilimi düşük bir teknede, sürekli aynı noktaya boya damlatarak yapılan ebru çeşidi.
* Neftli ebru : Battal ebru türünde tekneye atılan son boyanın içine neft katılarak yapılan ebru çeşidi.

Ebru malzemeleri ve ön hazırlık

Kitre​

Ebru yapımında kullanılan suyun belli bir yoğunluğa sahip olması ve özel olarak hazırlanan boyayı üzerinde tutabilmesi gerekmektedir, her hangi bir suyla ebru yapılamaz. Ebrunun suyuna bu özelliği veren maddenin ismi kitredir. Kitre, Türkiye'nin güney ve güneydoğu bölgelerinde kırlarda yetişen yabani bir dikenin özsuyudur. Köylüler kırlarda geven dikeninin gövdesine bıçakla çizik atar, birkaç gün beklerler. Bitkinin özsuyu çizik bölgeden akar ve kurur. Bir ağaç kabuğuna benzer görünüm alır. Bu kabuklar tek tek toplanır. Kabuk şeklinde olan kitre aktarlarda satılmaktadır. Ebrunun suyu hazırlanırken musluk suyunun içine belli ölçülerde kitre konulur. Su ağzı kapalı bir kapta bu şekilde bir süre bekletilir. Belli zaman aralıklarıyla çalkalanarak eriyen kitre özünün dağıtılması gerekir. Suyun yeterli yoğunluğa ulaşmasından sonra, içinde kalan erimemiş kitre kalıntılarını ayırmak için, ebru suyu iyice süzülmelidir.

Kitre ebru yapımında kullanılan, suyun belli bir yoğunlukta olması için suya karıştırılan maddelerden biridir. Ünlü Ebrucu Sacid Okyay ebru yapımında en iyi sonucu salebin verdiğini ancak kitrenin daha ucuz olması sebebi ile kitre kullandığından bahseder.

Ebruda boyalar​

Ebruda boya hazırlamak için özel bir hazırlık gerekmektedir. Ebruda çok çeşitli özellikte boyalar kullanılmıştır. Günümüzde bitkisel esaslı lahor, demir oksitler, oksit yeşil ve çeşitli sentetik-organik boyalar kullanılmaktadır. Toz pigment mermer veya cam tezgah üzerinde suyla ezilmelidir. Hazırlanan boyanın içine kasaptan alınan öd suyu eklenerek karıştırılarak bir süre bekletildikten sonra kullanılır. Boyanın içine katılan öd, boyanın yüzey gerilimini arttırarak yayılmasını ve şekil verilecek hale gelmesini sağlar; ne kadar çok katılırsa boya o kadar çok yayılacağından eklenen öd miktarına dikkat edilmelidir.

Fırça, tarak, bız​

Kullanılan fırçalar geleneksel ebrucuların kullandığı şekilde atkılı ve kuru ağaç dallarından imal edilebilir ya da ebru için satılan fırçalardan alınabilir. Ebru yapımında kullanılan diğer malzemelerden tarak ve bız ise evde imal edilebilir ya da tığ şiş gibi bir çok araçla ikame olunabilir. Ebru için hazırlanmış tekneye aktarılan özel sudaki hava kabarcıkları "bız" denilen ve figür yapımında da kullanılan araçla alınmalıdır. Aksi takdirde kabarcık olan bölümde boya dağılamaz ve ebrunun alınacağı baskı yüzeyinin fonrengi yüzeyde leke şeklinde kalabilir.

Tarihçe​

Ortaya çıkış yeri ve tarihine ilişkin kesin bir delil bulunmamaktadır. Ancak, köklerinin 9. ve 10. yüzyıla kadar uzandığı varsayılmaktadır. Bilinen o ki, bu sanat, kağıdın tarih sahnesine girmesiyle gelişmiştir. Çin'de liu-şa-cien, XII. asırdan itibaren Japonya'da suminagaşi ve beninagaşi isimleriyle sulu vasatta yapılan bir takım çalışmaların mevcudiyeti, daha sonraki asırlarda Çağatay Türkçesi'yle ebre (ابره) adını alarak Türkistan'da ortaya çıkan bu sanatın tarihi gelişimi hakkında, müphem de olsa bir fikir vermektedir. Türkistan'dan en geç XVI. asır başlarında İpekyolu'nu takiben İran'a geçişinde ebri (ابری) olarak isimlendirilen bu sanat, görünüşüyle gerçekten bulut kümelerine benzer şekiller taşıdığından, buluta nisbet ifade eden bu Farsça ismi doğrulamaktadır. Osmanlı ülkesinde de revaç bulan aynı isim, telaffuz zorluğundan son yüzyılda Türkçe'de ebru'ya dönüşmüştür. Galat olmakla beraber, kaş gibi şekiller de ihtiva ettiğinden, bu sanata ebru denilmesi bir çelişki sayılmamalıdır; çünkü ebru kelimesi Farsça'da kaş manasına gelmektedir. XVI. asır ortalarında Mir Muhammed Tahir (میر محمد طاهر) tarafından Hindistan'da yapılmaya başlandığı rivayet olunan ebruculuk, buradan İran'a ve sonra da İstanbul'a kadar yayılmıştır. Aynı yüzyılın sonlarında, İstanbul'dan Avrupalı seyyahlar tarafından kendi memleketlerine götürülen ebru kağıtları önce Almanya'da, sonra da Fransa ve İtalya'da mermer kağıdı veya Türk mermer kağıdı, hatta sadece Türk kağıdı adıyla tanınıp benimsenmiş ve oralarda da yapılmaya başlanmıştır. Zaman içinde İngiltere ve Amerika'ya da yayılan ebru kağıdı, her ülkenin sanat anlayışına göre bir başkalık gösterir. Bunda, kullanılan değişik malzemenin de rolü olmalıdır. Belgelenen en eski ebru örneği 16. yüzyıla aittir. Kağıdın süslenmesinde, kıt'a ve levhaların iç ve dış pervazlarında, yazma ciltlerinde yan kağıdı olarak sıkça kullanılmıştır.

Ebru hakkında Türkçe kaleme alınmış bilinen en eski eser, 1615’ten sonra yazılan "Tertib-i Risâle-i Ebrî" (ترطيبِ رسالهِ ابری) adlı yazma kitapçıktır. Günümüzde bilinen ebru tarzındaki eserler ilk kez Orta Asya - Osmanlı coğrafyasında ortaya çıkmıştır. Ebrunun tarihi ile ilgili olarak sayın Uğur Derman (Türk Santında Ebrû), tarihi kestirilebilen en eski ebru olarak, üzerinde Mâlikî Deylemî’ye ait bir kıt’anın bulunduğu ve Gürcistan’da yazılmış olan 1554 tarihli bir ebruyu gösterir. Bu ebrunun, hafif ebru olarak yapılmış olması ve hafif ebrunun ancak belli bir ustalaşmadan sonra yapılabildiği gözönüne alınacak olursa, ebrunun orijinin çok daha eskilere dayandığı düşünülmektedir.

Osmanlı döneminde başlıbaşına bir sanat ve iş kolu olan ebruculuk, 20.yüzyıl başlarına gelindiğinde unutulma noktasına gelmiştir. Bu sanatın tekrar hayat kazanması, ebru sanatına 'çiçekli ebru'yu hediye eden büyük sanatçı Necmeddin Okyay sayesinde olmuştur. Okyay'dan sonraki büyük merhale Mustafa Düzgünman'dır. Mustafa Düzgünman'ın talebelerinden Niyazi Sayın, Sabri Mandıracı,Timuçin Tanarslan,Alparslan Babaoğlu,Fuat Başar bu sanatın yeniden yaygınlaşmasında büyük gayret sarfetmişlerdir.

Tarihteki ebru ustaları.​

Ethem efendi, Sacid Okyay, Mehmet Necmedin Okyay, Mustafa Düzgünman

Günümüzde bilinen ebru ustaları;​

Timuçin Tanarslan, Alparslan Babaoğlu, Fuat Başar, Köksal Çiftçi, Yılmaz Eneş, Recep Aydın Güleç, Sabri Mandıracı, Sedat Altınöz, Hüseyin Yalçınkaya, Füsun Arıkan, Hikmet Barutçugil, Hicabi Gülgen, Mukadder Kavas Siviloğlu, A.Burhan Ersan, Nilgün Çevik, Beki Almaleh, A.Mahmut Peşteli, Mehmet Selim Saygılı

Alıntıdır...

Geleneksel Türk Ebru Sanatı' ndan Örnekler



ebru_sanat_2.jpg


ebru_sanat_3.jpg


ebru_sanat_4.jpg


ebru_sanat_5.jpg


ebru_sanat_6.jpg


ebru_sanat_7.jpg


ebru_sanat_8.jpg


ebru1.jpg


ebru2.jpg


ebru3.jpg


ebru4.jpg


ebru8.jpg


ebru9.jpg


ebru11.jpg


ebru14.jpg
 

deepfreezee

🌱Yeni Üye🌱
Katılım
3 Ara 2007
Mesajlar
3
Tepkime puanı
0
işte budur gerçekten çok heyecan verici paylaşım için teşekkürler
 

Ebru ANIL

🏆Pro Tasarımcı🏆
Katılım
4 Ağu 2007
Mesajlar
537
Tepkime puanı
39
güzel bir paylaşım olmuş teşekkürler
saygılarımla...
 

oktaycon

🏅Acemi Tasarımcı🏅
Katılım
18 Kas 2008
Mesajlar
30
Tepkime puanı
0
Harika paylaşım için teşekkürler
insanın gözlerinin pası siliniyor bu güzellikler karşısında
 

grafiker.iso

🏅Acemi Tasarımcı🏅
Katılım
19 Kas 2007
Mesajlar
81
Tepkime puanı
1
Paylaşım için teşekkürler.
Ebru sanatının menşei hakkında "Kalem Güzeli" adlı eserde farklı bir görüş mevcuttur.
Farsça olan Ebru kelimesi=bulutumsu anlamı taşımaktadır. Yine Farsça olan AB=Su ve RUY=YÜZ kelimelerinin Osmanlı sanatkarlarının Osmanlıcaya ABRUY=SUYÜZÜ diye isimlendirmeleri sonucu ortaya çıkmıştır. ABRUY>EBRU şeklinde literatüre geçmiştir.
 

senem sevtap

🌟Usta Tasarımcı🌟
Katılım
29 Ağu 2008
Mesajlar
331
Tepkime puanı
17
Büyüleyici çalışmalar, paylaşım için teşekkürler
 

benyez

🌱Yeni Üye🌱
Katılım
20 Ağu 2008
Mesajlar
1
Tepkime puanı
0
Merhaba, 3 yıldır ebru sanatıyla amatörce uğraşıyorum.Yukarıdaki ebrulardan ilk 4 tanesi yani karanfil, lale,karanfil ve gelincikli ebrular pek olmamış.Battal ebrular iyi ama sanırım farklı kişiler yapmış onları.Geleneksel ebruda bir kişi belli bir seviyeye gelmeden ebrunun üstüne adını yazmaz.
Arkadaşımızın ilerleyen zamanlarda daha güzel ebrular yapmasını ve burada göstermesini istiyorum.
İlgilenen arkadaşlar için 3 Ebru sanatçısının sitesinin adresini veriyorum.Gözünüz gönlünüz açılsın inşaallah.
Yılmaz Eneş, geleneksel ebru, ebru sanatı, Ebru Atölyesi, gül baba
Mahmut Peşteli Resmi Sitesi, ebru, ebru sanati
index
 

gece_ay_isigi_

🌟Usta Tasarımcı🌟
Katılım
28 May 2008
Mesajlar
449
Tepkime puanı
2
paylaşım için teşekkürler heralde tasarımın anası olmalı :)
 

GRAFİMERVE

♾️Grafik Gurusu♾️
Katılım
18 Nis 2008
Mesajlar
1,554
Tepkime puanı
41
Yaş
35
paylaşım için teşekkürler bu sanata ayrı bir ilgim var zaten ama yapmak nasip olmadı
 

hop

🌱Yeni Üye🌱
Katılım
20 Mar 2009
Mesajlar
3
Tepkime puanı
0
merhaba,

ben foruma yeni üye oldum ve kime sormam gerektigini bilmiyorum. mezuniyet projem icin türk islam sanatlarinda kullanilan motiflerin ne anlama geldiklerini açıklamam gerekiyor. Bu bilgilere sizce nasil ulasabilirim? simdiden tesekkurler.
 

9A freedesign

🌱Yeni Üye🌱
Katılım
20 Mar 2009
Mesajlar
15
Tepkime puanı
0
Bir dönem ilgilendiğim, içinde olduğum sanat dalı fakat yıllardır yapamıyorum ve çok özlüyorum.
 

blueden

Kreatif Stratejist
👑Efsanevi Grafiker👑
Katılım
26 Şub 2008
Mesajlar
7,264
Tepkime puanı
176
merhaba,

ben foruma yeni üye oldum ve kime sormam gerektigini bilmiyorum. mezuniyet projem icin türk islam sanatlarinda kullanilan motiflerin ne anlama geldiklerini açıklamam gerekiyor. Bu bilgilere sizce nasil ulasabilirim? simdiden tesekkurler.

Konu olarak açacaktım fakat, genel bir başlık bulamadım.
Belki aşağıdaki bilgiler size yardımcı olabilir.

SÜSLEMENİN OLUŞUMU VE MOTİFLERE ŞEMATİK BİR BAKIŞ

Süsleme genel anlamda şöyle tarif edilebilir: Resim san’atının bir kolu olup, belirli bir yerin, eşyanın, abidenen daha da güzelleştirilmesi için üslûplanmış şekil, renk ve motiflerle değerlendirilmesidir. Demek ki ana teması desen, deseni de oluşturan motiflerdir. Türk Süslemesinin zenginliği motif çeşitlerinin bolluğu ve motiflerinin son derece estetik bir yapıya sahip oluşlarından ileri gelmektedir. Yüzyıllar boyu devam eden geleneklerle yoğrulmuş olarak dekoratif sanatlarımızın ileri bir düzeye ulaşmasını sağlamışlardır. Bu denli bir oluşumun enderlerinden birini de Türk sanatkârının, dini yasaklar nedeniyle resim ve heykel sanatlarında kısıtlandığı için, benliğini süsleme sanatları kanalıyla korumaya çalışmasında aramak gereklidir. Hayal gücünü bu sahalarda sürdürerek bazen ileri derecede bir stilizasyona , bazen ise soyutlamağa kadar giden, modası geçmeyen yapıtlar meydan getirmiştir. Örneğin: Selvi ağacı motifinin yanısıra, aynı büyüklükte bir gül motifini işleyerek ölçü birimini ortadan kaldırası gibi. Ayrıca süslemede, doğanın güzelliği ve verdiği ilhamı göz önüne alınacak olursa, yüzyıllar boyu kendilerine en güzel yöreleri yurt edinen Türk insanın, gerçek bir sanatçı olarak, doğayı aynen taklit etmek yerine onu üslûplandırarak uygulamayı doğru bulduğu görülür.

Türk motifleri, tahminlerin üstünde geniş bir konudur. Kendi çalışma ve araştırmalarımızın oranında bu binbir çeşit motifleri ve oluşturdukları desenleri, on ana kol altında yorumlamayı ve programlamayı uygun buluyoruz.

I- Bitkisel motifler
II- Hayvansal Motifler
III- Geometrik ve sembolik motifler
IV- Geçmeler
V- Mimarî ve insan yapısı formlardan esinlenen motifler
VI- Doğadan stilize edilen motifler
VII- Barok, ampir ve rokoko motifler
VIII- Yazının dekor ve motif olarak kullanılması
IX- İnsan, giysilerinin ve takılarının motifleri

Verilen her bir kol hakkında ayrıca birer albüm hazırlamak mümkündür. Ancak burada bunlardan kısaca bahsederek yalnızca ana şemasının verilmesi ile yetinilecektir.

I- Bitkisel Motifler

Süslememizin en yaygın bir kolu olup çok zengin ayrıntılar halinde bulunurlar. Başlıca dört grup altında toplanabilirler.

A- Çiçekler: Yine üç alt gruba ayrılırlar:

1- Hataî (Hatâyiler) : Bunlar süsleme sanatının başlıca desenleri arasında en önemli türlerinden biri olarak çoğu kez çiçeğin kökeni belli olmayacak derecede stilize edilmişlerdir.

2-Doğaya yakın olarak stilize edilmiş çiçekler:

a- Uygulandıkları sahaların zorunlu kıldığı tekniklere göre uygun özellik taşıyanlar. Örneğin kalem işlerindeki çiçekler ile tahtaya, taşa oyulan veya kumaşa işlenen, halıya dokunan çiçek motiflerinde belli ayrıcalıklar görülür.

b- Çiçek çeşitleri: Özellikle lâle, karanfil, haşhaş, gül, sümbül, haseki küpesi, menekşe, nergis vs. gibileri, gelmiş geçmiş sanatkârların elinde bin bir şekle bürünmüşlerdir. Örneğin lâle motifini ele alalım: İstanbul’da bulunan abidelerimizin yalnız duva^r çinilerinde 312 çeşit lâle motifi saptanmıştır. Eski mezar taşlarında bulabildiğimiz değişik lâle gormları 350 nin üzerindedir. Kumaşlarda ve işlemelerde ise 585 çeşit sayılmıştır.

c- Kullanılan teknik üslûblara göre değişik görünüm kazanmaları. Örneğin: gül motifi taş oymada üç buutlu oyulduğu ve natüralist bir görünüşe sahip olabildiği gibi, tek düzeyde oyulup geometrik bir şekile de bürünmüştür. Örneğin: gül, kâğıda tezhiplendiği zaman, akıtma, noktalama veya tarama üslûblarına göre farklı görünüştedir.

3- Minyatür çiçekler: Eskilerin “Şükûfe tarzı” olarak adlandırdıkları ve natüralist özellikleri olan bu üslûp, özellikle onsekiz ve ondokuzuncu yüzyıllarda benimsenmiş bir süslemedir. Vazolu, vazosuz buketler, tek çiçekler gibi bir çok kısımlara ayrılırlar.

B- YAPRAKLAR: Stilize yapraklar, doğal görünüşte olanlar, tek dilimler, üç dilimli olanlar (Seberk), beş dilimli olanlar (Pençberk), çok dilimli olanlar, birbirlerine sarılmış yapraklardan meydana gelen terkipler (Sadberk), tatbik edildiği sahaların teknik zorunluluğuna uygun özellikleri olanlar, hançer ve geometrik yapraklar gibi pek çok kısımlara ayrılırlar.

C- AĞAÇLAR: Yapraklarda ve çiçeklerde olduğu gibi pek çok çeşitleri olan ağaç örneklerinin Türk süslemeciliğinde önemli bir yeri vardır. Özellikle beş çeşit ağaç süslemesine çok sık tesadüf edilmektedir. 1) Selvi ağacı 2) Hurma ağacı 3) Hayat ağacı 4) Meyveleri belirtilen meyve ağaçları 5) Çiçek açmış ağaçlar.

D- YEMİŞ VE MEYVELER: Diğer bitki motiflerinde olduğu gibi bu grup da çok zengindir. Onsekizinci yüzyıla kadar nispeten seyrek, daha sonraları çok yaygın şekillerde kullanılmışlardır. Bunların arasında özellikle üzüm ve nar motiflerini, sembolik anlam kazanarak çok benimsenmiş oldukları görülür.

II- HAYVANSAL MOTİFLER

Bitkisel süsleme kadar hayvanlardan ilham alınarak yapılan süsleme, Türk mimarisi ve el sanatlarına, özellikle onaltıncı yüzyıla kadar hakim olmuştur. Bu yüzyıl ile birlikte bitkisel süslemenin yanında yardımcı motif olmaya başlar ve onsekizinci yüzyılda da tamamen kaybolup gider. Hayvansal süslemeyi üç alt grupa ayırıyoruz:

A- YALIN HAYVAN FORMLARI.

Onbeşinci yüzyıla kadar mimaride olsun diğer sanat dallarında olsun çeşitli hayvan şekillerinden veya ayrıntılarından yapılan süslemenin çok benimsenmiş olduğu görülmektedir. Anadolu Selçuklu abidelerinde, bunların en nefis örnekleri bulunur. Başlıca iki grup altında toplanmaktadırlar:

1- Efsanevî veya mitolojik hayvan motifleri. a- Harpiler: Yarı insan yarı hayvan şeklinde yapılan bu yaratıklar gök, kara ve deniz harpisi olarak üç şekilde oluşurlar. b- Zümrüd-ü Anka veya Simurg adları ile tanınan efsanevî kuşlar. c- Ejderler (Ejderhalar)

2- Stilize hayvan motifleri.

a- Kuşlar : Bu grubun en sık kullanılmış olan motifleridir. Özellikle kartal ve güvercin Selçuklular döneminde çok benimsenmiştir.

b- Aslan, kaplan, kurt ve boğa gibi vahşi hayvanlar

c- At, geyik, tavşan, keçi gibi hayvanlar

d- Balık ve diğer deniz hayvanları

B- RÛMİLER : Hayvanların kanat, bacak ve bedenlerinin stilize edilmiş şekillerinden oluşan ve kökenleri Orta Asya’ya dayanan çok yaygın bir Türk Süsleme elemanıdır. Rûmilerle yapılan dekorlar başlı başına bir üslûb doğurmuştur. Pek çok çeşitleri vardır. Rûmiler ileride tekrar ele alınacaktır.

C- SELÇUKLU MÜNHANİLERİ : Onbeşinci yüzyıla kadar çok kullanılmış, sevilmiş ve üslûblanmış zengin bir motif çeşididir. Özellikle el yazması kitap süslemesinde çok kullanıldığı görülür. Rûmilerin ayrıntılarından oluştuklarını kanıtlayan Orta Asya Uygur freskleri mevcuttur.

III- GEOMETRİK ve SEMBOLİK MOTİFLER

Yüzyıllar oyu en sık ve ayrıntılarla kullanılmış desen türlerinden biri de şüphesiz geometrik kurallara dayanmaktadır. İslâm felsefesi ile iyi bağdaşması ve soyut anlama ulaştığı için Türkler, özellikle Arap âleminden aldıkları bu süslemeyi kendi görgü ve yorumları ile yoğurarak ilginç dekorlar yaratmışlardır. Bu kolu iki bölümde programlamak mümkündür:

A- GEOMETRİK MOTİFLER : Geometri kurallarına ve ölçülerine uyularak stilize edilen kesin motifler bu grubu oluşturur. Geometrik ağlar, daire, üçgen ve poligonlar gibi.

B- SEMBOLİK MOTİFLER: Bilinçli veya bilinçsiz belli bir anlatımı olan motifler bu bölümde toplanmaktadır. Herhangi bir şeyi simgelemek amacı ile kullanılan veyahut belirli bir fikri uyandıran şekillerdir. Türk süslemeciliğinde bu tarzda kullanılan pek çok motife rastlanır. Araştırıldığı zaman, kökenlerinin pek eski medeniyetlere ve inançlara dayandığı görülür. Serbest ve müstakil şekillerde oldukları kadar, geometriye ve sayılara dayananları pek çoktur.

IV- GEÇMELER Eski adı ile zencerek olarak anılan bu desenlerin binlerce çeşidi vardır. Zincirleme halkaların devamı şeklinde oluşurlar. Her yüzyılda sevilmiş, kullanılmış ve zamanın modasına göre üslûplanmışlardır. Kenarsuyu (Bordür) ve yalın hallerde olmak üzwere iki büyük bölüme ayrılırlar.

V- MİMARİ VE İNSAN YAPISI FORMLARDAN ESİNLENEN MOTİFLER

A – KABLAR:

1- Vazolar – çiçeklikler : Her türlü Türk süslemesinde onbeşinci yüzyıldan itibaren çiçek motiflerini bir düzeye yerleştirme amacı ile şekil alan vazo motifleri pek boldur.

2- Kandil ve şamdanlar : Özellikle mezar taşlarında çok kullanılan ve ışığı sembolize eden bir motif türüdür.

3- Tabak ve diğerleri : (Örneğin: İbrik, gülabdan, buhurdan vs.)

B – BİNA DESENLERİ : Özellikler onsekizinci yüzyılda moda olmuş ve süslemeye girmiştir. İşlemede, tezhipte ve taş süslemesinde çok rastlanır. Dini binalar (cami, mescit) sivil binalar (evler, köşkler, yalılar) ve resmi binalar (saraylar, kasırlar, kaleler) olmak üzere üç bölüme ayrılırlar. Gerçekçi desenler olmakla beraber, stilize olmuş ve motifleşmiş tiplerine de rastlanmaktadır.

C – GEMİ VE KALYONLAR : Diğer motiflere oranla daha az kullanılmışlarsa da yine de pek çok çeşitleri görülmektedir. Özellikle onaltı ile onsekizinci yüzyıllar arasındaki Türk seramiklerinde çok görülürler. Arıca işlemede, minyatürde ve taş süslemesinde en ilginç örnekleri bulunur.

D – EŞYA MOTİFLERİ : Ev eşyası, savaş, meslekî ve gündelik gereçler, yerlerine göre süsleme desenleri olarak kullanılmıştır. Özellikle mezar taşlarında kişilerin sembolü olarak çok görülürler. ) Kese, kahve fincanı, tüfek, tabanca, okluk vs. gibi).

VI – DOĞADAN STİLİZE EDİLEN MOTİFLER

Hayvan ve bitki motiflerinin yanı sıra doğada var olan bir çok kavram süslememizde kullanılmıştır.

A- BULUT

B- GÜNEŞ – AY ve YILDIZLAR : Bunların bir kısmı belirli bir anlamı ifade eden semboller, diğerleri de süsleme amacı ile meydan getilmiş olanlardır.

C- DENİZ – AKARSU – DURGUN SU : Özellikle minyatür sanatında bu kavramının çeşitli şekillerde motifleştiği görülmektedir.

D- ATEŞ VE NUR MOTİFLERİ : Genellikle minyatür kompozisyonlarda çok uygulandığı ve ileri derecede stilize edilmiş pek çok çeşidinin belirli formlar halinde kullanıldığı görülür.

VII – BAROK, AMPİR VE ROKOKO MOTİFLERİ :

Batı etkisi ile onyedinci yüzyılın ikinci yarısından itibaren Türk Süslemesi değişime uğrar ve bu yeni moda eski motiflerle birleşerek “Türk Rokokosu” adı verilen bir üslûbu ve yeni motiflerini oluşturur.

VIII – MOTİFLERİN BELLİ FORMLAR İÇİNDE ELEŞTİRİLMELERİ

Yukarıda belirtilen bütün motifler, bazen yalnız bazen bir asırda, belli şekiller içinde bütünlük kazanarak bir kompozisyonu meydana getirir. Bunları ayrıca eleştirmek gereklidir.

A – ROZETLER : Dairesel anlatımları olan bu örneklerin bazıları yerlerine göre sembol olmuşlardır. Hemen hemen her süslemeden kullanıldıkları için pek çok çeşitleri vardır. Kitap tezyinatında, gölçe, nokta, hizip gülü gibi çeşitli isimler alırlar.

B – ŞEMSELER : Oval formlar içinde oluşan bu örneklerin en yaygın çeşitleri cilt kapaklarında bulunur. Ayrıca onbeşinci yüzyıl tezhip sanatının en seçkin şekillerindendir.

C - KÖŞELİKLER : Üçgen formlarda oluşup, köşe boşluklarını süsler.

D – ALINLIKLAR : Süslenen eserin ön ve en üst kısmında yer alan bölümüdür. Devirlerine göre değişik özellikler taşırlar ve yerlerine göre de taç, tepelik gibi isim alırlar.

E – PANOLAR : Süsleme desenlerinin simetrik veya asimetrik tarzda oluşturduğu, bütünleşmiş bir kompozisyon görünümü taşıyan, yerine göre koltuk, köşelik vs. gibi çeşitli isimler alan, belirli formlar içinde dekore edilmiş tezyini parçalardır.

F- BORDÜRLER : Süslememizin en zengin bölümünü teşkil ederler. Hemen hemen her tür desenin değişik boyutlarda uygulandığı, dekore edilmiş dar ve uzun satıhlardır. Yerine göre pervaz, ulama, kenar suyu gibi isimler alırlar.

G- SÜSLEME AYRINTILARI

1- Tığlar, özellikle kitap süslemesinde kullanılır. Yapılan desenin bitiminde uygulanan bir yardımcı süslemedir.

2- Agraflar, kompozsiyonu güzelleştirmek amacı ile, özellikle Türkler tarafından benimsenmiş ve geliştirilmiş bir süsleme ayrıntısıdır.

XI – YAZININ DEKOR VE MOTİF OLARAK KULLANILMASI

Genellikle eski harfler bazı hallerde süsleme elemanı olarak da kullanılmıştır.

A – Resim şeklinde oluşturdukları vakit anlamlı bir kelime veya ibarenin kuş, hayvan meyve, çiçek, bina veya insan formları halinde biçimlendiği görülür.

B – Süsleme amacı ile harfler iri olarak hazırlanıp içleri belli motiflerle doldurulduğu gibi, bazı hallerde de yazının dışında kalan boşluklar yine motiflerle bezenmektedir.

X – İNSAN, GİYSİLERİ ve TAKILARI Yerine göre ileri derecede stilize, yerine göre üslûblanmış olarak süslemeye giren bu bölüm çok geniş bir kısmı kapsamaktadır. Ayrıca ele alınacağı için bu ufak albümün içine yer verilememiştir.
Dip not: Alıntıdır.​
 
Son düzenleme:

hop

🌱Yeni Üye🌱
Katılım
20 Mar 2009
Mesajlar
3
Tepkime puanı
0
ilginiz icin cok tesekkur ederim.
 

wwaslıww

👑Efsanevi Grafiker👑
Katılım
30 Ara 2008
Mesajlar
2,427
Tepkime puanı
58
en sevdiğim sanatlardan bir tanesidir çok güzel bir paylaşım olmuş teşekkürler canım
 
Üst