ALLAH ALLAH
Osman Yüksel Serdengeçti'ye sormuşlar:
- Konuşmalarında "Allah" kelimesini neden bu kadar çok kullanıyorsun?
Serdengeçti, kendisinden beklenen cevabı vermekte gecikmemiş:
- Allah Allah yahu, hiç haberim yoktu.
DENKLEMİN X’İ
1979'da BM Güvenlik Konseyi toplantısında Türkiye her zamanki gibi Kıbrıs Rumlarına “GKRY
(Güney Kıbrıs Rum Yönetimi)” diye hitap ediyordu. Rum temsilci Mavromatis buna kızdı.
"150 BM üyesi bizi Kıbrıs Cumhuriyeti olarak tanıyor. Sizin tanımamanız önemli değil" dedi.
Buna rahmetli büyükelçi Orhan Eralp'in o müthiş İngilizcisiyle verdiği cevap:
"Kıbrıs sorunu bir aritmetik toplama işlemi değildir. Bir cebir denklemidir. Bu denklemin 'x'i
de Türkiye’dir. Tüm dünya sizi tanısa bile Türkiye sizi tanımadıkça bu denklem çözülemez.
Şimdi kendinize isterseniz 'Kıbrıs Rum İmparatorluğu' bile diyebilirsiniz".
(Salonda gülüşmeler)
EVDE KILARDI
İsmet İnönü'nün dinden uzak bir hayat yaşadığını, Cumaları bile kılmadığını aralarında konuşan
gazetecilere bir basın toplantısında oğlu Erdal İnönü'nün açıklaması şöyle olmuş:
- Nereden biliyorsunuz? Babam Cuma namazlarını evde kılardı.
İĞNELEME
Bernard Shaw ile Churchill hiç geçinemez ve sık sık birbirlerini iğnelermiş. Bernard Shaw, oyununun
ilk akşamında, oyuna Churchill'i davet etmiş ve iki davetiyeye de bir pusula iliştirmiş:
"Size iki davetiye gönderiyorum. Bir dostunuzu alıp gelebilirsiniz.Tabii dostunuz varsa."
Churchill lâfın altında kalır mı, hemen cevap göndermiş:
"Maalesef o akşam başka bir yere söz verdiğim için oyununuzu seyretmeye gelemeyeceğim.
İkinci akşam gelebilirim, tabii oyununuz ikinci akşam oynarsa."
KITLIK
İngiliz Kralı seyahat ederken, yolu bir köye düşer. Mütevazi bir handa geceler. Yemek olarak da
bulduğu dört yumurta ile karnını doyurur. Hesabını sorunca, on altın isterler.
- Aman! der, kral. Burada yumurta kıtlığı mı var?
Han sahibi cevap verir:
- Hayır efendim. Yumurta boldur ama, kral kıtlığı var.
MADALYA
Bir gün Bismark, harpte yararlılık gösteren bir askere madalya takarken:
--Asker, yüz altın mı istersin, yoksa bu madalyayı mı?
Asker: -- Madalyanın kıymeti nedir? der.
Bismark: -- Maddi kıymeti aşağı-yukarı üç altın, diye cevap verir. Asker : -- Öyleyse
97 altınla madalyayı isterim! der.
MECLİS
Osman Yüksel'in milletvekili olduğu yıllardır. Birgün meclis kürsüsünde kendisine laf
atan vekillere dayanamaz ve:
-"Bu meclistekilerin yarısı eşektir!" der ve iner kürsüden.
Bunun üzerine meclis karışır ve herkes kendisinden sözünü geri almasını ister. Arkadaşlarının
da ricası ile tekrar kürsüye çıkar ve zekasını gösteren ve vekilleri rahatlatan şu sözleri söyler:
- "Bu meclistekilerin yarısı eşek değildir!"
NERESİ AKIYOR?
Kırkağaç Kaymakamlık binasının tamir gerektiği bildirilince, merkezden yazı gelmiş.
Nelerin aktığını, yegan yegan bildiriniz.
Aynı zamanda meşhur bir hicivci olan kaymakam Eşref, cevap yazmış.
- Muslukları hariç, her tarafı akıyor.
ZEHİRLİ KAHVE
Churchill, avam kamarasında konuşurken, muhalif partiden bir kadın
milletvekili, Churchill' e kızgın kızgın şöyle seslenir:
- "Eğer, karınız olsaydım, kahvenizin içine zehir karıştırırdım."
Churchill, oldukça sakin kadına döner ve lafı yapıştırır:
- "Hanımefendi, eğer karım siz olsaydınız, o kahveyi seve seve içerdim..
Osman Yüksel Serdengeçti'ye sormuşlar:
- Konuşmalarında "Allah" kelimesini neden bu kadar çok kullanıyorsun?
Serdengeçti, kendisinden beklenen cevabı vermekte gecikmemiş:
- Allah Allah yahu, hiç haberim yoktu.
DENKLEMİN X’İ
1979'da BM Güvenlik Konseyi toplantısında Türkiye her zamanki gibi Kıbrıs Rumlarına “GKRY
(Güney Kıbrıs Rum Yönetimi)” diye hitap ediyordu. Rum temsilci Mavromatis buna kızdı.
"150 BM üyesi bizi Kıbrıs Cumhuriyeti olarak tanıyor. Sizin tanımamanız önemli değil" dedi.
Buna rahmetli büyükelçi Orhan Eralp'in o müthiş İngilizcisiyle verdiği cevap:
"Kıbrıs sorunu bir aritmetik toplama işlemi değildir. Bir cebir denklemidir. Bu denklemin 'x'i
de Türkiye’dir. Tüm dünya sizi tanısa bile Türkiye sizi tanımadıkça bu denklem çözülemez.
Şimdi kendinize isterseniz 'Kıbrıs Rum İmparatorluğu' bile diyebilirsiniz".
(Salonda gülüşmeler)
EVDE KILARDI
İsmet İnönü'nün dinden uzak bir hayat yaşadığını, Cumaları bile kılmadığını aralarında konuşan
gazetecilere bir basın toplantısında oğlu Erdal İnönü'nün açıklaması şöyle olmuş:
- Nereden biliyorsunuz? Babam Cuma namazlarını evde kılardı.
İĞNELEME
Bernard Shaw ile Churchill hiç geçinemez ve sık sık birbirlerini iğnelermiş. Bernard Shaw, oyununun
ilk akşamında, oyuna Churchill'i davet etmiş ve iki davetiyeye de bir pusula iliştirmiş:
"Size iki davetiye gönderiyorum. Bir dostunuzu alıp gelebilirsiniz.Tabii dostunuz varsa."
Churchill lâfın altında kalır mı, hemen cevap göndermiş:
"Maalesef o akşam başka bir yere söz verdiğim için oyununuzu seyretmeye gelemeyeceğim.
İkinci akşam gelebilirim, tabii oyununuz ikinci akşam oynarsa."
KITLIK
İngiliz Kralı seyahat ederken, yolu bir köye düşer. Mütevazi bir handa geceler. Yemek olarak da
bulduğu dört yumurta ile karnını doyurur. Hesabını sorunca, on altın isterler.
- Aman! der, kral. Burada yumurta kıtlığı mı var?
Han sahibi cevap verir:
- Hayır efendim. Yumurta boldur ama, kral kıtlığı var.
MADALYA
Bir gün Bismark, harpte yararlılık gösteren bir askere madalya takarken:
--Asker, yüz altın mı istersin, yoksa bu madalyayı mı?
Asker: -- Madalyanın kıymeti nedir? der.
Bismark: -- Maddi kıymeti aşağı-yukarı üç altın, diye cevap verir. Asker : -- Öyleyse
97 altınla madalyayı isterim! der.
MECLİS
Osman Yüksel'in milletvekili olduğu yıllardır. Birgün meclis kürsüsünde kendisine laf
atan vekillere dayanamaz ve:
-"Bu meclistekilerin yarısı eşektir!" der ve iner kürsüden.
Bunun üzerine meclis karışır ve herkes kendisinden sözünü geri almasını ister. Arkadaşlarının
da ricası ile tekrar kürsüye çıkar ve zekasını gösteren ve vekilleri rahatlatan şu sözleri söyler:
- "Bu meclistekilerin yarısı eşek değildir!"
NERESİ AKIYOR?
Kırkağaç Kaymakamlık binasının tamir gerektiği bildirilince, merkezden yazı gelmiş.
Nelerin aktığını, yegan yegan bildiriniz.
Aynı zamanda meşhur bir hicivci olan kaymakam Eşref, cevap yazmış.
- Muslukları hariç, her tarafı akıyor.
ZEHİRLİ KAHVE
Churchill, avam kamarasında konuşurken, muhalif partiden bir kadın
milletvekili, Churchill' e kızgın kızgın şöyle seslenir:
- "Eğer, karınız olsaydım, kahvenizin içine zehir karıştırırdım."
Churchill, oldukça sakin kadına döner ve lafı yapıştırır:
- "Hanımefendi, eğer karım siz olsaydınız, o kahveyi seve seve içerdim..