izmirmimar
🌱Yeni Üye🌱
İzmir ilk olarak Bayraklıda M.Ö 3000 de kurulmuştur Sonrasında M.Ö. 545 ta Pers saldırısı ile yıkılan kent bir daha Bayraklıda yerleşmemiştir.
Kadifekale, şehrin güneyinde bulunan 186 m Yüksekliğindeki İzmir Körfezi’ne hâkim Pagos dağı eteklerinde bir tepe üzerinde MÖ.334 yılında büyük İskender’in talimatıyla kurulmuştur. Efsaneye göre İzmir’e gelen Büyük İskender, o zamanlarda ormanla kaplı olan Pagos Tepesinde avlanırken bir ara ulu bir çınarın altında uykuya dalar. Rüyasında gördüğü iki Nemesis ona, yeni bir Smyrnai kentini uyuduğu tepenin eteklerinde kurmasını söyler. Ve Eski İzmir kentinin halkını oraya yerleştirmesini ekler. Tarif edilen alan, Deniz seviyesinden 186 m. yükseklikteki Kadifekaleden (Pagos tepesi) körfezin ve şehrin hemen her yeri gözetlenebilmektedir. İlk yapıldığından beri İzmir savunma tesislerinin kilit noktasını oluşturan kalenin boyu 620 metre. Eni 200 metredir. Başka bir rivayete göre de Eski adı Pagos olan Kadifekale‘de yaşayan Amazon kadınlarının, dağın eteklerinden Meles Çayı kıyalarına indikleri söylenir. Ayrıca eski antik kaynaklarda kalenin kurulduğu yerde Leleg yerleşmesi olduğu belirtilmektedir. Bununla beraber burada yapılan kazılarda bu iddiayı kanıtlayacak herhangi bir buluntuya rastlanmamıştır.
Tarih boyunca İzmir çeşitli saldırılara uğramıştır. Bu yüzden büyüyen şehrin surlarla kuşatılmasına gereksinim duyulmuştur. Dolayısıyla Kadife kale’de izleri ile karşılaşılan, Akropolden bugünkü Basmane semtindeki Sart yoluna ve Eşrefpaşa’daki Efes yolundan denize kadar uzanan iki adet daha sur yapılmıştır.
Kale Roma döneminden sonra Ortaçağda Timur orduları tarafından 1402’de tahrip edilmiştir. Bunu İzmir’deki 1668 yılında olan deprem tahribatları izlemiştir. Bu yüzden eski kaleden günümüze pek az kalıntı gelebilmiştir. Günümüze gelebilen kalıntılar daha çok Ortaçağ’a aittir. Ortaçağ kale duvarlarının altında yapılan araştırmalarda sırasında Helenistik döneme (MÖ. 330-MS. 20) ait duvar kalıntıları bulunmuştur. Günümüze gelen kalıntılardan, kalenin, kesme taş, moloz taş ve tuğladan yapıldığı anlaşılmaktadır. Kadifekale kentin iç kalesi konumundaydı. Kalede Roma, Bizans, Beylikler ve Osmanlı Dönemlerinde de kullanıldığı için bu dönemlerde geçirdiği tamirlerin izleri görülmektedir. 18. yüzyıldan sonra camiler, sarnıç, yollar ile Osmanlı yapılar eklenmiştir. Kadifekale, kentin kuruluş hikâyesinde yer alan bir unsur olduğundan dolayı, İzmir için son derece önemli bir anıt belgedir.
Kadife kale’den günümüze kalan kalıntılar kalenin batısındaki beş kulesi ile güneyindeki duvarlarından bir bölümü ile ibarettir. Bu kalıntılarda, kalenin uzunluğunun 6 km. olduğu ve sur duvarlarını destekleyen kulelerin 20–35 m. yüksekliğinde olduğu tahmin edilmektedir. Kalenin doğu ve kuzey kısımları tamamen yıkılmıştır. Kale içerisinde ise bir dehliz ve bir de su sarnıcı kalıntısı vardır.
Sarnıç ta moloz taş ve tuğla kullanılmıştır. Üzeri toprak dolgulardır. Sarnıcın içerisi birbirleri ile tuğladan yuvarlak kemerli payelerle bölümlere ayrılmıştır. Sarnıcın bütünü XX. yüzyılın ikinci yarısında yapılan kazılarla iyi bir durumda ortaya çıkarılmıştır.
Yazımı zaman ayırıp okuduğunuz için tşekkür ederim.
Kaynak: www.izmirmimar.com
Kadifekale, şehrin güneyinde bulunan 186 m Yüksekliğindeki İzmir Körfezi’ne hâkim Pagos dağı eteklerinde bir tepe üzerinde MÖ.334 yılında büyük İskender’in talimatıyla kurulmuştur. Efsaneye göre İzmir’e gelen Büyük İskender, o zamanlarda ormanla kaplı olan Pagos Tepesinde avlanırken bir ara ulu bir çınarın altında uykuya dalar. Rüyasında gördüğü iki Nemesis ona, yeni bir Smyrnai kentini uyuduğu tepenin eteklerinde kurmasını söyler. Ve Eski İzmir kentinin halkını oraya yerleştirmesini ekler. Tarif edilen alan, Deniz seviyesinden 186 m. yükseklikteki Kadifekaleden (Pagos tepesi) körfezin ve şehrin hemen her yeri gözetlenebilmektedir. İlk yapıldığından beri İzmir savunma tesislerinin kilit noktasını oluşturan kalenin boyu 620 metre. Eni 200 metredir. Başka bir rivayete göre de Eski adı Pagos olan Kadifekale‘de yaşayan Amazon kadınlarının, dağın eteklerinden Meles Çayı kıyalarına indikleri söylenir. Ayrıca eski antik kaynaklarda kalenin kurulduğu yerde Leleg yerleşmesi olduğu belirtilmektedir. Bununla beraber burada yapılan kazılarda bu iddiayı kanıtlayacak herhangi bir buluntuya rastlanmamıştır.
Tarih boyunca İzmir çeşitli saldırılara uğramıştır. Bu yüzden büyüyen şehrin surlarla kuşatılmasına gereksinim duyulmuştur. Dolayısıyla Kadife kale’de izleri ile karşılaşılan, Akropolden bugünkü Basmane semtindeki Sart yoluna ve Eşrefpaşa’daki Efes yolundan denize kadar uzanan iki adet daha sur yapılmıştır.
Kale Roma döneminden sonra Ortaçağda Timur orduları tarafından 1402’de tahrip edilmiştir. Bunu İzmir’deki 1668 yılında olan deprem tahribatları izlemiştir. Bu yüzden eski kaleden günümüze pek az kalıntı gelebilmiştir. Günümüze gelebilen kalıntılar daha çok Ortaçağ’a aittir. Ortaçağ kale duvarlarının altında yapılan araştırmalarda sırasında Helenistik döneme (MÖ. 330-MS. 20) ait duvar kalıntıları bulunmuştur. Günümüze gelen kalıntılardan, kalenin, kesme taş, moloz taş ve tuğladan yapıldığı anlaşılmaktadır. Kadifekale kentin iç kalesi konumundaydı. Kalede Roma, Bizans, Beylikler ve Osmanlı Dönemlerinde de kullanıldığı için bu dönemlerde geçirdiği tamirlerin izleri görülmektedir. 18. yüzyıldan sonra camiler, sarnıç, yollar ile Osmanlı yapılar eklenmiştir. Kadifekale, kentin kuruluş hikâyesinde yer alan bir unsur olduğundan dolayı, İzmir için son derece önemli bir anıt belgedir.
Kadife kale’den günümüze kalan kalıntılar kalenin batısındaki beş kulesi ile güneyindeki duvarlarından bir bölümü ile ibarettir. Bu kalıntılarda, kalenin uzunluğunun 6 km. olduğu ve sur duvarlarını destekleyen kulelerin 20–35 m. yüksekliğinde olduğu tahmin edilmektedir. Kalenin doğu ve kuzey kısımları tamamen yıkılmıştır. Kale içerisinde ise bir dehliz ve bir de su sarnıcı kalıntısı vardır.
Sarnıç ta moloz taş ve tuğla kullanılmıştır. Üzeri toprak dolgulardır. Sarnıcın içerisi birbirleri ile tuğladan yuvarlak kemerli payelerle bölümlere ayrılmıştır. Sarnıcın bütünü XX. yüzyılın ikinci yarısında yapılan kazılarla iyi bir durumda ortaya çıkarılmıştır.
Yazımı zaman ayırıp okuduğunuz için tşekkür ederim.
Kaynak: www.izmirmimar.com