Neler yeni

Yeni mesajlar Yeni konular En çok mesaj En çok tepki En çok görüntülenen

Karikaturist: Oğuz Aral

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

Ali KASAPOĞLU

🌟Usta Tasarımcı🌟
Katılım
30 Eki 2007
Mesajlar
476
Tepkime puanı
43
Web sitesi
www.alikasapoglu.com
Oğuz Aral (1936-2004) dünyaca ünlü Türk karikatüristtir. Gırgır degisinin kurucusudur. Davutpaşa Lisesi mezunudur.

162514.jpg


Oğuz Aral, İstanbul Silivri'de 1936 yılında doğmuştur. İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi'nin üçüncü sınıfından ayrılmıştır. 1950'den sonra çeşitli dergi ve gazetelerde karikatür çizmeye başlamıştır.

26072007014112.jpg


Güncel, halkın anlayabileceği basite indirgenmiş bir karikatür anlayışına önem veren Aral, kendi mizahi görüşü ve doğrultusunda birçok karikatürcü yetiştirmiştir.

Gırgır mizah dergisinin kurucusu ve yöneticisi olan Aral, daha sonra Avni dergisini çıkardı. Aral, Gırgır dergisinin tirajını 500 bin adedin üzerine çıkararak, dünyanın üçüncü büyük güldürü dergisi durumuna getirmiştir.

Avanak Avni tiplemesinin yaratıcısı olan Oğuz Aral, Hayk Mammer, Köstebek Hüsnü, Utanmaz Adam ve Vites Mahmut gibi tiplemeleriyle de tanınıyordu.

Karikatürleri ve 'Huysuz İhtiyar' başlığı altında yazıları ölümüne kadar Hürriyet gazetesinde yayınlanan Aral'ın, tiyatro, müzik ve sinema konularında da çalışmaları bulunmaktadır.

Anadolu'nun çeşitli yerlerinde pandomim gösterileri sergileyen Aral, Koca Yusuf (1966), Direkler Arası (1967), Bu Şehri İstanbul (1968), Ağustos Böceği ile Karınca (1971) adında çizgi filmleriyle de Türk çizgi film sektöründe önemli bir yere sahiptir.

Oğuz Aral, karikatürist Tekin Aral'ın ağabeyidir.

26 Temmuz 2004'te Bodrum'da vefat etti. Ölümünün 1. yıldönümünde anısına (26 Temmuz 2005) İstanbul Cihangir parkına heykeli dikildi. Heykeli 2006 ve 2007 yıllarında 2 kez saldırıya uğramasına rağmen tekrar onarılmıştır. Ancak Şubat 2008'de gerçekleştirilen son saldırı sonucu parçalara ayrılan heykel yerine yenisi yapılması planlanmaktadır.

k_Burc_oguz_aral_0135.jpg


Oğuz Aral Heykeli-Cihangir Parkı


Oğuz Abi hakkında oturup bir şeyler yazmak, deveye hendek atlatmaktan daha zor...

Lise 1, okulu kırıp gittiğimiz pazartesi günleri... Amatörce çizdiğimiz karikatürleri gösterdiğimiz gün. Tamam, bugün çok güzel işlerle gidiyorum. Buna da bir kulp bulamaz artık. Ama hayır, yine gözlüğünün üzerinden bakarak bir şeyler söylüyor, karikatürün üzerine bir şeyler çiziyor. Olmadı yine! Kızamıyorsun, adam yerden göğe haklı.

Henüz lise çağında bir çocuksun, sevgilinle el ele tutuşup sinemaya gideceği yaştasın. Tam gezip eğleneceğin, hatta oyun oynayacağın yaşta, bir gün Oğuz Aral'la tanışıyorsun. Başlıyorsun memleket meselelerini tartışmaya, kafa yormaya. Çünkü Oğuz Abi, her şeyi senin anlayacağın bir dille bir çırpıda anlatıveriyor sana.

Aman canım, iki uyduruk çizginin de bu kadar dert edilecek nesi var, diyeceksiniz. Hiç de öyle değildi. "Bu sarı sayfalar çok değerli arkadaşlar. Onların kıymetini bilin" derdi. Gerçekten de öyleydi. Üç santime dört santim bir karikatür için saatlerce tartışırdı. "Anlat bakalım, niye böyle bir karikatür çizdin?" derdi. Hesap sorardı. Kavga ederdi.

Yıllar sonra bile, Gırgır binasına girdiğimiz zaman alt kattaki matbaa makinelerinden gelen koku, hala heyecanlandırır beni. Biraz sonra, yukarıda Oğuz Abi birbirine sarmaşık gibi doladığı uzun bacaklarıyla, karikatür dosyamızı önüne açacak, yine gözlüğünün üstünden bakıp, eleştiri bombardımanına tutacaktı. Haydi bakalım...

imperiaflex_0_0_0.jpg


Her zaman bir öğretmen edasıyla dolaşırdı. Koridorda kağıttan yapılan toplarla maç edenler, onu gördüğünde çil yavrusu gibi dağılırdı. O gerçekten bir öğretmendi. Ama sadece karikatür değildi bize öğrettikleri. En azından o zamanlar öyle sanıyorduk. Karikatür çizmenin dışında başka bir şeyler yapmaya başladığımızda öğrendik, Oğuz Abi'nin bize ne kadar çok şey öğrettiğini...

Oyun yazarken, grafik çalışmalar yaparken, fotoğraf çekerken, bakkala giderken... Neyi öne alacaksın, neyi göstereceksin, nasıl bir sıralama yapacaksın... Her şeyde ama her şeyde Oğuz Aral öğretileri arkamızda oldu. En azından beceremediklerimize gülmeyi öğrendik.


Yıllar sonra şunu fark ettik: Oğuz Aral mektebinden çıkan biri, sıfırdan başladığı bir işte, yine sıfırdan başlayan rakiplerini çok çabuk geçiyordu. Farklı bir dinamizm, farklı bir mantalite yerleştirmişti kafamıza. O zamanlar çocuktuk, çok farkında değildik bunun...

Bugün şöyle bir etrafa baktığınızda, başarılı denebilecek bir sürü insanın bu mektebin diplomasız mezunlarından olduğunu göreceksiniz. Çok dikkatli bakmazsanız, göremezsiniz! Öyle "Benim, benim!" diye ortalıkta dolaşmayı pek sevmezler. Bu da bir Oğuz Aral öğretisidir. Reklamcılar, sinemacılar, yazarlar, grafik sanatçıları...

Oğuz Abi gerçekten sadece bir karikatürist değildi. O Müşfik Kenter için söylemişti ama, biz biraz da bu cümleyi ona yakıştırdık: Oğuz Aral bir piyano gibiydi. Her tuşunda ayrı bir ses vardı. Zaten Gırgır'ın başarısı da bu yüzdendi. Kendi insanını iyi tanıyordu. Tanışmadığı halde bizim annemizin babamızın kim olduğunu, nereden çıkıp geldiğimizi bir bakışta anlardı. Okuyucu için de aynı şey geçerliydi. Çok iyi bir gözlemciydi.

Bir gün çizdiğim bir karikatürde, fakir bir adamın yanında çok güzel bir eşi vardı. Bana baktı,
"Bu kadın bu adamla niye evlensin? Evlenmesi için sebebini de çizmelisin. Bu adamın ne numarası var? Çok zengin de görünmüyor. Sen en iyisi bu adamın eşini kendisi gibi orta halli, sıradan bir kadın çiz. Yoksa evlenmez bu adamla, oğlum" demişti.

Dedim ya, Oğuz Abi'yi anlatmak deveye hendek atlatmaktan daha zor. Hangi birini anlatacaksın. Bildiğim tek şey, benim gibi birçok arkadaşın hayatında bir dönüm noktası olduğudur.

oguzaral.jpg


Sokağı çizer, sokağı konuşturur
1972 yılında Gırgır Dergisi'ni kurarak, Türkiye'de pek çok genç karikatür sanatçısının önünü açan Aral için Gazeteci Tufan Türenç, "Bizim yokuşun su katılmamış emekçilerinden biridir. Yıllar boyunca bıkmadan usanmadan çizerek, ekmeğini kazanmıştır" yorumunu yaptı, vefatının hemen ertesinde. Türenç'e göre Aral; sokağı çizer, sokağı konuşturur, oranın yaşamını, orada yaşayan insanların esprilerini, duygularını, coşkularını, üzüntülerini dile getiren güldürü felsefesini yaratırdı.

Hayata, kendi deyimiyle 'hep sıfırdan başlayan' Aral, Hürriyet'e geliş öyküsünü de her yerde anlatıyordu ballandıra ballandıra: "Bir gece sabaha karşı ağlayarak kalktım. Uzun yıllar önceydi. Adnan Menderes asılınca, günah keçisi ilan edilen biz karikatürcüler olduk; hepimiz gazetelerden kovulduk. Peki ne yapacağız? Çoluk çocuk var, çalışmak lazım! Reklamcılık yaptım ben. İyi de para kazandım. O kadar ki, arabam, şoförüm, bilmem nelerim oldu. Ama işte ağlamaya başladım bir sabah. Çünkü yapmak istediğim iş o değildi. Kadın donu reklamı yapmak beni zerre kadar ilgilendirmiyordu. O adam ben değildim. Kalktım, sıfırdan Babıali'ye geldim. Bir herifle konuştum. Haldun Simavi'ydi. "Ben karikatürcüyüm" dedim. "Yap göreyim" dedi. Ki 19 yıllık iyi bir karikatürcüydüm. Mike Hammer'lar filan çizmişim, ünlüyüm filan! Yaptım. "Beğenmedim" dedi. "Nasıl çizeyim?" dedim. "Ramiz gibi" dedi. "İyi, peki, öyle de çizerim" dedim. "Benim hiç öyle dertlerim yok!" "İyi" dedi, "Başla."

250 liraya başladım. O büyük şirketimi olduğu gibi arkadaşıma bıraktım. O devam etti, acayip zengin oldu. Bense bir süre sonra Gırgır'a başladım. Yani benim hikayem böyledir, hep sıfırdan..."

Oğuz Aral'ı tanıyanların bildikleri bir de huyu vardı ki evlere şenlik! Küsüyordu sık sık. O bildik sanatçı kırgınlığını, alınganlığını taşıyordu. Sürekli küsme durumuyla ilgili sorulan bir soruya verdiği cevap her şeyi açıklıyordu: "Ben kırılıyorum. Ama sonra unutuyorum. Sebebi de tembellik. Evet, tembellikten unutuyorum! Dünyanın en tembel adamıyım. Mesela benim çişim gelir, diğerini beklerim. Sonra ikisini birden yaparım.."

Naci KOÇ
 

Benzer konular

N/A7

🏆Pro Tasarımcı🏆
Katılım
11 Kas 2007
Mesajlar
579
Tepkime puanı
12
Yaş
40
Oğuz Aral'ı saygıyla anıyoruz hele o avanak avni karikatürlerini okudukça gülmekten kopuyorum :D

bide bilmem tanırmısın Hasan Seçkin var gerçi Oğuz Aral kadar dünyaca ünlü bi karikatürist değil ama kendi çapında çok başarılıdır eski patronum olur kendileri şuan gnees rekorlar kitabına girecek bi çalışma üzerinde yaklaşık 500 metre uzunluğunda bi karikatür hazırlamaya çalışıyor tek başına işallah başarılı olur
 

sheker

⭐Deneyimli Tasarımcı⭐
Katılım
10 Kas 2007
Mesajlar
243
Tepkime puanı
6
Oğuz Aral'ı saygıyla anıyoruz hele o avanak avni karikatürlerini okudukça gülmekten kopuyorum :D

bide bilmem tanırmısın Hasan Seçkin var gerçi Oğuz Aral kadar dünyaca ünlü bi karikatürist değil ama kendi çapında çok başarılıdır eski patronum olur kendileri şuan gnees rekorlar kitabına girecek bi çalışma üzerinde yaklaşık 500 metre uzunluğunda bi karikatür hazırlamaya çalışıyor tek başına işallah başarılı olur


arkadaşıma katılıyorum Oğuz Aralın karikatürlerii :alkis:
 

tuncayka

⭐Deneyimli Tasarımcı⭐
Katılım
13 Tem 2008
Mesajlar
114
Tepkime puanı
1
paylaşımın için teşekkürler
 

maxmny

🌱Yeni Üye🌱
Katılım
17 Ara 2007
Mesajlar
24
Tepkime puanı
0
Bize tekrar hatırlattığın için teşekkür ederiz. Ustaya saygı ve sevgilerimle... Huzurla uyu.
 

grafipapatya

♾️Grafik Gurusu♾️
Katılım
5 Eyl 2007
Mesajlar
1,523
Tepkime puanı
61
Yaş
36
Paylaşım bilgileri için teşekkürler...
 

donie

🌟Usta Tasarımcı🌟
Katılım
5 Ara 2007
Mesajlar
386
Tepkime puanı
12
Huysuz ihtiyar:angel: ne güzel günlerdi ALLAH rahmet eylesin öyle eylenirdim ki okurken,çocukken de Avni çizmeye çalışırdım sayfalarca, çok kaliteli bir sanatçı çok iyi bir insan bence mekanı cennet olsun..
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst