ŞENGÜL BOZKURT
🌟Usta Tasarımcı🌟
- Katılım
- 21 Ocak 2008
- Mesajlar
- 288
- Tepkime puanı
- 14
- Yaş
- 43
kara kalemin hikayesi
Ninesini bir mektup yazarken izleyen çocuk sordu:
- “Yaşadıklarımız için bir hikaye mi yazıyorsun? Yoksa benim hakkımda mı?”
Ninesi yazmayı kesti ve torununa şöyle dedi:
- “Aslında, senin hakkında yazıyorum.. Fakat kelimelerden daha önemlisi, kullandığım Kurşun Kalem.
Umarım büyüdüğünde sen de bu kurşun kalem gibi olursun.”
Çocuk merakla kurşun kaleme baktı..
Özel bir kalem gibi görünmüyordu.
- “Fakat daha önce gördüğüm diğer kurşun kalemler ile aynı!”
- “Bu, senin nasıl baktığın ile alakalı. Kurşun Kalemin 5 önemli özelliği vardır,
ki sen onlara sıkıca tutunduğunda ömrün huzur içinde geçecektir.”
Birinci özellik: Harika şeyler yapabilirsin ama attığın adımları yönlendiren bir el olduğunu asla unutma.
Bizim için bu el Allah dır ve her zaman kendi kudretiyle bizi O yönlendirir.
İkinci özellik: Zaman zaman her ne yazıyorsam durmam ve kalemin ucunu açmam gerekir.
Bu kaleme biraz acı çektirse de sonuçta daha sivri olmasını sağlar.
Bu yüzden bazı acılara göğüs germeyi öğrenmelisin, bu acılar seni daha iyi bir insan yapar.
Üçüncü özellik: Kurşun kalem, yanlış bir şey yazdığında bunu bir silgiyle silmene her zaman olanak tanır.
Yaptığımız bir şeyi sonradan düzeltmenin kötü bir şey olmadığını anlamalısın,
aksine bu bizi adalet yolunda tutmaya yarayan en önemli şeylerden biridir.
Dördüncü özellik: Kurşun kalemin en önemli kısmı, kalemin yapıldığı ahşabı ya da dışarı yansıyan şekli değil,
içerisinde yer alan kurşunudur. O yüzden her zaman kendi içine bakmalı, en çok onu korumalısın.
Beşinci özelliği ise her zaman bir iz bırakmasıdır.
Aynı şekilde sen de hayatta yaptığın her şeyin bir iz bırakacağını bilmeli ve her hareketinin farkında olmalısın.
-------------------------------------
mecnun
Zamanin birinde alim zatlardan biri bir nehir kenarinda namaza durmus..
Mecnun tam o sirada sözde alim zatin önünden geçmis..
Adam öfkeyle namazini bozarak:
- 'Bre melun görmez misin ki namaza duruyorum, ne diye önümden geçersin?' der.
Mecnun'un cevabiysa ilginçtir:
- 'BEN LEYLANIN ASKIYLA SENIN NAMAZ KILDIGINI GÖRMEZKEN, SEN MEVLANIN ASKIYLA BENI NASIL GÖRDÜN...?'
------------------------------------------------
ipin hesabı
Zenginin biri ölümden ve kabirdeki yalnızlıktan çok korkuyormuş.
"Öldüğüm geceyi kim kabre girerek sabaha kadar benimle geçirirse servetimin yarısını ona bağışlıyorum"
diye vasiyet etmiş. Öldüğünde
"Kim birlikte kabre girip sabahlamak ister?" diye araştırmışlar. Kimse çıkmamış. Nihayet bir hamal,
"Benim sadece bir ipim var, kaybedecek bir şeyim yok. Sabaha kadar durursam zengin olurum." diye düşünerek kabul etmiş.
Vefat eden zengin ile birlikte defnetmişler. Sorgu sual melekleri gelmiş. Bakmışlar kabirde bir ölü, bir canlı var. "Nasıl olsa bu ölü elimizde... Biz şu canlı olandan başlayalım" demişler ve hamalı sorgulamaya başlamışlar.
"O ip kimin? Nereden aldın? Niye aldın? Nasıl aldın? Nerelerde kullandın? Sabaha kadar sorgu sual devam etmiş, adamın hesabı bitmemiş. Sabahleyin kabirden çıkmış.
- Tamam, servetin yarısı senin, demişler.
- Aman,demiş hamal, istemem, kalsın. Ben, sabaha kadar bir ipin hesabını veremedim. O kadar servetin hesabını nasıl veririm?
Ninesini bir mektup yazarken izleyen çocuk sordu:
- “Yaşadıklarımız için bir hikaye mi yazıyorsun? Yoksa benim hakkımda mı?”
Ninesi yazmayı kesti ve torununa şöyle dedi:
- “Aslında, senin hakkında yazıyorum.. Fakat kelimelerden daha önemlisi, kullandığım Kurşun Kalem.
Umarım büyüdüğünde sen de bu kurşun kalem gibi olursun.”
Çocuk merakla kurşun kaleme baktı..
Özel bir kalem gibi görünmüyordu.
- “Fakat daha önce gördüğüm diğer kurşun kalemler ile aynı!”
- “Bu, senin nasıl baktığın ile alakalı. Kurşun Kalemin 5 önemli özelliği vardır,
ki sen onlara sıkıca tutunduğunda ömrün huzur içinde geçecektir.”
Birinci özellik: Harika şeyler yapabilirsin ama attığın adımları yönlendiren bir el olduğunu asla unutma.
Bizim için bu el Allah dır ve her zaman kendi kudretiyle bizi O yönlendirir.
İkinci özellik: Zaman zaman her ne yazıyorsam durmam ve kalemin ucunu açmam gerekir.
Bu kaleme biraz acı çektirse de sonuçta daha sivri olmasını sağlar.
Bu yüzden bazı acılara göğüs germeyi öğrenmelisin, bu acılar seni daha iyi bir insan yapar.
Üçüncü özellik: Kurşun kalem, yanlış bir şey yazdığında bunu bir silgiyle silmene her zaman olanak tanır.
Yaptığımız bir şeyi sonradan düzeltmenin kötü bir şey olmadığını anlamalısın,
aksine bu bizi adalet yolunda tutmaya yarayan en önemli şeylerden biridir.
Dördüncü özellik: Kurşun kalemin en önemli kısmı, kalemin yapıldığı ahşabı ya da dışarı yansıyan şekli değil,
içerisinde yer alan kurşunudur. O yüzden her zaman kendi içine bakmalı, en çok onu korumalısın.
Beşinci özelliği ise her zaman bir iz bırakmasıdır.
Aynı şekilde sen de hayatta yaptığın her şeyin bir iz bırakacağını bilmeli ve her hareketinin farkında olmalısın.
-------------------------------------
mecnun
Zamanin birinde alim zatlardan biri bir nehir kenarinda namaza durmus..
Mecnun tam o sirada sözde alim zatin önünden geçmis..
Adam öfkeyle namazini bozarak:
- 'Bre melun görmez misin ki namaza duruyorum, ne diye önümden geçersin?' der.
Mecnun'un cevabiysa ilginçtir:
- 'BEN LEYLANIN ASKIYLA SENIN NAMAZ KILDIGINI GÖRMEZKEN, SEN MEVLANIN ASKIYLA BENI NASIL GÖRDÜN...?'
------------------------------------------------
ipin hesabı
Zenginin biri ölümden ve kabirdeki yalnızlıktan çok korkuyormuş.
"Öldüğüm geceyi kim kabre girerek sabaha kadar benimle geçirirse servetimin yarısını ona bağışlıyorum"
diye vasiyet etmiş. Öldüğünde
"Kim birlikte kabre girip sabahlamak ister?" diye araştırmışlar. Kimse çıkmamış. Nihayet bir hamal,
"Benim sadece bir ipim var, kaybedecek bir şeyim yok. Sabaha kadar durursam zengin olurum." diye düşünerek kabul etmiş.
Vefat eden zengin ile birlikte defnetmişler. Sorgu sual melekleri gelmiş. Bakmışlar kabirde bir ölü, bir canlı var. "Nasıl olsa bu ölü elimizde... Biz şu canlı olandan başlayalım" demişler ve hamalı sorgulamaya başlamışlar.
"O ip kimin? Nereden aldın? Niye aldın? Nasıl aldın? Nerelerde kullandın? Sabaha kadar sorgu sual devam etmiş, adamın hesabı bitmemiş. Sabahleyin kabirden çıkmış.
- Tamam, servetin yarısı senin, demişler.
- Aman,demiş hamal, istemem, kalsın. Ben, sabaha kadar bir ipin hesabını veremedim. O kadar servetin hesabını nasıl veririm?