sdtr
🏅Acemi Tasarımcı🏅
- Katılım
- 8 Eki 2007
- Mesajlar
- 66
- Tepkime puanı
- 1
mahallede sokakta top oynamışıszdır arkadaşlar.
Bide bu maçların tabii çok güzel kuralları vardı hatırlarsınız bunların aklıma gelenlerini yazayım dedim eğer unuttugum varsa veya sizin farklı kurallarınız vardıysa lütfen ekleyin.
AT BAKİİM ABİNİN KILLI GÖĞSÜNE... Ya ne iğrenç bişiydi bu. Sen takımını kurmuşsun, pasa pasa macını yapiyosun. Muhtemelen yasça ve boyutça senden büyük olan eleman damlar, bu gereksiz cümleyi sarf ederek maca dahil olur, tadımızı tuzumuzu kaçırır.
ATAN ALIR SPOR:
Mahalle maçları genellikle caddelerde yahut bahçelerde yapıldı ı için topun kaçma olasılı ı olan çok yer vardır. Top bir yere kaçtı ında topu kaçıran takımın karsısındaki takım hemen,"Atan alır" der.Top onların sahasında auta çıkmış oldu u halde karşı takım topu almak zorunda kalır.
ELİN AVANTAJI OLMAZ: Takımlardan biri ataktadır. Defans oyuncusu topu elle keser fakat pozisyon devam eder ve gol olur. Golü yiyen takım el var diye mızıldar. Karşı takım, "Avantaj olmaz." der. Hemen akabinde kaleci "Ulan elin avantajı olmaz." diye haykırır. Bir yere varılamaz. Kısır döngüdür.
TEKNİK VURMAK: Penaltı vuruşlarında en biçkin forvet oyuncusu sahne alaca ından kalecinin gözü korkar. Hemen içi rahatlatılır: "korkma olm, teknik vurcam".
ADAMIN GOL DİYO: Gol atılır fakat yiyen takım saymaz. Hep bir ağızdan "Direk ulan." diye anırmaktadırlar. Fakat içlerinden biri, "Gol abi." der. Karşı takımdan bunu duyan biri direk atlar ve, "Ulan adamın gol diyo." diye serzenişte bulunur. Gol sayılır, adam dövülür.
ABANMA YOK: Genelde küçük çocuklar arasında yaygındır. Kaleciler abanma yok derler. Aralarından yasça büyük olanı Laf karımısınız." dese de abanma olmaz.
KALECİ DEĞİŞTİN 2 PENALTI: Herhangi bir penaltı pozisyonunda kaleye hemen forvetin etkili silahlarından biri geçmek ister çünkü o her mevkide iyidir.Buna karşılık karşı takıma teselli olarak ekstra bir penaltı verilir. 1+1=2.
3 KERE SEKTİRME: Kaleci degaj kullanırken eğer yanında bir rakip forvet varsa topu 3 kere sektirir ve, "Açılsana ulan üç kere sektirdim iste." der, rakip açılır.
1'E 1 ATIŞ: Çift penaltı sisteminde e er birinci penaltı kaçarsa ikinci şans vardır ama gol olursa ikinci şans kullanılamaz. Bunun mantığını hala çözebilmiş değilim.
SAĞLIK ÖNLEMLERİ : Bazen top insanin pek münasip olmayan bir tarafına gelir, herkesin reaksiyonu aynidir: "İse ise!." Uygun araziye çiş edildikten sonra maca devam edilir.
GÖNÜL ALMA: Büyüklerle küçüklerin ortak oynadığı maçta büyüklerden biri gaza gelip küçük bir çocuğa sert girince direk penaltı olur. Nerede olursa olsun. Küçük çocuk sevilen bir simadır ve faulü yapan abidir. Penaltı kullanılır, genelde gol olmaz çünkü kalede bir ayı vardır ve penaltıyı atan küçük çocuktur.
Mahalle maçlarında her zaman saçı ince telli ve uzun olan kişiler vardır. Bunlar geriden topu alıp bütün güçleriyle ileri koşarken kafalarını ileri doğru atarlar. Amaç gol atmak ya da rakibi çalımlamak değil, saçların rüzgarda ahenkle dans etmesini sağlamaktır. Bu kişiler büyüyünce Fenerbahçeli Aykut gibi olurlar.
TOP KURTARMA OPERASYONU: Top zırt pırt araba altına kaçar. Böyle durumlarda, sahadaki en çelimsiz ve en hop-zıp kişi, en iri iri kişi tarafından topu almaya gönderilir. Arabanın altına kaçan toplar tam ortasında durur bazen, kimse yetişemez oraya. Bu sefer tas atma ve sopayla itekleme faslı baslar. Arabanın egzozuna vurulan birkaç darbeden sonra top yuvarlana yuvarlana çıkar bir taraftan; artık koşarak maca geri dönme zamanıdır.
GOL DiiL OĞLUM BEL ÜSTÜ : Minyatür kale maçlarda elle tutulmasına engel olunmak için getirilmiş bir çözümdür ancak bel ustu gibi kişiden kişiye de işen ve ispati zor bir kriter getirdiği için nice kavgaların çıkmasına, nice basların yarılmasına sebep olmuştur.
İyi güzel de bütün bu kavramlar kitabi olmadan, televizyon olmadan nasıl herkes tarafından bilinebiliyor? Ben diyorum ki gizli bir örgüt var, her mahalleye bir adam gonderiyo bilmem kimin amcao lu olarak bilmem kim de örgütten. Sonra mesela hem gol hem penaltı olunca ağızlara kolayca yerleşecek "giren gole penaltı olmaz" cümlesini söylüyor, pozisyon geçiyor, çocuk evine donuyor ama ifade baki.
Oynayacak kişi sayısının tek olması ve kimsenin oyundan çıkarılarak kalbinin kırılmak istenmemesi durumu sozkonusu olur sıkça. bu durumda futbol kariyeri en berbat durumda olan fasulyeden tabiri ile adlandırılarak birinci devre bir takımdan ikinci devre bi takımdan oynatılarak ufacık yüreklere ve beyinlere adaleti yerine getirmiş olma duygusu zerk edilir. Aksam herkes eve gidip yattı ında da hep o günkü maçı, varsa attı ı golleri, kaçırdıklarını, bir sonraki maçlarda yapmayı planladı ı hareketleri hayalleşerek uykuya dalar. Bu planlanan ama becerilemeyen hareketlere girmiyorum. ben mahalle maçı kurallarının nasıl bilindi i sorusuna ise kalıtsal diyorum.
Bazen küçükler kendi aralarında oynarken eli torbalı bi is dönüşü adamı maca dalıp topu küçüklerin aya ından alır ve aptal aptal şeyler yapmaya baslar. E er adam yetenekliyse bi iki numara yapıp çocukların aklini alır. En konunda topa hızlıca vurur. Çocuklar topu yakalayamaz ve top uza a gider. Eli torbalı is donuşu adamı yaptı ı ufak hareketten mutlu bir halde evinin yolunu tutarken çocukların "hay ., top ta ..gitti, kim alcek laf topu?" dedikleri duyulur.
ELDEN GOL OLMAZ : Pasa pasa oynuyoruzdur, adamın tekinin eline çarpar top, biz dikeriz topu, hemen bi mahalle maçı oyun kuralları uzmanı pörtler oradan bi yerden ve der ki, "Elden gol olmaz"! Ulan niye olmasın hasta misin sen? El kararı verilmişse, bunun sonucu frikiktir. Herkes de kabullenmiştir elden gol olmayaca ını, hatta baraj bile kurulmazdı bazen. Ben de büyüyünce ö rendim elden direk kaleye çekilip gol atılabilece ini. Öğrendim de ne oldu, o canim frikikler geri mi geldi?
ÜÇ ADIM AÇILMAK: "üç adim açılmak" denen olayı atlamak senelerini betonda top oynayarak, dizinde o çok derin olmayan ama sürekli yanan yaralarla dekore eden birçok mahalle topçusunu üzecektir. Top frikik noktasına dikilir ve rakip barajın üstüne do ru adeta 'onlar orda diilmiscesine yürünür'. Kocaman üç adim atılır ve baraj gö üsle itmek suretiyle uzaklaştırılır. Adımların büyüklü ünden şikayet edenler iki kere "o-ha" der.
KALECİ DÜZENİ: Mahalle maçlarında rastlanan pek çok tatsız durumdan sadece biridir kalecisizlik. Herkes kendisini ispatlamak ve golleri ya mur edip ya dırmak İstedi inden kimse kaleye geçmeyecektir. Adil düzen ilk "kalede son" diye ba ıranı kayırmaktadır. Hemen arkasından gelen "son bir", "son iki".. gibi çı lıkların sonunda artık son kaç oldu unun bir önemi kalmayan a ır kanlı arkadaş kaleye geçer. Kaleci gerek iki golde bir, gerekse Dakka ayrıyla eldivenleri bir sonraki arkadaşına teslim edebilir. Nizam böyle emreder.
Arkadasın biri iyi orta gol getirir diye bağırır o da iyi bi orta yapmaya çalışır ve ortasını yaptıktan sonra düşer. Arkadasın dizi kaniyodur ama farkında değildir birisi oradan "olm dizin kanıyo" der ve olan olmuştur dizi kanayan çocuk ağlamaya baslar
Bide bu maçların tabii çok güzel kuralları vardı hatırlarsınız bunların aklıma gelenlerini yazayım dedim eğer unuttugum varsa veya sizin farklı kurallarınız vardıysa lütfen ekleyin.
AT BAKİİM ABİNİN KILLI GÖĞSÜNE... Ya ne iğrenç bişiydi bu. Sen takımını kurmuşsun, pasa pasa macını yapiyosun. Muhtemelen yasça ve boyutça senden büyük olan eleman damlar, bu gereksiz cümleyi sarf ederek maca dahil olur, tadımızı tuzumuzu kaçırır.
ATAN ALIR SPOR:
Mahalle maçları genellikle caddelerde yahut bahçelerde yapıldı ı için topun kaçma olasılı ı olan çok yer vardır. Top bir yere kaçtı ında topu kaçıran takımın karsısındaki takım hemen,"Atan alır" der.Top onların sahasında auta çıkmış oldu u halde karşı takım topu almak zorunda kalır.
ELİN AVANTAJI OLMAZ: Takımlardan biri ataktadır. Defans oyuncusu topu elle keser fakat pozisyon devam eder ve gol olur. Golü yiyen takım el var diye mızıldar. Karşı takım, "Avantaj olmaz." der. Hemen akabinde kaleci "Ulan elin avantajı olmaz." diye haykırır. Bir yere varılamaz. Kısır döngüdür.
TEKNİK VURMAK: Penaltı vuruşlarında en biçkin forvet oyuncusu sahne alaca ından kalecinin gözü korkar. Hemen içi rahatlatılır: "korkma olm, teknik vurcam".
ADAMIN GOL DİYO: Gol atılır fakat yiyen takım saymaz. Hep bir ağızdan "Direk ulan." diye anırmaktadırlar. Fakat içlerinden biri, "Gol abi." der. Karşı takımdan bunu duyan biri direk atlar ve, "Ulan adamın gol diyo." diye serzenişte bulunur. Gol sayılır, adam dövülür.
ABANMA YOK: Genelde küçük çocuklar arasında yaygındır. Kaleciler abanma yok derler. Aralarından yasça büyük olanı Laf karımısınız." dese de abanma olmaz.
KALECİ DEĞİŞTİN 2 PENALTI: Herhangi bir penaltı pozisyonunda kaleye hemen forvetin etkili silahlarından biri geçmek ister çünkü o her mevkide iyidir.Buna karşılık karşı takıma teselli olarak ekstra bir penaltı verilir. 1+1=2.
3 KERE SEKTİRME: Kaleci degaj kullanırken eğer yanında bir rakip forvet varsa topu 3 kere sektirir ve, "Açılsana ulan üç kere sektirdim iste." der, rakip açılır.
1'E 1 ATIŞ: Çift penaltı sisteminde e er birinci penaltı kaçarsa ikinci şans vardır ama gol olursa ikinci şans kullanılamaz. Bunun mantığını hala çözebilmiş değilim.
SAĞLIK ÖNLEMLERİ : Bazen top insanin pek münasip olmayan bir tarafına gelir, herkesin reaksiyonu aynidir: "İse ise!." Uygun araziye çiş edildikten sonra maca devam edilir.
GÖNÜL ALMA: Büyüklerle küçüklerin ortak oynadığı maçta büyüklerden biri gaza gelip küçük bir çocuğa sert girince direk penaltı olur. Nerede olursa olsun. Küçük çocuk sevilen bir simadır ve faulü yapan abidir. Penaltı kullanılır, genelde gol olmaz çünkü kalede bir ayı vardır ve penaltıyı atan küçük çocuktur.
Mahalle maçlarında her zaman saçı ince telli ve uzun olan kişiler vardır. Bunlar geriden topu alıp bütün güçleriyle ileri koşarken kafalarını ileri doğru atarlar. Amaç gol atmak ya da rakibi çalımlamak değil, saçların rüzgarda ahenkle dans etmesini sağlamaktır. Bu kişiler büyüyünce Fenerbahçeli Aykut gibi olurlar.
TOP KURTARMA OPERASYONU: Top zırt pırt araba altına kaçar. Böyle durumlarda, sahadaki en çelimsiz ve en hop-zıp kişi, en iri iri kişi tarafından topu almaya gönderilir. Arabanın altına kaçan toplar tam ortasında durur bazen, kimse yetişemez oraya. Bu sefer tas atma ve sopayla itekleme faslı baslar. Arabanın egzozuna vurulan birkaç darbeden sonra top yuvarlana yuvarlana çıkar bir taraftan; artık koşarak maca geri dönme zamanıdır.
GOL DiiL OĞLUM BEL ÜSTÜ : Minyatür kale maçlarda elle tutulmasına engel olunmak için getirilmiş bir çözümdür ancak bel ustu gibi kişiden kişiye de işen ve ispati zor bir kriter getirdiği için nice kavgaların çıkmasına, nice basların yarılmasına sebep olmuştur.
İyi güzel de bütün bu kavramlar kitabi olmadan, televizyon olmadan nasıl herkes tarafından bilinebiliyor? Ben diyorum ki gizli bir örgüt var, her mahalleye bir adam gonderiyo bilmem kimin amcao lu olarak bilmem kim de örgütten. Sonra mesela hem gol hem penaltı olunca ağızlara kolayca yerleşecek "giren gole penaltı olmaz" cümlesini söylüyor, pozisyon geçiyor, çocuk evine donuyor ama ifade baki.
Oynayacak kişi sayısının tek olması ve kimsenin oyundan çıkarılarak kalbinin kırılmak istenmemesi durumu sozkonusu olur sıkça. bu durumda futbol kariyeri en berbat durumda olan fasulyeden tabiri ile adlandırılarak birinci devre bir takımdan ikinci devre bi takımdan oynatılarak ufacık yüreklere ve beyinlere adaleti yerine getirmiş olma duygusu zerk edilir. Aksam herkes eve gidip yattı ında da hep o günkü maçı, varsa attı ı golleri, kaçırdıklarını, bir sonraki maçlarda yapmayı planladı ı hareketleri hayalleşerek uykuya dalar. Bu planlanan ama becerilemeyen hareketlere girmiyorum. ben mahalle maçı kurallarının nasıl bilindi i sorusuna ise kalıtsal diyorum.
Bazen küçükler kendi aralarında oynarken eli torbalı bi is dönüşü adamı maca dalıp topu küçüklerin aya ından alır ve aptal aptal şeyler yapmaya baslar. E er adam yetenekliyse bi iki numara yapıp çocukların aklini alır. En konunda topa hızlıca vurur. Çocuklar topu yakalayamaz ve top uza a gider. Eli torbalı is donuşu adamı yaptı ı ufak hareketten mutlu bir halde evinin yolunu tutarken çocukların "hay ., top ta ..gitti, kim alcek laf topu?" dedikleri duyulur.
ELDEN GOL OLMAZ : Pasa pasa oynuyoruzdur, adamın tekinin eline çarpar top, biz dikeriz topu, hemen bi mahalle maçı oyun kuralları uzmanı pörtler oradan bi yerden ve der ki, "Elden gol olmaz"! Ulan niye olmasın hasta misin sen? El kararı verilmişse, bunun sonucu frikiktir. Herkes de kabullenmiştir elden gol olmayaca ını, hatta baraj bile kurulmazdı bazen. Ben de büyüyünce ö rendim elden direk kaleye çekilip gol atılabilece ini. Öğrendim de ne oldu, o canim frikikler geri mi geldi?
ÜÇ ADIM AÇILMAK: "üç adim açılmak" denen olayı atlamak senelerini betonda top oynayarak, dizinde o çok derin olmayan ama sürekli yanan yaralarla dekore eden birçok mahalle topçusunu üzecektir. Top frikik noktasına dikilir ve rakip barajın üstüne do ru adeta 'onlar orda diilmiscesine yürünür'. Kocaman üç adim atılır ve baraj gö üsle itmek suretiyle uzaklaştırılır. Adımların büyüklü ünden şikayet edenler iki kere "o-ha" der.
KALECİ DÜZENİ: Mahalle maçlarında rastlanan pek çok tatsız durumdan sadece biridir kalecisizlik. Herkes kendisini ispatlamak ve golleri ya mur edip ya dırmak İstedi inden kimse kaleye geçmeyecektir. Adil düzen ilk "kalede son" diye ba ıranı kayırmaktadır. Hemen arkasından gelen "son bir", "son iki".. gibi çı lıkların sonunda artık son kaç oldu unun bir önemi kalmayan a ır kanlı arkadaş kaleye geçer. Kaleci gerek iki golde bir, gerekse Dakka ayrıyla eldivenleri bir sonraki arkadaşına teslim edebilir. Nizam böyle emreder.
Arkadasın biri iyi orta gol getirir diye bağırır o da iyi bi orta yapmaya çalışır ve ortasını yaptıktan sonra düşer. Arkadasın dizi kaniyodur ama farkında değildir birisi oradan "olm dizin kanıyo" der ve olan olmuştur dizi kanayan çocuk ağlamaya baslar