edareklam
🏅Acemi Tasarımcı🏅
- Katılım
- 21 Haz 2012
- Mesajlar
- 51
- Tepkime puanı
- 0
Endüstrinin hemen her alanında olduğu gibi reklamcılıkta da petrol türevli solventler, imalatın muhtelif aşamalarında kullanılmaktadır. İnsan sağlığına ve doğaya çok büyük zararları olabilen, birçoğu kanserojen gurubuna giren bu solventler neredeyse bütün gelişmiş ülkelerde sınırlanmış hatta yasaklanmıştır. Ülkemizde ise alternatif çevre ve insan sağlığıyla dost ürünler tercih etmek yerine, düşük maliyetleri sebebi ile çevre ve insan sağlığına verdikleri zarar göz ardı edilerek, yaygın bir şekilde solvent kullanılmaya devam edilmektedir. Bu tür solventlere karşı etkili bir yasaklama henüz bulunmamakta, ancak Avrupa Birliğine Uyum çalışmaları kapsamında hazırlıklar yapılmaktadır.
Her ne kadar solvent kullanılan çalışma ortamlarında, zararlı kimyasal etkilerin çalışanlar üzerinde asgari düzeye indirilmesi için bir takım önlemler yasalarla zorunlu hale getirilmişse de bu kurallara tam manasıyla riayet eden, gerekli önlemleri alan kaç adet iş yeri olduğu bilinmemektedir. Denetim altında olan büyük ve köklü kuruluşların haricinde denetlenemeyen iş yerlerindeki çalışma koşullarının tamamen işverenin bilgisine/bilgisizliğine kalmış olduğu maalesef bilinen bir gerçektir. Solventlerin tehlikelerinin yeterince bilinmediği ortadadır.
Solventlerin bir çoğu yanıcı, uçucu, kolay buharlaşıp ortama zehirli veya patlayıcı gaz karışımları verebilen özelliğe sahiptir. Bazılarının uyuşturucu etkileri de olabilir. Bu özellikleriyle iş kazaları oluşumuna doğrudan veya dolaylı neden olmaktadırlar. Bazı solventler, yanmaları sonucunda zehirli gazlar da oluştururlar. Solventlerin insan vücuduna nüfuzu birkaç şekilde olabilmektedir: Solunum, cilt yolu ve ağızdan.
Solvent buharı, zerrecikleri ve solventle kirlenmiş tozlar akciğerler aracılığıyla kolayca kana karışırlar. Kana karışan solvent diğer organlarda da zarar oluşturacaktır, ancak öncelikle üst solunum yollarına büyük zarar verecektir. Solvent bulaşmış ellerle yenilen yemek ya da doğrudan solvent bulaşmış yiyeceklerin tüketilmesi sindirim yoluyla maruziyete neden olur.
Solventler aynı zamanda yağ çözücü özellikleriyle derinin koruyucu etkisini azaltırlar ve deriden rahatlıkla emilir ve kana geçerler. Cilt yoluyla vücuda nüfuz eden solvent, tıpkı solunum yoluyla alınıp kana karıştığındaki gibi diğer organlara da zarar verecektir. Deride kuruma ve çatlaklardan, süregelen deri iltihabına kadar bir çok sağlık sorunları yaşanacaktır.
Çalışma ortamlarında solvente maruz kalan kişiler üzerinde çeşitli etkiler görülebilir.
Kısa süreli etkilenmelerde burun, gırtlak ve akciğerde yanma hissi ve öksürüğe, hatta akciğer ödemine yol açar. Gözlerde yanma, sulanma ve ağrı oluşur. Savunma mekanizmasını yitiren cilt, ortamda bulunan diğer toksik kimyasalların vücuda girişini engelleyemez olur. Bu durumda deri sürekli kızarık, kuru ve kaşıntılı bir görünüm alır. Alkol kullanımına benzeyen bir sarhoşluk oluşturur. Neşelilik hali, uyuşukluk, koordinasyon kaybı, baş ağrısı, yorgunluk ve bulantı yapabilir. Aynı zamanda kalp kasının duyarlılığını arttırıp düzensiz kalp atımlarına da yol açabilirler.
Uzun süreli etkilenmelerde sağlık sorunları genelde yavaş ilerler fakat ortaya çıktıklarında tedavileri ya zor ya da olanaksızdır. Bunlar, insan yaşam kalitesini ileri düzeyde ve uzun süreli ya da hayat boyu bozan ve bazen yaşam süresini kısaltan sağlık bozukluklarıdır.
Birçok solvent, merkezi sinir sistemini ve beyini etkiler. Ayakların yerden kesilmesi hissi, alınganlık, sinirlilik, güçsüzlük,halsizlik, yorgunluk, düşüncelere yoğunlaşma güçlüğü,unutkalnlık ve kişilik değişiklikleri oluşturabilir. Çoğunlukla önceden belirti göstermeden karaciğer hasarına yol açar. Dolaşımdaki kan hücrelerine zarar vererek ya da kan hücresi üretimini bozarak kan hücre sayısı ve işlevini olumsuz etkiler.
Solvente maruz kalan erkeklerin eşlerinin gebeliklerinde düşükler sık sık görülmektedir.
Ayrıca pankreas, akciğer, böbrek ve idrar torbasında kansere de çok kolay yol açabilmektedir.
Göz önünde bulundurulması gereken bir başka konu ise, ortamda birden fazla solvent çeşidi varsa, yalnızca herhangi bir solvent miktarının, kurallarla belirlenmiş kabul edilebilir değerin altında olmasının yeterli olmadığı gerçeğidir. Birden fazla solvent aynı anda bulunduğunda, bazen birbirleri ile etkileşime girerek bambaşka bir kimyasal etki gösterebilirler, bazen ise yalnızca yan yana bulunmaları bile insan sağlığı üzerine son derece kompleks riskler oluşturmaları için yeterlidir.
İş yerlerinde çoğunlukla birden fazla çeşitte solvent kullanılır. Bunlardan bazıları birbirlerinin etkilerini arttırırlar, bazıları da reaksiyona girerek çok daha zararlı kimyasallar oluşturabilirler. Yani her biri kabul edilebilir sınırın çok altında miktarda bulunan solventler, bir arada kullanılıyor iken ortamda çok zararlı bir karışım oluşturmuş olabilirler. Bu konuda iş yerine özel kapsamlı bir inceleme yapılması gereklidir ancak bu tip çalışmalar oldukça maliyetli olduklarından genelde ihmal edilir ve yapılmaz, yalnızca kullanılan solvent çeşitliliğinin azaltılması önerilir.
reklamcılıkta,tehlikeli solvent boyalar kullanılmaktadır.
Özellikle solvent makinesinde baski esnasında operatör, solvent ile doğrudan temas edeceği gibi, yeterince temizlenmemiş ellerle yemek yediği takdirde yutma yoluyla da solvente maruz kalacaktır. Oda sıcaklığında buharlaşabildiğinden dolayı havalandırmanın yetersiz kaldığı durumda solunum yoluyla da akciğerlerine çekecektir. Baskı kalıbının solvent ile yıkanması sonrasında saatler süren fırınlama/kurutma işlemi sonucunda da ortaya zararlı gazlar çıkar. Bu gazlar bir havalandırma tertibatı ile uzaklaştırılmadığı takdirde yine çalışanlarca solunacaktır. Dahili havalandırma sistemleri, ortamda bulunan solvent buharlarının dışarıya atılmasını sağlamalıdır. Bu çalışan sağlığı için oldukça önemlidir. Diğer yandan havalandırma yoluyla dış ortama atılan solventler atmosferde birikerek hava kirliliğine neden olurken yağışlarla geri döndükleri unutulmamalıdır. Gelişmiş ülkelerde uçucu olan zararlı kimyasalların atmosfere karışmalarına önlem olarak sınırlandırmalar ve yerine göre kesin yasaklamalar konulmuştur.
Biz Reklamcılar olarak Dernekler vasıtası ile lütfen imza toplayalım birlik olalım,ve solventin yasaklanması için imza toplayalım.Çok geç olmadan,Hayat bizim hayatımız.
Her ne kadar solvent kullanılan çalışma ortamlarında, zararlı kimyasal etkilerin çalışanlar üzerinde asgari düzeye indirilmesi için bir takım önlemler yasalarla zorunlu hale getirilmişse de bu kurallara tam manasıyla riayet eden, gerekli önlemleri alan kaç adet iş yeri olduğu bilinmemektedir. Denetim altında olan büyük ve köklü kuruluşların haricinde denetlenemeyen iş yerlerindeki çalışma koşullarının tamamen işverenin bilgisine/bilgisizliğine kalmış olduğu maalesef bilinen bir gerçektir. Solventlerin tehlikelerinin yeterince bilinmediği ortadadır.
Solventlerin bir çoğu yanıcı, uçucu, kolay buharlaşıp ortama zehirli veya patlayıcı gaz karışımları verebilen özelliğe sahiptir. Bazılarının uyuşturucu etkileri de olabilir. Bu özellikleriyle iş kazaları oluşumuna doğrudan veya dolaylı neden olmaktadırlar. Bazı solventler, yanmaları sonucunda zehirli gazlar da oluştururlar. Solventlerin insan vücuduna nüfuzu birkaç şekilde olabilmektedir: Solunum, cilt yolu ve ağızdan.
Solvent buharı, zerrecikleri ve solventle kirlenmiş tozlar akciğerler aracılığıyla kolayca kana karışırlar. Kana karışan solvent diğer organlarda da zarar oluşturacaktır, ancak öncelikle üst solunum yollarına büyük zarar verecektir. Solvent bulaşmış ellerle yenilen yemek ya da doğrudan solvent bulaşmış yiyeceklerin tüketilmesi sindirim yoluyla maruziyete neden olur.
Solventler aynı zamanda yağ çözücü özellikleriyle derinin koruyucu etkisini azaltırlar ve deriden rahatlıkla emilir ve kana geçerler. Cilt yoluyla vücuda nüfuz eden solvent, tıpkı solunum yoluyla alınıp kana karıştığındaki gibi diğer organlara da zarar verecektir. Deride kuruma ve çatlaklardan, süregelen deri iltihabına kadar bir çok sağlık sorunları yaşanacaktır.
Çalışma ortamlarında solvente maruz kalan kişiler üzerinde çeşitli etkiler görülebilir.
Kısa süreli etkilenmelerde burun, gırtlak ve akciğerde yanma hissi ve öksürüğe, hatta akciğer ödemine yol açar. Gözlerde yanma, sulanma ve ağrı oluşur. Savunma mekanizmasını yitiren cilt, ortamda bulunan diğer toksik kimyasalların vücuda girişini engelleyemez olur. Bu durumda deri sürekli kızarık, kuru ve kaşıntılı bir görünüm alır. Alkol kullanımına benzeyen bir sarhoşluk oluşturur. Neşelilik hali, uyuşukluk, koordinasyon kaybı, baş ağrısı, yorgunluk ve bulantı yapabilir. Aynı zamanda kalp kasının duyarlılığını arttırıp düzensiz kalp atımlarına da yol açabilirler.
Uzun süreli etkilenmelerde sağlık sorunları genelde yavaş ilerler fakat ortaya çıktıklarında tedavileri ya zor ya da olanaksızdır. Bunlar, insan yaşam kalitesini ileri düzeyde ve uzun süreli ya da hayat boyu bozan ve bazen yaşam süresini kısaltan sağlık bozukluklarıdır.
Birçok solvent, merkezi sinir sistemini ve beyini etkiler. Ayakların yerden kesilmesi hissi, alınganlık, sinirlilik, güçsüzlük,halsizlik, yorgunluk, düşüncelere yoğunlaşma güçlüğü,unutkalnlık ve kişilik değişiklikleri oluşturabilir. Çoğunlukla önceden belirti göstermeden karaciğer hasarına yol açar. Dolaşımdaki kan hücrelerine zarar vererek ya da kan hücresi üretimini bozarak kan hücre sayısı ve işlevini olumsuz etkiler.
Solvente maruz kalan erkeklerin eşlerinin gebeliklerinde düşükler sık sık görülmektedir.
Ayrıca pankreas, akciğer, böbrek ve idrar torbasında kansere de çok kolay yol açabilmektedir.
Göz önünde bulundurulması gereken bir başka konu ise, ortamda birden fazla solvent çeşidi varsa, yalnızca herhangi bir solvent miktarının, kurallarla belirlenmiş kabul edilebilir değerin altında olmasının yeterli olmadığı gerçeğidir. Birden fazla solvent aynı anda bulunduğunda, bazen birbirleri ile etkileşime girerek bambaşka bir kimyasal etki gösterebilirler, bazen ise yalnızca yan yana bulunmaları bile insan sağlığı üzerine son derece kompleks riskler oluşturmaları için yeterlidir.
İş yerlerinde çoğunlukla birden fazla çeşitte solvent kullanılır. Bunlardan bazıları birbirlerinin etkilerini arttırırlar, bazıları da reaksiyona girerek çok daha zararlı kimyasallar oluşturabilirler. Yani her biri kabul edilebilir sınırın çok altında miktarda bulunan solventler, bir arada kullanılıyor iken ortamda çok zararlı bir karışım oluşturmuş olabilirler. Bu konuda iş yerine özel kapsamlı bir inceleme yapılması gereklidir ancak bu tip çalışmalar oldukça maliyetli olduklarından genelde ihmal edilir ve yapılmaz, yalnızca kullanılan solvent çeşitliliğinin azaltılması önerilir.
reklamcılıkta,tehlikeli solvent boyalar kullanılmaktadır.
Özellikle solvent makinesinde baski esnasında operatör, solvent ile doğrudan temas edeceği gibi, yeterince temizlenmemiş ellerle yemek yediği takdirde yutma yoluyla da solvente maruz kalacaktır. Oda sıcaklığında buharlaşabildiğinden dolayı havalandırmanın yetersiz kaldığı durumda solunum yoluyla da akciğerlerine çekecektir. Baskı kalıbının solvent ile yıkanması sonrasında saatler süren fırınlama/kurutma işlemi sonucunda da ortaya zararlı gazlar çıkar. Bu gazlar bir havalandırma tertibatı ile uzaklaştırılmadığı takdirde yine çalışanlarca solunacaktır. Dahili havalandırma sistemleri, ortamda bulunan solvent buharlarının dışarıya atılmasını sağlamalıdır. Bu çalışan sağlığı için oldukça önemlidir. Diğer yandan havalandırma yoluyla dış ortama atılan solventler atmosferde birikerek hava kirliliğine neden olurken yağışlarla geri döndükleri unutulmamalıdır. Gelişmiş ülkelerde uçucu olan zararlı kimyasalların atmosfere karışmalarına önlem olarak sınırlandırmalar ve yerine göre kesin yasaklamalar konulmuştur.
Biz Reklamcılar olarak Dernekler vasıtası ile lütfen imza toplayalım birlik olalım,ve solventin yasaklanması için imza toplayalım.Çok geç olmadan,Hayat bizim hayatımız.