shedesign
👑Efsanevi Grafiker👑
Stephen Edwin King 1947'de Maine, Portland'da, Donald ve Nellie Ruth Pillsbury King'in ikinci çocukları olarak dünyaya geldi. Stephen; anne ve babasının o henüz emeklemeye başladığında boşanmasının ardından, kardeşi David ile annesinin yanında kaldı Çocukluğunun bir bölümü Indiana ve Connecticut'ta geçti.
Stephen ve kardeşi David annelerinin Maine'deki aile bireylerini sık sık ziyaret ediyorlardı. Stephen on bir yaşına geldiğinde anneleri, çocuklarını daha iyi yetişeceklerini düşündüğü Maine'e geri getirdi. Aynı zamanda çok yaşlanmış ve bakıma muhtaç olan anne ve babası Guy ve Nellie Pillsbury'nin bakımını da üzerine aldı. Bu arada ailenin diğer bireylerinden de mali destek alıyordu.
Korku edebiyatı ile ilk kez “Weird Tales” ve “Startling Stories” gibi dergilerle tanışan King, bu tür hikayeler yazarak para kazanmayı o zaman aklına koymuştu. Yayınlanıp para kazanamayan ilk hikayesi “Mezar Soyan Bir Yeniyetmeyim”, 1963 yılında çıktı. Hikayenin ismi “Yarım Bir Korku Dünyası”na çevrilerek yayınlandı. Konusu ise solucanlar büyüten ve yanında çalıştırdığı bir genci taze gömülmüş ölüleri topraktan çıkartmaya zorlayan bir bilim adamı üzerineydi.
Stephen, Durham'da dilbilgisi okuluna ve ardından Lisbon Falls Lisesi'ne devam etti ve 1966'da mezun oldu. Üniversitedeki ikinci yılında okul gazetesi “The Maine Campus”te, haftalık bir köşe yazmaya başladı. Aynı zamanda öğrenciler arasında oluşturulan senatoda da aktif bir öğrenciydi. Orono Kampüsü'nde Vietnam Savaşının anayasaya karşı olduğunu savunan arkadaşları ile birlikte gösterilere katıldı. 1970 yılında Maine Üniversitesi'nden mezun olan King, artık İngilizce eğitimi verebilecek düzeydeydi.
1969 yılında “Cam Zemin” adlı ikinci hikayesini sattı. Ayna kaplanmış tabanlı ve gizli kütüphanesi olan hortlaklı bir evle ilgili hikayede, King'e göre kötülüğe ilk meyili ortaya çıkmıştı.
Orono'da Maine Üniversitesi Kütüphanesi'nde tanışmış olduğu Tabitha ile 1971 yılının Ocak ayında evlendi. Henüz öğretmen olarak bir iş bulamadığı için, eşi ile hayatlarını bir çamaşırhaneden işçi olarak elde ettiği maaş ve erkek dergilerine arada sırada sattığı kısa hikayelerden kazandıkları para ile sürdürdüler. “Şövalye ve Züppe”, “Hapishane” gibi kısa öykülerle para kazanan King, ailesine zar zor bakabiliyordu.
Çamaşırhanede çalıştığı dönemde iş arkadaşlarından biri, daha sonra kitaplarından birine ilham verecek şekilde, mengeneye düşerek iki elini birden kaybetti ve yerlerine birer kanca taktı. King arkadaşını şöyle anlatıyor : "Her zaman beyaz bir gömlek ve kravat takardı. Kravatın düğümünü nasıl ustalıkla bağladığını merak ederdik. Tuvalete gittiğinde bir kancasını sıcak suya, diğerini soğuk suya sokar, arkanızdan yaklaşıp kancalarını boynunuza geçirdi. Bu onun küçük şakasıydı."
Stephen, erkek dergilerine ilk satışını üniversiteden mezun olduktan hemen sonra yapmıştı. Evliliğinin ilk yıllarında bu dergilere hikayeler satmayı sürdüren yazarın bu eserlerinden bazıları, daha sonraki yıllarda yayınlanan “The Nightshift Collection” kitabında ve diğer toplama kitaplarında yayınlandı.
1971 yılı sonbaharında Stephen, Maine Hampden Yüksek Okulu'nda İngilizce dersleri vermeye başladı. Akşamüstleri ve hafta sonları kısa öykülerini yazmayı sürdürüyor ve romanları üzerinde çalışıyordu.
1973 yılı ilkbahar aylarında, Doubleday& Co., ilk romanı “Carrie”yi yayınlamayı kabul etti. Aynı yılın anneler gününde, Stephen yayıncısından kitap satışlarından kazanacağı paranın onu artık geçindirebileceğini ve artık öğretmenliği bırakıp yazarlığı ana mesleği olarak görebileceğini öğrendi.
Evliliklerinin başından itibaren Maine Bangor'da yaşayan aile, Stephen King'in annesinin rahatsızlığı ile aralarına katılmasından sonra 1973 yılında Güney Maine'a taşındı. Kış ayları için Sebago Gölü kıyılarında bir ev kiralayan Stephen King, ikinci kitabı “Jerusalem's Lot”ı burada, evin garajında küçük bir çalışma odasında yazdı. Aynı dönemde annesi elli dokuz yaşında kanserden öldü.
“Carrie” 1974 yılı ilkbaharında yayınlandı. Aynı yıl King Ailesi, Colarado Boulder'da yaşamak üzere Maine'den ayrıldı. Burada kaldıkları bir yıldan kısa süre içerisinde Stephen King, “The Shining”i yazdı. Maine'a geri dönmeye karar veren aile, batı taraflarında göller bölgesinde bir ev satın aldı. Bu evde yazar, kurgusunun büyük bir bölümünü Boulder'da yapmış olduğu “The Stand”ı ve sonra “The Dead Zone”u yazdı.
Stephen ve kardeşi David annelerinin Maine'deki aile bireylerini sık sık ziyaret ediyorlardı. Stephen on bir yaşına geldiğinde anneleri, çocuklarını daha iyi yetişeceklerini düşündüğü Maine'e geri getirdi. Aynı zamanda çok yaşlanmış ve bakıma muhtaç olan anne ve babası Guy ve Nellie Pillsbury'nin bakımını da üzerine aldı. Bu arada ailenin diğer bireylerinden de mali destek alıyordu.
Korku edebiyatı ile ilk kez “Weird Tales” ve “Startling Stories” gibi dergilerle tanışan King, bu tür hikayeler yazarak para kazanmayı o zaman aklına koymuştu. Yayınlanıp para kazanamayan ilk hikayesi “Mezar Soyan Bir Yeniyetmeyim”, 1963 yılında çıktı. Hikayenin ismi “Yarım Bir Korku Dünyası”na çevrilerek yayınlandı. Konusu ise solucanlar büyüten ve yanında çalıştırdığı bir genci taze gömülmüş ölüleri topraktan çıkartmaya zorlayan bir bilim adamı üzerineydi.
Stephen, Durham'da dilbilgisi okuluna ve ardından Lisbon Falls Lisesi'ne devam etti ve 1966'da mezun oldu. Üniversitedeki ikinci yılında okul gazetesi “The Maine Campus”te, haftalık bir köşe yazmaya başladı. Aynı zamanda öğrenciler arasında oluşturulan senatoda da aktif bir öğrenciydi. Orono Kampüsü'nde Vietnam Savaşının anayasaya karşı olduğunu savunan arkadaşları ile birlikte gösterilere katıldı. 1970 yılında Maine Üniversitesi'nden mezun olan King, artık İngilizce eğitimi verebilecek düzeydeydi.
1969 yılında “Cam Zemin” adlı ikinci hikayesini sattı. Ayna kaplanmış tabanlı ve gizli kütüphanesi olan hortlaklı bir evle ilgili hikayede, King'e göre kötülüğe ilk meyili ortaya çıkmıştı.
Orono'da Maine Üniversitesi Kütüphanesi'nde tanışmış olduğu Tabitha ile 1971 yılının Ocak ayında evlendi. Henüz öğretmen olarak bir iş bulamadığı için, eşi ile hayatlarını bir çamaşırhaneden işçi olarak elde ettiği maaş ve erkek dergilerine arada sırada sattığı kısa hikayelerden kazandıkları para ile sürdürdüler. “Şövalye ve Züppe”, “Hapishane” gibi kısa öykülerle para kazanan King, ailesine zar zor bakabiliyordu.
Çamaşırhanede çalıştığı dönemde iş arkadaşlarından biri, daha sonra kitaplarından birine ilham verecek şekilde, mengeneye düşerek iki elini birden kaybetti ve yerlerine birer kanca taktı. King arkadaşını şöyle anlatıyor : "Her zaman beyaz bir gömlek ve kravat takardı. Kravatın düğümünü nasıl ustalıkla bağladığını merak ederdik. Tuvalete gittiğinde bir kancasını sıcak suya, diğerini soğuk suya sokar, arkanızdan yaklaşıp kancalarını boynunuza geçirdi. Bu onun küçük şakasıydı."
Stephen, erkek dergilerine ilk satışını üniversiteden mezun olduktan hemen sonra yapmıştı. Evliliğinin ilk yıllarında bu dergilere hikayeler satmayı sürdüren yazarın bu eserlerinden bazıları, daha sonraki yıllarda yayınlanan “The Nightshift Collection” kitabında ve diğer toplama kitaplarında yayınlandı.
1971 yılı sonbaharında Stephen, Maine Hampden Yüksek Okulu'nda İngilizce dersleri vermeye başladı. Akşamüstleri ve hafta sonları kısa öykülerini yazmayı sürdürüyor ve romanları üzerinde çalışıyordu.
1973 yılı ilkbahar aylarında, Doubleday& Co., ilk romanı “Carrie”yi yayınlamayı kabul etti. Aynı yılın anneler gününde, Stephen yayıncısından kitap satışlarından kazanacağı paranın onu artık geçindirebileceğini ve artık öğretmenliği bırakıp yazarlığı ana mesleği olarak görebileceğini öğrendi.
Evliliklerinin başından itibaren Maine Bangor'da yaşayan aile, Stephen King'in annesinin rahatsızlığı ile aralarına katılmasından sonra 1973 yılında Güney Maine'a taşındı. Kış ayları için Sebago Gölü kıyılarında bir ev kiralayan Stephen King, ikinci kitabı “Jerusalem's Lot”ı burada, evin garajında küçük bir çalışma odasında yazdı. Aynı dönemde annesi elli dokuz yaşında kanserden öldü.
“Carrie” 1974 yılı ilkbaharında yayınlandı. Aynı yıl King Ailesi, Colarado Boulder'da yaşamak üzere Maine'den ayrıldı. Burada kaldıkları bir yıldan kısa süre içerisinde Stephen King, “The Shining”i yazdı. Maine'a geri dönmeye karar veren aile, batı taraflarında göller bölgesinde bir ev satın aldı. Bu evde yazar, kurgusunun büyük bir bölümünü Boulder'da yapmış olduğu “The Stand”ı ve sonra “The Dead Zone”u yazdı.