toprakasi
🏅Acemi Tasarımcı🏅
- Katılım
- 3 Ara 2007
- Mesajlar
- 80
- Tepkime puanı
- 0
Uzun zamandır, yani sanırım doğuştan gelen birşey yazı yazıyorm hayal gücüm ve ben, senaryolar, aşklar, masallar, şiirler aynızamanda grafikerim ama bu ilan grafik tasarım için değil, bir yazar nasıl iş bulur yani nereye başvurur çok araştırdım ama baktımki çoğu yazarlar şanslarını kullanmışlar bende şansımı deniyeceğim belki burdan bir yazar arayan çıkar ve benim yazılarımda bir gün meşhur olur..
Her sabahtan biraz farklı uyandı, havada sıkıcı bulutlar vardı ve şemsiyeyle bile korunamayacağın çise atıyordu gıcıklığına rüzgâr. Kahvaltısını çalıştığı kafede yapacaktı, aynaya baktı banyodan çıkınca nedendir bilinmez yalnızlığı böyle havalarda hiç sevmiyordu. Saçları dağınıktı kirli sakalı çene altında uzamış top sakalıyla buluşuyordu, bebeksi bir yüzü vardı. Aynanın çatlakları arasından gördü ve yinede yakışıklıyım dedi ince bıyığının altından gülerek...
Dışarı çıktığında atkısının ucunu montundan arkaya fırlattı aslında içinde bilmediği bu garip sıkıntının ona bazen güç verdiğini hatta güven verdiğini düşünüyordu çünkü her şeyden sıkılıyordu ve hiç bir şey umurunda değildi ve bu tavır onu çok karizmatik gösteriyordu camekanlardan yansıyan gölgesine baktığında.
Saat 8 olmuştu ve Kadıköy’den kalkan vapur beklemezdi emin önündeki işyerine hep bu vapurla gidiyordu seviyordu vapuru martıların alaycı uçuşlarında memleketini hatırlıyordu, hatıralarını, tenlerinde iz bıraktığı kadınları. Bazen çok esprili bazense çok durgun olurdu ama bu hava etkilemişti onu çiseler yüzüne vurdukça içindeki sıkıntı büyüyordu sanki..
Bilerek dışarı oturdu dalgaların dengesiz danslarını seyretmek için burnuna bir çiçek kokusu geldi baharı andıran döndü hafice yanına, bir kız oturuyordu gülüşlerine baktı bir an sıkıntısını elinden düşürüp denize attı. Neydi bu yaşadığı neden terledi ki şimdi elleri ve neden utanıyordu neredeydi o sabahki yıkılmaz sandığı kendine güveni..
merhaba dedi kız tüm makyaj malzemelerini ağlatan sade güzelliğiyle.. Merhaba dedi sanki mutluluk satıcısı gibi...
Devam edecek.....
Her sabahtan biraz farklı uyandı, havada sıkıcı bulutlar vardı ve şemsiyeyle bile korunamayacağın çise atıyordu gıcıklığına rüzgâr. Kahvaltısını çalıştığı kafede yapacaktı, aynaya baktı banyodan çıkınca nedendir bilinmez yalnızlığı böyle havalarda hiç sevmiyordu. Saçları dağınıktı kirli sakalı çene altında uzamış top sakalıyla buluşuyordu, bebeksi bir yüzü vardı. Aynanın çatlakları arasından gördü ve yinede yakışıklıyım dedi ince bıyığının altından gülerek...
Dışarı çıktığında atkısının ucunu montundan arkaya fırlattı aslında içinde bilmediği bu garip sıkıntının ona bazen güç verdiğini hatta güven verdiğini düşünüyordu çünkü her şeyden sıkılıyordu ve hiç bir şey umurunda değildi ve bu tavır onu çok karizmatik gösteriyordu camekanlardan yansıyan gölgesine baktığında.
Saat 8 olmuştu ve Kadıköy’den kalkan vapur beklemezdi emin önündeki işyerine hep bu vapurla gidiyordu seviyordu vapuru martıların alaycı uçuşlarında memleketini hatırlıyordu, hatıralarını, tenlerinde iz bıraktığı kadınları. Bazen çok esprili bazense çok durgun olurdu ama bu hava etkilemişti onu çiseler yüzüne vurdukça içindeki sıkıntı büyüyordu sanki..
Bilerek dışarı oturdu dalgaların dengesiz danslarını seyretmek için burnuna bir çiçek kokusu geldi baharı andıran döndü hafice yanına, bir kız oturuyordu gülüşlerine baktı bir an sıkıntısını elinden düşürüp denize attı. Neydi bu yaşadığı neden terledi ki şimdi elleri ve neden utanıyordu neredeydi o sabahki yıkılmaz sandığı kendine güveni..
merhaba dedi kız tüm makyaj malzemelerini ağlatan sade güzelliğiyle.. Merhaba dedi sanki mutluluk satıcısı gibi...
Devam edecek.....