tekniği, ışığı şunu bunu bırakınca bi kenara ben kendi gördüğümü paylaşmak isterim sizinle,
baksanıza saat bile durmuş gibi görünüyor ama insanlar hala haraket halinde, bir yerlerden bir yerlere koşturmacalar durmuyor, o tezatın içinde felsefik hislere kapılmamak da elde değil.
siyah beyaz olması ayrı bir hüzün katmış, kadraj çok ii, merdivenlerin ilk bölümünün önünde durmuş kendinizi ufacık hissederken bulmanız gibi, bu da hüznü perçinliyor ... sizi bilmem ama ben fena derin daldım bu foto'da
ilpostino ellerine sağlık, tebrikler, çalışmalarının devamını bekleriz ...
23.17 ayrılığın vakti ....
bilerek mi yanına
almadın giderken
başının yastıkta
bıraktığı
çukuru
güveniyordum
oysa ben sevgimize
vapur iskelesi
ya da tren istasyonundaki
saatin doğruluğu kadar
beni senin gibi
bir de annem terketmişti
ki göbeğimde durur
onun yokluğundan
bana kalan
çukur
S.Akın
Elinize saglık
eğer bi ramacın yoksa deklanşöre defalarca basman sadece bataryayı bitirir kartı doldurur parmağını yorar
konu (metro), bakış açısı, teknik (siyahbeyaz vb) zekice... Tezatlığı böyle bir anla yakalaması ile de müstesna bir sonuç...
Tebrik eder, başarılarınızın devamını dilerim.
Saat 23:17 Yoksun
Saat 23:30 Yok!
Altı, yedi, ertesi gün...
Daha ertesi...
Ve belki kimbilir...
Sana birgün bir diyeceğim olacak İlpostino, Eline sağlık...
Eveet... Sırayla başlayalım şimdi

Cevapsız bırakmak kabalık olur...
Sayın
srpabz gerçekten de anlatmak istediklerimi ya da benim hissettiklerimi iyi anlamışsınız... Teşekkür ederim... Elbette devam ederim yüklemeye, siz bu kadar beğendikten ve istedikten sonra...
Gerçekten de ayrılığın vakti idi sevgili
grafiker001... 13 dakika sonra kalkıyordu trenim İstanbul'a doğru...
Kısa bir zaman öncesine kadar evimin giriş kapısında yazılı idi bu güzel şiiri Sunay Abi'nin... Şimdi silip başka bir şiir yazdım ama yine de alttan alttan okunuyor birazcık... Hatta bir gün annem evime geldiğinde şiiri benim yazdığımı zannedip "Ben ne zaman terkettim seni?" diye sitemle sormuştu... Sonra şiirin aslını gösterdim kitaptan da ancak ikna oldu

sevgili
Hades...
(Ayrıca bu şiir daha uygun olmuş fotoğrafıma, nasıl aklıma gelmedi ki benim

?)
Bir
ramacım 
olmasa onca fotoğrafı çekmem sevgili
alpgrafik... Amaç kalıcı olmak... Ayrıca kart bol merak etme, parmaksa senelerdir basıyor deklanşöre, antremanlı yani

Ama deklanşörler gibi onun da bir ömrü var ve tabii bağlı bulunduğu vücudun da
Teşekkür ediyorum sevgili
puhuma... Gar görevlilerine yakalanmayayım diye neler çektim

"Gar içinde fotoğraf çekmek yasak"mışşş...
Ne güzel bir gönderme yaptın Nazım Usta'ya Sevgili
Roxelana... Ne güzel bir şiirdir o... Duyguların hiç ağdalı sözlere gerek duyulmadan dümdüz anlatıldığı... Ve illa ki şu bölümü :
"...
En güzel deniz,
Henüz gidilmemiş olandır
En güzel çocuk
Henüz büyümedi
En güzel günlerimiz
Henüz yaşamadıklarımız
Ve sana söylemek istediğim
En güzel söz
Henüz söylememiş olduğum sözdür
O şimdi ne yapıyor?
Şu anda şimdi, şimdi, şimdi
Evde mi, sokakta mı?
Çalışıyor mu, uzanmış mı, ayakta mı?
Kolunu kaldırmış olabilir mi, hey gülüm
Beyaz kalın bileğini nasıl da çırçıplak eder bu hareketi
O şimdi ne yapıyor
Şu anda şimdi, şimdi, şimdi
..."
Bir gün, ne zaman?
