Kelimeleriz yok artık, sözlerimizin içi boş, anlamlar başka baharlara ötelenmiş. İnsan olmaya yetecek anlamları biriktiremiyoruz artık zihnimizde. Can havliyle rakamlara sarılıyoruz bu yüzden. Rakamlar yeni gözdemiz. Yeni yalanımızı rakamlardan örüyoruz. Olabildiğince yüksekliğe, olabildiğince derinliğe, olabildiğince genişliğe sahip olsun istiyoruz yalanımız. Oysa yalan tabiatı icabı küçük ve basit bir şey... Onu bu kadar büyük bir kalıba doldurabilmek için karikatürleşmemiz gerekiyor hepimizin. Saçmalıklarla geçen bunca yıldan sonra zor olmuyor elbet bu!
Bu yalan dünyalarda, bu ışıltılı karanlıklarda, bu iskambil şatolarda kendine yer bulamayanların, içindeki o ince sızıya yalanın yıllar yıllar yıllar süren uzun saltanatı boyunca sağırlaşamayanların işi zor bundan sonra. Gerçeğin gün gün tedavülden kalktığı bu dünyada, başlarını sokacakları tek çatısı olmayan bir dünya bekliyor çünkü ruh sahiplerini. Yalanın mağrurları gün gün teslim alıyor gerçeğin düşkünlerini...
GÖKHAN ÖZCAN / 30 Ekim 2008
Bu yalan dünyalarda, bu ışıltılı karanlıklarda, bu iskambil şatolarda kendine yer bulamayanların, içindeki o ince sızıya yalanın yıllar yıllar yıllar süren uzun saltanatı boyunca sağırlaşamayanların işi zor bundan sonra. Gerçeğin gün gün tedavülden kalktığı bu dünyada, başlarını sokacakları tek çatısı olmayan bir dünya bekliyor çünkü ruh sahiplerini. Yalanın mağrurları gün gün teslim alıyor gerçeğin düşkünlerini...
GÖKHAN ÖZCAN / 30 Ekim 2008