Neler yeni

Yeni mesajlar Yeni konular En çok mesaj En çok tepki En çok görüntülenen

Ambalajda Tasarımın Hedefleri...

byzed

⭐Deneyimli Tasarımcı⭐
Katılım
18 Ocak 2008
Mesajlar
184
Tepkime puanı
15
Web sitesi
www.zulfikarfidanci.com
Bir yönetici adayı olarak işverenle bir görüşme yapacaksınız yada bir satış temsilcisi olarak ürününüzü veya hizmetinizi tanıtmak adına bir müşterinizle iş görüşmeniz var, nasıl giyinirsiniz ?

1.İlk intiba çok önemlidir diye düşünür, görüşmeye 1-0 galip başlamak, işveren yada müşteriyi önce görünüşünüzle etkilemek için sinek kaydı bir traşın arkasından son derece şık bir takım elbise giyinir, hoş kokulu bir parfüm sıkarsınız. ( Bayanlar için traş kısmını es geçiyorum )

2. “Görünüşümün pek bir önemi yok ! Ben zaten işimde en iyisiyim…” yada “müşterimin ürünümü başka yerden temin etmesi zaten mümkün değil, Tarzan gibi gitsem yine satarım” dersiniz.

Tanınmış bir marka, kalitesi tescilli bir ürünü en uygun fiyata müşterisine sunuyorsa ve ” Üretebildiğim kadarını zaten satıyorum, fazla para bizi bozar “ diye düşünüyorsa bu makale onları ilgilendirmiyor demektir.

Alışveriş kültürümüzü semt pazarlarından grosmarketlere ve binlerce metrekarelik alışveriş merkezlerine taşıdığımız günümüzde bazı değerler de yer değiştiriyor veya yeniden düzenleniyor. İhtiyaç duyduğumuz bir ürünün belkide yüzlerce alternatifini bir arada bulduğumuz bu alışveriş merkezlerinde basit bir makarna yada peynir bile onlarca çeşit ve onlarca marka ile alıcısını raflarda dakikalarca düşünmeye, tercih yapmaya zorluyor. Daha 5-6 yıl öncesine kadar fırına gidip “iki ekmek” derken, bugün grosmarketlerin ekmek reyonu önünde sanki bütün Dünya’nın kaderi bizim seçimimize bağlıymış gibi hangi ekmeği alacağımızı düşünüyoruz. Saatlerimiz alışveriş merkezlerinde geçiyor. Oraları tercih ediyoruz çünkü ekmekten bilgisayara, bardakdan araba lastiğine, peynirden karpuza kadar (bahçe mobilyası dahil) alabileceğimiz herşey o dört duvarın içinde mevcut. Hemde onlarca farklı kalite ve fiyatla.

Seçeneklerin bu kadar çok olduğu bir ortamda insanın en büyük yardımcısı ise “Ambalaj”. Ürünü kim yapmış, nerde yapmış, içine ne koymuş, hangi şartlarda üretmiş, kimden izin almış, ne zaman üretilmiş ve hatta bir tarafını kesip fabrikaya postaladığınız da araba veriyormu..? gibi bir çok sorunuzun cevabını üzerinde bulduğunuz “Ambalaj”. Yani ürünün sessiz satıcısı. Saydığım bu soruları ve daha fazlasını cevaplamak bir ambalajın öncelikli amacıdır. Ancak enaz soruları cevaplamak kadar önemli bir hedefi daha vardır ambalajın ; Satmak ! Yani alıcısını kendini tercih etmeye ikna etmek ve hatta onun psikolojisini kontrol altına alarak buna zorlamak.

Yukarıda verdiğim 1. madde örneği ( İlk intiba çok önemlidir… ) bizim konumuzla bire bir örtüşüyor çünkü ” Ambalaj da, ürünün elbisesidir “ ve ürün rafta müşterisi ile karşılaştığı anda aralarında psikolojik bir iş görüşmesi başlar, ürün giydiği elbisesi (ambalaj) ile bu iş görüşmesini galibiyetle sonuçlandırmak için alıcısını tavlamak, cazibesiyle etkilemek, onu cezbetmek zorundadır. Ambalaj da tasarımın önemi bu görüşmeden hemen önce başlıyor. Alışveriş marketlerinde ürünler sınıflandırılmış reyonlarda, kategorize edilmiş şekilde düzenlenirler, yani bakliyat reyonundaki raflarda on farklı marka, onlarca farklı ürün çeşitiyle müşteriye sunulur. Önce ürünler sonra markalar kategorize edilmiştir. A marka makarna, yine A marka pirinçle yanyana gelmez. Aslında bu sistem alıcı için avantaj ama marka sahibi satıcı için dezavantajdır. Makarna reyonuna girdiğinizde kırmızı-yeşil renklerin hakim olduğu bir ortam görürsünüz ve bu renklerdeki monotonluk yetmezmiş gibi bütün ambalajların tasarımları da neredeyse birbirinin aynısıdır. Çorba, salça, meşrubat, çay, turşu gibi daha bir çok üründe bu renk ve tasarım benzerliği maalesef kronikleşmiştir.

Renk ve tasarım monotonluğunda ürün kendisini ifade etme sıkıntısı çeker. Tamamı kamuflaj giyinmiş binlerce asker arasında sizin kardeşiniz veya oğlunuz hemde öylece esas duruşta beklerken nasıl farkedilebilsin ki ?

Ambalaj da tasarımın hedefi farkettirmektir. Binlerce kamuflajlı askerin arasına beyaz gömlekle girmektir. Kırmızı rengin makarna, sarı rengin çay ile hiçbir alakası yoktur. Algı psikolojisinde ne kırmızı makarnayı, ne de sarı renk çayı çağrıştırmaz. Ambalaj da profesyonelce işlenmiş bir tasarım, ürünün farkedilebilirliğini artırır, satışı kolaylaştırır, alışverişi hızlandırır. Aynı şekilde bir ambalaj tasarımı, müşterinin marka saplantısını yok eder, ufak tefek fiyat farklarını boşvermesini ve aldığı ürüne güven duymasını sağlar.

Bütün bu avantajların yanısıra kaliteli bir ambalaj tasarımının yetemeyeceği bir durum vardır. Üretici yada satıcı şuna karar vermek zorundadır ;

Ürünü ya daha fazla yada daha pahalı satmak ! İkisinin aynı anda olması pek mümkün değildir. Çünkü ; Ürünü daha fazla satacağınız hedef kitle ile, daha pahalı satacağınız hedef kitle farklıdır. Bu farklılık ürün alıcısının gelir ve kültür düzeyinde ortaya çıkar. Büyük bir marketde sızma zeytinyağının bir litresini en fazla 12 TL den satabilirsiniz, aynı zeytinyağını bir gurme mağazada yarım litrelik (500ml) özel bir şişeye doldurarak 15 TL’ye satarsınız ki bu da litresi 30 TL demektir. Gurme mağazada satacağınız zeytinyağı, kalite beklentisi yüksek müşteri kitlesinin görsel zevkine hitap edecek bir ambalaja ve tasarıma sahip olmak zorundadır. Zeytinyağınızı rakiplerinizden daha fazla ve daha hızlı satmak için ürününüze çok şık bir elbise giydirmek zorundasınız.

Ambalaj da kaliteli, farklı, profesyonel bir tasarımın hem üreticiye hemde satıcıya sağladığı bazı avantajları şöyle sıralayabiliriz ;

• Üreticinin, ürününü satmak istediği mağaza, market veya toptancılarla anlaşmasında ciddi bir avantaj sağlar.

• Mağaza veya marketlerde parakende alışveriş yapan müşteri kalabalık raflarda ürünü daha hızlı farkeder.

• Müşterinin görsel zevki ön plana çıkar, marka saplantısı ve fiyat mukayesesi gibi alışveriş refleksleri zayıflar.

• Müşterinin ambalaj ile arasındaki bu görsel iletişim uzun süreli inceleme ve kararsızlık yerine, beğeni ve satınalma ile sonuçlanır.

• Üretici daha hızlı ve daha kolay sattığı üründen kısa sürede yeni sipariş alır.

• Müşteri ve üretici arasında oluşan arz-talep sürekliliği bir süre sonra üreticinin hatırı sayılır bir markaya sahip olmasını sağlar.

• Üretici, ürünü ve ambalaj kalitesi ile değer verdiği müşterilerinin talebini karşılamak için üretimini ve hizmet kalitesini artırır.

• Müşteri özel bir ambalaj sayesinde aldığı ürünle yeni bir marka saplantısına sahip olur. Bu durum hem ambalajın tasarımına önem veren üreticinin hemde bu ürüne yatırım yapan satıcının kazancıdır.

Hangi amaca hizmet ederse etsin “tasarım bir hedef için üretilir” ve doğru tasarıma harcanan emek de, para da hiçbir zaman ziyan olmaz.

Herzaman dediğim gibi ; Eğitim ve kültür seviyesi ne olursa olsun her insanın algılama, güzel olanı seçebilme, farkı ayırt edebilme yeteneği vardır. Mona Lisa’nın kusursuzluğu bir entellektüeli etkilediği gibi bir çobanı da hayran bırakır. Meslek hayatı boyunca binden fazla tasarıma imza atmış bir grafik tasarımcı olarak bu tezimi yüzlerce defa doğruladığıma inanabilirsiniz.

Yada “En iyisini siz bilirsiniz”.
 

epalo

🌱Yeni Üye🌱
Katılım
22 Haz 2009
Mesajlar
5
Tepkime puanı
0
ambalaj tasarımı için en çok kullanılan programlar
nelerdir
 

vatandas2009

🌟Usta Tasarımcı🌟
Katılım
3 Tem 2009
Mesajlar
398
Tepkime puanı
10
Bu piyasanın kaliteye ne kadar önem verdiğine bağlı biraz.Her matbaa ve reklam ajansları için söylemiyorum ama içlerinde kaliteye önem veren firmalarda var tabiki.Ama bende biraz bu işin ucundan kenarından bu piyasaya da bulunmuş biri olarak şunu söyleyebilirim.Bazı matbaalar müşteriye ürün yetiştirebilmek için 8 10 tane grafikeri dizmiş sıra sıra seri üretime geçmiş. müşteriye ürün yetişsinde kalite çok önemli diğil gözüyle bakanlar var. Mesala kreatif çalışan reklam ajansları biraz daha kaliteye önem veriyor diyebilirim.Malesef bu piyasada insört çalışmasında kullanmış oldukları görseli adam gidip markette kendi cep telofonunun kamerasıyla (1.2 mp) çekip bunu insörtte kullanan matbalar hala devam ediyor.
 

byzed

⭐Deneyimli Tasarımcı⭐
Katılım
18 Ocak 2008
Mesajlar
184
Tepkime puanı
15
Web sitesi
www.zulfikarfidanci.com
Bugüne kadar hiç bir konuda amatör düşünmedim, benim işim profesyonel düşünenlerle. Bahsettiğin ajans ve matbaalardan bıkıp usanan o kadar çok firma var ki, beni arayıp "bugüne kadar verdileri paraları ve boşa harcadıkları zamanı" yakına yakına anlatanların sayısı hiç de az değil.
Tasarım otomobil gibidir ; Ne kadar bütçe ayırırsan o kadar lükse sahip olursun. Yıllardır müşteriyi fırçalayan tasarımcılardan veyansın dinliyorum fakat kimse başını ellerinin arasına alıp "acaba ben mi bir yerde hata yapıyorum" demiyor. Bence müşterinin suçu yok... maalesef !!!
 

doctorwho

🌱Yeni Üye🌱
Katılım
16 May 2009
Mesajlar
17
Tepkime puanı
0
Vatandas2009 a katılıyorum. Şu anda çalıştığım ajansta gelen işlere (ambalaj dışındaki
işlerde) özen ve emek harcamak istememe rağmen patron hızlıca yap geç diye zorluyor

Nitelikten çok, niceliğe bakıyorlar.
 

byzed

⭐Deneyimli Tasarımcı⭐
Katılım
18 Ocak 2008
Mesajlar
184
Tepkime puanı
15
Web sitesi
www.zulfikarfidanci.com
Vatandas2009 a katılıyorum. Şu anda çalıştığım ajansta gelen işlere (ambalaj dışındaki işlerde) özen ve emek harcamak istememe rağmen patron hızlıca yap geç diye zorluyor
Nitelikten çok, niceliğe bakıyorlar.

Sürümden kazanıyor demek ki :wink:
Mevcut müşteri portföyü içerisinde bu tip ucuz maliyetli "işimi görsün yeter" mantığı güden firmalar olduğu gibi, ürününe ve hizmetine saygı gösterip, ucuz ve hızlı sonuçlanan tasarımlarla bir yere varılmadığını anlayan vizyonu geniş firmalarda var. Markası saklı kalsın... Bir gıda üreticisi kendi markasını profesyonelce reklam ve tasarımlarla piyasaya sunarken, aynı üretici başka bir firmaya fason olarak aynı ürünleri ambalajlıyor. Ne reklam var, ne tasarım ! Fakat bu ürünlerde çok ucuz fiyatları ile tanınmış bir zincir marketde satılıyor. Ürün aynı mı ? bilemiyorum ! Ama satış fiyatı çook farklı !!! Maliyeti 100bin TL olan bir evi 50bin TL ye mal edersen o evden ne eksiltmiş olabilirsin ? Sanırım çok şey ;)
Dediğim gibi, ben herzaman profesyonel amaca hizmet ediyorum, bu anlayışı prensip edinmek isteyen ve kendine güvenen meslektaşlarım "para kazanırmıyım ?" korkusunu bir kenara bırakıp serbest tasarımcı olarak çalışsınlar. Ve hiç merak etmesinler ki, biraz çaba gösterirlerse aldıkları maaşdan daha fazla kazanacaklardır.
 

vatandas2009

🌟Usta Tasarımcı🌟
Katılım
3 Tem 2009
Mesajlar
398
Tepkime puanı
10
Vatandas2009 a katılıyorum. Şu anda çalıştığım ajansta gelen işlere (ambalaj dışındaki
işlerde) özen ve emek harcamak istememe rağmen patron hızlıca yap geç diye zorluyor

Nitelikten çok, niceliğe bakıyorlar.

bu tarz matbaalarda çalışmayacaksın aslında adamı köle niyetine çalıştırırlar.başını kaldıramazsın bilgisayardan.vakti zamanında böyle bir matbaaya girmiştim 2. günü işi bıraktım. adam benim çalışmamı gördüğ için ilk gün arkamdan kaç kere telefon açtı gel çalış diye, kaçtım canımı zor kurtardım:rofl:
 
Son düzenleme:

doctorwho

🌱Yeni Üye🌱
Katılım
16 May 2009
Mesajlar
17
Tepkime puanı
0
bu tarz matbaalarda çalışmayacaksın aslında adamı köle niyetine çalıştırırlar.başını kaldıramazsın bilgisayardan.vakti zamanında böyle bir matbaaya girmiştim 2. günü işi bıraktım. adam benim çalışmamı gördüğ için ilk gün arkamdan kaç kere telefon açtı gel çalış diye, kaçtım canımı zor kurtardım:rofl:



Biraz mecburiyim.
Birazda yavaş yavaş anlayışını değiştirebilecek gibiyim. Çünkü tek grafikeri benim ben gidersem kalır.

Ama şu mecburiyetim bitsin vnnnn

:D
 

byzed

⭐Deneyimli Tasarımcı⭐
Katılım
18 Ocak 2008
Mesajlar
184
Tepkime puanı
15
Web sitesi
www.zulfikarfidanci.com
Biraz mecburiyim.
Birazda yavaş yavaş anlayışını değiştirebilecek gibiyim. Çünkü tek grafikeri benim ben gidersem kalır.

Ama şu mecburiyetim bitsin vnnnn

:D

Sevgili kardeşim, kendini harcama boşuna. Sen gidersen başkası gelir, o da giderse bir başkası... Zaman ve sağlık insanın en değerli varlığıdır. Kaç yaşındasın bilmiyorum ama ben bunu anladığım da 35 yaşındaydım ve bir anda hayatımda herşeyi değiştirdim. Bugün neredeyse 40 yaşımdayım ve keşke 5 yıl değilde 15-20 yıl önce davransaydım diyorum. Sevgili babamın bir nasihatı vardı sağolsun... "hiç bir zaman yerinin doldurulamayacağını düşünme, unutma ki hayat bunu düşünenlerin hayal kırıklıkları ile doludur". Ve maalesef ben kendimi böyle düşünmüştüm ve maalesef hayal kırıklığına uğramıştım. Ben yokum ama o şirket hala ayakta. Sağlıklı kal.
 

doctorwho

🌱Yeni Üye🌱
Katılım
16 May 2009
Mesajlar
17
Tepkime puanı
0
Sevgili kardeşim, kendini harcama boşuna. Sen gidersen başkası gelir, o da giderse bir başkası... Zaman ve sağlık insanın en değerli varlığıdır. Kaç yaşındasın bilmiyorum ama ben bunu anladığım da 35 yaşındaydım ve bir anda hayatımda herşeyi değiştirdim. Bugün neredeyse 40 yaşımdayım ve keşke 5 yıl değilde 15-20 yıl önce davransaydım diyorum. Sevgili babamın bir nasihatı vardı sağolsun... "hiç bir zaman yerinin doldurulamayacağını düşünme, unutma ki hayat bunu düşünenlerin hayal kırıklıkları ile doludur". Ve maalesef ben kendimi böyle düşünmüştüm ve maalesef hayal kırıklığına uğramıştım. Ben yokum ama o şirket hala ayakta. Sağlıklı kal.


Eksik bir şekilde anlttığıdman sanırım yanlış anlamışsın. Yerim doldurulamaz anlamında demedim, bende başkası çalışmaz orada pek anlamında dedim. Çünkü öğrendiğim kadarıyla benden önce çalışan elemanalrın çoğu paralarını eksik aldığı için ayrılmış ve pekte güzel bir ünleri yok. Ben hergün başlarınıne tini yediğim için biraz gecikmeyle alabilyiorum.

Yoksa dediklerine katılyıorum.
 

byzed

⭐Deneyimli Tasarımcı⭐
Katılım
18 Ocak 2008
Mesajlar
184
Tepkime puanı
15
Web sitesi
www.zulfikarfidanci.com
Eksik bir şekilde anlttığıdman sanırım yanlış anlamışsın. Yerim doldurulamaz anlamında demedim, bende başkası çalışmaz orada pek anlamında dedim. Çünkü öğrendiğim kadarıyla benden önce çalışan elemanalrın çoğu paralarını eksik aldığı için ayrılmış ve pekte güzel bir ünleri yok. Ben hergün başlarınıne tini yediğim için biraz gecikmeyle alabilyiorum.

Yoksa dediklerine katılyıorum.

:smile: Yav bu durum daha kötü o zaman, keşke benim anladığım şekilde olsaydı. Neyse, yine de kendini düşünmende yarar var. Bu piyasada çalışanın hakkını her ay düzenli veren, sigortasını ödeyen ve hatta kazancının vergilerini bile aksatmadan ödeyen ajans, matbaa veya tasarım ofsisi sahibi işverenler var. Senin işvereni pek tanımıyorum fakat 30 yılı aşkın süredir belki de 100'e yakın yerde çalışmış bir insan olarak tecrübemi aktarıyorum ; Çalışanın maaşını ödemeyip evine özel arabası ile giden bir işveren bile benim için dürüst bir insan değildir. Durumumuz çok kötü, ah, vah edip benim maaşımı ödemeyen ama bayramda da Bodrum'a tatile giden işverenim bile olmuştu, maalsef. Çok elit bir işle uğraştığını ve bu harcadığın emeğin parayla bile ölçülemeyeceğini bilmeni isterim. Ayrıca, makalemi okuduğun için de teşekkür ederim.
 

doctorwho

🌱Yeni Üye🌱
Katılım
16 May 2009
Mesajlar
17
Tepkime puanı
0
:smile: Yav bu durum daha kötü o zaman, keşke benim anladığım şekilde olsaydı. Neyse, yine de kendini düşünmende yarar var. Bu piyasada çalışanın hakkını her ay düzenli veren, sigortasını ödeyen ve hatta kazancının vergilerini bile aksatmadan ödeyen ajans, matbaa veya tasarım ofsisi sahibi işverenler var. Senin işvereni pek tanımıyorum fakat 30 yılı aşkın süredir belki de 100'e yakın yerde çalışmış bir insan olarak tecrübemi aktarıyorum ; Çalışanın maaşını ödemeyip evine özel arabası ile giden bir işveren bile benim için dürüst bir insan değildir. Durumumuz çok kötü, ah, vah edip benim maaşımı ödemeyen ama bayramda da Bodrum'a tatile giden işverenim bile olmuştu, maalsef. Çok elit bir işle uğraştığını ve bu harcadığın emeğin parayla bile ölçülemeyeceğini bilmeni isterim. Ayrıca, makalemi okuduğun için de teşekkür ederim.




Öncelikle asıl ben teşekkür ederim makalen için. Gerçekten faydalı bir makale.


Dediklerinde haklısın. Ama borç denilen şey yüzünden bir kaç hafta daha dayanmam lazım. Eğer şimdi burdan çıkıp hızlı bir şekilde iş bulamazsam sorun olabilir.
Fikirlerin için tekrar teşekkürler. Tecrübenin değeri. :)
 
Üst