jokermen
⭐Deneyimli Tasarımcı⭐
- Katılım
- 14 Nis 2008
- Mesajlar
- 211
- Tepkime puanı
- 32
BNC: Sürgülü video fiş ve priz sistemi. Pin adı verilen fiş uçlarının sayısı önemlidir. Buna dikkat etmek gerekir. Ayrıca televizyonun arkasında bulunan prizler, kolay bağlantı yapılmasına imkan vermeyebilir. Evlerimizdeki TV'ler çoğunlukla kütüphane raflarına konulduğundan arkaya ulaşmak bazen imkansız olabilir. Bu nedenle bağlantı yerleri ön panelde olan TV cihazlarını tercih etmelisiniz.
Boca M144EE: Her ortamda yüksek performans gösteriyor ve 14.400bps faks hızı sunan Boca modem, iyi bir fiyat/performans oranıyla dikkat çekiyor.
BODY: HTML sayfalarında kullanılır. HTML sayfalarını oluşturan kodları barındıran "Başlık" ile "Son" arasındaki bölümdür.
Bolean : İkili sayı sitemini bulan matematikçi.
Booster: Güçlendirici televizyon sinyalini güçlendirmek görüntünün ve sesin daha kaliteli alınabilmesini sağlayan araç.
Boot : Sistemin istenilen seviyeden işleme başlamasını sağlayan makine prosedürü. İlk birkaç talimat, bir giriş cihazından gelir ve bunlarla sistemin tamamının yüklenebilmesi sağlanır.
BOT: Sohbet amaçlı bir IRC kanalı üzerinde dinleme ve cevaplama programları için oraya özgü (o kanalın jargonuna ait) terim.
Bounce: Geri dönmeTeslimattaki bir hata yüzünden gönderilen postanın bir kısmının geri dönmesi.
Boşluk şarjı : Anoda gerilim uygulanmadığında ve fleman ısıtıldığında katod etrafında biriken elektronların oluşturduğu küme.
BPS : Bit per second (saniyedeki bit sayısı
Broadcast : Radyo ve TV yayınları (Yayın kalitesi).
Browser: Bir ağ üzerinde, bilgiyi aramak, bulmak, görmek ve işlemek için grafik etkileşimli arabirime sahip uygulama yazılımı. Tarayıcı.
BROWSER: World Wide Web üzerinde dökümanların transfer edilip görüntülenmesini sağlayan programlara "browser" adı verilir. Sakın Web tarayıcıların Netscape, MS, Internet, Explorer ve Mosaic'le sınırlı olduğunu sanmayın. http//www.browserwatch.com adresinde bir göz atın. İstemediğiniz kadar çok ve çeşitli tarayıcıyı bir arada bulacaksınız.
Built-in: Cihazın içine yerleştirilmiş olan sistem veya başka bir cihaz.
BBS: İlan Tahtası SistemleriElektronik mesaj hizmetleri veren, dosya arşivleri sunan, sistemi çalıştıranın ilgi alınına giren diğer hizmet ve aktiviteleri sağlayan bilgisayar ve üzerinde çalışan yazılıma BBS denir. BBS'ler şimdiye kadar hobi olarak kullanılıyordu. Fakat Internet'e bağlı BBS'lerin sayısı hızla artmakta ve şu anda bir çok BBS devlet, eğitim ve araştırma kurumları tarafından işletilmektedir. Elektronik Posta (Electronic Mail), Internet, Usenet.
Byte : Sekiz data biti+bir parti bitten meydana gelen bir alfabetik veya özel karakterdir. Genelde ASCII kodludur.
Bytes: Genelde 8'bit'ten oluşan dikey ve yatay olarak ekranda gösterilen pixel'lerin sayısının temsil eden bir bit grubu. Data'resolution'u ile bu iki faktör görüntünün kalitesini tesbit ederler. Daha çok sayıda pixel'i görüntülemek için, daha fazla hafıza ve fazladan 'peripheral'lar gerekir.
CA/CG : Computer Animation Computer Graphics için İngilizce'sinden kısaltma. CAD: Grafik işlerinin mimari ve mühendislik sistemleri için çizim ve planların bilgisayarda üretilmesi.
CADD: Bilgisayar destekli Taslak ve Dizayn üretimi.
CAM: Bilgisayar Destekli Üretim.
Camcorder: Camera+recorder.
CWIS: Kampüs Çapında Bilgi SistemiKampüs çapında bilgi sistemleri bilgi ve hizmetleri iletişim ağları ve etkileşimli bilgisayar uygulamalarıyla kampüstekilere sunar. Genel kapsamı telefon ve adres rehberi, takvimler, ilan tahtaları, veritabanları gibi hizmetlerdir.
CAND: Bilgisayar Destekli Taslak ve Dizayn üretimi.
CANLANDIRMA: Yakın zamana kadar sadece sinema endüstrisinin bir etkinliği olan animasyonun dilimizdeki karşılığı canlandırma'dır. Teknik olarak baktığımızda animasyon, hareketli görüntü demektir. Bugün pazardaki pek çok ürün, masaüstü bir kişisel bilgisayarlarda animasyon yapmaya olanak sağlamaktadır.Elle çizilmeyen, özel donanım yardımıyla bilgisayar ortamına aktarılmış sabit resimlerdir.
Canon BJ200: Saniyede 86 karakter basım hızı ve kaliteli çıktı alma imkanı ile beğeni kazanan Canon BJ200, fiyatı ile de ilgi çekti. Tonlama yeteneği ve uzun süreli kulanıma olan yatkınlığıyla da dikkat çekici bir ürün olma özelliğini taşıyan yazıcı çeşidi.
CD-I (Interaktive-CD): Duran görnütler, audio, grafik ve bilgisayar bilgileri verebilen interaktif bir ürün için kullanılan deyim
CD-ROM XA: CD-I gibi, bu depo edici disk bilgisayar metin ve grafiklerini, ve durağan görüntülü video bilgileri ve yüksek kaliteli audio ile kombine eder.
CD-ROM: Herhangi bir dijital bilgiyi bir kompakt diskte toplamak için geliştirilmiş biçimsel bir standart.
CD-ROM: Yazılımların depolanmasında, arşivlenmesinde ve multimedya uygulamalarında kullanılan dünya standartıdır.
CD-ROM: CD-ROM, kişisel bilgisayar ortamlarında harici bir CD-ROM okuyucu yoluyla kullanılan CD'lerdir. Bilginin CD-ROM üzerine kaydediliş şekli hangi işletim sisteminde kullanılacağını belirler. CD-ROM okuyucular ise böyle bir ayrıma tabi değildir. Macintosh ve IBM uyumlu bilgisayarlar aynı CD-ROM okuyucusunu kullanabilirler. CD-ROM okuyucuların fiyat farklılıklarını belirleyen, bilgi erişim hızlarıdır. Bu hız, ortalama 31 milisaniye ile 120 ms arasında değişir. CD-ROM 'ların bilgi erişim hızı her geçen gün artmakta fiyatları ise düşmektedir.CD-ROM okuyucusu bilgisayara harici olarak veya disket sürücü gibi ana gövdeye de takılabilir.Tüm CD-Audio'ları bu okuyucular okuyabilir.CD-DOM'un bilgi kayıt formatı Sarı Kitap adı verilen teknik spesifikasyonla standartlaştırılmıştır.
CD-ROM Sürücünün Denetlenmesi: Bilgisayar bir CD sürücüsünü kontrol ederek, bir CD' deki depolanmış müziği okutabilir.
CD-Audio: Müzik CD'lerinin yayımlandığı medyadır ve tüm CD okuyucularında çalışabilme özelliğine sahiptir. CD-Audio'nun bilgi kayıt formatı Kırmızı Kitap adı verilen teknik spesifikasyonla standartlaştırılmıştır.
CDD: Işığı hassas bir elektronik levha veya kamera çeşidi.
CDI (intevaktive): İçinde müzik, grafik, ve videoyu etkileşimli bir şekilde bulundurabilen bir CD formatıdır. Sadece CDI formatını okuyabilen cihazlar mevcuttur. Bilgisayar ortamında CDI oynatmak için ek bir yazılım gerekmektedir.
CD-I: CD-Interactive, tüketici pazarına yönelik üretilen ve televizyonla birlikte kullanılan bir CD çalar aygıtı için geliştirilmiş bir formattır. Üzerine 19 saatlik mono ses, veya 72 dakikalık tam ekran video veya 5000 adet fotoğraf kaydedilebilmektedir. Bunların farklı oranlarda kombinasyonları mümkündür.Tüm detayları Yeşil kitapla standartlaşmıştır. CD-I okuyucunun diğer okuyuculardan temel farklılığı kullanımı için yalnızca bir TV'nin yeterli olmasıdır. Okuyucu, uzaktan kumanda bir fare, veya kablolu bir fare ile kullanılmaktadır. Ayrıca, tüm CD-Audio disklerini de okuyabilmektedir.
CD-XA: Bu format Sony'nin getirdiği bir standart olup fazla yaygınlık kazanmamıştır. Temelde CD-ROM formatının daha iyi görsel bilgi aktarabilmesi için geliştirilmiş bir ara çözümdür. Yine bilgisayarlara takılan özel bir okuyucu tarafından okunabilmektedir. Bilgi kayıt formatı Sarı kitapta standartlaştırılmıştır.
CD-Bridge: En yaygın kullanımında olan CD-ROM formatı ile yeni gelmesine rağmen hızla yaygınlaşan CD-I formatlarının bir anlamıyla bileşiminden çıkan bir formattır. Bu formatta kayıt yapılan disk hem CD-I okuyucuda hem de CD-ROM okuyucuda kullanılabilmektedir.Daha fazla, yazılım üreticilerinin yeni gelişen pazarlara CD-ROM ürünlerini aktarmaları için geliştirilmiştir.Özel bir okuyucusu yoktur.
CD TERMİNOLOJİSİ: CD'ler multimedya programlarının en yaygın kayıt ve kullanım ortamı haline gelmektedir. Bu gelişmenin nedeni, CD'lerin geniş hafıza kapasitesinden kaynaklanmaktadır. Bir CD, 650 MB hafıza kapasitesiyle 450 adet 1.4 MB hafızalı bilgisayar disketine eşdeğerdir. Bu özellikleriyle CD'ler doğal olarak bol miktarda hafıza gerektiren görsel işitsel veriler için en uygun ortamı sağlamaktadır.
Cel: Bir animasyon içindeki tek bir çizim veya çerçeve.
Cel Animation: Bir görüntünün ufak kısımlarının animasyonu.
PC Tools: PC Tools, temel disk yönetimi, dosya işlemleri gibi alanlarda, işletim sistemi tasarımcılarının unuttuğu işlevleri kullanıcılara erişilebilir kılan kullanışlı bir yazılım.
CGA (Color Graphics Adapter) : 320x200 çözünürlükte 4 renk gösterebilir.
CGA: IBM PC'leri ve eş değerde cihazlar için konulan ilk video interface standardı
CGI: Bir Web hizmet birimi üzerinde arka planda çalışan uygulamalar yazan programcılar için bir arabirim.
CGI: Web tarayıcılarının Web Hizmetçileri ile iletişim kurmasını sağlayan arabirimdir. Web taraycıları CGI aracılığıyla, HTML içindeki formları ve döküman kaynaklı sorgulayıcıları Web hizmetçilerinin anlayabileceği hale sokarlar.
Channel (Kanal): Bir ağdaki iki yer arasında, belirli iletim hızına sahip bir iletişim hattı.
Character (karakter) : Bilgisayar tarafınrdan yazılıp okunabilen ve depolanan herhangi bir tek alfabetik, nümerik, noktalama veya değer işaretlerinden biri.
Chat: Gerçek zamanlı görüşmeyi tanımlamak için kullanılan bir terimdir. IRC, WebChat, gibi bir arabirim.
Check: CD player'de yapılan programın kontrol edilmesi.
Checksum: Sağlama toplamıBir veri paketinin içeriğinden yararlanarak hesaplanan değer. Bu değer paketle beraber aktarılır, alıcı sistem aldığı verilerden yararlanarak bu değeri yeniden hesaplar ve paketle gelen değerler karşılaştırır. İki değer aynıysa alıcı veriyi hatasız olarak aldığından emin olur.
Chip : İnce kesilmiş silisyum dilimi.
Chroma: Video sinyalinde ölçülen, hue'lerin miktarları ve izafi parlaklıkları. Bu sinyal olmaksızın alınan video görüntüsü siyah-beyaz olurdu.
Chromakey: Video görüntülerini ikinci bir video kaynağındaki seçilmiş bir renk üzerine bir özel efekt yaratıcı sistemi veya bilgisayar kullanarak geçirmek.
CLICKABLE MAP: HTML'nin bu özelliğini kullanarak bir resmin değişik yerlerine tıklandığında kullanıcıyı bambaşka adreslere taşımasını sağlayabilirsiniz.
CLIENT: Internet üzerindeki bir sunucuya bağlanmış olan "istemci" makinaya "aclient" ismi verilir.
Client: KullanıcıBir başka bilgisayar sistemini ya da programın hizmetini talep eden bilgisayar sistemi ya da programa verilen ad. Dosya dağıtıcısından (file server) herhangi bir dosyanın içeriğini isteyen diğer bilgisayar o dağıtıcının kullanıcısıdır. kullanıcı-dağıtıcı modeli (client-server model), hizmet birimi (server).
Client-server model: Kullanıcı-dağıtıcı modeliBir çok iletişim ağı protokolünün çalışma şeklini tanımlayan bir model. Bu modelde aynı ağ üzerinde bir dağıtıcı program (server), ve bu dağıtıcıdan bilgi talebinde bulunan kullanıcı programları (client) vardır. Örneğin bir çok yerel iletişim ağlarında bir dosya dağıtıcısı (file server) ve ondan gerektiğinde dosya talep eden kullanıcılar (client) vardır. Bu modelin en büyük avantajı işlem yükünün makineler arasında paylaşılmalıdır. kullanıcı (client), dağıtıcı (server), anasistem-terminal modeli.
Client: Bir ağ servisini kullanan kullanıcı veya kullanıcıya hizmet eden program.
Clock : Saat sinyali.
CMS (Color Management System): Renk Yönetim Sistemi. Ekranların RGB, ofset baskı tekniğinin CMYK olmasından dolayı meydana gelen renk kayıplarını gidermek için kullanılan renk yönetim programları. EfiColor, KPCMS gibi..
CMYK: Cyan, Magenta, Yellow, Black renklerinden oluşan ve ofset baskı tekniğinde kullanılan renk dünyası. CMYK'da renkler birleştikçe (üstüste geldikçe) koyulaşır. Bu yüzden Subractive Colour (Çıkarılan Renkler) olarak isimlendirilir.
COAXİAL : Dış ortamdaki parazit gürültülerden etkilenmeyen dışı örgülü 75 W Ohm'luk kablo cinsi ve standardı.
COBOL: Komplike iş uygulamaları ile ilgili program yazmaya uygun bilgisayar programlama dili. COBOL, US savunma bakanlığı kuruluşu olan CODASYL ile çeşitli bilgisayar imalatçıları ve bilgi işlem cihazları kullanıcıları tarafından geliştirilmiştir.
Code (kod): 1- Bilgisayar sistemleri için talimat yazmak.2- Uygun tabloya göre bilgilerin sınıflandırılması3- Makine dilini kullanmak.4- Program yapmak.
Colorization (Renklendirme): Siyah - beyaz bir görüntüye renk katmak veya renkli bir görüntünün rengini değiştirmek.
Colour Bars: Herhangi bir video cihazı içindeki renk dengesini ayarlayan standart renk tablosu
Column Chart: Dikey kolonlardan oluşan bir tablo.
Command (komut) : Bilgisayara başlamasını, durmasını veya devam etmesini söyleyen bir pals, sinyal, kelime veya harf dizisi. Command, çok sık olarak instruction (talimat) ile karıştırılır.
Command İnterpreter : Komut Analizörü.Bir Turbo DOS'ta komutu inceleyip de yapması gerektiğini saptayan bölüm S.R. Ranganathan tarafından geliştirilmiş yüzeysel bir sınıflandırma düzeni.
Communication Link (İletişim Hattı: İki kullanıcıyı birbirine bağlayan donanım ve yazılımdan oluşan sistem.
Compact disc: Kompakt disk Laser ile okunan ses ve görüntü disklerdir. Yapımı foğtoğraf filimlerinin basımına benzemektedir. Önce müziğin üzerine işlendiği bir uzman disk hazırlanır. Bu diskten negatif çıkarılır ve negatife göre seri disk imaline geçilir. Laser disk üzerine depolanmış dijital müzik bilgilerini okur. Disk yüzeyinde yaklaşık olarak 5 milyar nokta bulunur. Her nokta sesin dijital bir sinyalini temsil eder. Bir saniyed 44 bin 100 nokta okunur. Böylece analog ses okuma sistemlerinin avantajları yakaklanmış olur. Disk yüzeyinde mekanik bir temas olmadığndan aşınma da olmaz. Diske müzik kaydetmek için yüksek güçlü bir laser kullanılır. Okunma sırasında düşük güçlü laser kaynağı eterli olmaktadıdr. Disk üzerindeki izlerin toplam uzunluğu 2.5mil kadardır. İz genişliği ise 0.5 mikrondur.Comparator Karşılaştırıcı.
Compiler : Derleyici.
Compiler : Herhangi bir programlama dili ile yazılmış bir bilgisayar programını, bilgisayarın kendi diline çeviren program (Derleme)
Composite (Kompozit): Yayın amacı ile üç ayrı renk sinyali (kırmızı, yeşil ve mavi) artı zamanlama ve senkronizasyon sinyallerini hava dalgaları veya tek bir kablo yoluyla nakledilebilir. bir kompozit içine kombine edilebilmesi. Kompozit videolar ve televizyon setlerinde VCR'lerde ve diğer alt fiyat grubundaki video techizatında kullanırlar.
Composite Sync: Yatay ve dikey scan kontrolleri olan toplu bir senkronizasyon sistemi.
Compression/Decompression: Depolama ve iletişim araçlarının taşıyabileceğinden daha fazla bilgiyi saklamamızı ya da iletmemizi sağlayan sıkıştırma ve açma yöntemidir.
COMPUSERVE: Compuserve'de America On Line gibi, dünyanın en büyük on-line servislerinden biridir. Aradaki fark Compuserve'ün daha çok iş dünyasına yönelik olmasıdır. Compuserve'den Internet'in birçok servisine metin-tabanlı bağlanabilirsiniz. Compuserve aynı zamanda Spry Inc firmasının da sahibidir. Bu yüzden Spry Inc'e ait olan Mosaic web tarayıcısının promosyonlarını gerçekleştirmektedir. Compuserve, yakında kendisi dışında Internet'e ayrı bir tarayıcıyla bağlanmak istemeyenler için Microsoft Internet tarayıcısının özel bir sürümünü destekleyecektir. Compuserve hakkında Internet üzerinden bilgi almak için http//www.compuserve.com ve http//www.spry.com adreslerine bağlanabilirsiniz.
Compuskip: Banttan bulunduğu durumdan ileride veya geride belli sayıda seçilmiş konumu arayıp bulan sistem.
Computer Simulation: Bir bilgisayar programı içindeki fiziksel işlemlerin simülasyonu
CONFERECING (KONFERANS): Web üzerinde, iki ya da daha fazla bilgisayar aracılığıyla, yüzyüze, görsel ve sesli iletişimdir. Günümüzde hatların elverişsiz olması nedeniyle eş-zamanlı bir görüşme sağlamak olanaksızdır. Web'ler bu tip iletişimi sağlamak açısından BBS'lerden daha elverişlidir. http//webnotes.ostech.com adresinde bu konu hakkında bir demo bulabilirsiniz.
Configuration (konfigürasyon) : Hardware için, sistemi oluşturan bir grup araç. (device) software için toplam software grubunun arasında kurulan ilişki.
Configuration: Bir bilgisayar sisteminin dizaynı cihazların birbirine uyumunu sağlayan arajman işlemi.
Congestion: TıkanıklıkVeri iletişim ağının kapasitesinden fazla yüklenmesi sonucu oluşan durum.Connection (BağlantıBir noktadan diğer bir noktaya adanmış veya anahtarlanmış iletişim yolu.
Continue: CD player'de seçilmemiş bölümlerin çalınmasına devam edilmesini sağlayan özellik.
Contrast (Kontras): Bir görüntünün beyaz bölgelerinin siyah bölgelere oranının farkı.
Contrast Ratio (Kontras Oranı: Bir görüntünün mümkün olan en parlak bölgesinin, mümkün olan en karanlık bölgesine olan parlaklık oranı.
Contrast: Bir görüntünün beyaz bölgelerinin siyah bölgelere oranla ne denli parlak olduğu
Control unit : Bilgisayarda işlemleri organize ve kontrol eden bölüm.
Controller : Bir işlem veya makinenin işlemini kontrol eden aygıt.
Coprocessor : Mikroişlemci ile birlikte çalıştırılan ve mikro işlemcinin özel bazı hesaplamalarını daha hızlı yapabilmesini sağlayan mikroişlemci cihazı.
CorelIDRAW 7.0: Eski yavaşlığını yenerek karşımıza çıkan Coreldraw 7.0, vektör grafiğe dayalı, metin işleme olanakları ve 22.000 ClipArt, 825 tane font ve 100 tane High-Resolution olanakları ile beğeni kazanan bir program.
Counter: Sayaç. Mekanik ya da elektronik olarak çalışır. Kafa önünden geçen band uzunluğunu inç cinsinden verir.
CPU: Central Processing Unit. Merkezi İşlem Birimi. Bilgisayarın işlemlerinin yapıldığı ve transistörlerin bulunduğu küçük çip.
Cracker: Sistem kırıcıSistem kırıcı yetkisi olmayan bilgisayar sistemlerine girmeye çalışan kişilere verilen isimdir. Bu kişiler bilgisayar hastalarının (hackers) tersine kötü niyetlidir ve kırdıkları sistemlerden bir çok menfaat elde ederler. bilgisayar hastası (hacker), Truva atı (Trojan Horse), virüs (virus), solucan (worm). vb.
Cracker: Sisteme giriş yetkisi olmayan sistem kırıcı kişilere verilen isim. Hacker'ların tersine kötü niyetli kişiler olup, menfaat elde etme amacı güderler.
Crawis: Ekranda gözüken credit'lerin veya diğer grafik malzeimelerinin haraketleri
Cursor (imleç) : Bilgisayar ekranında göz kırpan çizgi veya kutu. Bir sonraki data girişinin nereye yapılacağını gösteren işaret.
Cut: Bir yapım içinde bir sekans ile diğer bir sekans arasında ani bir geçiş aynı zamanda bir video edit'i için de kullanılır (kesme).
CWIS: Campus Wide Information system
Cyan : Camgöbeği rengi.
Cyberspace (Siberuzay): Ünlü bilim kurgu yazarı William Gibson tarafından Neuromancer isimli romanında kullanılan terimdir. Bilgisayarlardan oluşan ve toplumun bu bilgisayarların etrafında oluştuğu bir dünyayı ifade etmektedir. İlk kez ünlü bilim kurgu yazarı William Gibson'un "Neuromancer" adlı romanında kullandığı, bilgisayar destekli iletişimin, insan beyni ve bilgisayar ağı ile tanımladığı bölge.
DA (Display Adapter): Görüntü adaptörü. DA/Converter: Bilgisayar tarafından kullanılan dijital sinyalleri, analog sinyallere çeviren bir cihaz
DAC : Dijital ses kasedi
DARPA: Savunma Bakanlığı İleri Araştırma Projeleri Ajansı (Defense Advanced Research Projects Agency)
DAT : Dönel kafa prensibi ile sayısal yazan ve okuyan kesinlikle dip gürültüsü olmayan kayıt cihazları. Bunlar 44.1 ya da 48, KHz sampling rate kullanarak CD kalitesinde ya da daha yüksek kalitede kayıtlar gerçekleştirir. Bunların CD'ye çıkışları sayısal olarak yapılacaksa mutlaka 44.1 olarak kaydedilmelidir.
DAT : (Digital Audio Tape) Özel formatta kaseti üzerine 16 bit 44.1 ya da 48 KHz. sampling rate kullanarak digital ve dönel kafa prensibi ile çok kaliteli kayıt yapan teyp sistemi.
DAT : Digital Audio Tape günümüzde Master banda olarak standartlara yerleşmiş Teyp sistemi. Dönel kafa sistemi ile çalışmakta. CD ya da üzerinde kayıt yapan teyp sistemi.
DAT: Digital Audio Tape tamamıyla sayısal kayıt formatları ile kendine özgü kaseti üzerine video recorder prensibi gibi dönel kafa ile kayıt yapan teyp aygıtı.
Data (Bilgi-veri) : Bilgisayar tarafından üretilen ve işlenebilen bilgi elemanı için kullanılan genel terim.
Database Veri tabanı: Bir bilgisayar sistemi içinde saklı ve erişilebilir verilerin tümü. Bunlar değişik kullanıcıların aynı bilgilere erişebilmesi ve gereksiz tekrar ve fazlalıkları önlemek amacıyla büyük bir kütük şeklinde hazırlanabilir. Bu düzen veri saklama alanında daha az yer kapladığı gibi erişim süresini de hızlandırır. İzni olmayan kişilerin kullanmasını ve başkalarına ait verilerle karışımı veya bunların bozulmasını önlemek için bu kütüğe parolalar ve kullanıcı alanları konulabilir.
Data bus : Veri hattı.
Database (Veritabanı: Bilginin çok sayıda kullanıcının yararlanacağı şekilde saklanması.
DBS: Uydu televizyon yayınları televizyon sinyallerini uydulardan direkt olarak evlerdeki antenlere gönderen uydu yayın sisitemi.
Decimal : Onlu.
Decoder: Kod çözücü. Bazı uydu yayınları elektronik olarak kodlanmakta ve kod çözücü olmadan izlenmemektedir. Sadece abonelere dağıtılan bu kod çözücüler, sinyalleri izlenebilir hale getirir. Ancak rekabet nedeniyle pek çok kuruluş kodlama sisteminden vazgeçmek zorunda kalmıştır.
Decoder / Encoder : Bir decoder kompozit bir video sinyalini ayrı ayrı RGB sinyallerine çevirir. Bir encoder ise, bu RGB sinyallerini tek bir kompozit sinyale çevirir.
Dedicated Line: Bir iletişim şirketinden kiralanan özel hat.
Default route: Varsayılan rotaSevk tablosunda adresi bulunamayan paketlerin gönderileceği rota.
Default : Bilgisayarın otomatik olarak geçerli saydığı ve aksi belirtilene kadar geçerliliğini koruyan işlem veya değer.
DARPA: Savunma Bakanlığı İleri Araştırma Projeleri AjansıAskeriye tarafından kullanılmak üzere yeni teknolojiler üretmekle sorumlu A.B.D. Savunma Bakanlığı Ajansı. DARPA (daha önce ARPA olarak bilinmekteydi) bugünkü Internet'in geliştirilmesinden sorumluydu ve Berkeley UNIX ve TCP/IP'yi de içeren bir çok geliştirme projesini finanse etti.
DDN NIC: Savunma Bakanlığı Bilgisayar Ağı için Ağ Danışma MerkeziGenelde "The NIC" olarak bilinen bu yerin en önemli sorumlulukları arasında Internet ağ adreslerini ve özerk sistem numaralarının dağıtılması, hiyerarşideki en üst alanın yöntemi, ve DDN için danışma ve destek hizmetleri vermesi gibi konular sayılabilir. Burası ayrıca RFC'ler için birincil başvuru kaynağıdır. ağ adresi (network address), Ağ Danışma Merkezi (Network Information Center), Yorumlar İçin Rica (Request For Comments).
Definiton: Bir görüntünün kesinlikği veya ayrışımı.
Defringe: Photoshop'da, A zeminindeki bir B alanını kopyalayıp, bir C alanı üzerine yapıştırdığınızda, B alanın kenarlarında oluşan ve A zeminine ait olan pikseller. Bu piksellerdeki renk, C ile uyumsuz ise çok çirkin bir görüntü oluşur.
Degrade: Bir rengin bir başka renge dönüşmesi esnasında oluşan renk geçişi. Koyudan açığı gibi..
DEJANEWS: Adres http//www.dejanews.com/DejaNews aradığınız konuyu UseNet haber grupları aracılığıyla bulur. Bulunan bilgiler ise yazdığınız kelime tutarlılık derecesine göre sıralanır.
Dekuplaj : İstenmeyen sinyallerin şaseye iletilmesi.
Dekuple : Bir sonraki kata iletilmeyen, şaseye aktarılan
Delete: CD playerde diskin istenmeyen bölümlerinin çalınmamasını sağlayan özelik (veya silme tuşu).
Delimiter : Bir depolama bölgesinde bilginin başlangıç ve bitişini işaretleyen karakter.Bu işlem için genellikle virgül, iki nokta üst üste, space kullanılır.
Desaturate: Solgunluk. Bir rengin veya bir alandaki renklerin, olduğundan daha cansız, tram değeri düşük görünmesi.
Device : Özel bir işlem yapabilen hardware parçası. Printer, bir device örneğidir.
Deşarj : Boşalma, üzerindeki yükü atma.
Dial-up: İki makine arasında telefon hattı üzerinden arama yapılarak sağlanan geçici bağlantıya verilen isim.
Difüzyon : Dağılma, yayılma, püskürtme.
Digital (Sayısal): Ses, görüntü, bilgisayar verisi ya da diğer bilgiler için işlemleri yapmak veya ikilik (sıfır veya bir) sinyalleri iletmek için voltaj, frekans, genlik, zaman vb. ayrık değişkenleri kullanan bir yöntem.
Digital Analog Converter : Sayısal analog dönüştürücü.
Dijital/Anolog Çevirme : Bilsayarın hafızasında herhangi bir şekilde depolanmış örnekler sayısal olarak işlenip, analog sinyallere çevrilir. Bu sinyallerinde uygun bir cihaza iletilmesiyle hafızadaki o verinin temsil ettiği sesi duyarız.
Digital Audio: Sesi daha yüksek kalite sağlmak amacıyla bir sayısal dizi şeklinde kodlayarak saklanan bir ses alma tekniği.
Digital Computer : Sayısal bilgisayar.
Digital Date: Bilgisayarda kullanılan ve işlemi yapılan sayısal bilgiler
Digital : Sayısal.
Digitize: Bir audio veya video sinyalini analog halinde, bilgisayar cinsi dijital kod numaralarına dönüştürmek.
Digitizer: Analog bir video görüntüsünü dijital bilgisayar grafiğine dönüştüren bir cihaz.
DA Conversion: Bilsayarın hafızasında herhangi bir şekilde depolanmış örnekler sayısal olarak işlenip analog sinyallere çevrilir. Bu sinyallerinde uygun bir cihaza iletilmesiyle hafızadaki o verinin temsil ettiği sesi duyarız.Sentezleme yoluBilgisayar ses kartına veya içerdiği ses düzeneğine nota bilgisini yollar. O düzenekte bu bilgiye analog sinyaller üretir.En uygun iki tür sentezleme metodu FM ve dalga tablosu sentezlemeleridir.MIDI Yardımıyla Nota bilgisi, bir midi aracısıyla, midi standartını destekleyen müzik aletlerine bilgisayardan yollanır. Bu müzik aletleri de gelen bilgiye göre müzik üretir. Burada gerçekleşen olay kısaca şudur Bilgisayar çeşitli müzik aletleriyle belli bir aracı sayesinde iletişim kurabilmektedir.CD-ROM Sürücünün Denetlenmesi Bilgisayar bir CD sürücüsünü kontrol ederek, bir CD' deki depolanmış müziği okutabilir.Ses kartlarının bilgisayar dünyasında anlayabileceği sayılar dijital halinde ifade etmenin temelinde analog/dijital çevirme işlemi bulunmaktadır. Örneklemenin kalitesi alınan örneklerin ne kadar sıklıkla alındığı ve her bir örneğin ne kadar bit'le anlatıldığıyla doğru orantılıdır. Örnek olarak, l6 bitlik, 44 Khz.lik bir örneklemenin anlamı bir doğal sesi, bir/44000 sinyalde, bir değerini ölçmek ve elde edilen değeri 2 üzeri l6 değerden birisine (2^16)eşitlemektedir. Günümüzde l6 bitlik örneklemeler yaygındır. Fakat değişik çözünürlüklerde vardır.Adlib Gold l000, l2 bitlik Genoa Audiobahn l0 bitlik örnekleme kullanılır.ADPCM PCM`in değişik bir çeşidi olup daha çok sıkıştırma olanağı sağlar. Bunun bedeli de ses kalitesinin PCM de olduğundan daha az olmasıyla ödenir.FM Sentezleme Yukarıda bahsedilen bu sentezleme metodunda ses verisi: dalga şekli üretebilen işlemciler tarafından yaratılır. Bunu da bazı basit dalga şekillerini kullanarak, bunları çeşitli şekilde belirleştirerek yapmaya çalışırlar. Temel olarak Sinüs kare, üçgün, testere dişi şeklindeki bazı basit dalga şekillerini birleştirip ezip büzüp gerçek bir ses datasına yaklaşmaya çalışırlar.Bu tabi ki çok zordur. Etrafımızda duyduğumuz doğal sesleri yapısında o kadar fazla Sinüs dalgası vardır ki bunlar sayı olarak taklit edilmesi bile şekil olarak taklit edilmeleri imkansıza yakındır. FM sentezleme yoluyla gerçekci sesler elde etmek zordur. Zaten FM sentezleme ile elde edilmiş sesleri dinlerken, elektronik devreleri bu işte bir parmağı olduğu hissine kapılırız. Gerçek sese yaklaşmak için gelişigüzel dalga birimlerinin de kullanıldığı olur. Fakat daha çok işlemci kullanmak kaliteli ses elde etmek için daha uygun bir yöntemdir. Adlib FM sentezlemeyi kullanan ilk kartı. Bu kart'da iki işlemcili bir yamaha YM 3812 FM çipi bu görevi üstlenmişdir. Bir çok Adlip uyumlu kartlarda FM sentezlemeyi kullanırlar. FM sentezleme yapan daha yeni kartlar yamaha SBPro daha mantıklı bir seçim olacaktır.
Directory (dizin) : Depolama bölümü için her dosyaya ait adı, yeri, boyutu, yazılım veya son düzeltme tarihini veren tablo.
Disket : Software veya data kaydetmeye yarayan, düz, eğilebilir, magnetik materyal ile kaplı ve koruyucu zarf içindeki çevre birimi.
Display size: Bir monitörde, kullanıcının çalışabileceği gerçek ekran alanı
Display: Bir görüntünün elektriksel işaretlerden optik işaretlere çevrildiği düzen.
DCE: Dağıtılmış İşlem OrtamıStandart programlama arabirimleri, yöntemleri ve hizmet birimi işlevlerinden oluşan ve aynı uygulama programlarını değişik mimariye sahip bilgisayarlar üzerinde kullanabilmeye olanak sağlayan mimari. Digital, IBM ve Hewlet Packard tarafından öncülük edilen Açık Yazılım Kurumu (OSF-Open Software Foundation) tarafından desteklenmekte ve gelişmeler kontrol edilmektedir.
Boca M144EE: Her ortamda yüksek performans gösteriyor ve 14.400bps faks hızı sunan Boca modem, iyi bir fiyat/performans oranıyla dikkat çekiyor.
BODY: HTML sayfalarında kullanılır. HTML sayfalarını oluşturan kodları barındıran "Başlık" ile "Son" arasındaki bölümdür.
Bolean : İkili sayı sitemini bulan matematikçi.
Booster: Güçlendirici televizyon sinyalini güçlendirmek görüntünün ve sesin daha kaliteli alınabilmesini sağlayan araç.
Boot : Sistemin istenilen seviyeden işleme başlamasını sağlayan makine prosedürü. İlk birkaç talimat, bir giriş cihazından gelir ve bunlarla sistemin tamamının yüklenebilmesi sağlanır.
BOT: Sohbet amaçlı bir IRC kanalı üzerinde dinleme ve cevaplama programları için oraya özgü (o kanalın jargonuna ait) terim.
Bounce: Geri dönmeTeslimattaki bir hata yüzünden gönderilen postanın bir kısmının geri dönmesi.
Boşluk şarjı : Anoda gerilim uygulanmadığında ve fleman ısıtıldığında katod etrafında biriken elektronların oluşturduğu küme.
BPS : Bit per second (saniyedeki bit sayısı
Broadcast : Radyo ve TV yayınları (Yayın kalitesi).
Browser: Bir ağ üzerinde, bilgiyi aramak, bulmak, görmek ve işlemek için grafik etkileşimli arabirime sahip uygulama yazılımı. Tarayıcı.
BROWSER: World Wide Web üzerinde dökümanların transfer edilip görüntülenmesini sağlayan programlara "browser" adı verilir. Sakın Web tarayıcıların Netscape, MS, Internet, Explorer ve Mosaic'le sınırlı olduğunu sanmayın. http//www.browserwatch.com adresinde bir göz atın. İstemediğiniz kadar çok ve çeşitli tarayıcıyı bir arada bulacaksınız.
Built-in: Cihazın içine yerleştirilmiş olan sistem veya başka bir cihaz.
BBS: İlan Tahtası SistemleriElektronik mesaj hizmetleri veren, dosya arşivleri sunan, sistemi çalıştıranın ilgi alınına giren diğer hizmet ve aktiviteleri sağlayan bilgisayar ve üzerinde çalışan yazılıma BBS denir. BBS'ler şimdiye kadar hobi olarak kullanılıyordu. Fakat Internet'e bağlı BBS'lerin sayısı hızla artmakta ve şu anda bir çok BBS devlet, eğitim ve araştırma kurumları tarafından işletilmektedir. Elektronik Posta (Electronic Mail), Internet, Usenet.
Byte : Sekiz data biti+bir parti bitten meydana gelen bir alfabetik veya özel karakterdir. Genelde ASCII kodludur.
Bytes: Genelde 8'bit'ten oluşan dikey ve yatay olarak ekranda gösterilen pixel'lerin sayısının temsil eden bir bit grubu. Data'resolution'u ile bu iki faktör görüntünün kalitesini tesbit ederler. Daha çok sayıda pixel'i görüntülemek için, daha fazla hafıza ve fazladan 'peripheral'lar gerekir.
CA/CG : Computer Animation Computer Graphics için İngilizce'sinden kısaltma. CAD: Grafik işlerinin mimari ve mühendislik sistemleri için çizim ve planların bilgisayarda üretilmesi.
CADD: Bilgisayar destekli Taslak ve Dizayn üretimi.
CAM: Bilgisayar Destekli Üretim.
Camcorder: Camera+recorder.
CWIS: Kampüs Çapında Bilgi SistemiKampüs çapında bilgi sistemleri bilgi ve hizmetleri iletişim ağları ve etkileşimli bilgisayar uygulamalarıyla kampüstekilere sunar. Genel kapsamı telefon ve adres rehberi, takvimler, ilan tahtaları, veritabanları gibi hizmetlerdir.
CAND: Bilgisayar Destekli Taslak ve Dizayn üretimi.
CANLANDIRMA: Yakın zamana kadar sadece sinema endüstrisinin bir etkinliği olan animasyonun dilimizdeki karşılığı canlandırma'dır. Teknik olarak baktığımızda animasyon, hareketli görüntü demektir. Bugün pazardaki pek çok ürün, masaüstü bir kişisel bilgisayarlarda animasyon yapmaya olanak sağlamaktadır.Elle çizilmeyen, özel donanım yardımıyla bilgisayar ortamına aktarılmış sabit resimlerdir.
Canon BJ200: Saniyede 86 karakter basım hızı ve kaliteli çıktı alma imkanı ile beğeni kazanan Canon BJ200, fiyatı ile de ilgi çekti. Tonlama yeteneği ve uzun süreli kulanıma olan yatkınlığıyla da dikkat çekici bir ürün olma özelliğini taşıyan yazıcı çeşidi.
CD-I (Interaktive-CD): Duran görnütler, audio, grafik ve bilgisayar bilgileri verebilen interaktif bir ürün için kullanılan deyim
CD-ROM XA: CD-I gibi, bu depo edici disk bilgisayar metin ve grafiklerini, ve durağan görüntülü video bilgileri ve yüksek kaliteli audio ile kombine eder.
CD-ROM: Herhangi bir dijital bilgiyi bir kompakt diskte toplamak için geliştirilmiş biçimsel bir standart.
CD-ROM: Yazılımların depolanmasında, arşivlenmesinde ve multimedya uygulamalarında kullanılan dünya standartıdır.
CD-ROM: CD-ROM, kişisel bilgisayar ortamlarında harici bir CD-ROM okuyucu yoluyla kullanılan CD'lerdir. Bilginin CD-ROM üzerine kaydediliş şekli hangi işletim sisteminde kullanılacağını belirler. CD-ROM okuyucular ise böyle bir ayrıma tabi değildir. Macintosh ve IBM uyumlu bilgisayarlar aynı CD-ROM okuyucusunu kullanabilirler. CD-ROM okuyucuların fiyat farklılıklarını belirleyen, bilgi erişim hızlarıdır. Bu hız, ortalama 31 milisaniye ile 120 ms arasında değişir. CD-ROM 'ların bilgi erişim hızı her geçen gün artmakta fiyatları ise düşmektedir.CD-ROM okuyucusu bilgisayara harici olarak veya disket sürücü gibi ana gövdeye de takılabilir.Tüm CD-Audio'ları bu okuyucular okuyabilir.CD-DOM'un bilgi kayıt formatı Sarı Kitap adı verilen teknik spesifikasyonla standartlaştırılmıştır.
CD-ROM Sürücünün Denetlenmesi: Bilgisayar bir CD sürücüsünü kontrol ederek, bir CD' deki depolanmış müziği okutabilir.
CD-Audio: Müzik CD'lerinin yayımlandığı medyadır ve tüm CD okuyucularında çalışabilme özelliğine sahiptir. CD-Audio'nun bilgi kayıt formatı Kırmızı Kitap adı verilen teknik spesifikasyonla standartlaştırılmıştır.
CDD: Işığı hassas bir elektronik levha veya kamera çeşidi.
CDI (intevaktive): İçinde müzik, grafik, ve videoyu etkileşimli bir şekilde bulundurabilen bir CD formatıdır. Sadece CDI formatını okuyabilen cihazlar mevcuttur. Bilgisayar ortamında CDI oynatmak için ek bir yazılım gerekmektedir.
CD-I: CD-Interactive, tüketici pazarına yönelik üretilen ve televizyonla birlikte kullanılan bir CD çalar aygıtı için geliştirilmiş bir formattır. Üzerine 19 saatlik mono ses, veya 72 dakikalık tam ekran video veya 5000 adet fotoğraf kaydedilebilmektedir. Bunların farklı oranlarda kombinasyonları mümkündür.Tüm detayları Yeşil kitapla standartlaşmıştır. CD-I okuyucunun diğer okuyuculardan temel farklılığı kullanımı için yalnızca bir TV'nin yeterli olmasıdır. Okuyucu, uzaktan kumanda bir fare, veya kablolu bir fare ile kullanılmaktadır. Ayrıca, tüm CD-Audio disklerini de okuyabilmektedir.
CD-XA: Bu format Sony'nin getirdiği bir standart olup fazla yaygınlık kazanmamıştır. Temelde CD-ROM formatının daha iyi görsel bilgi aktarabilmesi için geliştirilmiş bir ara çözümdür. Yine bilgisayarlara takılan özel bir okuyucu tarafından okunabilmektedir. Bilgi kayıt formatı Sarı kitapta standartlaştırılmıştır.
CD-Bridge: En yaygın kullanımında olan CD-ROM formatı ile yeni gelmesine rağmen hızla yaygınlaşan CD-I formatlarının bir anlamıyla bileşiminden çıkan bir formattır. Bu formatta kayıt yapılan disk hem CD-I okuyucuda hem de CD-ROM okuyucuda kullanılabilmektedir.Daha fazla, yazılım üreticilerinin yeni gelişen pazarlara CD-ROM ürünlerini aktarmaları için geliştirilmiştir.Özel bir okuyucusu yoktur.
CD TERMİNOLOJİSİ: CD'ler multimedya programlarının en yaygın kayıt ve kullanım ortamı haline gelmektedir. Bu gelişmenin nedeni, CD'lerin geniş hafıza kapasitesinden kaynaklanmaktadır. Bir CD, 650 MB hafıza kapasitesiyle 450 adet 1.4 MB hafızalı bilgisayar disketine eşdeğerdir. Bu özellikleriyle CD'ler doğal olarak bol miktarda hafıza gerektiren görsel işitsel veriler için en uygun ortamı sağlamaktadır.
Cel: Bir animasyon içindeki tek bir çizim veya çerçeve.
Cel Animation: Bir görüntünün ufak kısımlarının animasyonu.
PC Tools: PC Tools, temel disk yönetimi, dosya işlemleri gibi alanlarda, işletim sistemi tasarımcılarının unuttuğu işlevleri kullanıcılara erişilebilir kılan kullanışlı bir yazılım.
CGA (Color Graphics Adapter) : 320x200 çözünürlükte 4 renk gösterebilir.
CGA: IBM PC'leri ve eş değerde cihazlar için konulan ilk video interface standardı
CGI: Bir Web hizmet birimi üzerinde arka planda çalışan uygulamalar yazan programcılar için bir arabirim.
CGI: Web tarayıcılarının Web Hizmetçileri ile iletişim kurmasını sağlayan arabirimdir. Web taraycıları CGI aracılığıyla, HTML içindeki formları ve döküman kaynaklı sorgulayıcıları Web hizmetçilerinin anlayabileceği hale sokarlar.
Channel (Kanal): Bir ağdaki iki yer arasında, belirli iletim hızına sahip bir iletişim hattı.
Character (karakter) : Bilgisayar tarafınrdan yazılıp okunabilen ve depolanan herhangi bir tek alfabetik, nümerik, noktalama veya değer işaretlerinden biri.
Chat: Gerçek zamanlı görüşmeyi tanımlamak için kullanılan bir terimdir. IRC, WebChat, gibi bir arabirim.
Check: CD player'de yapılan programın kontrol edilmesi.
Checksum: Sağlama toplamıBir veri paketinin içeriğinden yararlanarak hesaplanan değer. Bu değer paketle beraber aktarılır, alıcı sistem aldığı verilerden yararlanarak bu değeri yeniden hesaplar ve paketle gelen değerler karşılaştırır. İki değer aynıysa alıcı veriyi hatasız olarak aldığından emin olur.
Chip : İnce kesilmiş silisyum dilimi.
Chroma: Video sinyalinde ölçülen, hue'lerin miktarları ve izafi parlaklıkları. Bu sinyal olmaksızın alınan video görüntüsü siyah-beyaz olurdu.
Chromakey: Video görüntülerini ikinci bir video kaynağındaki seçilmiş bir renk üzerine bir özel efekt yaratıcı sistemi veya bilgisayar kullanarak geçirmek.
CLICKABLE MAP: HTML'nin bu özelliğini kullanarak bir resmin değişik yerlerine tıklandığında kullanıcıyı bambaşka adreslere taşımasını sağlayabilirsiniz.
CLIENT: Internet üzerindeki bir sunucuya bağlanmış olan "istemci" makinaya "aclient" ismi verilir.
Client: KullanıcıBir başka bilgisayar sistemini ya da programın hizmetini talep eden bilgisayar sistemi ya da programa verilen ad. Dosya dağıtıcısından (file server) herhangi bir dosyanın içeriğini isteyen diğer bilgisayar o dağıtıcının kullanıcısıdır. kullanıcı-dağıtıcı modeli (client-server model), hizmet birimi (server).
Client-server model: Kullanıcı-dağıtıcı modeliBir çok iletişim ağı protokolünün çalışma şeklini tanımlayan bir model. Bu modelde aynı ağ üzerinde bir dağıtıcı program (server), ve bu dağıtıcıdan bilgi talebinde bulunan kullanıcı programları (client) vardır. Örneğin bir çok yerel iletişim ağlarında bir dosya dağıtıcısı (file server) ve ondan gerektiğinde dosya talep eden kullanıcılar (client) vardır. Bu modelin en büyük avantajı işlem yükünün makineler arasında paylaşılmalıdır. kullanıcı (client), dağıtıcı (server), anasistem-terminal modeli.
Client: Bir ağ servisini kullanan kullanıcı veya kullanıcıya hizmet eden program.
Clock : Saat sinyali.
CMS (Color Management System): Renk Yönetim Sistemi. Ekranların RGB, ofset baskı tekniğinin CMYK olmasından dolayı meydana gelen renk kayıplarını gidermek için kullanılan renk yönetim programları. EfiColor, KPCMS gibi..
CMYK: Cyan, Magenta, Yellow, Black renklerinden oluşan ve ofset baskı tekniğinde kullanılan renk dünyası. CMYK'da renkler birleştikçe (üstüste geldikçe) koyulaşır. Bu yüzden Subractive Colour (Çıkarılan Renkler) olarak isimlendirilir.
COAXİAL : Dış ortamdaki parazit gürültülerden etkilenmeyen dışı örgülü 75 W Ohm'luk kablo cinsi ve standardı.
COBOL: Komplike iş uygulamaları ile ilgili program yazmaya uygun bilgisayar programlama dili. COBOL, US savunma bakanlığı kuruluşu olan CODASYL ile çeşitli bilgisayar imalatçıları ve bilgi işlem cihazları kullanıcıları tarafından geliştirilmiştir.
Code (kod): 1- Bilgisayar sistemleri için talimat yazmak.2- Uygun tabloya göre bilgilerin sınıflandırılması3- Makine dilini kullanmak.4- Program yapmak.
Colorization (Renklendirme): Siyah - beyaz bir görüntüye renk katmak veya renkli bir görüntünün rengini değiştirmek.
Colour Bars: Herhangi bir video cihazı içindeki renk dengesini ayarlayan standart renk tablosu
Column Chart: Dikey kolonlardan oluşan bir tablo.
Command (komut) : Bilgisayara başlamasını, durmasını veya devam etmesini söyleyen bir pals, sinyal, kelime veya harf dizisi. Command, çok sık olarak instruction (talimat) ile karıştırılır.
Command İnterpreter : Komut Analizörü.Bir Turbo DOS'ta komutu inceleyip de yapması gerektiğini saptayan bölüm S.R. Ranganathan tarafından geliştirilmiş yüzeysel bir sınıflandırma düzeni.
Communication Link (İletişim Hattı: İki kullanıcıyı birbirine bağlayan donanım ve yazılımdan oluşan sistem.
Compact disc: Kompakt disk Laser ile okunan ses ve görüntü disklerdir. Yapımı foğtoğraf filimlerinin basımına benzemektedir. Önce müziğin üzerine işlendiği bir uzman disk hazırlanır. Bu diskten negatif çıkarılır ve negatife göre seri disk imaline geçilir. Laser disk üzerine depolanmış dijital müzik bilgilerini okur. Disk yüzeyinde yaklaşık olarak 5 milyar nokta bulunur. Her nokta sesin dijital bir sinyalini temsil eder. Bir saniyed 44 bin 100 nokta okunur. Böylece analog ses okuma sistemlerinin avantajları yakaklanmış olur. Disk yüzeyinde mekanik bir temas olmadığndan aşınma da olmaz. Diske müzik kaydetmek için yüksek güçlü bir laser kullanılır. Okunma sırasında düşük güçlü laser kaynağı eterli olmaktadıdr. Disk üzerindeki izlerin toplam uzunluğu 2.5mil kadardır. İz genişliği ise 0.5 mikrondur.Comparator Karşılaştırıcı.
Compiler : Derleyici.
Compiler : Herhangi bir programlama dili ile yazılmış bir bilgisayar programını, bilgisayarın kendi diline çeviren program (Derleme)
Composite (Kompozit): Yayın amacı ile üç ayrı renk sinyali (kırmızı, yeşil ve mavi) artı zamanlama ve senkronizasyon sinyallerini hava dalgaları veya tek bir kablo yoluyla nakledilebilir. bir kompozit içine kombine edilebilmesi. Kompozit videolar ve televizyon setlerinde VCR'lerde ve diğer alt fiyat grubundaki video techizatında kullanırlar.
Composite Sync: Yatay ve dikey scan kontrolleri olan toplu bir senkronizasyon sistemi.
Compression/Decompression: Depolama ve iletişim araçlarının taşıyabileceğinden daha fazla bilgiyi saklamamızı ya da iletmemizi sağlayan sıkıştırma ve açma yöntemidir.
COMPUSERVE: Compuserve'de America On Line gibi, dünyanın en büyük on-line servislerinden biridir. Aradaki fark Compuserve'ün daha çok iş dünyasına yönelik olmasıdır. Compuserve'den Internet'in birçok servisine metin-tabanlı bağlanabilirsiniz. Compuserve aynı zamanda Spry Inc firmasının da sahibidir. Bu yüzden Spry Inc'e ait olan Mosaic web tarayıcısının promosyonlarını gerçekleştirmektedir. Compuserve, yakında kendisi dışında Internet'e ayrı bir tarayıcıyla bağlanmak istemeyenler için Microsoft Internet tarayıcısının özel bir sürümünü destekleyecektir. Compuserve hakkında Internet üzerinden bilgi almak için http//www.compuserve.com ve http//www.spry.com adreslerine bağlanabilirsiniz.
Compuskip: Banttan bulunduğu durumdan ileride veya geride belli sayıda seçilmiş konumu arayıp bulan sistem.
Computer Simulation: Bir bilgisayar programı içindeki fiziksel işlemlerin simülasyonu
CONFERECING (KONFERANS): Web üzerinde, iki ya da daha fazla bilgisayar aracılığıyla, yüzyüze, görsel ve sesli iletişimdir. Günümüzde hatların elverişsiz olması nedeniyle eş-zamanlı bir görüşme sağlamak olanaksızdır. Web'ler bu tip iletişimi sağlamak açısından BBS'lerden daha elverişlidir. http//webnotes.ostech.com adresinde bu konu hakkında bir demo bulabilirsiniz.
Configuration (konfigürasyon) : Hardware için, sistemi oluşturan bir grup araç. (device) software için toplam software grubunun arasında kurulan ilişki.
Configuration: Bir bilgisayar sisteminin dizaynı cihazların birbirine uyumunu sağlayan arajman işlemi.
Congestion: TıkanıklıkVeri iletişim ağının kapasitesinden fazla yüklenmesi sonucu oluşan durum.Connection (BağlantıBir noktadan diğer bir noktaya adanmış veya anahtarlanmış iletişim yolu.
Continue: CD player'de seçilmemiş bölümlerin çalınmasına devam edilmesini sağlayan özellik.
Contrast (Kontras): Bir görüntünün beyaz bölgelerinin siyah bölgelere oranının farkı.
Contrast Ratio (Kontras Oranı: Bir görüntünün mümkün olan en parlak bölgesinin, mümkün olan en karanlık bölgesine olan parlaklık oranı.
Contrast: Bir görüntünün beyaz bölgelerinin siyah bölgelere oranla ne denli parlak olduğu
Control unit : Bilgisayarda işlemleri organize ve kontrol eden bölüm.
Controller : Bir işlem veya makinenin işlemini kontrol eden aygıt.
Coprocessor : Mikroişlemci ile birlikte çalıştırılan ve mikro işlemcinin özel bazı hesaplamalarını daha hızlı yapabilmesini sağlayan mikroişlemci cihazı.
CorelIDRAW 7.0: Eski yavaşlığını yenerek karşımıza çıkan Coreldraw 7.0, vektör grafiğe dayalı, metin işleme olanakları ve 22.000 ClipArt, 825 tane font ve 100 tane High-Resolution olanakları ile beğeni kazanan bir program.
Counter: Sayaç. Mekanik ya da elektronik olarak çalışır. Kafa önünden geçen band uzunluğunu inç cinsinden verir.
CPU: Central Processing Unit. Merkezi İşlem Birimi. Bilgisayarın işlemlerinin yapıldığı ve transistörlerin bulunduğu küçük çip.
Cracker: Sistem kırıcıSistem kırıcı yetkisi olmayan bilgisayar sistemlerine girmeye çalışan kişilere verilen isimdir. Bu kişiler bilgisayar hastalarının (hackers) tersine kötü niyetlidir ve kırdıkları sistemlerden bir çok menfaat elde ederler. bilgisayar hastası (hacker), Truva atı (Trojan Horse), virüs (virus), solucan (worm). vb.
Cracker: Sisteme giriş yetkisi olmayan sistem kırıcı kişilere verilen isim. Hacker'ların tersine kötü niyetli kişiler olup, menfaat elde etme amacı güderler.
Crawis: Ekranda gözüken credit'lerin veya diğer grafik malzeimelerinin haraketleri
Cursor (imleç) : Bilgisayar ekranında göz kırpan çizgi veya kutu. Bir sonraki data girişinin nereye yapılacağını gösteren işaret.
Cut: Bir yapım içinde bir sekans ile diğer bir sekans arasında ani bir geçiş aynı zamanda bir video edit'i için de kullanılır (kesme).
CWIS: Campus Wide Information system
Cyan : Camgöbeği rengi.
Cyberspace (Siberuzay): Ünlü bilim kurgu yazarı William Gibson tarafından Neuromancer isimli romanında kullanılan terimdir. Bilgisayarlardan oluşan ve toplumun bu bilgisayarların etrafında oluştuğu bir dünyayı ifade etmektedir. İlk kez ünlü bilim kurgu yazarı William Gibson'un "Neuromancer" adlı romanında kullandığı, bilgisayar destekli iletişimin, insan beyni ve bilgisayar ağı ile tanımladığı bölge.
DA (Display Adapter): Görüntü adaptörü. DA/Converter: Bilgisayar tarafından kullanılan dijital sinyalleri, analog sinyallere çeviren bir cihaz
DAC : Dijital ses kasedi
DARPA: Savunma Bakanlığı İleri Araştırma Projeleri Ajansı (Defense Advanced Research Projects Agency)
DAT : Dönel kafa prensibi ile sayısal yazan ve okuyan kesinlikle dip gürültüsü olmayan kayıt cihazları. Bunlar 44.1 ya da 48, KHz sampling rate kullanarak CD kalitesinde ya da daha yüksek kalitede kayıtlar gerçekleştirir. Bunların CD'ye çıkışları sayısal olarak yapılacaksa mutlaka 44.1 olarak kaydedilmelidir.
DAT : (Digital Audio Tape) Özel formatta kaseti üzerine 16 bit 44.1 ya da 48 KHz. sampling rate kullanarak digital ve dönel kafa prensibi ile çok kaliteli kayıt yapan teyp sistemi.
DAT : Digital Audio Tape günümüzde Master banda olarak standartlara yerleşmiş Teyp sistemi. Dönel kafa sistemi ile çalışmakta. CD ya da üzerinde kayıt yapan teyp sistemi.
DAT: Digital Audio Tape tamamıyla sayısal kayıt formatları ile kendine özgü kaseti üzerine video recorder prensibi gibi dönel kafa ile kayıt yapan teyp aygıtı.
Data (Bilgi-veri) : Bilgisayar tarafından üretilen ve işlenebilen bilgi elemanı için kullanılan genel terim.
Database Veri tabanı: Bir bilgisayar sistemi içinde saklı ve erişilebilir verilerin tümü. Bunlar değişik kullanıcıların aynı bilgilere erişebilmesi ve gereksiz tekrar ve fazlalıkları önlemek amacıyla büyük bir kütük şeklinde hazırlanabilir. Bu düzen veri saklama alanında daha az yer kapladığı gibi erişim süresini de hızlandırır. İzni olmayan kişilerin kullanmasını ve başkalarına ait verilerle karışımı veya bunların bozulmasını önlemek için bu kütüğe parolalar ve kullanıcı alanları konulabilir.
Data bus : Veri hattı.
Database (Veritabanı: Bilginin çok sayıda kullanıcının yararlanacağı şekilde saklanması.
DBS: Uydu televizyon yayınları televizyon sinyallerini uydulardan direkt olarak evlerdeki antenlere gönderen uydu yayın sisitemi.
Decimal : Onlu.
Decoder: Kod çözücü. Bazı uydu yayınları elektronik olarak kodlanmakta ve kod çözücü olmadan izlenmemektedir. Sadece abonelere dağıtılan bu kod çözücüler, sinyalleri izlenebilir hale getirir. Ancak rekabet nedeniyle pek çok kuruluş kodlama sisteminden vazgeçmek zorunda kalmıştır.
Decoder / Encoder : Bir decoder kompozit bir video sinyalini ayrı ayrı RGB sinyallerine çevirir. Bir encoder ise, bu RGB sinyallerini tek bir kompozit sinyale çevirir.
Dedicated Line: Bir iletişim şirketinden kiralanan özel hat.
Default route: Varsayılan rotaSevk tablosunda adresi bulunamayan paketlerin gönderileceği rota.
Default : Bilgisayarın otomatik olarak geçerli saydığı ve aksi belirtilene kadar geçerliliğini koruyan işlem veya değer.
DARPA: Savunma Bakanlığı İleri Araştırma Projeleri AjansıAskeriye tarafından kullanılmak üzere yeni teknolojiler üretmekle sorumlu A.B.D. Savunma Bakanlığı Ajansı. DARPA (daha önce ARPA olarak bilinmekteydi) bugünkü Internet'in geliştirilmesinden sorumluydu ve Berkeley UNIX ve TCP/IP'yi de içeren bir çok geliştirme projesini finanse etti.
DDN NIC: Savunma Bakanlığı Bilgisayar Ağı için Ağ Danışma MerkeziGenelde "The NIC" olarak bilinen bu yerin en önemli sorumlulukları arasında Internet ağ adreslerini ve özerk sistem numaralarının dağıtılması, hiyerarşideki en üst alanın yöntemi, ve DDN için danışma ve destek hizmetleri vermesi gibi konular sayılabilir. Burası ayrıca RFC'ler için birincil başvuru kaynağıdır. ağ adresi (network address), Ağ Danışma Merkezi (Network Information Center), Yorumlar İçin Rica (Request For Comments).
Definiton: Bir görüntünün kesinlikği veya ayrışımı.
Defringe: Photoshop'da, A zeminindeki bir B alanını kopyalayıp, bir C alanı üzerine yapıştırdığınızda, B alanın kenarlarında oluşan ve A zeminine ait olan pikseller. Bu piksellerdeki renk, C ile uyumsuz ise çok çirkin bir görüntü oluşur.
Degrade: Bir rengin bir başka renge dönüşmesi esnasında oluşan renk geçişi. Koyudan açığı gibi..
DEJANEWS: Adres http//www.dejanews.com/DejaNews aradığınız konuyu UseNet haber grupları aracılığıyla bulur. Bulunan bilgiler ise yazdığınız kelime tutarlılık derecesine göre sıralanır.
Dekuplaj : İstenmeyen sinyallerin şaseye iletilmesi.
Dekuple : Bir sonraki kata iletilmeyen, şaseye aktarılan
Delete: CD playerde diskin istenmeyen bölümlerinin çalınmamasını sağlayan özelik (veya silme tuşu).
Delimiter : Bir depolama bölgesinde bilginin başlangıç ve bitişini işaretleyen karakter.Bu işlem için genellikle virgül, iki nokta üst üste, space kullanılır.
Desaturate: Solgunluk. Bir rengin veya bir alandaki renklerin, olduğundan daha cansız, tram değeri düşük görünmesi.
Device : Özel bir işlem yapabilen hardware parçası. Printer, bir device örneğidir.
Deşarj : Boşalma, üzerindeki yükü atma.
Dial-up: İki makine arasında telefon hattı üzerinden arama yapılarak sağlanan geçici bağlantıya verilen isim.
Difüzyon : Dağılma, yayılma, püskürtme.
Digital (Sayısal): Ses, görüntü, bilgisayar verisi ya da diğer bilgiler için işlemleri yapmak veya ikilik (sıfır veya bir) sinyalleri iletmek için voltaj, frekans, genlik, zaman vb. ayrık değişkenleri kullanan bir yöntem.
Digital Analog Converter : Sayısal analog dönüştürücü.
Dijital/Anolog Çevirme : Bilsayarın hafızasında herhangi bir şekilde depolanmış örnekler sayısal olarak işlenip, analog sinyallere çevrilir. Bu sinyallerinde uygun bir cihaza iletilmesiyle hafızadaki o verinin temsil ettiği sesi duyarız.
Digital Audio: Sesi daha yüksek kalite sağlmak amacıyla bir sayısal dizi şeklinde kodlayarak saklanan bir ses alma tekniği.
Digital Computer : Sayısal bilgisayar.
Digital Date: Bilgisayarda kullanılan ve işlemi yapılan sayısal bilgiler
Digital : Sayısal.
Digitize: Bir audio veya video sinyalini analog halinde, bilgisayar cinsi dijital kod numaralarına dönüştürmek.
Digitizer: Analog bir video görüntüsünü dijital bilgisayar grafiğine dönüştüren bir cihaz.
DA Conversion: Bilsayarın hafızasında herhangi bir şekilde depolanmış örnekler sayısal olarak işlenip analog sinyallere çevrilir. Bu sinyallerinde uygun bir cihaza iletilmesiyle hafızadaki o verinin temsil ettiği sesi duyarız.Sentezleme yoluBilgisayar ses kartına veya içerdiği ses düzeneğine nota bilgisini yollar. O düzenekte bu bilgiye analog sinyaller üretir.En uygun iki tür sentezleme metodu FM ve dalga tablosu sentezlemeleridir.MIDI Yardımıyla Nota bilgisi, bir midi aracısıyla, midi standartını destekleyen müzik aletlerine bilgisayardan yollanır. Bu müzik aletleri de gelen bilgiye göre müzik üretir. Burada gerçekleşen olay kısaca şudur Bilgisayar çeşitli müzik aletleriyle belli bir aracı sayesinde iletişim kurabilmektedir.CD-ROM Sürücünün Denetlenmesi Bilgisayar bir CD sürücüsünü kontrol ederek, bir CD' deki depolanmış müziği okutabilir.Ses kartlarının bilgisayar dünyasında anlayabileceği sayılar dijital halinde ifade etmenin temelinde analog/dijital çevirme işlemi bulunmaktadır. Örneklemenin kalitesi alınan örneklerin ne kadar sıklıkla alındığı ve her bir örneğin ne kadar bit'le anlatıldığıyla doğru orantılıdır. Örnek olarak, l6 bitlik, 44 Khz.lik bir örneklemenin anlamı bir doğal sesi, bir/44000 sinyalde, bir değerini ölçmek ve elde edilen değeri 2 üzeri l6 değerden birisine (2^16)eşitlemektedir. Günümüzde l6 bitlik örneklemeler yaygındır. Fakat değişik çözünürlüklerde vardır.Adlib Gold l000, l2 bitlik Genoa Audiobahn l0 bitlik örnekleme kullanılır.ADPCM PCM`in değişik bir çeşidi olup daha çok sıkıştırma olanağı sağlar. Bunun bedeli de ses kalitesinin PCM de olduğundan daha az olmasıyla ödenir.FM Sentezleme Yukarıda bahsedilen bu sentezleme metodunda ses verisi: dalga şekli üretebilen işlemciler tarafından yaratılır. Bunu da bazı basit dalga şekillerini kullanarak, bunları çeşitli şekilde belirleştirerek yapmaya çalışırlar. Temel olarak Sinüs kare, üçgün, testere dişi şeklindeki bazı basit dalga şekillerini birleştirip ezip büzüp gerçek bir ses datasına yaklaşmaya çalışırlar.Bu tabi ki çok zordur. Etrafımızda duyduğumuz doğal sesleri yapısında o kadar fazla Sinüs dalgası vardır ki bunlar sayı olarak taklit edilmesi bile şekil olarak taklit edilmeleri imkansıza yakındır. FM sentezleme yoluyla gerçekci sesler elde etmek zordur. Zaten FM sentezleme ile elde edilmiş sesleri dinlerken, elektronik devreleri bu işte bir parmağı olduğu hissine kapılırız. Gerçek sese yaklaşmak için gelişigüzel dalga birimlerinin de kullanıldığı olur. Fakat daha çok işlemci kullanmak kaliteli ses elde etmek için daha uygun bir yöntemdir. Adlib FM sentezlemeyi kullanan ilk kartı. Bu kart'da iki işlemcili bir yamaha YM 3812 FM çipi bu görevi üstlenmişdir. Bir çok Adlip uyumlu kartlarda FM sentezlemeyi kullanırlar. FM sentezleme yapan daha yeni kartlar yamaha SBPro daha mantıklı bir seçim olacaktır.
Directory (dizin) : Depolama bölümü için her dosyaya ait adı, yeri, boyutu, yazılım veya son düzeltme tarihini veren tablo.
Disket : Software veya data kaydetmeye yarayan, düz, eğilebilir, magnetik materyal ile kaplı ve koruyucu zarf içindeki çevre birimi.
Display size: Bir monitörde, kullanıcının çalışabileceği gerçek ekran alanı
Display: Bir görüntünün elektriksel işaretlerden optik işaretlere çevrildiği düzen.
DCE: Dağıtılmış İşlem OrtamıStandart programlama arabirimleri, yöntemleri ve hizmet birimi işlevlerinden oluşan ve aynı uygulama programlarını değişik mimariye sahip bilgisayarlar üzerinde kullanabilmeye olanak sağlayan mimari. Digital, IBM ve Hewlet Packard tarafından öncülük edilen Açık Yazılım Kurumu (OSF-Open Software Foundation) tarafından desteklenmekte ve gelişmeler kontrol edilmektedir.