Fotoğraf Stüdyosu

merhaba hanımefendi,

Bir stüdyo tasarlamak için öncelikle çalışma alanınızı iyi tesbit etmelisiniz. Örneğin bir düğün stüdyosu ile bir reklam stüdyosu çalışma profili açısından, makine parkuru açısından, aydınlatma vs. pek çok açıdan farklılıklar gösterir.
Buna göre, amacınızı belirtirseniz size daha fazla yardım edilecektir.

Tuncer ÖZKAN

ilginize teşekkür ederim. proje alanımız 200 m2 büyüklüğüne sahip ve bir binanın giriş kısmında. bu alanı vesikalık, resim düğün , sünnet vs fotografların çekilebiliceği sahnelerin oldugu bir tasarım oluşturmamız beklenmekte.

Öncelikle, işyerinizin yalnızca stüdyo kısmı, yani çekim yapacağınız alan ile ilgili birşeyler söyleyebilirim.
Herne kadar, çekim alanının oturumu, yani kare ve diktörtgen olması, varsa kolonların durumu gibi konular konusunda pek detay vermemiş olsanız bile genel bir takım kurallardan bahsedilebilir.

Her fotoğrafçının kendine göre bir çalışma şekli vardır.
Sizin çalışma şekliniz de zamanla oturacaktır.

Aydınlatma elemanlarını, paraflaş cinsinden seçtiyseniz, bütün birimlerin tavandan ray sistemi kurarak yönetmelisiniz. Yalnızca portre için arkadan fona ve arkadan alt saç aydınlatması için ayaklı bir flaş sehpası kullanılabilir. Kişisel önerim, çok aşağılara kadar inebilen bir akardion kolona bir spot flaş veya bu amaca yönelik bir petek kullanılabilir. Eğer fresnel merceğe sahip bir spot flaşınız varsa, bu; çekimi daha verimli hale getirebilir.

Önden yapılacak aydınlatma, sizin sanatsal eğilimlerinizi ortaya koyacaktır. En sorunsuz ve en az rötüş gerektiren aydınlatma profili, önden iki davlunbaz (Softbox) ile yapılandır. Bunların büyüklüğü ise, sizin stüdyoda rahat hareket etmeniz ile ilgilidir. Ama şunu hemen söyleyeyim ki, bu elemanların yüzey genişliği ne kadar büyük olursa, o kadar modele yaklaşabilirsiniz demektir. Ayrıca bu büyüklük ve yakınlaşma miktarı, gölgeleri de o kadar azaltacaktır.
Fakat önden yapılacak türdeş ve eşit aydınlatma modeli rötüşu azaltsa bile, yüz hatlarında düzleşmeye, derinlik hissinin azalmasına neden olacaktır. Bunu engellemek için, önden bir davlunbaz ve bir şemsiye kullanmak faydalı olacaktır. Özellikle portrelerde şemsiye mükemmel derinlik ve gradasyonu yüksek geçişler elde edecektir. Daha ileri giderek, bulabilirseniz altın yüzeyli şemsiyeler cilt dokusunu zenginleştirecek, klasik anlamda hiç kimsenin elde edemeyeceği cilt tonları yakalayabilirsiniz. Fakat bu size epeyce bir deneme-yanılma sürecine patlayacaktır. Ne diyelim, kalite kolay elde edilmiyor..

Işık konusunu kısaca toparlayacak olursak, sizin en azından şöyle bir konfigirasyona ihtiyacınız var:
*Üst saç ışığı (bir paraflaşa bağlı, fresnel spotu, veya koni ya da petek) olmalı. Unutmadan, petek iç yüzeyleri mutlaka siyah olmalı. Böylece daha doğrusal ve sert ışık gönderebilirsiniz.)
*Yer ışığı veya fon ışığı (Orta boy bir veya geniş yüzeyli bir rekleftöre sahip bir düşük güçlü veya gücü düşürülmüş bir flaş) gerektiğinde bunu portre çekimlerinde özellikle siyah fon önünde çekeceğiniz portrelerde, modeli arkadan alt saçları aydınlatmak için kullanacaksınız.
*Davlunbaz. Bir veya iki adet. Yüzey büyüklüğü biraz sizin stüdyonuzun büyüklüğü ile ilgili.
*Şemsiye.Gümüş veya altın. Eğer altın kullanacaksanız, bunu tek başına kullanın. Aynı zamanda davlunbaz ile kullanmanız renk karışıklığına neden olacaktır.
Şemsiye çapı ne kadar büyük olursa, o kadar iyi yüzey aydınlatması ve yakınlaşma elde edebilirsiniz.
*Bazı şemsiyeler, ayrıca difüzör de içerir. Yani şemsiye aynı zamanda davlunbaz olarak da kullanılabilir. Ama bu sefer, davlunbazın dezavantajlarını şemsiyeye taşımış olursunuz. Ayrıca şemsiyeden elde ettiğiniz endirekt ışıktan dolayı kaybettiğiniz diyaframlara yeni kayıp diyaframlar katmış olacaksınız. Oysa modelli çekimler sizden bol diyafram isterler.
*Bütün bu sistemi, tavandan yönetmelisiniz. Unutmayın, stüdyonuza gelen müşteri, profesyonel manken değildir. Onlar sizin elinize ayağınıza dolaşacaktır. Ayrıca flaşların ayakları ile cebelleşmeyi kimse istemez.
*Senkronizeyi mutlaka radyosenkron ile yapmalısınız. Eski bir fotoğrafçı olarak, yığınla senkron kablosunu çöpe atmışlığım, yığınla senkron kablosunu da yedekte tutmuşluğum vardır..
*Flaş güç yönetimi. Bütçeniz yeterli ise flaşları en az 500Watt/sn güçlerinde satın alınız. İdeali ise önden yapacağınız aydınlatmalarda 1000 vela 1200Wat/sn'lik flaşlar kullanın.
*Elinizin altında, bir de kalabalık grupları aydınlatmak için 50x180 ölçüsünde ve tavandan yatay olarak bir davlunbazı mutlaka tutmalısınız. Böyle çok kalabalık grupları aydınlatmada tavandan yansıtma tekniğini de kullanabilirsiniz. O zaman tavan renginin beyaz olmasına dikkat etmelisiniz. Aslında genel olarak stüdyo duvarları ve tavanları siyah (nötr) olmalıdır. Bu, size ışığı yönetmenizde büyük kolaylık sağlayacaktır. Fakat ışığınız yeterli değilse beyaz tavanlı ve duvarlı bir stüdyo kullanmalısınız.

Kare stüdyo mu, diktörtgen stüdyo mu?

Bana kalırsa, kare stüdyolar, size yatayda daha fazla ışık yönetimi sağlayacaktır. Tabii burada karenin ölçüleri önemli. Çok kısıtlı alanlarda, odak uzaklıği ile yapılacak düzeltme ve adaptasyonlar, maalesef çekime olumsuz yansır. Portreler, mutlaka teleler ile çekilmelidir. Bir örnek vermek gerekirse, half-frame çeken bir makine ile portre teleniz en az 100-110 hatta 135 mm. olmalı. Eğer full-frame bir makineniz varsa bu en az 180 veya 200 olmalı. 300lük bir tele bunun için idealdir.
Öte yandan kalabalık grupları geniş açı veya süper geniş açılı objektifle çekmenin sakıncalarını burada sayıp dökmeme gerek yok. Stüdyonuzun genişliği; en kalabalık grubu bile half-frame'de 35mm, full-frame' de ise 50mm. altına inmemelisiniz.

Fon konusunda sağlam bir sonsuz zemin üzerinde kaydıracağınız nötr gri bir fon size photoshop'ta rahat dekupaj yapmanızı sağlayacaktır. Kalabalık grupları da göz önüne alacak olursanız, bunun genişliği 5-6 metre olmalıdır. Bu rakam size abartılı gibi gelse de, ayrıca gri fonu buna göre yaptıracak olursanız kalabalık gruplarda nasıl rahatlayacağınızı görürsünüz.

Bu yazdıklarıma rağmen yine takıldığınız konular varsa seve seve yardımcı olurum.

Başarılar.
Tuncer ÖZKAN

gerçekten çok güzel konulara değinmişsiniz. genel renk siyah- beyaz tercih etmiştik. bunun studyodaki önemini gayet iyi vurgulamısınız bunu kesinlikle dikkate alacağim. diğer bir hususta aydınlatmalar. hem kare hemde dikdörtgenden olusan 4 adet stüdyomuz var. stüdyo zemin döşemesi hakkında ne fikir verirsiniz. müsterim laminant ve granit arasında kararsız. ben yansımalardan dolayı granitin olmayacağı düşüncesiindeyim. laminant diye düşünüyorum. bahsettiğiniz gri fonu biz döşemede uygulasak nasıl olur diye düşündüm. stüdyo duvarları siyah tavan beyaz döşeme gri. evt kulaga farklı geliyor . ama bir bütünlük cıkaracagımdan eminim dekorasyon ile.

Yeniden merhaba,

Mimar olarak dile getirdiğiniz endişeleri anlıyorum. Ama buradaki yaklaşım dekorasyon kaygıları değil, fonksiyonel kavramları öne çıkarmalıdır. Bir stüdyo tasarımında arka planda, zeminde veya tavanda kalan renklerin, uyumundan değil, çekim üzerindeki etkilerinden bahsedebiliriz. Benim kendi atölyem, tamamen siyahtı. Bu benim çalışma şeklim ile ilgiliydi. Çelik eşya, cam eşya vs. ayrıca mankenli çekimler için de uygun bir profil. Böylece yalnızca stüdyo ışıklarına hükmederek çekim yapılır. Reklam çekimlerinde her iş, kendi başına yeniden aydınlatma profili gerektirdiğinden, fonun etkilerini minimuma indirmek zorundaydık. Oysa siz, reklam çekimi yapmayacağınıza göre, yani daha stabil ve konvansiyonel bir çalışma şeklini sürdüreceğiniz için, tamamen siyah şeklindeki radikal çözümlere gitmenize gerek yok.
Öte yandan zemin ile ilgili kararsızlığınız şöyle giderilebilir. Sizin de söylediğiniz gibi hem yansımalar, hem de renk baskınlığı çekimi olumsuz etkileyecektir. Mutlaka bu etkileri minimumda tutmalısınız. Gri arayışları için Kodak Grey Chart kağıtlarını elde edebilirseniz, nasıl bir gri üzerinde yoğunlaşmanız gerektiğini kavrarsınız.

Kolay gelsin
Tuncer ÖZKAN

çok teşekkür ederim. çok yardımcı oldunuz çalışma bittiğinde sizinle paylaşacağım mutlaka