- Katılım
- 14 Ağu 2007
- Mesajlar
- 3,962
- Tepkime puanı
- 175
- Yaş
- 40
Aslında görsellik açısından malzeme farklılığı dışında kompoze kuralları da, ilkeleri de diğer çalışmalarla -resimle aynı özellikler taşımaktadır. Ayrıntıda tasarlayan , gören beyne fotoğraf tekniğinin olabildiğince katkısı ya da belirleyici anlamı vardır bir şekilde.
Konuyu, fotoğraf karesi içinde belli bir ışıkta, görsel düzenleme ilkeleriyle gerçekleştirmek fotoğrafta kompozisyonu oluşturur. Bunun için bakış noktası, mesafe önemlidir. Buna göre de uygun makinanın, objektifin kullanımı gereklidir. Ayrıca fotoğrafı belirlerken yatay ya da düşey olmasına da karar vermek gerekir. Kullanılan malzeme ve teknik amaca hitap edebilmelidir. Seçilen konunun, görüntünün tercih edilen boyutta yerleştirilmesi kişisel ayrıcalıkları beraberinde getirmesi açısından önemlidir. Ama bu yerleşim yine de tam bir reçete ya da motomat matematiksel parçalanmaya dayanmasa da bazı prensiplerle gerçekleştirilmesi estetik hazzın, felsefenin oluşmasını sağlar. Kompozisyonun açık ya da kapalı olması kişisel tercih, özellik nedenidir.Kapalı kompozisyon çerçeve içinde başlayıp biten kompozisyondur. Hiçbir hareket ya da biçim çerçeve dışında devam etmez. Açık kompozisyon ise çerçeve dışında devam edecek, izleyicide böyle bir etki bırakacak nitelikte olan düzenlemedir. Konu çerçeveyle sınırlı değildir. Sanatsal anlamda yerleşim tavrı bireysel özellikler taşısa bile ilkeler, farklı çalışmalarda aynıdır.
Fotoğrafta kullanılan teknikler, bireysel ayrıcalığın göstergesidir. Bazılarında leke, gren, çizgi, renkli ya da siyah-beyaz tercih edilendir. Bazılarında netlik, bazılarında fluluk ön plandadır. Resimde de böyle değil midir? Salt değişen malzeme , tekniktir. Tasarlayan hepsinde de insan... Fotoğraf, düzenlenen çekimleri bir kenara koyarsak bir anı tespit etmek olduğuna göre kompozisyon bu anın içine sığdırılmış olandır. Ya tasarlanacaktır ya da seçilecektir.
Konunun uzağında ya da yakınında olmak, mesele bu işte , bakış açısı-mesafesi. Ne olursa olsun fotoğraf aynen yinelemek değildir hiçbir zaman...
Fotoğraf çekerken amaç ne olmalı, bu önemlidir. Ayrıntı istiyorsanız ışık ona göre ayarlanır. Leke istiyorsanız ona göre... Burada belirleyici olan, hangi tip makine kullanırsanız kullanın insandır. Ayrıca kullanılan malzemenin kalitesini de yadsınamaz. Banyonun temiz, taze olmasına kadar. Sonuç olarak, konu seçimi ve anlatım tarzını bireysel ayrıcalıklar belirler. İşte yaratıcılık buradadır. Burada çekim ve karanlık oda tekniklerine girmeyeceğim. Fotoğraf adına hazırlanan kitaplarda bu konular ayrıntılarıyla var. Beni, bize sunulan tarafı ilgilendirdiği için tıpkı bir resmi, kağıda , tuvale vs. ye geçirirken duyulanların fotoğraf içinde geçerli olduğu yönündedir. Bunlardan kısaca bahsedeceğim tekrar olmamasına dikkat ederek. Bence fotoğrafla ilgilenenlerin çok iyi sanat tarihi bilmeleri, resmi incelemeleri gerekir.
Zıtlık, fotoğrafta canlılık, değişiklik ve ilgi çekiciliği sağlar. Aydınlık-karanlık, dikey-yatay,düz-eğri, bütün-parça, sade-karmaşa, kesinlik-belirsizlik vb. gibi.. aynı şekilde simetrik değil de asimetrik çalışmalar, çekimler fotoğrafta hareketi sağlayacaktır. Tabii her kavram beraberinde dengeyi de getirmelidir, sağlam bir düzenleme adına. Sadelik her an aranan , dikkat dağıtmayan unsurların başında gelir. Fotoğrafta ç biçimlerin belirgin olmasıyla ilintili olduğu için netlik olarak tanımlanabilir. Mesajı verilecek biçimlerin ya da ön plana çıkmasını istediğimizin belirgin ayrıntının flu olması gibi. Fotoğrafta belirtme, sadeleştirme ve ayıklama temel olabilir.
10 kural
1) Daha yakına gelmek:
Sadece konunuza konsantre olabilmeniz, ışıklı detayları ve dipteki gölgeleri elimine etmek için makro çekimlerde objektifinizi daha yakına getirin. Konunuzdaki sadeleştirme, günün herhangi bir anında daha iyi bir imaj oluşturmanızı sağlayacaktır.
2) ers ışık:
Güneş gökyüzünde en yüksek noktadayken, konunuzun tersten ışıklandırılması, yaprakların etkisiyle, fotoğrafınızın size renkli cam üzerindeymiş gibi gözükmesini sağlar.
3) Dolgu flaş kullanımı:
Başarılı bir gün ortası fotoğrafı için dolgu flaştan faydalanabilir bu sayede güneşten kaynaklanan gölgelerin aydınlanmasını sağlayabiliriz. Önce konunun etrafındaki ışığı ölçün ve tam güçten ziyade daha az bir gün ışığı flaşını ilave edin. Daha çok orta tondaki konularla, flaşımı 1’den minimum 1/1/3’e getirmekten hoşlanırım; orta tondan biraz daha parlak, flaşı 1/1/2’ye getirdiğimde ise konu daha çok seçilir ve orta tondan daha karanlık, tüm flaşı –2/3’den –1’e getirdiğimde ise daha çok ışık absorbe olur.
Gözün yakaladığı ışığa ilaveten, flaş gölgeleri dolduracak ve konunun dengelenmesini sağlayacaktır. Tele-flaşla tam saat 12’de doğal yaşam fotoğrafı çekebilirsiniz, ancak slayt filmi kullandığınızda 81A sıcak filtreyi kullanmanızı öneririm.
4) bulutların geçmesini izleyin:
Bulutlar geçerken onların yarattığı gölgeleri kullanın. Gün ortasında fotoğraflanan şahsi çiçek torbası, gökyüzünde bulut varken çekilmiştir, daha düşük kontrast ve mükemmel bir renk doyumu.
5) Işığı yayma:
Fotoğraflanacak konuya ışığın nasıl çarptığına bakın. Güneş ile konunuz arasına ışığı dağıtan bir materyal koyduğunuzda, çoğunlukla daha büyük renk elde edeceksiniz ve gün ortasındaki o sert ışıktan eser kalmayacak. Ben, konularım için disk-diffuser kullanıyorum, çünkü onlar çerçeveden daha geniş değiller, vahşi çiçek portresinde olduğu gibi. Daha geniş konular için, yerdeki çerçevenin üzerine bir ağacın yada merdivenin kenarında duran bir örtü kullanıyorum.
6) Gölgelerde çalışmak:
Ben güneşli ve gün ortasında fotoğraf çekmeyi severim. Kontrast düzeylerini ve detayları kontrol edebildiğim için güneşli çekimlerden daha iyi sonuç alıyorum. Şemsiyelerle, vücudunuzla, binalarla, tepelerle, aracınızla yada güneşi bloke eden herhangi bir şeyle gölgeyi sağlayabiliriz.
Mavi bir gökyüzünün olduğu günde, mavi renk filminiz sayesinde toplanacaktır. Bunu düzeltmek için çekeceğiniz slayt filmine göre 81B sıcak filtreyi kullanın (yıkama esnasında filminizin bu mavilikten uzaklaşmayacağından emin olun) Ancak, bazen bu tür mavi tonlar bir bakıma sevimli de olabilir, bu yüzden ben filtresiz çekeceğim. Siz filtreli ve filtresiz çekerek deneyin.
7)Reflektör kullanın:
Konunuza ışığı yaymak için reflektör kullanın. Reflektör gölgeler ile fazla ışık alan yerler arasında denge kurmaya yardım eder. Ben disc-reflektörü kullanmayı seviyorum. Çünkü bu sayede ışığın yönünü daha kolay değiştirebiliyor ve yoğunlaştırabiliyorum. Altın ve gümüş diskler, çekeceğiniz pozların daha natürel yada daha sıcak bir etki isteyip istemediğinize bağlı olarak daha iyi sonuçlar verir.
Eğer disk reflektörünüz yoksa, alüminyum folyo kullanabilirsiniz. Acil durum battaniyeleri de aynı işi yapar (outdoor spor malzemeleri satan yerde bulabilirsiniz)
Kanyon duvarlarından yansımalar:
Gün ortasında, fotoğraf zamanının doruğunda güzel bir kahvaltı sonrası uzun kanyonlarda fotoğraf çekebilirsiniz. Işık tepeden kanyonun duvarlarına yansıyacak büyüleyici bir kızıllık verir.
9)Bulutlarla kapalı günlerin avantajından yararlanın:
Kapalı havalar, şafaktan akşam vaktine kadar fotoğraf çekilmesini sağlar. Sıcak bir filtre takın ve geniş manzaralardan ziyade doğadaki detaylar üzerinde yoğunlaşın. Gri gökyüzünden ve gökyüzünün suya yansıyan gri tonlardan sakının. Vahşi yaşamda, biraz flaş kullanın ve kontrastlık için bir durak filminizi zorlayın, konunuzun hareketini durdurmak için perde hızını artırın.
10) Polarize filtre kullanın:
Polarize günün en erken saatinden en geç anına kadar gün ortasında daha geniş manzaralar için dahi kullanılır. Polarize filtre ile gökyüzündeki bulutların gelişine bakın. Polarize filtrenin ışığın parlamasına engel olduğunu ve renklerin daha doymaz olarak göründüğünü göreceksiniz.
Alıntıdır..
Konuyu, fotoğraf karesi içinde belli bir ışıkta, görsel düzenleme ilkeleriyle gerçekleştirmek fotoğrafta kompozisyonu oluşturur. Bunun için bakış noktası, mesafe önemlidir. Buna göre de uygun makinanın, objektifin kullanımı gereklidir. Ayrıca fotoğrafı belirlerken yatay ya da düşey olmasına da karar vermek gerekir. Kullanılan malzeme ve teknik amaca hitap edebilmelidir. Seçilen konunun, görüntünün tercih edilen boyutta yerleştirilmesi kişisel ayrıcalıkları beraberinde getirmesi açısından önemlidir. Ama bu yerleşim yine de tam bir reçete ya da motomat matematiksel parçalanmaya dayanmasa da bazı prensiplerle gerçekleştirilmesi estetik hazzın, felsefenin oluşmasını sağlar. Kompozisyonun açık ya da kapalı olması kişisel tercih, özellik nedenidir.Kapalı kompozisyon çerçeve içinde başlayıp biten kompozisyondur. Hiçbir hareket ya da biçim çerçeve dışında devam etmez. Açık kompozisyon ise çerçeve dışında devam edecek, izleyicide böyle bir etki bırakacak nitelikte olan düzenlemedir. Konu çerçeveyle sınırlı değildir. Sanatsal anlamda yerleşim tavrı bireysel özellikler taşısa bile ilkeler, farklı çalışmalarda aynıdır.
Fotoğrafta kullanılan teknikler, bireysel ayrıcalığın göstergesidir. Bazılarında leke, gren, çizgi, renkli ya da siyah-beyaz tercih edilendir. Bazılarında netlik, bazılarında fluluk ön plandadır. Resimde de böyle değil midir? Salt değişen malzeme , tekniktir. Tasarlayan hepsinde de insan... Fotoğraf, düzenlenen çekimleri bir kenara koyarsak bir anı tespit etmek olduğuna göre kompozisyon bu anın içine sığdırılmış olandır. Ya tasarlanacaktır ya da seçilecektir.
Konunun uzağında ya da yakınında olmak, mesele bu işte , bakış açısı-mesafesi. Ne olursa olsun fotoğraf aynen yinelemek değildir hiçbir zaman...
Fotoğraf çekerken amaç ne olmalı, bu önemlidir. Ayrıntı istiyorsanız ışık ona göre ayarlanır. Leke istiyorsanız ona göre... Burada belirleyici olan, hangi tip makine kullanırsanız kullanın insandır. Ayrıca kullanılan malzemenin kalitesini de yadsınamaz. Banyonun temiz, taze olmasına kadar. Sonuç olarak, konu seçimi ve anlatım tarzını bireysel ayrıcalıklar belirler. İşte yaratıcılık buradadır. Burada çekim ve karanlık oda tekniklerine girmeyeceğim. Fotoğraf adına hazırlanan kitaplarda bu konular ayrıntılarıyla var. Beni, bize sunulan tarafı ilgilendirdiği için tıpkı bir resmi, kağıda , tuvale vs. ye geçirirken duyulanların fotoğraf içinde geçerli olduğu yönündedir. Bunlardan kısaca bahsedeceğim tekrar olmamasına dikkat ederek. Bence fotoğrafla ilgilenenlerin çok iyi sanat tarihi bilmeleri, resmi incelemeleri gerekir.
Zıtlık, fotoğrafta canlılık, değişiklik ve ilgi çekiciliği sağlar. Aydınlık-karanlık, dikey-yatay,düz-eğri, bütün-parça, sade-karmaşa, kesinlik-belirsizlik vb. gibi.. aynı şekilde simetrik değil de asimetrik çalışmalar, çekimler fotoğrafta hareketi sağlayacaktır. Tabii her kavram beraberinde dengeyi de getirmelidir, sağlam bir düzenleme adına. Sadelik her an aranan , dikkat dağıtmayan unsurların başında gelir. Fotoğrafta ç biçimlerin belirgin olmasıyla ilintili olduğu için netlik olarak tanımlanabilir. Mesajı verilecek biçimlerin ya da ön plana çıkmasını istediğimizin belirgin ayrıntının flu olması gibi. Fotoğrafta belirtme, sadeleştirme ve ayıklama temel olabilir.
10 kural
1) Daha yakına gelmek:
Sadece konunuza konsantre olabilmeniz, ışıklı detayları ve dipteki gölgeleri elimine etmek için makro çekimlerde objektifinizi daha yakına getirin. Konunuzdaki sadeleştirme, günün herhangi bir anında daha iyi bir imaj oluşturmanızı sağlayacaktır.
2) ers ışık:
Güneş gökyüzünde en yüksek noktadayken, konunuzun tersten ışıklandırılması, yaprakların etkisiyle, fotoğrafınızın size renkli cam üzerindeymiş gibi gözükmesini sağlar.
3) Dolgu flaş kullanımı:
Başarılı bir gün ortası fotoğrafı için dolgu flaştan faydalanabilir bu sayede güneşten kaynaklanan gölgelerin aydınlanmasını sağlayabiliriz. Önce konunun etrafındaki ışığı ölçün ve tam güçten ziyade daha az bir gün ışığı flaşını ilave edin. Daha çok orta tondaki konularla, flaşımı 1’den minimum 1/1/3’e getirmekten hoşlanırım; orta tondan biraz daha parlak, flaşı 1/1/2’ye getirdiğimde ise konu daha çok seçilir ve orta tondan daha karanlık, tüm flaşı –2/3’den –1’e getirdiğimde ise daha çok ışık absorbe olur.
Gözün yakaladığı ışığa ilaveten, flaş gölgeleri dolduracak ve konunun dengelenmesini sağlayacaktır. Tele-flaşla tam saat 12’de doğal yaşam fotoğrafı çekebilirsiniz, ancak slayt filmi kullandığınızda 81A sıcak filtreyi kullanmanızı öneririm.
4) bulutların geçmesini izleyin:
Bulutlar geçerken onların yarattığı gölgeleri kullanın. Gün ortasında fotoğraflanan şahsi çiçek torbası, gökyüzünde bulut varken çekilmiştir, daha düşük kontrast ve mükemmel bir renk doyumu.
5) Işığı yayma:
Fotoğraflanacak konuya ışığın nasıl çarptığına bakın. Güneş ile konunuz arasına ışığı dağıtan bir materyal koyduğunuzda, çoğunlukla daha büyük renk elde edeceksiniz ve gün ortasındaki o sert ışıktan eser kalmayacak. Ben, konularım için disk-diffuser kullanıyorum, çünkü onlar çerçeveden daha geniş değiller, vahşi çiçek portresinde olduğu gibi. Daha geniş konular için, yerdeki çerçevenin üzerine bir ağacın yada merdivenin kenarında duran bir örtü kullanıyorum.
6) Gölgelerde çalışmak:
Ben güneşli ve gün ortasında fotoğraf çekmeyi severim. Kontrast düzeylerini ve detayları kontrol edebildiğim için güneşli çekimlerden daha iyi sonuç alıyorum. Şemsiyelerle, vücudunuzla, binalarla, tepelerle, aracınızla yada güneşi bloke eden herhangi bir şeyle gölgeyi sağlayabiliriz.
Mavi bir gökyüzünün olduğu günde, mavi renk filminiz sayesinde toplanacaktır. Bunu düzeltmek için çekeceğiniz slayt filmine göre 81B sıcak filtreyi kullanın (yıkama esnasında filminizin bu mavilikten uzaklaşmayacağından emin olun) Ancak, bazen bu tür mavi tonlar bir bakıma sevimli de olabilir, bu yüzden ben filtresiz çekeceğim. Siz filtreli ve filtresiz çekerek deneyin.
7)Reflektör kullanın:
Konunuza ışığı yaymak için reflektör kullanın. Reflektör gölgeler ile fazla ışık alan yerler arasında denge kurmaya yardım eder. Ben disc-reflektörü kullanmayı seviyorum. Çünkü bu sayede ışığın yönünü daha kolay değiştirebiliyor ve yoğunlaştırabiliyorum. Altın ve gümüş diskler, çekeceğiniz pozların daha natürel yada daha sıcak bir etki isteyip istemediğinize bağlı olarak daha iyi sonuçlar verir.
Eğer disk reflektörünüz yoksa, alüminyum folyo kullanabilirsiniz. Acil durum battaniyeleri de aynı işi yapar (outdoor spor malzemeleri satan yerde bulabilirsiniz)
Kanyon duvarlarından yansımalar:
Gün ortasında, fotoğraf zamanının doruğunda güzel bir kahvaltı sonrası uzun kanyonlarda fotoğraf çekebilirsiniz. Işık tepeden kanyonun duvarlarına yansıyacak büyüleyici bir kızıllık verir.
9)Bulutlarla kapalı günlerin avantajından yararlanın:
Kapalı havalar, şafaktan akşam vaktine kadar fotoğraf çekilmesini sağlar. Sıcak bir filtre takın ve geniş manzaralardan ziyade doğadaki detaylar üzerinde yoğunlaşın. Gri gökyüzünden ve gökyüzünün suya yansıyan gri tonlardan sakının. Vahşi yaşamda, biraz flaş kullanın ve kontrastlık için bir durak filminizi zorlayın, konunuzun hareketini durdurmak için perde hızını artırın.
10) Polarize filtre kullanın:
Polarize günün en erken saatinden en geç anına kadar gün ortasında daha geniş manzaralar için dahi kullanılır. Polarize filtre ile gökyüzündeki bulutların gelişine bakın. Polarize filtrenin ışığın parlamasına engel olduğunu ve renklerin daha doymaz olarak göründüğünü göreceksiniz.
Alıntıdır..
Son düzenleme:
