Neler yeni

Yeni mesajlar Yeni konular En çok mesaj En çok tepki En çok görüntülenen

Grafik mi Animasyon mu?

StyleType

🏅Acemi Tasarımcı🏅
Katılım
4 Ara 2009
Mesajlar
38
Tepkime puanı
0
animasyon bölümü her zaman grafik bölümünden 1 adım önde diyorlar.. animasyonmu grafik mi diye sorduğumda herkes animasyon bölümü diyorlar..Siz olsaydınız aynı üniversitede iki bölümü kazandıpğnz halde hngi bölümü okurdunuz?animasynmu grafik mi?

Kafamda şpheler oluşuyor grafk bölmyle ilgili ... bir çok olumsuz yorum vs. vs. gördm grafk bölmyle ilgi.. acaba yanlıs bölmdemyım diye sormuyor değilim..
 

yazarcizer

🏆Pro Tasarımcı🏆
Katılım
2 Mar 2009
Mesajlar
657
Tepkime puanı
26
Şu bölüm, bu okuldan ziyade, yeteneklerin, beklentilerin ve Türkiye şartlarıyla doğrudan ilgili bu...

Mesela, Milt Kahl, Glen Keane veya Enis Bey gibi klasik(cell) animatör ustası olmak istiyorsanız, 4 falan değil, belki 40 sene terlemeniz gerekebilir:

https://www.youtube.com/watch?v=FXxysXTT7v4&feature=related

https://www.youtube.com/watch?v=A5dmj0S3vqo&feature=related

https://tahsinozgur.blogspot.com/

Ama yok, Flash'da bir takım vektörel biçimleri kıpırdatmak istiyorum, hem hareketli banner ve motion grafik çalışmaları da yapmak isterim derseniz grafik tasarım eğitimi de yeter. Mesela:

https://www.baranbaran.com/

https://www.cemgul.com/

Grafik tasarım eğitimi almışlardır ve daha ziyade hareketli grafik ve basit animasyon çalışmaları yapmaktalar. Özkurt da oyun sektöründe 3D animatör olarak çalışıyor:

https://www.chip.com.tr/forum/cemre-ozkurt-roportaji-ve-the-sims-3-uzerine_t166156.html

Çizgiye şöyle böyle hakimiyet kurabilmek için bile asgari 10 sene çalışmak gerekir(tabi müstesna bir dahi değilseniz) ve bunu okullarda öğretemezler. Zaten verecekleri teknik bilgiyi de internetten bile edinmek artık mümkün.

Türkiye'de, potansiyeli olan ve oturmuş bir animasyon sektörü hala mevcut değil; eh işte oyun yapım sektörü yeni yeni canlanıyor denilebilir... Animasyonun, renkli-janjanlı dünyasına da aldanmamak gerekir, her şeyden önce bir dünya görüşü, sanat kültürü ve felsefesi istiyor bu işler... Sadece çizenler için, bir kalem işçisi ve zanaatkarı olmaktan öteye bir yol yok.

Yani iş son tahlilde sende bitiyor derim. Ayrıca:

https://www.sinefx.com/forum/index.php?topic=6469.0
https://www.uzmantv.com/uzman/gorsel-efekt-sanatcisi-emre-san
 
Son düzenleme:
  • Beğen
Tepkiler: Nur

gfb_cnn_1907

👑Efsanevi Grafiker👑
Katılım
9 Mar 2009
Mesajlar
2,173
Tepkime puanı
42
Bencede animasyon fakat her iki bölümdede kendini fazlasıyla geliştirmen gerekecek. şu şekilde düşünüyorum. grafik seçersen eger çok fazla animasyonla haşır neşir olmayabilirsiniz iş sebebiyle. ama animasyon yapabilmen için belirli bir grafik bilgin olmalı kıi bunun eğitimini sağlarlar sana. Ben olsaydım animasyon seçip grafiktede kendimi geliştirirdim :) tek bölümde çift meslek :) hakkında hayırlısı olsun başarılar dilerim.
 

creedwar

Kreatif Stratejist
👑Efsanevi Grafiker👑
Katılım
17 Haz 2008
Mesajlar
7,974
Tepkime puanı
104
:) Biri olmadan diğerininde olması söz konusu değil bence. Zamane şartlarda Grafik tasarımın %90'ı amelasyon işlerle dolu olmakla beraber, %10 luk kısımda çok sağlam başarılı, kreatif yönü güçlü olan yenilikçi çalışmalar çıkıyor. Düşünmen gereken, okul sonrası %90'lık paylarla rekabete girişebilecekmisin?

Grafik Tasarım eğitimi için çoğu zaman üniversite okumanın manası kalmıyor. Genel piyasa hakimiyeti kısa dönem kurslarını bitirmiş elinde sertifakalarıyla dolaşan ''tasarımcı''larla dolu. O yüzden geleceğini düşünmek durumundaysan kesinlikle ''animasyon'' diyorum ve aklına bir an için böyle bir imkanın varsa grafiği kesinlikle unut diyorum.

''yazarcizer'' Güzel detaylar, teşekkürler
 

emlcnsu

🌱Yeni Üye🌱
Katılım
24 Ağu 2011
Mesajlar
4
Tepkime puanı
0
Kesinlikle animasyon derim ben başka birşeyi düşünme bile çünkü animasyonun içinde grafiği kapsayacak hatta dolduracak herşey var zaten emin ol herkes grafiğe girer eder ama animasyon grafiğinde üstündedir..
 

yazarcizer

🏆Pro Tasarımcı🏆
Katılım
2 Mar 2009
Mesajlar
657
Tepkime puanı
26
Rica ederim.

Türkiye’de yapılan reklamlara baktığımızda yurtdışındakilerle arasında bir kalite farkı var. Bu durum neden böyle?

Bu işi sanatsal anlamda yürütmek isteyenlerle ticari anlamda yürütmek isteyenlerin konumları çok farklı. Ticaretini yapan insanlar üretecek güce sahipler ama vizyona sahip değil, sanatsal açıdan bakanlarsa o vizyona sahip ama bunu üretecek güce sahip değil. En büyük problemlerden biri bu. Bir de bu iş gerçekten çok zaman, emek ve para isteyen bir iş. Yurtdışında bu işe film başına neredeyse 150 milyon dolar bütçe ayrılıyor. 500 insan üç-dört sene boyunca aralıksız çalışıyor. Türkiye’de böyle bir şey düşünebiliyor musunuz? Türkiye’de iki ayda bir film çekiliyor, çizgi filme kim üç sene harcayacak?

https://www.radikal.com.tr/Radikal....rticleID=996081&Date=09.08.2011&CategoryID=42

https://www.youtube.com/watch?v=8P2WT4tg_qQ
 
Son düzenleme:

yazarcizer

🏆Pro Tasarımcı🏆
Katılım
2 Mar 2009
Mesajlar
657
Tepkime puanı
26
Yine başka kafalardan sesler:

Bu islerde kimse diplomaya bakmiyor sen de bilirsin. Yaptigin isler, yapabileceklerinin bir gostergesi oldugu icin, mevcut deneyim ve beceri duzeyini baska birine gostermen en fazla 1 dakika aliyor. Her sey ortada. Diploma onemsiz.

Bugun animasyon ogrenmek icin Anadolu Universite'si tek secenek degil. Maddi imkanlarina bagli olarak cok daha kisa surede cok daha verimli bir egitim alabilecegin secenekler cogaldi, online okullar gibi. Tabiki bu okullar ogrencilerine sanatsal bir altyapi vermek derdinde degiller. Sadece piyasada animator olarak calisabilmeleri icin gerekli olan temel donanimi vermeye calisiyorlar. Ama zaten senin Guzel Sanatlar'da okuyor olman bu acigini fazlasiyla kapatmani saglar bence.


https://www.sinefx.com/forum/index.php?topic=6731.msg61345#msg61345
 
Son düzenleme:

yazarcizer

🏆Pro Tasarımcı🏆
Katılım
2 Mar 2009
Mesajlar
657
Tepkime puanı
26
Son düzenleme:

yazarcizer

🏆Pro Tasarımcı🏆
Katılım
2 Mar 2009
Mesajlar
657
Tepkime puanı
26
"Disney'e girebilmek için, portfıolio beğenildikten sonra bile, bir de test yapmak gerekiyordu. Bu benim 1996'da yaptığım test. Verilen problem şuydu: Alis fincanına çay dolduracak, fincanın içinde birşey görecek ve şaşıracak. Ne gördüğü bana bırakılıyordu. Ben filmdeki deli kediyi çizdim, tişörtündeki "T" hem kelime oyunu ("T-shirt") hem de ismimin baş harfi. Bu animasyonu geçen gün eski kayıtların arasında buldum ve çok sevindim, paylaşıyorum. Hayatımın en zorlu ama bir o kadar zengin ve mutlu ikibuçuk yılı böyle başlamıştı."

https://vimeo.com/28769840

https://tahsinozgur.blogspot.com/

Türk çizgi filmlerine hayat vermek istiyor

Walt Disney'de yönetmen-storyboard olarak görev yapan ve 'Herkül', 'Balto' gibi çizgi sinemaların yaratıcılarından Şahin Ersöz, şu sıralar önümüzdeki yıl vizyona girecek "Lilo ve Stitches' için çalışıyor. Ersöz'ün en büyük isteği Türk çizgilerine hayat vermek.


Ülkemizde çizgi dünyası çok ilerlememiş olsa da, içimizden biri onlarca çizgiye hayat veriyor. Şahin Ersöz, Türkiye'de Pamuk Kardeş adlı çocuk dergisinde başladığı çizerlik kariyerini Amerika'ya, dünyanın en büyük animasyon stüdyolarından birine taşıdı. Sayısız çizgi filme hayat veren Ersöz, yapımcılığını Disney'in üstlendiği ve önümüzdeki yıl vizyona girecek olan 'Lilo ve Stitches'in de yönetmen ve storyboard sanatçısı. Ersöz, ülkemizde de çok beğenilen 'Herkül'ün yaratıcılarından. Çizgi filmlerin yanında üç ve iki boyutlu animasyon, storyboard, karakter dizaynı da yapan Ersöz'ün yarattığı ilginç karakterler de var.

OKULDA BAŞLAMIŞ
Şahin Ersöz, başarılı kariyerine 1984 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi'nde mimarlık okurken, Pamuk Kardeş Dergisi'ne resimli roman yazar-çizeri olarak başlamış. "Daha sonra küçüklüğümden beri hayranı olduğum Ali Murat Erkorkmaz'in Stüdyosu'nu buldum ve orada animatör olarak işe başladım" diyen Ersöz, yurtdışına diğer bir Türk animatörü Tahsin Özgür sayesinde açıldığını söylüyor. "Türkiye'den sonra ilk çalıştığım ülke Almanya oldu. Berlin Duvarı'nın yıkıldığı sene Tahsin Özgür'le birlikte Berlin'deki 'Hahn Film Stüdyosu'- nda çalışıyorduk" diyen Şahin Ersöz, "Yurtdışındaki kariyerimin başlangıcını ve muhtemelen devamını, yakın arkadaşım, uluslararası müthiş yetenek Tahsin Özgür'e borçluyum" diye konuşuyor. Almanya'dan sonra Londra'da 'Richard Williams Stüdyosu'nda çalışan Ersöz, ardından Spielberg'in 'Amblimation' Stüdyosu'na geçmiş. "En büyük rol oynadığım film olan 'Balto'yu ve 'We're Back' filmlerini bu stüdyoyla yaptım" diyen Ersöz, Amblimation'in Amerika'ya taşınıp Dream Work adıyla yeniden kurulması sayesinde Hollywood'a transfer olmuş.

DISNEY MACERASI BAŞLIYOR
Londra'da başarılı çalışmalar yaptıktan sonra Amerika'ya taşınan yönetmen, Walt Disney'den gelen bir teklif üzerine 'Hercules' filminde çalışmaya başlamış. Hala Disney'de çalışan Ersöz, 2002 yılında yayınlanan orijinalinin çok popüler olması üzerine Disney'in üçüncü versiyonunu çekmeye karar verdiği 'Lilo and Stitches' projesinde çalışıyor. Şahin Ersöz, kendisinin çalışmalarını yakından tanıyan bir yönetmen-prodüktörün teklifi üzerine ekibe katıldığını belirtiyor.

İLK ÇALIŞMA TÜRKİYE'DE
Şahin Ersöz'ün ilk çizgi sinema deneyimi Türkiye'de olmuş. "Ali Murat Erkorkmaz Stüdyosu'nda (ArtNet) 'Woody and May' adlı proje benim ilk çalışmamdı. Ne yazık ki, bu proje hiçbir zaman tamamlanmadı" diyen Ersöz'ün piyasaya çıkan ilk filmi Almanya'da çalıştığı "Werner- Beinhart" olmuş. Şahin Ersöz bu film için "Benim en çok zevk alarak çalıştığım film" diyor. Yapımcılığını Disney'in üstlendiği, tüm dünyada çocuklar kadar büyükleri de sinema salonlarına çeken Herkül, Şahin Ersöz'ün 'gişesi en başarılı' filmi olmuş.

Elif KARADENİZLİ / MERKEZ

https://www.ersoz.com/

Rıdvan Bey de Eskişehir'de hocadır:

https://ridvancevik.blogspot.com/

Animasyonun, renkli-janjanlı dünyasına da aldanmamak gerekir, her şeyden önce bir dünya görüşü, sanat kültürü ve felsefesi istiyor bu işler... Sadece çizenler için, bir kalem işçisi ve zanaatkarı olmaktan öteye bir yol yok.

Evet, gerçekten çizenler, yazabilir de:

Artık güç, majör ülkelerin zihin programlayıcılarının elinde. Onlar birbirinden albenili çizgi filmlerin içine zulaladıkları tüketim toplumu değerleriyle, oksidentalist mitoslarla, "iyi" ve "kötü"nün kendi meşreplerince yapılmış tanımlarıyla çocuklarımızı en ustaca yollardan programlıyorlar. Pokemon gitsin, Heidi geri gelsin" gibi naif kampanyalar da soruna çare olamıyor. Çünkü netice itibariyle, dış kaynaklı çizgi filmlerin yaptığı yıkım, Pokemon türü yeni kuşak Japon çizgi filmlerindeki gayrı-insanî (aslında insanın karanlık yönünü gıcıklayan, kışkırtan, kullanıma hazır hale getiren) şiddetle sınırlı değil. Sorun daha derinde; çizgi filmler üzerinden tohumlanıyor; kimliksizleştiriliyoruz, ki bu da bir tür soykırımdır aslında.

Biliniz ki, ister Edirne'de ister Van'da, televizyon seyrederek ya da gazete dergi okuyarak yetişen her mini mini bızdık, artık buralı olmaktan çok uzak, "neden Bronx'ta değil de Arnavutköy'de doğdum?" diye kahrederek büyüyen, kendi halkını ve kendi ülkesini benimseyemeden hayata hazırlanan insanlar olma potansiyelini taşımaktadır.

Bunu sadece Batı ülkelerinden gelen masallar, çizgi romanlar ve çizgi filmler yapamazdı. Bu sömürgeleşme süreci, ancak beyni önceden yıkanmış, kalafatlanmış, misyonerleştirilmiş bir Sömürge Aydını zümresinin işbirliğiyle olabilirdi, ki olan biten de budur zaten.

"Gaflet ve dalâlet" mi arıyordunuz? İşte size bir başlangıç noktası.


https://www.derkenar.com/necdetsen/cizgi-film-10-mufredat-0/
 
Son düzenleme:
Üst