Neler yeni

Yeni mesajlar Yeni konular En çok mesaj En çok tepki En çok görüntülenen

grafikerlik mesleği nereye kadar

forumuyemail

🌱Yeni Üye🌱
Katılım
24 Haz 2010
Mesajlar
9
Tepkime puanı
0
kursların mahvettiği bu meslek ülkemizde kaç yaşına kadar yapılabilir, maaşlar ne olur, ilerisi için ne yapmak lazım.

kendi ajansını açmak diye bir cavabı ben doğru bulmuyorum.


arkadaşlar samimi olarak ve bilinçli kişilerden dostane cevaplar rica ediyorum.
 

artvizyon

🌱Yeni Üye🌱
Katılım
10 Nis 2012
Mesajlar
16
Tepkime puanı
0
Grafik Tasarım Kursu adı altında açılan dershanelere kayıt olacak kişiler, gelecekte iyi para kazanacağı bir meslek edineceği fikri ile gidiyorlar.. Fakat kurs bitiminde, ödedikleri paranın sadece bir parça Photoshop - Freehand - Corel vs. öğrenmekten başka bir şeye yaramadığını acı bir biçimde farkediyorlar.. Bırakın seçeceğiniz alanda bu programları yeterli bir şekilde kullanmayı, bahsedilen şeylerden anlamanız bile çok zor..
Tabii ki sektöre giriş yapmak adına bahsi geçen programları öğrenmek gerekiyor ama, kimse kurs bitiminde iş bulma hayali ile kendini kandırmasın...

Şu anda grafik kursunu bitirmiş kursiyer olarak gireceğiniz bir yerde asgari ücretten bile bahsedilirse şanlı sayın kendinizi.. Maalesef durum bundan ileri değil.. Ajans açmak daha kolay.. ama o kadar tecrübeyi hangi markette satıyorlar onu da bulabilmek mesele ...
 

nuriQocca

⭐Deneyimli Tasarımcı⭐
Katılım
27 Eyl 2008
Mesajlar
106
Tepkime puanı
0
Aslında kurs mezunları! kendilerine göre iş buluyorlar..
İyi bir tasarımcı da kendi klasmanına göre iş bulabilir..
Lakin hem tasarım bilgisine, hemde programlama ve teknikte üst düzey bir bilgi harmanlamasını yapmak oldukça güç.. Böyle bir meslek erbaabı da 6000 liradan aşağı maaş almamalıdır, almaz.. İçinde bulunduğu koşullar farklıdır..
Ajans açmak devamlı dile getirilen bir husus lakin plotter alıp köşeye koymayı ajans açmak olarak algılayanda var, Grafik tasarımcısı, sanat yönetmeni, bilgisayar operatoründen çaycısına kadar sınıflandırılmış bir ortamda çalışanda var..
Gördüğümüz ve bildiğimiz üzere herkesin olaylardan çıkarttığı anlam farklı şekillerde olabilir..
Bütün şuçuda kurslara atmamak lazım diye düşünüyorum çünkü meslek içerisinde yediği kaba pisleyen bir sektör içerisindeyiz ne yazık ki.. Müşteri potansiyelide tam bu merdiven altı 'ajans!' lara göre.. Kötümser olmak istemem ama bu durumun uzun süre iyileşmeyeceğini düşünüyorum.. Devlet eliyle yapılan yapılan yarışmada parasının amblem tasarımını jeoloji mühendisine yaptırmak mübah ise, serbest piyasada şirketinin logosunu neden muhasebecisine yaptırmasın ki insanlar? komik değil mi.. ama öyle işte..
Ben yeterli tecrübe birikim ve maddi olanakların olgunlaşması neticesinde junior bir ajans açmayı düşünmekteyim.. Her şeyi biliyorumcu bir ajans değilde dalında uzmanlaşmış, uluslar arası standartlarda bir ajans.. Asla türk standartlarında değil!.. Hiç değilse ona göre müşterim olur diye düşünüyorum..
 

seruma

🌱Yeni Üye🌱
Katılım
6 Ocak 2010
Mesajlar
10
Tepkime puanı
0
Arkadaşlar, kurslardan mezun olan ya da kursa bile gitmeden matbalarda fatura, kartvizit gibi işlerle bu programları "öğrenip" kendine grafikerim diyen insanlar olduğu müddetçe gerçek grafik tasarım yapanların değeri bilinmeyecek. Alaylılar istedikleri kadar bu cümlelere alınıp, diş bilesinler, eğitim almış olanla kendilerini bir tutup, haksız rekabet yaptıkları müddetçe böyle düşünmeye devam edecek insanların varlığını enselerinde hissedecekler. Demiyorum ki çalışmasınlar ya da bu işi yapmasınlar, ancak; yiğidi öldürüp hakkını yememek lazım. Hakkımız yendiği müddetçe daha az maaş almaya, işimizin küçümsenmesine razı olmaktan başka şansımız yok. İş veren senden daha ucuzu var diyebildiği müddetçe, ben bu fiyata çalışmam demen çözüm ifade etmiyor. Evet, ben diyorum ve istediğim maaşı veriyorlarsa çalışıyorum, ancak herkes kadınlar kadar şanslı değil. Evine bakmak zorunda olan bir erkeğin çokta dik başlı olma şansı yok.
Grafiker olarak ise bu işi uzun süre devam ettirmenin mümkün olabileceğini sanmıyorum. Her tasarımcının bir tarzı var ve bu tarzı yıllarca aynı pazara sunup, aynı geri dönüşü beklemek mümkün değil. Yaş ile birlikte, konumunda yükselmesi gerekiyor, bugünün grafikeri ileride ajans sahibi ya da sanat yönetmeni olma yolunda hazırlanmak zorunda. Yoksa parasal tatminsizliğe, manevi tatminsizliği de ekleyerek düşüncelerini, "acaba bi cafe mi açsam?" aşamalarında bulmaması neredeyse mümkün değil..
 

Grafink

Clone Trooper
♾️Grafik Gurusu♾️
Katılım
14 Eyl 2007
Mesajlar
1,209
Tepkime puanı
38
Web sitesi
www.grafink.org
mesele alaylılar grafiker değildir, haksız rekabet yapıyorlar, gibi bir mesele ise, çok mahçup olursunuz seruma...
Türkiye de ve Avrupa'da çıkan yıllıklara baktığınızda oldukça fazla alaylının çalışmalarını görürsünüz. çoğu sizin okuldaki hocaları cebinden çıkarır. şimdi tek tek isimlerini yazmaya gerek yok.

Bu iş yetenek ve disiplin meslesidir. Zaten güzel sanatlar fakültesi dediğimiz olay yeteneğinizi disipline sokar. sizi büyülü bir şekilde grafiker, ressam vs. haline getirmez.

Bu yüzden plastik sanatların hepsi alaylı olarak pekala fevkalade icra edilebilir, zaten edilmektedir.

plastik sanatlarda lafa, değil işe bakılır. üretilen esere bakılır.

velhasıl okul elbette iyi birşeydir. alaydan daha kolay ve hızlıdır. ama alaydan daha önemlidir denemez...

yapılan bir işin, grafik tasarım mı, yoksa alalade bir uygulama mı olduğunu zaten o işe baktığınızda, biraz gözleriniz eğitimli ise anlarsınız. mesele o eserin sizinle kurduğu iletişimdir, eserin sahibinin arka planı önemsizdir.

bu yüzden kurstan da, alaydan da, okudan da çıksa, fark yaratan şey, eserdir.

eğer eserleriniz fark yaratıyorsa bu işi gücünüz, gözünüz, sabrınızın yettiği yere kadar yapabilir, geçiminizi sağlayabilirsiniz.

piyasada bir çok boş insanın grafikerim diye dolaşmasının sebebi, programları öğrenmenin kolay olmasından gelir.

gerçekten de biraz kafası çalışan ve konsantre olabilen biri, kolayca program öğrenebilir. fakat bu programı kullanarak, özgün, etkili, hedefi vuran bir iş çıkarmak, önce yetenek, yıllarca süren deneyim ve disiplinle mümkün olabilir.

bu yüzden program bilmek değil, tasarım bilmek, renk bilmek, leke bilmek önemlidir,
siz bu disiplini ve bilgiyi okulda alırsınız, bir başkası bir matbaa da ya da reklam ajansında olmadı bir yayın evinde alır.

Son olarak, haksız rekabet diyorken, sınavı kazanmaktan, yeteneğinizi kanıtlamış olmaktan bahsettiğinizi var sayarak söylüyorum.

Bu gün alelade bir lise mezunu lise diploması ile, Sofya sanat akademisine kaydolabilir, Kanada da bir çok okula kaydolabilir, eski doğu bloğu ülkelerinin bir çoğunda iletişim tasarımı veya güzel sanatlar okuluna sınavsız kaydolabilir. Okulu bitirebilecek yeteneği varsa, Ülkemizdeki devlet okullarından daha ucuza maalederek oldukça etkili bir diplomayı getirip önünüze koyabilir...

Keza eğitim, sadece bizim ülkemizde bir yarış ve kazanma olarak algılanmaktadır. Bu tip bir çerçeve'de sanata grafik tasarıma bakılması, bakanın zihninde pembe bir ilüzyon oluşturur. buna kapılmamakta sekötü anlamak ve sektörde yaşamak açısından büyük önem vardır. Göz ardı etmemek gerekir...
 

vedfux

🌟Usta Tasarımcı🌟
Katılım
28 Şub 2008
Mesajlar
470
Tepkime puanı
6
hoşuma giden bir konu, yazıldığı gibi eğitim, disiplin be sonu başarılı bir iş göz dolduran tasarımlar. kendimden baz alarak yazmak istiyorum, ben grafikerlik işini öğrenirken ne fakülte bitirdim nede kaliteli bir alt yapı eğitimim var; lakin bu işi yapacaksam sadece ortasal düzeyde değil de ,temel ilkelerini ve tasarımın gerektirdiği bilgileri öğrenmek kendimi bu iş için kaliteli duruma getirmek için uğraşıyorum hala , kurslar, dergiler işi bilen kişiler ile diyaloglar halinde olmaya gayret ediyorum. soruyorum sizlere uğraşım basit bir işletmede kalıp hayatımı devam ettirmek üzerinemi kurulu yoksa yükselmekmi niyetim..:))
 

seruma

🌱Yeni Üye🌱
Katılım
6 Ocak 2010
Mesajlar
10
Tepkime puanı
0
Grafink, yazımı tekrar okursanız "Demiyorum ki çalışmasınlar ya da bu işi yapmasınlar, ancak; yiğidi öldürüp hakkını yememek lazım" cümlesini görebilirsiniz. Bırakın mahçup olup olmamaya ben karar veriyim.
Farkında mısınız bilmem, ancak; yazınızda oluşturduğunuz kendi tezinizi, yine kendiniz aynı yazının içerisinde çürütüyorsunuz. Evet, bu iş yetenek ve disiplin işidir. Yeteneği olmayan kişiyi istediğiniz kadar disipline sokmaya çalışın "büyülü" şekilde grafiker, ressam vs. yapamazsınız. Bu demek değildir ki; disiplin olmasa da yetenek işi görür. O büyüye sahip olana vereceğiniz disiplin, kişiyi işinin ehli yapmanın ilk adımıdır. "Teknik eleman" isimli kavram da burada kendini gösterir. Biz burada insan psikolojisini, seçimlerini, davranışlarını, tanıyarak, amaca ve duruma uygun; renk, doku, hitap, yerleşim vs.den malzeme seçimine kadar, bıçağı, baskıyı, kalıbı, serigrafiyi, cmyk'yı, fotoğrafı, tipografiyi, eskizi daha nicelerini bilerek tasarımını gerçekleştirmesi gereken grafikerden bahsediyoruz. Eğitimin kolay olduğunu yazmanıza ise şaşırdım. Yüzlerce insan 2 hafta önce basite indirgediğiniz o eğitimi alabilmek için sınava girdi ve dört gözle sınav sonucunu bekliyor.
Diğer paragrafa gelirsek; insan psikolojisinde tatmin vardır, yıllarca oturduğunuz koltukta aynı pozisyonda çalışarak, bekleyemezsiniz, "eserleriniz fark yaratıyorsa" beklenti içerisine girer, maddi ve manevi doyurucular ararsınız. Eğitim eksiğiniz ise pozisyon basamağında takılıp kalmanıza çok büyük olasılıkla sebep olacaktır.
Programları öğrenmek kolaydır, çünkü her biri diğerine benzer, en farklısını bile çözmeniz kısa süre alır. Programı bilmek kağıdın sizi beklemesine benzer. Kaleminiz hazır mı? El terbiyeniz var mı?
Nasıl ki; açıköğretim mezunu ile örgün eğitim mezunu birini aynı kefeye koyamazsak -ki ülkemizde sayılı üniversitelerin isimleri bile farklı algı uyandırır- gittiğiniz okulda işveren tarafından olumlu ya da daha olumlu şekilde algılanır.
Diyelim ki; eşiniz hamile, ebeye mi götürürdünüz, doktora mı?
 

artvizyon

🌱Yeni Üye🌱
Katılım
10 Nis 2012
Mesajlar
16
Tepkime puanı
0
Konun Dağılmaması dileği ile ma®tin :).. Güzel bir kaynak olabilir, ilgilenenler için...
 

Grafink

Clone Trooper
♾️Grafik Gurusu♾️
Katılım
14 Eyl 2007
Mesajlar
1,209
Tepkime puanı
38
Web sitesi
www.grafink.org
seruma dediğim gibi, eskişehir ve mimar sinanı bir tarafa alırsak, türkiye'de ki tüm GSF lerden çok daha iyi eğitim alabileceğiniz okullar, sınavsız olarak hizmetinizde. sizi alıyorlar, bitirip bitiremeyeceğiniz konuşuluyor...

Evet okul daha kolaydır, çünkü sorduğunuz bir soruya yeterli cevabı verebilecek eğitmenleriniz vardır, siz çalışırken size yanlışı söylebilecek veya nasıl çalışmanız gerektiğini söyleyecek yetenekli insanların güvenli kucaklarında mesleği öğrenirsiniz. Mesele okula girmekse, parayı bastırıp sizinle aynı özellikteki diplomayı biraz yeteneği ve azmi olan herkes alabilir...

Alayda durum böyle değildir. güvenebileceğiniz tek şey kendiniz, gözlem gücünüz ve yeteneklerinizidir. aynı hatayı 2 kere yaptığınızda büyük ihtimalle kapının önüne konarsınız. yatpığınız bir hata, 10K baskının çöpe gitmesine sebebiyet verebilir, bu ve bunun gibi bir çok stresin altında, biryandan yaşama savaşı bir yadan da anlama savaşı verirsiniz. yanlış veya hata yapmak gibi lüksünüz yoktur. yaptığınız projede burası böyle olmamış şöyle düzelt demez kimse.

Konum posizyon mesleleleri ise pek doğru değil, mesela, 4 yıl önce istanbuldan izmire dönerken, vatan dergi gurubunun görsel yönetmenlerinden biri, bir arkadaşım lise mezunudur. yönettiği 4 dergi vardır. aylık geliri herhangi bir okulun herhangi bir profesöründen yüksektir... hala aynı yerde çalışıyorsa tabi.. en son cinere geçmekten falan bahsetmekteydi.

Bizim sekötrde yükselebileceğin tek pozisyon Grafikerleriktir. Size anlatıldığı gibi, uygulamacı, grafiker, art direktör, creative direktör gibi isimler artık tarih olmuştur. Bunun sebebi deneyimsiz grafikerler değil, üst üste yaşanılan ekonomik krizlerden kaynaklanmaktadır.

ancak yine de yaratıcı ajanslar için bir hiyerarşiden söz etmek mümkünse bile, burda yükselmek diplomanıza bakmaz. o ajansta çalıştığınız süre içinde ne ürettiğinize bakar. Çünkü odaklanılan şey para kazanmaktır.

Ancak devlet dairelerinde veya müzelerde çalışacaksanız, sizin söylediğiniz doğru kabul edilebilir.

13 yıldır sektörde var olan biri olarak, fikirilerinizin çoğunun sezgiye veya kulaktan dolma bilgilerden, ya da olması gerektiğini düşündüğünüz etik kaygılardan geldiğini söylemem mümkün.

Tabi burda sizi yermeye çalışmıyorum.

önceki yazımda da bahsettiğim gibi, alayı kendine eş görmemek, bir ilüzyonun içine sürüker insanı, Siz sanal olarak bir etik çerçeve sunuyorsunuz. ancak gerçek böyle değil. 13 yıl bu gerçeği yaşamışve yaşıyor biri olarak söylüyorum... çok şükür tatminkar bir hayatım var. bu meslek bana bunu verdi. Ama bir çok okulluya vermediğini defalarca gördüm. Hepsinin de gözünde bu ilüzyon vardı. yazımda buna kapılmanın tehlikeli olacağını söylemek istedim. Artık neresinden nasıl anlayacağınız sizlere kalmış.

ancak okullu grafiker doktor, alaylı grafiker ebe benzetmeniz çocukça, en başta hakkında konuştuğunuz işin, emeğin niteliğini anlamıyorsunuz. Biz doktorluk, mühendislik gibi materyalist bir bilim ile uğraşmıyoruz.

bizde doktor ve ebe yoktur.

bizde usta ve çırak vardır, bu mağra resimlerinden bu güne böyledir, rönesansta da böyledir, fransız ihtilalinde de böyledir, tanzimat döneminde ve bundan sonra yaşanacak dönemlerin hepsinde böyledir. tek fark ben ustam diye seslenmişsem, siz üstadım diye seslenmişsinizdir...
 
Son düzenleme:

creedwar

Kreatif Stratejist
👑Efsanevi Grafiker👑
Katılım
17 Haz 2008
Mesajlar
7,974
Tepkime puanı
104
Bir tarafta yeteneğinizi devlet veya üniversite de diplomayla sertifikalamak, diğer tarafta yine yetenekli olup işin temelinden yetişmek ve kendini geliştirmek; illaki lazımsa sertifikayla kendini tescillemek... Çok gereksiz iki kavram.

her ne şekilde olursa olsun, yurt dışı mantığıyla değil, ticari amaçla kazanç prensibi ile çalışma yapıyoruz.
* 3D çalışmalar standart evet iki inşaat firmasını kıstırırsam devamı gelir şeklinde başlıyor..
* İllustrasyon çizimler ise yayın evlerinde çocuk kitaplarına endeksli..
* Grafik tasarım, masaüstü yayıncılıkla alakalı dergi, katalog, broşür gibi aparatlarla çeşitleniyor...
.... Alternatifler sıralamak ile bitmez.

Nereye kadar değil, neyle tatmin olduğumuzla bu iş biter..

Şu da var ki; diplomalı ile diplomasız arasında fark yoktur. Fark sadece yeteneğini uygulayabilen insandadır. Grafikerim diye dolaşan insanlara bundan 20 sene önce bilgisayar yoktu, tasarımlar elde yapılıyordu denilse eminim hadi len durumuna geçerler..

Hiçbirimiz yeterli düzeyde grafiker yada tasarımcı değiliz. Takilt, esinlenme, gördüğünü bilinç altında kendi ürünüymüş gibi çeşitlendiren operatörleriz. Bu kadar basit.
 

seruma

🌱Yeni Üye🌱
Katılım
6 Ocak 2010
Mesajlar
10
Tepkime puanı
0
Okulun teorik bilgi ile kişiyi disipline ettiğini, yetenek ve deneyim veremeyeceğini göz önünde bulundurmanızı öneririm.
Okulda “yetenekli insanlar” kişiye “bu, şu şekilde yapılır” der, kişi zaten var olan yeteneğine, uygulamayı ekleyerek hayatı deneyimler.
Bir önceki yazımda, tüm okulların aynı verime sahip olmadığını yazmıştım, okursanız..
Sektör eğitim almış kişiye, “hata yaptın ama neyse, sen okullusun” demez. Eğitimin kapının önüne konulmaması için engel olduğu yargısına nasıl vardığınızı anlayamadım.
Eğitimli olan kişi de deneyim sürecinde aynı stresi yaşar. Her gün yüzbinlerce baskı çalışması gönderen birinin bu stresi “eğitimliyim nasıl olsa” diyerek yaşamaması mümkün müdür?
Sektörün çoğunluğu alaylı olan geçmişinin, şimdiki zamanın kıdemlileri olmasını şu an için garipsememek lazım. Her ne kadar doktor ve ebe ile anlatmak istediğim anlaşılamamış olsa da, aynı yolu izleyerek, ülkemiz için Cumhuriyet tarihinin çok eski olmadığını ve buna bağlı olarak eğitimli kişi sayısının yeter seviyeye ulaşamaması ile, ara eleman ya da çırak olarak tabir edilen kişilerin tamamlayıcı olarak kullanıldığını hatırlatırım. Alaylı olan ile işini çözmeye çalışan kişinin zamanla eğitimliye yönelmesi her sektör için kaçınılmazdır.
Sanat yönetmeni, reklam sorumlusu vs. ile çalışan işyerlerinin krizden etkilenmediğini varsayımanın ya da nadir olarak nitelendirebilmenin doğru olmadığına inanıyorum.
11 senelik sektörel geçmişimi göz önüne alırsak; yazdıklarımın boyutunun sadece bana ve bize anlatılanlar ile kalmadığını, fikirlerimin deneyimlerle şu süreçteki “çocukça” haline geldiğini de bilmenizi isterim.
Kişisel deneyimlerimiz ile olması gerekenleri ve olanları ölçüp, yaşamsal karar ve yargılarda bulunmamız gibi olağan bir durum garipsenemez.
 

Hepyek

👑Efsanevi Grafiker👑
Katılım
17 Eyl 2007
Mesajlar
3,069
Tepkime puanı
84
Grafikerlik mesleği gittiği yere kadardır :D
 

xman93

🌱Yeni Üye🌱
Katılım
1 Ara 2010
Mesajlar
10
Tepkime puanı
0
ben kursa gidip grafik alanında iş arayanlardan birisiyim iyi maaşlarada çalıştım sigortasız net 500 tl veren yerdede

bu işte iş olmadığının farkına vardım
iş olması için yetenek çok iyi bir yerlere gelebilmek için ise çok yardırmak gerekiyor. eğer yeteneğin yoksa ve daha yeni isen amelelikten başka bir iş değil amelenin bile günlük yemiyesi 80-100 tl

iyi bişey bulursam girerim ama ekstradan ticarette iş aramaya başladım mesela pazarlama he grafikte +'ım olur o başka

yeniyim ama yıllarca yapılacak bir meslek olmadığı belli
yıllarca yapan insan sağlık bakımından sürüneceği kesin sağlık olmayınca art direktör olmuşsun para neişe yarar artık ahiret resimleri çizmeye başlar :D
 

artvizyon

🌱Yeni Üye🌱
Katılım
10 Nis 2012
Mesajlar
16
Tepkime puanı
0
Her alanda kalite standartlarını yükseltme girişimleri, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de yoğun şekilde sürmektedir.. Milli Eğitim sisteminin diğer sektörlerde olduğu gibi bizim sektör ile ilgili genel anlamda (diploma ile ) sertifikalandırılması kaçınılmazdır.. Bu ayrıca şarttır da... Her halükârda belli kalite standartlarına ulaşmış firmalar (ISO kuralları gibi), diplomalı kişileri bünyesine katmaya özen gösterecektir.. Bir çok iş bulma sitelerinde "Eğitim Seviyesi" kısmında, -üniversitenin ilgili kısımlarından mezun yazmakla beraber, bu günlerde yüksek lisan yapmış gibi ibarelerde koymaktadır.. Bu alaylıların bir zamandan sonra ister istemez çember dışında kalacağına işarettir. (Belki yakın zamanda değil ama sonunda mutlaka...)
Alaylı ya da okullu konusu ego malzemesi olmasından ziyade (eziklikmiş gibi ya da okuyan çok üstünmüş gibi), kişinin kendini bu alanda eğitiminden başka bilgi ve becerisini kişisel referanslar dışında, ülke genelinde (hatta yurtdışı için dünya genelinde) benimsenmesini sağlayacak birimlere (ki bunlar üniversiteler oluyor nihayetinde) onaylatmak durumundadır.
Bu bölümlerle ilgili farklı bir müfredat geliştirilmesi ayrıca bir zaman alacaktır... (Yani sadece Photoshop - Freehand - Corel - Illistratör üniversitesi kurulamayacağı göz önüne alındığında :) ...
Zaten bu bağlamda ara geçiş olarak "Freelance" kavramı güçlendi... Şirket bünyesinde bulunamayan çok iyi olan bir alaylı dışarıdan iyi para kazanabiliyor. Okullu olan biri, alaylıdan çok daha az para kazanabiliyor vs. vs...
Bu işi seçecek olan arkadaşların, hedeflerini, bu yolda yürüken önlerini göremeyecek kadar çok yukarıya koymamalarıdır. Zira bu yol, bolca taş, çamur, toprak, viraj girinti-çıkıntı içermekte olup, (yüksek beklentisi olanların) psikolojik rahatsızlık sahibi olmasına yol açabilir. Her işte olduğu gibi en başta sabır, metanet, alçakgönüllülük vs. gibi daha birçok şeyi bir arada bulundurmanız gerekecektir....
 

artvizyon

🌱Yeni Üye🌱
Katılım
10 Nis 2012
Mesajlar
16
Tepkime puanı
0
Benim mesleki tecrübem de 11 yıldan fazla.. Bu kısmın yeni başlayanlara ışık tutacağına emin olduğum için diğer arkadaşlarında burada tecrübelerini paylaşması, yeni olan alaylı ya da okullulara ışık tutacağı kesin...
 

Grafink

Clone Trooper
♾️Grafik Gurusu♾️
Katılım
14 Eyl 2007
Mesajlar
1,209
Tepkime puanı
38
Web sitesi
www.grafink.org
yani ben eğitim kapının önüne konulmaya engel olduğunu hiç yazmadım ya da düşünmedim, sadece okulda öğrenme sürecinin alay da öğrenme sürecine göre ne kadar konforlu olduğunu anlattım. yoksa elbette yaptığı işlerde firmasına bir çok para kazandırmış, bir çok başarılı projeye imza atmış kişi ister okullu olsun ister alaylı olsun kolay kolay kapı önüne konmaz elbette... yani bir öğrenci hata yaptığında, en kötü notu kırılırken, bir çırak hata yaptığında muhtemelen işinden olur. bu yüzdendir ki alaylılar okullulara göre daha kolay vazgeçerler, havlu atarlar...

Ben sizi anladım, en başta da anlamıştım, anlıyorum da. sizin gibi eğitim almış alan bir çok arkadaşım var ki biri de benim kardeşim.hatta onu okula yönlendiren de benim, ne gerek var abi sen okumadan da halletin dediğinde, olum sende benim gibi tırmalamak zorundamısın adam gibi rahat rahat öğren dediğimde beni dinlemiş olacak ki, bölüm birincisi kerata... ne patron kaprisi ile, ne de diğer grafikerlerin üzerine yığdığı angaryalarla uğraşmıyor...

sıkıntılarınızı da anlıyorum. handikaplarınızı da... sizde söylediklerimi egodan ayrılarak anlamaya gayret gösterin. faydasını bu sektörde çalıştıkça göreceksiniz eminim. Deneyimlere kulak verin.

sonuçta bir tasarım kitabında özgeçmişinize ayrılan yer 2 paragraftır en çok, kalan kısımlar işleriniz içindir. bu kitapları alın bakın, kurcalayın, yerli olanlarına bakın, yabancı olanlarına bakın. mesela ben çok takip ederim, el oğlu ne yapıyor, trendler neler merak ederim... dünyanın parasını harcarım bu kitaplar için... sizde baktığınızda göreceksiniz ki, bir çok Sanat akademisi mezunu olduğu gibi, bir çok iletişim mezunu, matematikçi, gazeteci veya lise mezunu yerli ve yabancı sanatçıyı fevkalade eserlerinin yanındaki o 2 paragrafta göreceksiniz...

Artvizyon arkadaşımın aktardığı bilgi malesef bu sektör için uygulanamaz, türkiye'de uygulanamayacağı gibi, zaten halihazırda dünyanın hiç bir yerinde uygulanamamaktadır.
Sebebi önceki yazımda da belirttiğim gibi bu bilimin materyalist bir bilim olmamasıdır. Akademi mezunu olmadığı halde, literatüre girmiş ve girmeye devam eden ressam, heykeltraş, grafik sanatçısı vs. dünyanın her yerinde oldukça fazladır.

ve dediğim gibi, diploma almak sadece bizim ülkemizde bir yarış ve ayrıcalıktır... dünya eğitime böyle bakmamaktadır. bu yüzden okullar sınavsızdır, girmesi kolay ama bitirmesi meseledir... oysa bizim ülkemizde, belli başlı fakülteler dışındaki fakülteelere denk bir diploma almak 30 bin liraya mümkün olan bişeydir... hemde doğru dürüst okula gitmeden...
 

creedwar

Kreatif Stratejist
👑Efsanevi Grafiker👑
Katılım
17 Haz 2008
Mesajlar
7,974
Tepkime puanı
104
...ve dediğim gibi, diploma almak sadece bizim ülkemizde bir yarış ve ayrıcalıktır... dünya eğitime böyle bakmamaktadır. bu yüzden okullar sınavsızdır, girmesi kolay ama bitirmesi meseledir... oysa bizim ülkemizde, belli başlı fakülteler dışındaki fakülteelere denk bir diploma almak 30 bin liraya mümkün olan bişeydir... hemde doğru dürüst okula gitmeden...

Yüksek yapmış ziraat mühendisi ancak manavda çalışabiliyor ve iş kapısı bulamıyor ise, diplomasız olanlarda bırakın grafiker olsun efenim.
 

seruma

🌱Yeni Üye🌱
Katılım
6 Ocak 2010
Mesajlar
10
Tepkime puanı
0
Yazdığım yazıların genelinde, kaliteli eğitim veren devlet üniversitelerinden bahsettiğimi sanırım tekrar ve açık olarak vurgulamam gerekiyor. Burada paranızla okumuyorsunuz, yetenek ve akıl ilk rolleri oynuyor.
İşimizi yaptığımız sektörde kurumsal bir firmada çalışmak istiyorsanız, mezunu olduğunuz okulun devlet mi, özel mi olduğu, hatta; örgün mü, ikinci öğretim mi olduğu bile belirleyicilerin başında yer alıyor. Siz sunum dosyanızı verseniz bile kurumsal firmalarda pek fazla anlam ifade etmiyor. Kurumsal olmayan, küçük ya da büyük çaplı reklam ajansından, tabelacısına kadar gittiğiniz tüm iş görüşmelerinde ise sunum dosyanıza tek tek bakılıyor. Her iki yapıda da çalışmış biri olarak söyleyebilirim ki; kurumsal olmayan firmalarda bu işin şartlarının zor hale gelmesi haksız rekabet sonucu ortaya çıkıyor. “Bu konuda iyisin, eğitimin de var, işimizi çok rahat yaparsın, ama istediğin para çok yüksek, bu maaşı ödemektense 2 kişi çalıştırırım” diyen
bir çok girişimci olduğuna dikkatinizi çekerim. Aldığı eğitime rağmen sektördeki sıkıntılar sebebiyle bu işi yapmayan ya da yapmaktan vazgeçen onlarca arkadaşım varsa, bu vazgeçişlerin genel sebebi çektiğiniz sıkıntının karşılığı olan maddi ve manevi tatminsizlikse, yakından ilişkili.

“Demiyorum ki çalışmasınlar ya da bu işi yapmasınlar, ancak; yiğidi öldürüp hakkını yememek lazım” cümlemi tekrar okursanız, ego kurbanı olmadığımı görebilirsiniz.

O basitmiş gibi görülen iki paragraf ile siz, siz olarak ortaya çıkarsınız. Geçmişten aldığınız ışığı geleceğe yansıtırsınız. Bu geçmiş dün de olabilir, yıllarca öncesi de, ancak; derecesi önemlidir. Bir üst paragraftaki cümlemi tekrar yazmama sanırım lüzum yok.

Artvizyon’un söyledikleri dünya çapında uygulanan ve uygulaması da her geçen gün artan bir durum. Bu yayılım tüm sektörleri içerisine almaktadır. İlk paragrafta yazdığım gibi, kurumsal yapılar bu uygulamada daha öncü konumdadır.
 
Üst