Neler yeni

Yeni mesajlar Yeni konular En çok mesaj En çok tepki En çok görüntülenen

Hayata Dair Bir Öykü Denemesi / Eskilerden

CorelDesing

🏅Acemi Tasarımcı🏅
Katılım
15 Şub 2008
Mesajlar
43
Tepkime puanı
0
Yaş
46
Hoşgeldin

Bir kelimenin belirsizliğinde geçen üç ayın ardından, tüm yaşamının ne kadar etkilendiğini ve ne denli değiştiğini düşünüyordu yatağında. İşyerindeki çalışanlar artık kendisine farklı yaklaşıyor, nezaket kokan incelikler yapıyorlardı. Daha geçen hafta doğum günü için hazırladıkları süprizler oldukça şaşırtmış ve mutlu etmişti kendisini. Üstelik yıllardır didiştiği asık suratlı patronunun, hafta sonunu kendisiyle geçirmesi için yazlığına davet etmesine ne demeli. Hepsi bu kadar değil, oturduğu mahalledeki esnaflardan, apartman içindeki tüm komşularına kadar herkes ona farklı yaklaşıyordu artık. Üst katta yaşayan yaşlı çit her pazar yaptıkları yerel yemeklerden ikramda bulunuyorlardı. Yaşamı değişmiş, ilişkilerinin farklılığında yatan o minik kelime yaşanacak bir ömrün seyrini değiştirmişti.

Hayatına yön veren o fırtınalı günü düşünüyordu hep. Parasızlık, terkedilmişlik ve yalnızlıklarla dolu yaşamına son vermek arzusuyla gittiği o sahil ve orada geçirdiği gece hatıralarına kazınmıştı adeta. Gerçekten kötü bir bir gün geçirmişti. Patronu ve çalıştığı şirket acısından hayati önem taşıyan bir anlaşma için gitmişti o yabancı şehre. Aslında yabancılık çekiyor da sayılmazdı. Arkasında ne bir sevgili, nede anne baba şefkati bırakmıştı. Ölen ailesi ve bir hafta önce onu boşayan karısı dışında kimsesi yoktu geçen hayatında. İş hayatı ve içinde yaşamak zorunda olduğu için gittiği kiralık dairesi arasında bir yaşam sürerdi. Tüm yalnızlığını ve terkedilmişliğini geride bırakarak geldiği bu şehirde tek derdi vardı. Anlaşmayı sağlamak ve hiç değilse iş hayatında bir adım atmak. Fakat işler istediği gibi gitmedi. Yaşamında dolanan hüzün iş hayatında da eşlik ediyordu kendisine.

Anlaşma sağlayamadan kalktığı masa ile kendini attığı sahil arasındaki hiçbir şeyi hatırlayamıyordu. Hatırladığı tek şey, sahile vardığında yaşadığı o acı dolu saatlerdi. Yaşamındaki tüm hatalar, hayal kırıklıkları ve başarısızlıkların hüznü ile geçen acı dolu saatlerdi. Herşeyin bittiği bir anı yaşıyordu sanki. İş yerine dönmek, patronunun önünde ezilmek ve akşam acılarının yaşadığı o eve girmekle ölüm arasında bir seçim zamanıydı şimdi. Ya dertler şehrine dönecek yada önünde uzayıp giden derin maviye karışacaktı. İşte o ana ve geçecek bir ömre anlam katan bir ses yayıldı sahilde. Kumsaldaki çöpleri toplayan yaşlı bir adam düşüncelerinin akışını keserek o büyülü kelimeyi savurdu havaya.

- Hoş geldin
Anlamsız ve kızgın bir bakışla süzdü yaşlı adamı. - Ne diyorsun sen. Ne demek hoş geldin, senin mi bu kumsal ?

- Yooo ! Beni yanlış anladın dedi yaşlı adam. Burasını kastetmedim. Ben yaşama, gerçek yaşama dönüşüne hoşgeldin dedim.

Ne saçmalıyorsun der gibi baktı yaşlı adama. Hiçbir şey anlamadığı gibi böylesine bir anda geldiği için kızmıştı yaşlı adama. Ölümüne ortak olmasını istemiyordu kimsenin,. Hayata ve insanlara olan kininden bir parça savurdu yaşlı adama. Yaşlı adam umarsız bir tavırla oturdu yanına ve konuşmasına devam etti.

- Evet delikanlı yaşama hoş geldin. Çünkü şu anda yaşamın en saf halini yaşıyorsun. Şu anda düşlerin, ölümle yaşam arasında parıldayan büyülü beyazlığı yaşıyor. Bu duru beyazlık, seçimlerinle şekillendireceğin yeni bir yaşam sunacak sana. Yada kalbini kapatacaksın ve yaşamın güzellikleri yerine koyu bir sessizlikle örtülü ölüme atacaksın hayallerini. Ama merak etme, bu saf beyazı görenler yeni bir hayatı ve yaşanacak güzellikleri seçerler hep. Sakın bu beyazı acıların ve hatalarının hüznü ile kirletme. Yaşacaksan gerçekten yaşa. Kendin gibi yaşa.

-Ne güzelliğinden bahsediyorsun sen. Sen benim yaşamımı ve acılarımı nereden bileceksin. Sen yaşamın güzelliklerinden bahsederken ben, yokluklar içinde yaşamaya çalışıyorum.

- Sen yaşamıyorsun delikanlı, sadece savaşıyorsun. Üstelik kendi yarattığın acılar ve hatalarla. Seçimlerinle bir hayat kuruyor ve seçtiklerine kin duyuyorsun. Bırak aklın konuşsun ama son kararı kalbin versin. Şimdi hayata dönüp kalbini dinleyerek yeni bir hayat kurabilirsin. Çünkü seni buraya getiren aklın. Aklın sana hayatının bittiğini söylüyor. Ama kalbini hiç dinlemedin ki. İzin ve kalbin sana yeni bir yaşam sunsun. Akıl korkar ama kalp özgürdür. Kalbinle gör ve onunla yaşa. Neyse gitmem gerek delikanlı. Ve yaşlı adam kaktı. Çöpleri toplamaya devam ederek uzaklaştı. Tüm geceyi o kumsalda düşünerek geçirdi.

Sabah işyerine döndü. Patronu onu bekliyordu. Kalbini açmıştı yaşama, artık korkmuyordu gelecekten ve kaybedeceklerinden. Ne olursa olsun yaşama olan sevgisiyle yaşayacaktı artık. Odadan içeri girdiğinde patron meraklı gözlerle ona bakıyordu. - Eee ! Nasıl gitti ? İş tamam mı ? dedi.- Malesef. Çok istediğiniz o anlaşmayı yapamadım. Kusura bakmayın, elimden geleni yaptım ama olmadı.

Patron yıkılmıştı. Hiç birşey söylemiyordu.
- Moralinizi bozmayın dedi. Hayat süprizlerle doludur. Belki de daha büyük işlere imza atarız. Eğer gerçekten iyiysek bizle çalışmak isteyenler olacaktır. Kalitemizi ispatladıkça imkanlarımız çoğalır. İyi olanlar iyi yerlerde olmalıdır.

Patron şaşırmıştı. Bir elemanın bu denli rahat ve içten konuşması onu etkilemişti.
- Haklısın dedi ve teşekkür etti.

O günden sonra tüm yaşamında aynı içtenlikle yaklaştı insanlara. Kalbinin ona sunduğu özgürlüğü sonuna kadar kullandı. Tüm düşünceleri açığa çıkmıştı artık. Şimdi tüm benliğini yaşama yansıtabildiği için huzurluydu. Ve çevresindeki tüm insanlar bu denli canlı biri olduğu için ona değer veriyordu.

Artık bir ailesi, ona değer veren dostları ve iyi para kazandığı bir iş yeri vardı. Tüm yalnızlıklarını ve acılarını o kumsalda bırakmıştı.

Evet tıpkı o yaşlı adamın dediği gibi ;


Hoşgelmişti yaşama ...........................
 

Benzer konular

Üst