Neler yeni

Yeni mesajlar Yeni konular En çok mesaj En çok tepki En çok görüntülenen

İlham alınası mimari örnekler

Cahit GÜLDEN

Eğitimci Grafiker
♾️Grafik Gurusu♾️
Katılım
26 May 2007
Mesajlar
1,199
Tepkime puanı
44
Web sitesi
www.cahitgulden.com
zaha1.jpg


zaha.jpg


yarra51.jpg


yarra511.jpg


yarra41.jpg


yarra31.jpg


yarra22.jpg


yarra11.jpg


YARRA1.jpg


vitra8.jpg


vitra7.jpg


vitra6.jpg


vitra4.jpg


vitra1.jpg


vitra.jpg


trojan5.jpg


trojan3.jpg


trojan2.jpg
 

Omerlutfi

🌱Yeni Üye🌱
Katılım
13 Ocak 2011
Mesajlar
11
Tepkime puanı
0
Valla sevgili arkadaşım, 22 senelik mimarım aynı zamanda tasarımcıyım. Bunlardan bizlerin değil; komşusunun mutfağını kopyalatan ev hanımının, yan binayı kopyalatan mal sahibinin, rakibinin web sitesini kopyalatan şirket müdürünün, arkadaşının kurumsal kimliğini kopyalatan şirket sahibinin, kısacası kopyalamayı "yaratıcılığın önüne çelikten bir set olarak çeken zihniyete sahip herkes"in ilham alması gerekiyor...

Maalesef ülkemizde hiçbirimizin portfolyosu gerçek yaratıcılığını göstermemekte... Yıllardır yeni müşterilerimize eski müşterilerimizin çalışmalarını göstermiyoruz. Çünkü; "tamam ya uğraşmaya gerek yok, işte bunun şurasını değiştir yap bize" zihniyetine bir kez izin verdiniz mi geri adıma tamıyorsunuz. Sonra bir bakmışsınız ki; portföy hep aynı tarz çalışmalardan oluşmuş, arkadaşlarınız "iyi de hep aynı şeyi yapıyorsun sende" demeye başlamış...
 

Cahit GÜLDEN

Eğitimci Grafiker
♾️Grafik Gurusu♾️
Katılım
26 May 2007
Mesajlar
1,199
Tepkime puanı
44
Web sitesi
www.cahitgulden.com
Valla sevgili arkadaşım, 22 senelik mimarım aynı zamanda tasarımcıyım. Bunlardan bizlerin değil; komşusunun mutfağını kopyalatan ev hanımının, yan binayı kopyalatan mal sahibinin, rakibinin web sitesini kopyalatan şirket müdürünün, arkadaşının kurumsal kimliğini kopyalatan şirket sahibinin, kısacası kopyalamayı "yaratıcılığın önüne çelikten bir set olarak çeken zihniyete sahip herkes"in ilham alması gerekiyor...

Maalesef ülkemizde hiçbirimizin portfolyosu gerçek yaratıcılığını göstermemekte... Yıllardır yeni müşterilerimize eski müşterilerimizin çalışmalarını göstermiyoruz. Çünkü; "tamam ya uğraşmaya gerek yok, işte bunun şurasını değiştir yap bize" zihniyetine bir kez izin verdiniz mi geri adıma tamıyorsunuz. Sonra bir bakmışsınız ki; portföy hep aynı tarz çalışmalardan oluşmuş, arkadaşlarınız "iyi de hep aynı şeyi yapıyorsun sende" demeye başlamış...

Bu ülkenin en büyük sorunlarından biride, tasarım alanında kendine güven duygusundan uzak bulunmamızdır.
Bu özgüven eksikliği her alanda, özgün şeyler üretmemizi zorlaştırmaktadır.

1-Kendimize ait otomobil markamız yok, çünkü tasarımcıyı destekleyecek sermaye gücü, Türk tasarımcısına güvenmiyor.
2-Tekstil ve moda tasarımı sermayesi, tasarıma yatırım yapmıyor. Bu alana yapılacak yatırımı riskli buluyor. Ne yapıyor peki? Yurtdışında tutulmuş tasarımları birkaç değişiklikle üretip piyasaya veriyorlar. Başarılı tasarımcılar yok değil ama yeterli değil, bu alanda gençlerin önü, sermayenin risk korkusu ve güven eksikliği nedeniyle açılamıyor.
3-Mobilya ve beyaz eşya mimarisinde de güven eksikliği bariz bir şekilde göze çarpıyor. Satacaksa yapalım endişesi bu alandada başa güreşiyor.
4-Mimaride ve içmimaride müşteri zaten, önkoşullu, kafasında tasarımı yapmış halde geliyor. Şuna benzer bir şey yap denilerek mimarın karşısına dikiliyor. Bu şartlar altında kendini yansıtan bir iş yapman ve kendini geliştirmen mümkün değil.
5-Grafik ve web tasarım zaten müşteri baskısı yüzünden dağılmak üzere. Template tuzağı bu ülkede özgün grafik sanatın ve web tasarımın sonunu getirdi. Düşünmeyen, üretmeyen, kopyeci nesil yüzünden Türk grafik tasarımı, bu bataklıkta boğulmak üzere.

Öbür bir çok tasarım alanında buna benzer, bir sürü etmen sayılabilir.

Sonuç: Yukarda saydığım etmenlerin tamamına yakını, görsel sanatları direkt ilgilendiren olguları kapsamaktadır.
Gerek tasarımcı, gerekse alıcı, Türk eğitim sisteminden geçmiş bireylerdir. Eğitim hayatımızdaki sanatsal eğitim eksikliği, tasarım alanının önemini gerçekçi olarak kavramamıza imkan vermemektedir. Bunun sonucunda da, yapılan işi kaale almama davranışı oluşmaktadır. İşin Türkçesi masa başında oturuyorsan sen iş yapmıyorsundur, toplum mantığına göre bir iş yapmış olabilmek için kazmayı küreği eline alman gerekir. Tasarım fikri değersizdir ve boş iştir.

Tüm bunların sonucunda:
a) Bizim asla Apple gibi global bir markamız olmayacaktır. 16 Milyon öğrencisi olan Türk eğitimi bir tane dahi Steve Jobs yetiştiremeyecektir. (Apple Şirketinin şu anki değeri 300 Milyar dolar üzerindedir. Bu rakam Türkiye nin 2004 yılı gayri safi milli hasılasına denktir)
b)Bizim asla İtalyanlar ve Fransızlar gibi global moda markalarımız olmayacaktır. Türk tüketicisi 3 liralık maddi değeri olan fransız marka eşarplara 300 euro ödemeye devam edecektir.
c)Kendimize ait bir milli yazılım üretemeyeceğimiz için. 25 kuruşluk dvdlere kopyalanan windows lara 80 dolar ödeyeceğiz veya 50 kuruşluk 2 dvd de bulunan bir Adobe yazılımına 1000 dolar üstü bir meblağı bayılacağız.
d)Metal değeri 10000 lirayı geçmeyen, süslenmiş otomobillere 500000 lira üzeri bir rakamı ödeyerek, salaklığımızla övüneceğiz.
e)Bir gökdelen tasarımı için, binanın maliyetine yakın tasarım ücreti ödeyip. Sonra silüetten falan bahsedip, Philip Stark ın tasarladığı o gökdelenlere aval aval bakacağız.
f)Mikro çip tasarımı yapamadığımız için, Bize predator ver abi diye ABD ye yalvaracağız. Cep telefonu denen muzur icat için heryıl dışarıya 5 milyar dolar ödeyeceğiz veya maliyeti 500 doları geçmeyen bir MAC laptopa 4000 dolar üstü para ödeyeceğiz.

Daha bir çok örnek varda fazla içinizi karartmayayım.

Tasarım bir ülkenin Amiral gemisidir, bunu idrak edemedikçe, tasarımcı desteklenip teşvik edilmedikçe, bu ülkenin insanı tasarımcıyı hakettiği yere oturtmadıkça, biz daha çoook böyle yazılar yazarız.
 

Omerlutfi

🌱Yeni Üye🌱
Katılım
13 Ocak 2011
Mesajlar
11
Tepkime puanı
0
Kesinlikle katılıyorum... Bizler kopya tasarımlara imza atmazsak, imalatçılar (marangoz, matbaa vs öncelikli) "tasarıma ne gerek var, bizim bilgisayarcı halleder" demekten vazgeçerse bir adım atmış olabiliriz. Ama sadece bir adım...

Sonrası nasıl gelir yada gelir mi bilemem...

İçimin karalar bağlı olduğu şu dönemde çokda bir şey yazmak istemiyorum...
 
Üst