1- Marka isimleri değişken olmamalıdır. Yani
SALİHLİ ifadesi, marka ismine dahil ise alternatiflerin hepsinde kullanılmalı, değilse hiçbirinde kullanılmamalıdır.
2- Eğer tasarım elemanlarının/tipografik öğelerin; birleştirilmesi/bağlanması gerekmiyorsa, hem kendi aralarında, hem de tasarım alanının sınırları (kadraj) arasında “makûl ve dengeli" aralıklar ve marj bırakılması gerekir. Bu çerçevede kompozisyon; ne çok sıkışık ve içiçe, ne de büsbütün kopuk görünmelidir.
https://vimeo.com/46477516#t=1145 Halbuki yukarıdaki logolarda ciddi sıkışıklık problemleri görünüyor:
3-
1. ve
2. logolardaki "kaligrafik
İ" harfleri, ilk anda bir harfden çok sonsuzluk simgesi gibi alakâsız bir forma benziyorlar. Ayrıca
6. logodaki kaligrafik
İ harfinin algısı, elips ve yıldızlarla ilişkisi de oldukça problemli.
Aslında 3 yıldızın ilki, "beni
İ harfinin noktası olarak değerlendirebilirsin!" diye de haykırıyor.
4- Renklerde otelin seviyesi ve hitap ettiği kitle de belirleyicidir. Nitekim lüks ve elegan bir otelin logosu için mor veya bordo gibi renkler daha isabetli olabilirken, daha alt seviyedekiler için olmayabilir.
3. logodaki koyu lacivert ise gayet çiğ ve rahatsız edici görünüyor.
Pek okunaklı olmayan kaligrafik font ve daireyle arasındaki sıkışıklık problemlerini saymazsak, en uygun çözüm 6. gibi görünüyor.
otel ifadesi için, mevcut karakterin espasları biraz daha açık MAJİSKÜL versiyonu da denenebilir:
Kısacası, zaten bir "detay çözme sanatı" olan logo tasarımında çok hassas olunmalıdır.
https://www.grafikerler.net/tasarima-baslamadan-once-bilinmesi-gerekenler-t146913.html