iz bırakan filmler

İlk sıramda Leon vardı ama bu filmide asla unutamamışımdır



Beş yaşındaki bir çocuğun gözüyle kadınlar hapishanesinin ve sevginin öyküsüdür anlatılan. Küçük Barış'ın (Ozan Bilen) bu dört duvar arasında ne suçu vardır ki? Oysa esrardan tutuklanan annesi değil midir? Barış henüz algılayamadığı bir garip dünyanın içinde, her yanı soğuk ve sağır duvarlarla çevrili bir hapishane avlusunda gökyüzünü ve özgürlük uçurtmalarını gözlemektedir. İnci Abla’sı (Nur Sürer), Özgürlüğüne kavuştuktan sonra bir gün uçurtma olup geri döneceğine söz vermemiş midir?

wornheart' Alıntı:

hayatınızda sizi en çok etkileyen unutamadığınız her izlediğinizde aynı keyfi aldığınız filmi burada tanıtalım.bir numaranızı yazmanızı rica ediyorum elbette çoğumuzun bi çok sevdiği filmler vardır.

Leon; (Jean Reno) tek insani ilişkisini çiçeğiyle kurabilen, pek konuşmayan, siyah gözlüklerinin ardındaki insanı saklayan bir tetikçi. Matilda; (Natalie Portman) ailesi manyak bir narkotik polisi tarafından katledilen 12 yaşında bir kız. Ve tetikçiyi himaye eden bir mafya babası. Ailesini kaybeden Matilda kapı komşusu Leon'a sığınıyor, tetikçiye aşık oluyor ancak bir süre sonra Stansfield'la (Gary Oldman) karşılaşıyor. Sicilini kirletmeye niyeti olmayan Stansfield, New York Polis Teşkilatıyla birlikte bu iki temiz insanı öldürmek için ant içiyor.

Genişletmek için tıkla ...

Benimde en sevdiğim film. Leon

Ama Da Vinci'yi de unutamam (özellikle kitabını )



Ve bir de Yeşil Yol




Bir de Charlie Wilson War



Aslında daha çok var ama ilk aklıma gelen filmler bunlar..

Gump tamamen tesadüf olarak Vietnam savaşına ve Amerikan yakın tarihinin önemli olaylarına şahitlik ediyor ve hatta rol alıyor. Ancak bilmeden yaptıklarının ne kadar önemli sonuçları olduğundan da bihaber durumda.

1900'lu yılların başlarında,güneyli bir sihayi kız olan Celie,önce babası tarafından hamile bırakılır,ardından yıllar boyunca efendisi olarak göreceği adama evlenmek üzere satılır.Kocasından gördüğü şiddete rağmen tek avuntusu kız kardeşi Nettie'ye yazdığı mektuplardır.Oysa kocası Nettie'nin cevaplarının ona ulaşmasına engel olmaktadır.Cellie sonunda kuru gürültüye papuç bırakmayan,güçlü,dobra bir kadın olan Sofia ile tanışacak ve ondan çok şey öğrenecektir.

Yapım : 1985, ABD
Yönetmen: Steven Spielberg
Senaryo :Alice Walker (Kitap), Menno Meyjes
Oyuncular : Danny Glover, Oprah Winfrey, Whoopi Goldberg
(Alıntıdır)

Hışkıra hıçkıra ağladım ben bu filmlerde. Bu arada evet iflah olmaz bir Nicolas Cage hayranıyım.

Gelmiş geçmiş en iyi zenci oyuncu diye nitelendirilen Denzel Washington'dan ırkçılık üzerine çarpıcı bir film, haksız yere hapse giren ve yıllarca bunun mücadelesini veren ünlü bir boksörün hikayesi... Filmin bir bölümünde günlerce hücrede kalan ve bir nevi kişilik bölünmesi yaşayan boksörün aynı anda 3 kişiliği canlandırması muhteşem bir oyunculuk performansıdır...


Liam Neeson'un 2.dünya savaşında Alman bir işadamını oynadığı bu filmde, Schindler bir yolunu bulup kurtarmak adına fabrikalarına Yahudileri işçi olarak almaktadır, Schindler'in Listesi'nde ismi geçen ve kurtulan Yahudilerin bir kısmı hala yaşamakta...


Yine Denzel ve yine ırkçılık üzerine bir film, Denzel, Amerika Güney-Kuzey savaşında kendi haklarını savunan ilk zenci alayında savaşmaktadır...


Adı pek duyulmamış bu eski filmde oyuncu, genç bir Yahudiyi canlandırmakta, 2. dünya savaşında yanlışlıkla Alman halk kahramanı ilan edilen genç Saf Irk yetiştirme çabalarında bulunan Almanya'nın en ünlü okulunun bir öğrencisidir, artık yapması gereken tek şey yahudi olduğunu gizlemektir ve bu uğurda sevdiği kızın anlamaması için sünnetini bile dikmeye çalışmıştır...


Sinema dergisi Empire'ın 'En iyi 100 Film' kategorisinde ilk sırada olan, dünyaca ünlü sinema sitesi The Internet Movie Database (IMDb) tarafından düzenlenen 'En iyi 250 Film' kategosinde ise 2. sırada yer alan bir başyapıt... Haksız yere ömür boyu hapse mahkum edilen genç bankacı (Tim Robins), bir heykeltraş çekiciyle yıllarca tünel kazıp özgürlüğe ulaşmıştır... Filmin talihsizliği ise 7 dalda oscara aday olmasına rağmen Forest Gump ile aynı yılda aday olmuş ve tüm ödüller Forest Gump'a gitmiştir...Kesinlikle kaçırılmaması gereken bir film...



Bunların yanısıra Türk filmi kategorisinde Eşkıya, İlk türk gerilim filmi sayılan Mustafa Hakkında Herşey ve "Babam ve Oğlum kesinlikle izlenmesi gereken filmlerdir...

Esaretin Bedeli (orijinal adı: Shawshank Redemption),
1994 yapımı Frank Darabont filmidir.
Stephen King'in "Rita Hayworth and Shawshank Redemption" adlı
öyküsünden uyarlaması olan filmin başrollerinde Tim Robbins ve Morgan Freeman vardır
, karısını ve sevgilisini öldürmekle suçlanıp ömür boyu hapse mahkum edilen genç bir banker ile cezaevinde tanıştığı siyahi arkadaşının öyküsü üzerine kurulu.

hocam pişti oldu)

SirOfAngels' Alıntı:

hocam pişti oldu)

Genişletmek için tıkla ...

Olsun afişleriniz farklı.

Açıklama

Tür : Dram / Komedi
Gösterim Tarihi : 1 Mayıs 1998
Yönetmen : Gus Van Sant
Senaryo : Matt Damon , Ben Affleck
Görüntü Yönetmeni : Jean Yves Escoffier
Müzik : Danny Elfman
Yapım : 1997, ABD , 126 dk.

Oyuncular

Robin Williams (Sean Maguire) , Matt Damon (Will Hunting) , Ben Affleck (Chuckie Sullivan) , Stellan Skarsgård (Gerald Lambeau) , Minnie Driver (Skylar) , Casey Affleck (Morgan O'Mally) , Cole Hauser (Billy McBride) , John Mighton (Tom) , Rachel Majorowski (Krystyn) , Colleen McCauley (Cathy)


Vahşice karizmatik. İnanılmaz parlak zekalı. Tamamen isyankar. Bunlar Matt Damon'ın canlandırdığı Will Hunting'i tanımlamanın sadece birkaç yolu. Sorunlarla dolu bir işçi mahallesi olan South Boston'da, Will de diğer arkadaşları gibi sıradan işlerde çalışıyor ve ara sıra kavga çıkararak tutuklanmaktan kendini alıkoyamıyor . Hiç üniversiteye gitmemiş, tabii üniversitede yaptığı hademeliği saymazsak. Ancak belleği sayesinde belirsiz tarihi olayları hatırlayıp, Nobel ödüllü profesörlerin zorlandığı matematik problemlerini neredeyse anında çözebiliyor. Tek umudu, onun duygusal mücadelesini takdir eden üniversite profesörü ve terapisti rolündeki Robin Williams. Bu rolüyle sonunda Oscar heykelciğini kucaklayan Williams'ın yanısıra film, en iyi özgün senaryo dalında da ödül kazandı.

reversion' Alıntı:

Genişletmek için tıkla ...

Kesinlikle çok güzel bir filmdi buda...

Baskıcı yönetimlerde Kadın olmanın zorlukları - yasaklara rağmen "kendi " olabilme "özgür" olabilme çabası; bu sosyal ve siyasal içerikli konu bir anime ile olabildiğince espirili ve vurucu bir hikayeyle anlatılıyor - iz bırakıyor

İlk aklıma gelenleri yazayım
1-

2-

İki filme gayet başarılı ve İZ BIRAKAN filmlerdi benim için....

Her şey yüzyılın başında, hızla değişen Londra’da başlıyor. Sihirbazların ünlü ve en üst mertebede idol olarak kabul edildikleri bir zamanda, iki genç sihirbaz şöhrete giden yolu çizmeye başlarlar. Gösterişli, sofistike Robert Angier (HUGH JACKMAN) tam bir şovmenken, yontulmamış ve gelenekçi Alfred Borden (CHRISTIAN BALE) sihirli fikirlerini gösterme yeteneğinden yoksun, yaratıcı bir dahidir. Birbirlerini takdir eden arkadaşlar ve ortaklar olarak yola çıkarlar. Ama en büyük numaraları ters gidince, aralarında ömür boyu sürecek bir düşmanlık başlar; ikisi de bir diğerini geçme ve altüst etme niyetindedir. Sürdürdükleri aşırı rekabet, her numarayla, her gösteriyle daha da büyür; ta ki sınır tanımayana, hatta elektriğin yeni ve inanılmaz güçlerini ve Nikola Tesla’nın bilimsel dehasını işin içine dahil edene dek... Herkesin hayatı pamuk ipliğine bağlıdır. El çabukluğuyla sunulan sarsıcı sürprizlerle dolu film; inancın güvenin ve mümkün olanın en uzak, en karanlık sınırlarının keşfedildiği heyecan dolu bir dünyaya dalar.

Yönetmen : Christopher Nolan
Senaryo : Christopher Nolan, Jonathan Nolan
Oyuncular : Hugh Jackman, Christian Bale, Michael Caine, Piper Perabo, Rebecca Hall
Filmin Türü : Drama, Gerilim
Orijinal Adı : The Prestige
Yapımcı Firma : Newmarket Productions, Syncopy
Yapım Yılı : 2006
Yapım Ülkesi : ABD, İngiltere

Ben bu filmi nasıl atlamışım? İzlemeyenler mutlaka izlesin.



Sihirbaz (The Illusionist), yönetmenliğini Neil Burger'in yaptığı, 2006 yılı ABD-Çek Cumhuriyeti ortak yapımı bir dönem filmidir. Başrollerinde Edward Norton, Paul Giamatti, Jessica Biel ve Rufus Sewell'in bulunduğu film, Steven Millhauser'in "Sihirbaz Eisenheim" (Eisenheim the Illusionist) adlı kısa hikayesinden Neil Burger'in uyarladığı senaryoya dayalıdır ve 20. yüzyıla geçiş dönemindeki Viyana'da, bir sihirbazın (Edward Norton) hikayesini anlatır.

Filmin görüntü yönetmeni Dick Pope, "en iyi görüntü yönetmenliği" dalında Akademi Ödülü'ne (Oscar'a) aday gösterilmiştir.

Konu özeti

20. yüzyıla geçiş dönemindeki Viyana'da, bir sihirbaz kendi sosyal sınıfının çok üstündeki bir kadına aşık olur ve aşığının veliaht prens ile nişanlanması üzerine de onu kurtarmak için sihirbazlık güçlerini kullanır.

efoja' Alıntı:

Ben bu filmi nasıl atlamışım? İzlemeyenler mutlaka izlesin.

Sihirbaz (The Illusionist), yönetmenliğini Neil Burger'in yaptığı, 2006 yılı ABD-Çek Cumhuriyeti ortak yapımı bir dönem filmidir. Başrollerinde Edward Norton, Paul Giamatti, Jessica Biel ve Rufus Sewell'in bulunduğu film, Steven Millhauser'in "Sihirbaz Eisenheim" (Eisenheim the Illusionist) adlı kısa hikayesinden Neil Burger'in uyarladığı senaryoya dayalıdır ve 20. yüzyıla geçiş dönemindeki Viyana'da, bir sihirbazın (Edward Norton) hikayesini anlatır.

Filmin görüntü yönetmeni Dick Pope, "en iyi görüntü yönetmenliği" dalında Akademi Ödülü'ne (Oscar'a) aday gösterilmiştir.

Konu özeti

20. yüzyıla geçiş dönemindeki Viyana'da, bir sihirbaz kendi sosyal sınıfının çok üstündeki bir kadına aşık olur ve aşığının veliaht prens ile nişanlanması üzerine de onu kurtarmak için sihirbazlık güçlerini kullanır.

Genişletmek için tıkla ...

"Bir sihirbaz sevdiği kadını nasıl elde eder ?" sorusunun akla ilk gelen cevabı...
Ben de bu filmi tavsiye ederim.

çok hoşuma gitmişti izlediğimde hala izleyebilirim

ve birde yırtık rahibe 2 tekrar tekrar izlemiştim

son olarak sıradışı afişi çok dikkatimi çekmişti gerçekten muhteşem bir film


daha birsürü var ama hepsini eklemeye kalkarsam...