Soner DİLEK
🏆Pro Tasarımcı🏆
Sezai Karakoç'un 14 kıtalık "Mona Rosa" şiirinin kıta başlarındaki harflerin yan yana getirilmesiyle ortaya çıkan "Muazzez Akkaya'm" akrostişi, 56 yıldır edebiyat çevrelerinde cevabını arıyordu.
"Sezai Karakoç bir kıza aşık olur,ama bunu ne o kıza ne de başka birine anlatabilir. Kız bir şeylerin farkındadır ama emin değildir. En yakın arkadaşı Sezai Karakoç'un şiire olan merakını biliyordur ve bir davete katılması için ısrar eder. O da kıramaz ve katılır.programı sunan da o arkadaşıdır. Gecenin sonuna doğru söze başlayan arkadaşı,aralarında da güzel şiirler yazan birinin olduğunu söyler ve Sezai Karakoç'u sahneye davet eder. Sıkıla sıkıla çıkar Karakoç ve Mona Roza’yı okumaya başlar. Kız da ordadır ve nişanlanmıştır. Emindir artık emin olamadıklarından. Bakışırlar bir süre,sonra Karakoç daha fazla dayanamaz ve koşarak sahneyi terk eder. Kız arkasından koşar hemen. Yetişir Karakoç'a. Parmağındaki yüzüğü göstererek der ki; "bir tek sözüne bakar,çıkarıp atarım".Sezai Karakoç da "artık senin aşkın benimkine yetişemez" der. O gece kız intihar eder.Sezai Karakoç hala evlenmemiştir...
Ve O Şiir;
Mona Roza, siyah guller, ak guller
Geyvenin gulleri ve beyaz yatak
Kanadi kirik kus merhamet ister
Ah, senin yuzunden kana batacak
Mona Roza siyah guller, ak guller
Ulur aya karsi kirli cakallar
Urkek urkek bakar tavsanlar daga
Mona Roza, bugun bende bir hal var
Yagmur igri igri duser topraga
Ulur aya karsi kirli cakallar
Acma pencereni perdeleri cek
Mona Roza seni gormemeliyim
Bir bakisin olmem icin yetecek
Anla Mona Roza, ben bir deliyim
Acma pencereni perdeleri cek..
Zeytin agaclari sogut golgesi
Bende cikar gunes aydinliga
Bir nisan yuzugu, bir kapi sesi
Seni hatirlatiyor her zaman bana
Zeytin agaclari, sogut golgesi
Zambaklar en issiz yerlerde acar
Ve vardir her vahsi cicekte gurur
Bir mumun ardinda bekleyen ruzgar
Isiksiz ruhumu sallar da durur
Zambaklar en issiz yerlerde acar
Ellerin ellerin ve parmaklarin
Bir nar cicegini eziyor gibi
Ellerinden belli oluyor bir kadin
Denizin dibinde geziyor gibi
Ellerin ellerin ve parmaklarin
Zaman ne de cabuk geciyor Mona
Saat onikidir sondu lambalar
Uyu da turnalar girsin ruyana
Bakma tuhaf tuhaf goge bu kadar
Zaman ne de cabuk geciyor Mona
Aksamlari gelir incir kuslari
Konar bahcenin incirlerine
Kiminin rengi ak, kimisi sari
Ahhh! beni vursalar bir kus yerine
Aksamlari gelir incir kuslari
Ki be Mona Roza bulurum seni
Incir kuslarinin bakislarinda
Hayatla doldurur bu bos yelkeni
O masum bakislar su kenarinda
Ki ben Mona Roza bulurum seni
Kirgin kirgin bakma yuzume Roza
Henuz dinlemedin benden turkuler
Benim askim sigmaz oyle her saza
En guzel sarkiyi bir kursun soyler
Kirgin kirgin bakma yuzume Roza
Artik inan bana muhacir kizi
Dinle ve kabul et itirafimi
Bir soguk, bir garip, bir mavi sizi
Alev alev sardi her tarafimi
Artik inan bana muhacir kizi
Yagmurlardan sonra buyurmus basak
Meyvalar sabirla olgunlasirmis
Birgun gozlerimin ta icine bak
Anlarsin oluler nicin yasarmis
Yagmulardan sonra buyurmus basak
Altin bilezikler o kokulu ten
Cevap versin bu kanli kus tuyune
Bir tuy ki can verir bir gulumsesen
Bir tuy ki kapali gece gune
Altin bilezikler o kokulu ten
Mona Roza siyah guller, ak guller
Geyve'nin gulleri ve beyaz yatak
Kanadi kirik kus merhamet ister
Aaahhh! senin yuzunden kana batacak!
Mona Roza siyah guller, ak guller
SEZAİ KARAKOÇ
Şiire konu olan Muazzez Akkaya iddialara ve anlatılanlara cevap verdi.
KEŞKE KENDİNE HAYAT KURSAYDI
Kendisine şiir yazıldığıdan hiç haberi olmadığını söyleyen Akkaya, “Altan Öymen'in eşi Aysel bir sınıf aşağıdaydı sanırım. O söyledi 'Sınıfınızda çok güzel şiirler yazan birisi var' diye. Ben de öyle şiirlerle falan aram yoktur, matematiğe daha ilgiliydim. Derken açığa çıktı. Çok fazla üzerime düştü bilmiyorum, biraz tutku halini aldığı, onun da bu şeye saplanmamasını arzu ederdim. Saplantı haline gelmemesini isterdim... Kendisi bir hayat kursaydı daha mutlu, huzurlu olurdum.” Diye açıklıyor o günler.
HİSSETTİM AMA ELEKTRİK ALAMADIM
Sezai Karakoç’un kendisine ilgisini gösterdiğini, çok şiirler, yazılar, kitaplar verdiğini söyleyen Akkaya kendisinin bir yakınlık duyamadığını kısaca elektrik alamadığını vurguluyor
KARAKOÇ VE SÜREYA İDDİASINDAN HABERSİZDİM
Cemal Süreya ve Sezai Karakoç’un kendisi için iddiaya girmeleri hakkında da Muazzez Akkaya habersiz.
“Cemal Süreya, Sezai Karakoç ve siz Siyasal Bilgiler'de sınıf arkadaşısınız... Cemal Süreya ve Sezai Karakoç size ilgi duymakta ve sizin kalbinizi kazanmak için iddiaya giriyor. İddia sonunda kaybeden hayatının sonraki aşamasında bir iz taşıyacaktı. Anlatılana göre Cemal Süreya iddiayı kaybeder ve 'Süreyya' olan soy isminden bir tane 'y' harfini nüfustan sildiriyor.”
iddiaları içinse Akkaya; Cemal Süreya, kendisi hiç belli etmedi hakikaten. Ama ne zaman sınıfa girsem, tahtaya şiir yazardı. Bir de mantomu aşağıda hocaların olduğu yere asardık ve orada cebime hep şiirler gelirdi. Ama kim olduğunu bilmezdim. Ve aynı yazı tahtada da görünce onları Perihan diye bir arkadaş vardı, hatta ona da 'Bak aynı çocuk' falan diye... Sonradan kafama jeton düştü... Çünkü 1-2 defa Todori'de karşılaştık, ilk zamanlar maliyenindi orası. Orada evliliğimi sorardı, ben de 'Gayet iyi gidiyor' falan deyince, 'Benim de iyi gidiyor neden iyi gitmesin' diye... O yazdıklarını biraz hissetmiştim ama şimdi daha iyi anlamış oldum. Ama bizim zamanımızda “Süreyya” idi.
KAÇMADIM SAKİN SAKİN OTURDUM
“Konferans salonunda Karakoç şiir okuduğu, ağlayarak salonu terk ettiği” iddiaları içinse “Şiir gününde çıktı okudu gerçekten... Vallahi şu an onu bile hatırlamıyorum, hangisini okuduğunu... Ben de okul gecesi olduğu için gitmiştim, ama ne kaçtım ne de bir şey yaptım, sakin sakin oturdum.” Diye açıklıyor Akkaya. Alıntı...
"Sezai Karakoç bir kıza aşık olur,ama bunu ne o kıza ne de başka birine anlatabilir. Kız bir şeylerin farkındadır ama emin değildir. En yakın arkadaşı Sezai Karakoç'un şiire olan merakını biliyordur ve bir davete katılması için ısrar eder. O da kıramaz ve katılır.programı sunan da o arkadaşıdır. Gecenin sonuna doğru söze başlayan arkadaşı,aralarında da güzel şiirler yazan birinin olduğunu söyler ve Sezai Karakoç'u sahneye davet eder. Sıkıla sıkıla çıkar Karakoç ve Mona Roza’yı okumaya başlar. Kız da ordadır ve nişanlanmıştır. Emindir artık emin olamadıklarından. Bakışırlar bir süre,sonra Karakoç daha fazla dayanamaz ve koşarak sahneyi terk eder. Kız arkasından koşar hemen. Yetişir Karakoç'a. Parmağındaki yüzüğü göstererek der ki; "bir tek sözüne bakar,çıkarıp atarım".Sezai Karakoç da "artık senin aşkın benimkine yetişemez" der. O gece kız intihar eder.Sezai Karakoç hala evlenmemiştir...
Ve O Şiir;
Mona Roza, siyah guller, ak guller
Geyvenin gulleri ve beyaz yatak
Kanadi kirik kus merhamet ister
Ah, senin yuzunden kana batacak
Mona Roza siyah guller, ak guller
Ulur aya karsi kirli cakallar
Urkek urkek bakar tavsanlar daga
Mona Roza, bugun bende bir hal var
Yagmur igri igri duser topraga
Ulur aya karsi kirli cakallar
Acma pencereni perdeleri cek
Mona Roza seni gormemeliyim
Bir bakisin olmem icin yetecek
Anla Mona Roza, ben bir deliyim
Acma pencereni perdeleri cek..
Zeytin agaclari sogut golgesi
Bende cikar gunes aydinliga
Bir nisan yuzugu, bir kapi sesi
Seni hatirlatiyor her zaman bana
Zeytin agaclari, sogut golgesi
Zambaklar en issiz yerlerde acar
Ve vardir her vahsi cicekte gurur
Bir mumun ardinda bekleyen ruzgar
Isiksiz ruhumu sallar da durur
Zambaklar en issiz yerlerde acar
Ellerin ellerin ve parmaklarin
Bir nar cicegini eziyor gibi
Ellerinden belli oluyor bir kadin
Denizin dibinde geziyor gibi
Ellerin ellerin ve parmaklarin
Zaman ne de cabuk geciyor Mona
Saat onikidir sondu lambalar
Uyu da turnalar girsin ruyana
Bakma tuhaf tuhaf goge bu kadar
Zaman ne de cabuk geciyor Mona
Aksamlari gelir incir kuslari
Konar bahcenin incirlerine
Kiminin rengi ak, kimisi sari
Ahhh! beni vursalar bir kus yerine
Aksamlari gelir incir kuslari
Ki be Mona Roza bulurum seni
Incir kuslarinin bakislarinda
Hayatla doldurur bu bos yelkeni
O masum bakislar su kenarinda
Ki ben Mona Roza bulurum seni
Kirgin kirgin bakma yuzume Roza
Henuz dinlemedin benden turkuler
Benim askim sigmaz oyle her saza
En guzel sarkiyi bir kursun soyler
Kirgin kirgin bakma yuzume Roza
Artik inan bana muhacir kizi
Dinle ve kabul et itirafimi
Bir soguk, bir garip, bir mavi sizi
Alev alev sardi her tarafimi
Artik inan bana muhacir kizi
Yagmurlardan sonra buyurmus basak
Meyvalar sabirla olgunlasirmis
Birgun gozlerimin ta icine bak
Anlarsin oluler nicin yasarmis
Yagmulardan sonra buyurmus basak
Altin bilezikler o kokulu ten
Cevap versin bu kanli kus tuyune
Bir tuy ki can verir bir gulumsesen
Bir tuy ki kapali gece gune
Altin bilezikler o kokulu ten
Mona Roza siyah guller, ak guller
Geyve'nin gulleri ve beyaz yatak
Kanadi kirik kus merhamet ister
Aaahhh! senin yuzunden kana batacak!
Mona Roza siyah guller, ak guller
SEZAİ KARAKOÇ
Şiire konu olan Muazzez Akkaya iddialara ve anlatılanlara cevap verdi.
KEŞKE KENDİNE HAYAT KURSAYDI
Kendisine şiir yazıldığıdan hiç haberi olmadığını söyleyen Akkaya, “Altan Öymen'in eşi Aysel bir sınıf aşağıdaydı sanırım. O söyledi 'Sınıfınızda çok güzel şiirler yazan birisi var' diye. Ben de öyle şiirlerle falan aram yoktur, matematiğe daha ilgiliydim. Derken açığa çıktı. Çok fazla üzerime düştü bilmiyorum, biraz tutku halini aldığı, onun da bu şeye saplanmamasını arzu ederdim. Saplantı haline gelmemesini isterdim... Kendisi bir hayat kursaydı daha mutlu, huzurlu olurdum.” Diye açıklıyor o günler.
HİSSETTİM AMA ELEKTRİK ALAMADIM
Sezai Karakoç’un kendisine ilgisini gösterdiğini, çok şiirler, yazılar, kitaplar verdiğini söyleyen Akkaya kendisinin bir yakınlık duyamadığını kısaca elektrik alamadığını vurguluyor
KARAKOÇ VE SÜREYA İDDİASINDAN HABERSİZDİM
Cemal Süreya ve Sezai Karakoç’un kendisi için iddiaya girmeleri hakkında da Muazzez Akkaya habersiz.
“Cemal Süreya, Sezai Karakoç ve siz Siyasal Bilgiler'de sınıf arkadaşısınız... Cemal Süreya ve Sezai Karakoç size ilgi duymakta ve sizin kalbinizi kazanmak için iddiaya giriyor. İddia sonunda kaybeden hayatının sonraki aşamasında bir iz taşıyacaktı. Anlatılana göre Cemal Süreya iddiayı kaybeder ve 'Süreyya' olan soy isminden bir tane 'y' harfini nüfustan sildiriyor.”
iddiaları içinse Akkaya; Cemal Süreya, kendisi hiç belli etmedi hakikaten. Ama ne zaman sınıfa girsem, tahtaya şiir yazardı. Bir de mantomu aşağıda hocaların olduğu yere asardık ve orada cebime hep şiirler gelirdi. Ama kim olduğunu bilmezdim. Ve aynı yazı tahtada da görünce onları Perihan diye bir arkadaş vardı, hatta ona da 'Bak aynı çocuk' falan diye... Sonradan kafama jeton düştü... Çünkü 1-2 defa Todori'de karşılaştık, ilk zamanlar maliyenindi orası. Orada evliliğimi sorardı, ben de 'Gayet iyi gidiyor' falan deyince, 'Benim de iyi gidiyor neden iyi gitmesin' diye... O yazdıklarını biraz hissetmiştim ama şimdi daha iyi anlamış oldum. Ama bizim zamanımızda “Süreyya” idi.
KAÇMADIM SAKİN SAKİN OTURDUM
“Konferans salonunda Karakoç şiir okuduğu, ağlayarak salonu terk ettiği” iddiaları içinse “Şiir gününde çıktı okudu gerçekten... Vallahi şu an onu bile hatırlamıyorum, hangisini okuduğunu... Ben de okul gecesi olduğu için gitmiştim, ama ne kaçtım ne de bir şey yaptım, sakin sakin oturdum.” Diye açıklıyor Akkaya. Alıntı...