Neler yeni

Yeni mesajlar Yeni konular En çok mesaj En çok tepki En çok görüntülenen

Necip Fazıl Kısakürek

shedesign

👑Efsanevi Grafiker👑
Katılım
19 Mar 2008
Mesajlar
2,233
Tepkime puanı
104
Web sitesi
www.asigazetesi.com
Necip Fazıl Kısakürek (26 Mayıs 1904, İstanbul - 25 Mayıs 1983, İstanbul), Türk şair, romancı, hikâyeci, piyes yazarı ve fikir adamıdır.

Hayatı Kayıtlı bir şecereyle, Alaüddevle devrinin Şeyhülislamı Mevlâna Bektut'a dayanan ve Dulkadiroğulları'na bağlı "Kısakürekler" soyuna mensuptur. Necip Fazıl'ın çocukluğu, mahkeme reisliğinden emekli büyük babasının İstanbul Çemberlitaş'taki konağında geçti. İlk ve orta öğrenimini Amerikan Koleji ve Fransız kolejleri ile Bahriye Mektebi'nde (Askerî Deniz Lisesi) tamamladı. Lisedeki hocaları arasında dönemin ünlülerinden Yahya Kemal Beyatlı, Ahmet Hamdi (Akseki), İbrahim Aşkı gibi isimler vardı.


Eserleri ]12 yaşında şiire başlayan Necip Fazıl'ın ilk şiir kitabı daha 17 yaşında iken yayınlandı ve şiirleri M.E.B'nın ders kitaplarında okutuldu. Genç yaşta yazdığı tiyatro eserleri, dönemin tiyatrolarında aylarca kapalı gişe sahnelendi. Paris dönüşü yayımladığı Örümcek Ağı ve Kaldırımlar adlı şiir kitapları onu çok genç yaşta ünlü yaptı. Henüz otuz yaşına basmadan çıkardığı yeni şiir kitabı Ben ve Ötesi (1932) ile takdir toplamayı sürdürdü. Yine M.E.B'nın yayınladığı bir Türk şairleri Anatolojisi kitabında, 'N.F. Kısakürek herkes tarafından en iyi şair olarak kabul edilmese bile, Ben ve Ötesi Türk Edebiyatı nın en kuvvetli şiir kitabı olsa gerek, der. Meslektaşları tarafından da çok sevilen şair 'Üstad Necip Fazıl Kısakürek, olarak anılmaya başlandı.

Şöhretinin zirvesinde iken felsefi arayışlarını sürdürüp içinde yeni bir dönemin doğum sancısını hisseden Necip Fazıl için 1934 yılı gerçekten de hayatının yeni bir dönemine başlangıç olur. 30'lu yaşlarında Bohem hayatını en koyu rengiyle yaşadığı günlerde Beyoğlu Ağa Camii'nde vaaz vermekte olan Abdülhakim Arvasi ile tanışır ve bir daha ondan kopamaz. Bu tanışma onun hayatında dönüm noktası oldu. İslami kimliği ile öne çıkmaya başladıktan sonra ders kitaplarından şiirleri ve fikirleri çıkarıldı. Necip Fazıl'ın hemen tümünde üstün bir ahlak felsefesinin savunulduğu tiyatro eserlerini birbiri ardına edebiyatımıza kazandırması bu döneme rastlar.

Tohum, Para, Bir Adam Yaratmak, Nam-ı Diğer Parmaksız Salih gibi piyesleri büyük ilgi görür. Bu eserlerden Bir Adam Yaratmak, Türk tiyatrosunun en güçlü oyunlarındandır. Cinnet Mustatili adlı eserinde hapishane anıları yer alır. Sık sık kapatılan ve çeşitli bahanelerle toplatılan Büyük Doğu'nun çıkmadığı sürelerde günlük fıkra ve çeşitli yazılarını Yeni İstanbul, Son Posta, Babıalide Sabah, Bugün, Milli Gazete, Hergün ve Tercüman gazetelerinde yayımlandı.

Büyük Doğu Hareketi'ni başlattığı Büyük Doğu dergisinde çıkan yazılarıyla İsmet Paşa ve tek parti (CHP) yönetimine şiddetli bir muhalefet sürdürmesi sonucu hakkında açılan çok sayıda davada yüzlerce yıl hapsi istendi. 163. maddeye aykırı bulunan yazıları ile birkaç yılda bir hapse mahkûm oldu.

1980'de Kültür Bakanlığı Büyük Ödülü'nü, İman ve İslam Atlası adlı eseriyle fikir dalında Millî Kültür Vakfı Armağanı'nı (1981), Türkiye Yazarlar Birliği Üstün Hizmet Ödülü'nü (1982) almıştır. Ayrıca Türk Edebiyatı Vakfı'nca 1980'de verilen beratla 'Sultan-üş Şuara' (Şairlerin Sultanı) unvanını kazanmıştır.

Türk devleti tarafından, "bir mısraı Türk milletini ihya etmeye yeter" denilerek övülmüş; Şair Hasan Sami Bolak tarafından da, "Şiirin süzme balı, tadı Necip Fazıl'dır - Fikir, san'at ve çile... Adı Necip Fazıl'dır..." denilerek tanımlanmıştır.

Vasiyeti
Vasiyetin bir kısmı

Fikir ve duyguda vasiyete lüzum görmüyorum.Bu bahiste bütün eserlerim, her kelime, cümle, mısra ve topyekün ifade tarzım vasiyettir. Eğer bu kamusluk bütünü tek ve minicik bir daire içinde toplamak gerekirse söylenecek söz "Allah ve Resulü; başka her şey hiç ve batıl" demekten ibarettir.
Beni, ayrıca hususi vasiyetimde gösterdiğim gibi, İslami usullerin en incelerine riayetle gömünüz! Burada, umumi vasiyette de belirtilmesi gereken bir noktaya dokunmalıyım.
Cenazeme çiçek ve bando muzika gönderecek makam ve şahıslara uzaklığımız ve kimsenin böyle bir zahmete girişmeyeceği malum... Fakat bu hususta bir muziplik zuhur edecek olursa, ne yapılmak gerektiği de beni sevenlerce malum... Çiçekler çamura ve bando yüzgeri koğuşuna.
 

Benzer konular

blueden

Kreatif Stratejist
👑Efsanevi Grafiker👑
Katılım
26 Şub 2008
Mesajlar
7,264
Tepkime puanı
176
Çok değerli bir şarimizdi...Rahmetle anıyoruz.
Mekanı cennet olsun.
 

fuducuk

🏅Acemi Tasarımcı🏅
Katılım
10 Kas 2008
Mesajlar
74
Tepkime puanı
1
Yaş
41
Web sitesi
www.fuducuk.com
Üstâdın ruhu şâd olsun, Allah cehennem ve kabir azâbından korusun.

ÇİLE'den seçtiklerim;

SANAT
Anladım iş, sanat Allah'ı aramakmış;
Marifet bu, gerisi yalnız çelik-çomakmış...

ÖPMEK

Ellerime uzanan dudakları tepeyim;
Allah diyen, gel, seni ayağından öpeyim!

GÜZEL

Güzel Allahım, senden ne gelecekse gelsin;
Sen ki, rahmetinle de kahrınla da güzelsin...

YAKINLIK

Neye yaklaşsam, sonu uzaklık ve kırgınlık;
Anla ki, yok, Allahtan başkasıyla yakınlık...

YÜK

Bu yük senden Allahım, çekeceğim, nâçarım!
Senden sana sığınır, senden sana kaçarım!

O AN

"Allah bir!" demektense ecel teri dökerken,
Ölüversem, beklemez anda "Allah bir" derken.

AFFET

Göz kaptırdığım renkten, kulak verdiğim sesten,
Affet senden habersiz aldığım her nefesten...

ANLAMAK

Anlamak yok çoğcuğum, anlar gibi olmak var;
Akıl için son tavır, saçlarını yolmak var...

ALLAHIN SEVGİLİSİ

Düşünüyorum: O'ndan evvel zaman var mıydı?
Hakikatler, boşluğa bakan aynalar mıydı?

ÖLÇÜ

Müjdecim, Kurtarıcım, Efendim, Peygamberim;
Sana uymayan ölçü, hayat olsa teperim!

O DİYORSA

Gözüm, aklım, fikrim var deme hepsini öldür!
Sana çöl gibi gelen, O, göl diyorsa göldür!

RÜTBE

Düşünün, ben ne büyük bir rütbeye tutkuluyum!
Çünkü O'nun kulunun kölesinin kuluyum!

ALLAH DOSTU

Allah dostu odur ki, nefsine tek pay biçmez;
Kırk yıl bir ekşi ayran özler de onu içmez.

BAŞ

Eklense de başıma dünyada kaç baş varsa,
Başım, onların hepsi için secdeye varsa...

SUAL-CEVAP

Sual: Ey veli, insan nasıl olmalı, söyle!
Cevap: Son anda nasıl olacaksa hep öyle...

DEV

Öyle bir devim ki, ben, hakikatte pireyim,
Bir delik gösterin de, utancımdan gireyim...

ŞARKI

Her ağızda, her telde, fanilik dırıltısı,
Sonunda tek bir şarkı, tabutun gıcırtısı...

BÜYÜK RANDEVU

Büyük randevu... Bilsem nerede, saat kaçta?
Tabutumun tahtası bilsem hangi ağaçta?

TABUT

Ufka bakarlar, Ölüm uzakta mı, uzakta...
Ve tabut bekler, suya inmek için kızakta...

TEBESSÜM

Bu dünyada renk, nakış, lezzet, ne varsa küsüm;
Gözümde son marifet, Azraile tebessüm...

MÜJDE

Öleceğiz; müjdeler olsun, müjdeler olsun!
Ölümü de öldüren Rabbe secdeler olsun!

NİMET

Dünyada her nimeti bıraksam ne çıkar ki?
Orda o varken, burda bırakılmaz ne var ki?

GÖLGELER

Gönlüm uçmak dilerken semâvi ülkelere;
Ayağım takılıyor yerdeki gölgelere...

KOŞU

Hakikat değişiyor daha bitmeden cümle;
Koşuyorum yetişmek için bütün gücümle...

(Kaynak: ÇİLE[Necip Fazıl KISAKÜREK])
 

turhan1299

🏅Acemi Tasarımcı🏅
Katılım
13 Ağu 2007
Mesajlar
31
Tepkime puanı
1
üstad

Üstadi saygiyla aniyoruz...
 

MEDUSA-1

🌱Yeni Üye🌱
Katılım
7 Mar 2009
Mesajlar
2
Tepkime puanı
0
Necip Fazıl KISAKÜREK , bumilletin yetiştirdiği parlak şahsiyetlerinden parlak beyinlerinden biriydi . Üstadın yeri doldurulamaz Allah rahmet eylesin .EK İŞ ( evindeis.tr.gg )
 

FlameDance

♾️Grafik Gurusu♾️
Katılım
30 May 2009
Mesajlar
1,090
Tepkime puanı
16
paylaşım için teşekkürler...
 

bartinli_cakabo

🌟Usta Tasarımcı🌟
Katılım
1 Ağu 2008
Mesajlar
473
Tepkime puanı
13
SAKARYA
İnsan bu, su misali, kıvrım kıvrım akar ya:
Bir yanda akan benim, öbür yanda Sakarya.

Su iner yokuşlardan, hep basamak basamak;
Benimse alın yazım, yokuşlarda susamak.

Her şey akar, su, tarih, yıldız, insan ve fikir:
Oluklar çift, birinden nur akar, birinden kir.

Akışta demetlenmiş, büyük, küçük, kainat:
Şu çıkan buluta bak, bu inen suya inat!

Fakat Sakarya başka, yokuş mu çıkıyor ne?
Kurşundan bir yük binmiş, köpükten gövdesine:

Çatlıyor, yırtınıyor yokuşu sökmek için.
Hey Sakarya, kim demiş suya vurulmaz perçin?

Rabb'im isterse, sular büklüm büklüm burulur.
Sırtına Sakarya'nın, Türk tarihi vurulur.

Eyvah, eyvah, Sakarya'm, sana mı düştü bu yük?
Bu dâvâ hor, bu dâvâ öksüz, bu dâvâ büyük!..

Ne ağır imtihandır, başındaki Sakarya!
Binbir başlı kartalı nasıl taşır kanarya?

İnsandır sanıyordum mukaddes yüke hamal;
Hamallık ki, sonunda, ne rütbe var, ne de mal,

Yalnız acı bir lokma, zehirle pişmiş aştan:
Ve ayrılık, anneden, vatandan, arkadaştan!

Şimdi dövün Sakarya, dövünmek vakti bu ân;
Kehkeşanlara kaçmış eski güneşleri an!

Hani Yunus Emre ki, kıyında geziyordu?
Hani ardına çil çil kubbeler serpen ordu?

Nerede kardeşlerin, cömert Nil, yeşil Tuna?
Giden şanlı akıncı, ne gün döner yurduna?

Mermerlerin nabzında hâlâ çarpar mı tekbir?
Bulur mu deli rüzgâr o sedayı: Allah bir!

Bütün bunlar sendedir, bu girift bilmeceler;
Sakarya, kandillere katran döktü geceler.

Vicdan azabına eş kayna kayna Sakarya.
Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya!

İnsan üç beş damla kan, ırmak üç beş damla su:
Bir hayata çattık ki, hayata kurmuş pusu.

Geldi ölümlü yalan, gitti ölümsüz gerçek:
Siz, hayat süren leşler, sizi kim diriltecek?

Kafdağını assalar, belki çeker de bir kıl!
Bu ifritten sualin, kılını çekmez akıl!

Sakarya, saf çocuğu, mâsum Anadolu'nun,
Divanesi ikimiz kaldık Allah yolunun!

Sen ve ben, gözyaşıyle ıslanmış hamurdanız;
Rengimize baksınlar, kandan ve çamurdanız!

Akrebin kıskacında yoğurmuş bizi kader;
Aldırma, böyle gelmiş, bu dünya böyle gider!

Bana kefendir yatak, sana tabuttur havuz:
Sen kıvrıl, ben gideyim, Son Peygamber kılavuz!

Yol onun, varlık onun, gerisi hep angarya:
Yüzüstü çok süründün, ayağa kalk, Sakarya!

NECİP FAZIL KISAKÜREK......
 

helvetica neue

🏅Acemi Tasarımcı🏅
Katılım
27 May 2009
Mesajlar
63
Tepkime puanı
2
Allah razı olsun.
Necip Fazılı unutmayıp ananlardan da Allah razı olsun.
 

BLUE_AZ

🏅Acemi Tasarımcı🏅
Katılım
14 Haz 2008
Mesajlar
73
Tepkime puanı
1
KALDIRIMLAR - I

Sokaktayım, kimsesiz bir sokak ortasında;
Yürüyorum, arkama bakmadan yürüyorum.
Yolumun karanlığa saplanan noktasında,
Sanki beni bekleyen bir hayal görüyorum.

Kara gökler kül rengi bulutlarla kapanık;
Evlerin bacasını kolluyor yıldırımlar.
İn cin uykuda, yalnız iki yoldaş uyanık;
Biri benim, biri de serseri kaldırımlar.

İçimde damla damla bir korku birikiyor;
Sanıyorum, her sokak başını kesmiş devler...
Üstüme camlarını, hep simsiyah, dikiyor;
Gözüne mil çekilmiş bir âmâ gibi evler.

Kaldırımlar, çilekeş yalnızların annesi;
Kaldırımlar, içimde yaşamış bir insandır.
Kaldırımlar, duyulur, ses kesilince sesi;
Kaldırımlar, içimde kıvrılan bir lisandır.

Bana düşmez can vermek, yumuşak bir kucakta;
Ben bu kaldırımların emzirdiği çocuğum!
Aman, sabah olmasın, bu karanlık sokakta;
Bu karanlık sokakta bitmesin yolculuğum!

Ben gideyim, yol gitsin, ben gideyim, yol gitsin;
İki yanımdan aksın, bir sel gibi fenerler.
Tak, tak, ayak sesimi aç köpekler işitsin;
Yolumun zafer tâkı, gölgeden taş kemerler.

Ne sabahı göreyim, ne sabah görüneyim;
Gündüzler size kalsın, verin karanlıkları!
Islak bir yorgan gibi, sımsıkı bürüneyim;
Örtün, üstüme örtün, serin karanlıkları.

------

üsdadın biyografisi için tşkrederim.
Üste ise en sevdiğim şiirinden bir bölüm paylaştım.
Allah Rahmet Eylesin...
 
Üst