Neler yeni

Yeni mesajlar Yeni konular En çok mesaj En çok tepki En çok görüntülenen

RAW formatli Dosyaları Photoshop CS3 de acmak

akon

🌱Yeni Üye🌱
Katılım
19 Nis 2008
Mesajlar
16
Tepkime puanı
0
arkadaslar RAW format da resimler olan CD i acamiyorum yardiminizi bekliyorum
simdiden tesekkurler
 

Benzer konular

kasta095

👑Efsanevi Grafiker👑
Katılım
23 Mar 2008
Mesajlar
4,835
Tepkime puanı
173
RAW nedir?


RAW; sayısal fotoğraf makinelerinin kendilerine özel dosyalarına verilen genel bir isimdir. Bir RAW dosyası, makinenin görüntü algılayıcısı tarafından yakalanan işlenmemiş bilgilerin kayıtlarını içerir, ama bu içerik; JPEG veya TIFF gibi, kullanılabilir bir dosya şekline dönüştürülmedikçe bir işimize yaramaz.

RAW dönüşümünde neler yapılır?


Beyaz Ayarı: RAW çekimde, makinenin beyaz ayarının hangi konumda olduğunun bir önemi olmasa da, bilgi olarak RAW dosyasına yazılır. Bazı RAW dönüştürücü programlar bu bilgiyi dikkate alıp görüntüyü buna göre değerlendirebilir, bazıları ise dikkate almayıp, görüntüyü kendileri analiz edip bu analiz sonucuna göre bir değerlendirme yapabilirler. Her iki durumda da, beyaz ayarını değiştirme imkanımız vardır.

Renklerin değerlendirilmesi: RAW dosyasındaki her piksel; kırmızı, yeşil veya mavi, renklerden sadece birinin parlaklık seviyesini içerir. RAW dönüştürücüleri, bu bilgileri değerlendirerek renklerin tonlarına karar verirler.

Bunlara ilaveten, gama düzeltmesi, gürültü azaltma, keskinlik verme v.b. işlemler de yapılır.

Bu işlemleri yaparken; farklı RAW dönüştürücüleri, farklı hesaplama yöntemleri uygulayabildiklerinden, aynı RAW dosyasından, farklı RAW dönüştürücüleri ile farklı sonuçlar alınabilir. Genellikle, herhangi bir RAW dosyası için, tek ve doğru bir dönüştürme yöntemi olduğu söylenemez.

RAW çektiğimizde, RAW dosyasındaki piksellerin içerdikleri bilgileri etkileyen sadece üç değer vardır; ISO, perde hızı ve diyafram. Bunların dışındaki her değere, RAW dönüşümü sırasında müdahale edilebilir ve izin verilen limitler dahilinde değişiklik yapılabilir.

Örneğin, RAW çekerken, sRGB veya Adobe RGB gibi renk uzaylarından herhangi birinin seçilmiş olmasının veya yine örneğin keskinliğin arttırılmış veya azaltılmış olmasının, RAW dosyası içindeki bilgiler üzerinde bir etkisi olmasa da, bize sunulan görüntüde ve/veya dönüşüm sonucunda; kullanılan RAW dönüştürücüsüne bağlı olarak, bazı farklılıklar olabilir. Genellikle makineler, RAW çekimi sırasında kendileri üzerinde yapılan bazı ayarları, RAW dosyasına; kendi RAW dönüştürücülerinin anlayabileceği bir şekilde yazarlar. Kendi RAW dönüştürücüleri de, dönüşüm sırasında bu ayarları dikkate alabilirler. Üçüncü parti RAW dönüştürücüleri ise genellikle, makinelerin RAW dosyasına ekledikleri bu tür özel bilgileri dikkate almazlar.

Küçük bir örnek ile devam edelim: Aynı konuyu RAW olarak üç farklı keskinlik ayarı ile çekelim. (-2, 0, +2 gibi) Bu üç RAW dosyasını, makinemiz ile verilen RAW dönüştürücüsü ile açtığımızda veya JPEG’e dönüştürdüğümüzde, pozlar arasındaki keskinlik farkını görebiliriz, ama aynı üç RAW dosyasını üçüncü parti bir RAW dönüştürücüsü ile açtığımızda pozlar arasında hiçbir fark göremiyor olabiliriz.


JPEG ile RAW farkları nelerdir?



Fotoğraflarımızı JPEG olarak çektiğimizde, yukarıda RAW dönüşümünde yapıldığı belirtilen işlemlerin tümü, makinenin içerisindeki RAW dönüştürücüsü tarafından yapıldıktan sonra, JPEG sıkıştırma yöntemiyle sıkıştırılır. Çoğu makine, bu sıkıştırma işleminde, sıkıştırma seviyesini (Fine, Normal, Basic gibi), bunun yanında da, sRGB, Adobe RGB gibi renk uzaylarından birini, keskinlik, doygunluk ve kontrast gibi değerleri de seçmemize izin verir, ama bu değerler; biz değiştirene kadar, çektiğimiz bütün fotoğraflar için aynı olacaktır.

JPEG, üzerinde çok fazla değişiklik yapılmasına uygun bir dosya değildir. RAW çektiğimizde ise; çekimden sonra, kalite kaybı oluşmaksızın birçok ayarı değiştirebiliriz.

RAW çekebilen hemen hemen her makine; kırmızı, yeşil ve mavi, her üç renk için en az 4096 ton kayıt edebilir. JPEG’de ise yine bu her üç renk için 256 ton sınırı vardır. JPEG çektiğimizde, ton sayısı, makinenin yaptığı dönüşüm sırasında 4096’dan 256’ya düşürülür ve bu işlemde hangi tonların atılacağına makinenin içindeki RAW dönüştürücüsü karar verir. Bu da, JPEG çektiğimizde makinenin kaydettiği bilgilerin birçoğunun çöpe gittiği anlamına gelir.

JPEG; üzerinde değişiklik yapılsın yapılmasın, her saklandığında tekrar sıkıştırıldığı için kalite kaybı da artar. (Buradaki “saklanmak”, JPEG dosyasının bilgisayarda uygun bir uygulama programı ile açılıp tekrar kayıt edilmesi anlamındadır)

JPEG üzerinde yapılan değişiklikler; özgün JPEG dosyası üzerinde yapıldığı takdirde, geri alınamaz. RAW içinse bu durum tamamen farklıdır. RAW’dan JPEG, TIFF gibi farklı bir dosya şekline dönüşüm sırasında yapılan değişiklikler RAW dosyasının içeriğinde herhangi bir değişikliğe neden olmazlar. Yapılan işlemler, yapılmış gibi gösterilir ve çoğu RAW dönüştürücüsü tarafından RAW dosyası dışında bir yerde saklanırlar. Buradan da açıkça anlaşılabileceği gibi, aynı RAW dosyasından çok sayıda farklı sonuç elde etmek mümkün olduğu gibi, istendiğinde de yapılan değişikliklerin tümü veya birkaçı geri alınabilir.

RAW çekmenin bir başka avantajı da, gün geçtikçe gelişen RAW dönüştürücüleri sayesinde, ileride aynı RAW dosyamızdan bugün alabildiğimizden daha tatminkar sonuçlar alabilme ihtimalinin hep var olmasıdır. JPEG olarak çekilmiş fotoğraflarınız arasında, RAW çekmediğinize pişman olacağınız pozlar mutlaka olacaktır.

RAW dönüştürücü uygulama programlarından bazıları:



Adobe Lightroom
Apple Aperture
Bibble Pro
Capture One
LightZone
RAW Developer
SILKYPIX Developer Studio

Alıntı

İnternette bu konu ilgili arama yaptığınız zaman Trial version programlar indirebilirsiniz...
 
Üst