leventelpen
⭐Deneyimli Tasarımcı⭐
Kişisel karşıtlıklar temelinde, sanal ortamda sözümona örgütlenmeye soyunanlar, yine beni, ismimi vermeden kullanmaya kalkarak, grafikerleri kafa kola almaya çalışıyor.
Demişler ki:
--------------
7-Önceleri Meslek Birliğinin ateşli savunucuları olup bu birliğin garantörüyüm diyenler şimdi “bu eğitimsiz grafikerler ya işçi sendikasına girmeli ya da meslek esnaf odası kurmalı” demektedirler. Sendikayı ve Meslek Odasını şimdi savunur hale gelmiş olan bu kişiler, eskiden fikir ve sanat eseri sahipliği temeline göre Meslek Birliği kurmak için gürültü çıkartırken, bu gün ; “Grafikerler sanatçı değil, veya aralarında çok az sanatçı var, onlarla fikir ve sanat eseri sahipliği temeline göre Meslek Birliği kurulmaz. Ayrıca yasalar da engel çıkartmaktadır, Güzel Sanatlar Meslek Birliği vardır, ayrıca bir Grafikerler Meslek Birliği kurulması zordur. Dolayısı ile hem sosyal olarak hem de yasal olarak Grafiker Meslek Birliği kurulamaz” demektedirler. Dün meslek birliğinin isim babası ve fikir babası olduğunu söyleyenler bu gün böyle bir dönüş yapmışlardır. Bu ifadeler çeşitli internet sitelerinde kendi beyanları olarak mevcuttur . Ayrıca bu kişiler; “DERNEK örgütlenmesini ise hiç ağzınıza almayın, hiçbir işe yaramaz” diyerek grafikerleri çözümsüzlüğe itmektedir.
--------------
Bu başlık altında, "Grafikerler Meslek Birliği neden kurulamaz" başlığıyla açtığım konu altında da yazdığım gibi, bu beylerin ısrarla anlamamazlıktan geldikleri bir nokta var. Bu, yüzde beşlik tram gibi çok ince bir nokta olduğundan, bu beylerin anlaması için, yüksek numaralı gözlük kullanmaları gerekmektedir.
"Meslek birliğinin garantörüyüm" sözü, her ne kadar kızgınlıkla sarf edilmiş bir söz ise de, içinde önemli bir gerçeği barındırmaktadır. Sadece grafikerler ile bir güzel sanatlar meslek birliği, kurulamamaktadır. Çünkü yasalar buna izin vermemektedir. Yasalar izin vermediği halde, sadece grafikerlerin üye olduğu meslek birliği kurulması halinde, bu birliğin kapatılma ihtimali son derece yüksek olduğundan, kapatmaya karşı, Danıştay ve daha sonra da belki Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (bireysel olarak) yolu gözükmektedir. Bu mücadeleyi yapmayı, göze alabilen insan -ki ben almıştım- böyle bir meslek birliğinin GARANTÖRÜ olmayı da hak eder.
Fakat böyle bir mücadele perspektifini havsalası almayanlar, bunu yukarıda alıntılandığı şekliyle anlayıp, tersinden kamuoyuna sunmayı marifet sayıyorlar. Halbuki, kendilerinin yapmadığı, yapamayacağı gerçek mücadele, böyle olmalıdır. Sanal ortamda, klavye başında, ona buna kin ve nefret kusarak sözümona dayanışma örgütü kurmaya kalkılınca, asıl olarak kendi kapasitelerini de göstermiş oluyorlar.
O zamanlar sırtımızı sıvazlayanlar, şimdi bu mücadele perspektifini, "gürültü çıkarmak" olarak takdim ediyorlar. O zamanlar, ha babam de babam ille de kendi istedikleri şekilde ucu bucağı belirsiz, sendikanın da, odanın da, derneğin de işini yapacak kadar yasalar-ötesi ve yasalar-aşırı bir meslek birliği kurulmasını savunanlar, şimdi, "Yok, sadece grafikerlerle meslek birliği olmuyormuş" noktasına, yani benim çok daha önce dediğim noktaya nihayet gelmiş bulunmaktadırlar. Ancak, bunu kamuoyu önünde itiraf etme erdeminden yoksun olduklarından, böyle, kabahati asıl mücadelecilerin üstüne yıkıp çamur atma sevdasına düşüyorlar.
"Meslek birliğinin isim babası ve fikir babası olduğum" iddiası ise zaten koca bir YALAN. Böyle saçma sapan bir iddiayı hiç bir yerde dillendirmedim bile. Yalnız, bu beyler meslek birliği denen kavramdan sayemde haberdar olduklarından, beni Kristof Kolomb, kendilerini de Amerigo Vespucci zannediyorlar. Bu ülkede 1983 yılından beri meslek birlikleri var ve 1983'de kurulan GESAM, bugün hâlâ faaliyette.
Bakınız, GESAM, güzel sanat eseri sahiplerinin telif haklarının takibini yapmakta. Bu meslek birliğinin üyesinin birliğe kayıtlı herhangi bir eseri izinsiz kullanıldığı zaman, GESAM, harekete geçerek üyenin haklarını hukuk yoluyla koruyor, izinsiz kullanımı takip ediyor. İzinsiz kullanımdan doğan zararı, tahsil ediyor.
Elbette meslek birliğinin, fiyat ve ücret tarifesi yayınlama yetkisi var ve ne telif hakları takibi, ne de fiyat ve ücret tarifesi yayınlamak, derneklerin yetkisinde değildir.
Çünkü dernekler, İçişleri Bakanlığı'na bağlıdır. Kültürel faaliyetler, İçişleri Bakanlığı'nın yetki alanında değildir. Kültürel faaliyetler, Kültür Bakanlığı'nın yetkisindedir ve fikir ve sanat eseri sahipleri meslek birlikleri de Kültür Bakanlığı'na bağlıdır.
Bu yüzden, dernek, grafikerlerin veya grafik tasarımcıların asıl kazanç kapısı olan telif hakları takibi yapamayacağından, dernekleşme, bizler için bir çözüm olamayacaktır. Bunu, bugün söylemiyorum. Bu forumda da bir kaç kez açıkça belirttim. Ancak derneklerin hiç mi faydası olmayacaktır, elbette olacaktır. Her türlü sosyal platform, grafik tasarımcının haklarını alması için bir basamaktır. Ancak bunlardan biri, hele tek başına dernek, bu hakların alınmasını sağlamayacaktır. Aynı şekilde grafikerlerin topluca üye olacakları sendika veya bu işi serbest olarak yapanların kuracakları bir esnaf odası da tek başına birer çözüm değildir. Nihaî çözüm, bunların hepsinin, TOPLU BİRLİĞİDİR.
Demişler ki:
--------------
7-Önceleri Meslek Birliğinin ateşli savunucuları olup bu birliğin garantörüyüm diyenler şimdi “bu eğitimsiz grafikerler ya işçi sendikasına girmeli ya da meslek esnaf odası kurmalı” demektedirler. Sendikayı ve Meslek Odasını şimdi savunur hale gelmiş olan bu kişiler, eskiden fikir ve sanat eseri sahipliği temeline göre Meslek Birliği kurmak için gürültü çıkartırken, bu gün ; “Grafikerler sanatçı değil, veya aralarında çok az sanatçı var, onlarla fikir ve sanat eseri sahipliği temeline göre Meslek Birliği kurulmaz. Ayrıca yasalar da engel çıkartmaktadır, Güzel Sanatlar Meslek Birliği vardır, ayrıca bir Grafikerler Meslek Birliği kurulması zordur. Dolayısı ile hem sosyal olarak hem de yasal olarak Grafiker Meslek Birliği kurulamaz” demektedirler. Dün meslek birliğinin isim babası ve fikir babası olduğunu söyleyenler bu gün böyle bir dönüş yapmışlardır. Bu ifadeler çeşitli internet sitelerinde kendi beyanları olarak mevcuttur . Ayrıca bu kişiler; “DERNEK örgütlenmesini ise hiç ağzınıza almayın, hiçbir işe yaramaz” diyerek grafikerleri çözümsüzlüğe itmektedir.
--------------
Bu başlık altında, "Grafikerler Meslek Birliği neden kurulamaz" başlığıyla açtığım konu altında da yazdığım gibi, bu beylerin ısrarla anlamamazlıktan geldikleri bir nokta var. Bu, yüzde beşlik tram gibi çok ince bir nokta olduğundan, bu beylerin anlaması için, yüksek numaralı gözlük kullanmaları gerekmektedir.
"Meslek birliğinin garantörüyüm" sözü, her ne kadar kızgınlıkla sarf edilmiş bir söz ise de, içinde önemli bir gerçeği barındırmaktadır. Sadece grafikerler ile bir güzel sanatlar meslek birliği, kurulamamaktadır. Çünkü yasalar buna izin vermemektedir. Yasalar izin vermediği halde, sadece grafikerlerin üye olduğu meslek birliği kurulması halinde, bu birliğin kapatılma ihtimali son derece yüksek olduğundan, kapatmaya karşı, Danıştay ve daha sonra da belki Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (bireysel olarak) yolu gözükmektedir. Bu mücadeleyi yapmayı, göze alabilen insan -ki ben almıştım- böyle bir meslek birliğinin GARANTÖRÜ olmayı da hak eder.
Fakat böyle bir mücadele perspektifini havsalası almayanlar, bunu yukarıda alıntılandığı şekliyle anlayıp, tersinden kamuoyuna sunmayı marifet sayıyorlar. Halbuki, kendilerinin yapmadığı, yapamayacağı gerçek mücadele, böyle olmalıdır. Sanal ortamda, klavye başında, ona buna kin ve nefret kusarak sözümona dayanışma örgütü kurmaya kalkılınca, asıl olarak kendi kapasitelerini de göstermiş oluyorlar.
O zamanlar sırtımızı sıvazlayanlar, şimdi bu mücadele perspektifini, "gürültü çıkarmak" olarak takdim ediyorlar. O zamanlar, ha babam de babam ille de kendi istedikleri şekilde ucu bucağı belirsiz, sendikanın da, odanın da, derneğin de işini yapacak kadar yasalar-ötesi ve yasalar-aşırı bir meslek birliği kurulmasını savunanlar, şimdi, "Yok, sadece grafikerlerle meslek birliği olmuyormuş" noktasına, yani benim çok daha önce dediğim noktaya nihayet gelmiş bulunmaktadırlar. Ancak, bunu kamuoyu önünde itiraf etme erdeminden yoksun olduklarından, böyle, kabahati asıl mücadelecilerin üstüne yıkıp çamur atma sevdasına düşüyorlar.
"Meslek birliğinin isim babası ve fikir babası olduğum" iddiası ise zaten koca bir YALAN. Böyle saçma sapan bir iddiayı hiç bir yerde dillendirmedim bile. Yalnız, bu beyler meslek birliği denen kavramdan sayemde haberdar olduklarından, beni Kristof Kolomb, kendilerini de Amerigo Vespucci zannediyorlar. Bu ülkede 1983 yılından beri meslek birlikleri var ve 1983'de kurulan GESAM, bugün hâlâ faaliyette.
Bakınız, GESAM, güzel sanat eseri sahiplerinin telif haklarının takibini yapmakta. Bu meslek birliğinin üyesinin birliğe kayıtlı herhangi bir eseri izinsiz kullanıldığı zaman, GESAM, harekete geçerek üyenin haklarını hukuk yoluyla koruyor, izinsiz kullanımı takip ediyor. İzinsiz kullanımdan doğan zararı, tahsil ediyor.
Elbette meslek birliğinin, fiyat ve ücret tarifesi yayınlama yetkisi var ve ne telif hakları takibi, ne de fiyat ve ücret tarifesi yayınlamak, derneklerin yetkisinde değildir.
Çünkü dernekler, İçişleri Bakanlığı'na bağlıdır. Kültürel faaliyetler, İçişleri Bakanlığı'nın yetki alanında değildir. Kültürel faaliyetler, Kültür Bakanlığı'nın yetkisindedir ve fikir ve sanat eseri sahipleri meslek birlikleri de Kültür Bakanlığı'na bağlıdır.
Bu yüzden, dernek, grafikerlerin veya grafik tasarımcıların asıl kazanç kapısı olan telif hakları takibi yapamayacağından, dernekleşme, bizler için bir çözüm olamayacaktır. Bunu, bugün söylemiyorum. Bu forumda da bir kaç kez açıkça belirttim. Ancak derneklerin hiç mi faydası olmayacaktır, elbette olacaktır. Her türlü sosyal platform, grafik tasarımcının haklarını alması için bir basamaktır. Ancak bunlardan biri, hele tek başına dernek, bu hakların alınmasını sağlamayacaktır. Aynı şekilde grafikerlerin topluca üye olacakları sendika veya bu işi serbest olarak yapanların kuracakları bir esnaf odası da tek başına birer çözüm değildir. Nihaî çözüm, bunların hepsinin, TOPLU BİRLİĞİDİR.