med_cezir
⭐Deneyimli Tasarımcı⭐
- Katılım
- 23 Haz 2008
- Mesajlar
- 110
- Tepkime puanı
- 8
Genç kız birkaç aydan beri esrarlı mektuplar alıyor.Daktiloyla yazılmış,imzasız mektuplar...Bu mektuplarda Onun günlük hayatı en mahrem ve ve tamamiyle şahsi çizgilerine kadar anlatılıyor ve sonuna bir kaç kelimelik öğüt cümlesi eklenerek imza yerine bu (V) harfi konduruluyor.
İlk mektup şöyle başladı:
“Küçük hanım;çalıştığınız dairenin müdürü sizden ümidi kesince,iş bahanesiyle sizi paylamak adiliğine düştü ve daktilograf olarak bi işe yaramadığınızı yüzünüze söylemeye kadar vardı.
Siz de Ona şu cevabı verdiniz:
-Tarafınızdan beğenilmemi sağlayacak şartlardan daima uzak kalacağım!...
Dikkat ediniz; bu adam tehlikelidir ve asil tavırlardan anlayacak biri de değildir.”
Ve bu satırların altına bir (V) harfi.
Bu mektubu yazan kim olabilirdi?Herhalde müdürün kendisi.Bu iş vesilesiyle müdürün odasına girince,orada gözleri yere doğru şöyle dedi:
-Mektubunuzu aldım!
-Ne mektubu?
-(V) imzasıyla yazdığınız mektubu...
-Çıldırdınız mı siz?
-Buyrun!...
Ve çantasından mektubu çıkartıp uzattı.Müdür mektubu bir hamlede içip başını kaldırdı:
-Bunu ben yazmadım!
Müdürün doğru söylediği çok geçmeden ortaya çıktı.Mektuplar üst üste geliyor ve genç kızın en hurda işlerine kadar nelerden haber vermiyordu ki:
“Küçük hanım!Size tek başınıza sinema sinema sürtmemenizi ihtar eden annenizin kalbini kırdınız ve kadıncağızı saatlerce ağlatıp yine sokağa vurdunuz!Unutmayın cennet annelerin ayakları altındadır.Yine (V)...
Bu iş artık genç kızı dehşetten dehşete çekmeye başlamıştı.Annesi okur-yazar değildi,genç kızın yatak odasındaki daktilo makinesinin tozunu almaktan başka birşey bilmezdi.Mektupları yazmış olamazdı.Öyleyse?...Bu basit vakayı annesiyle kendinden başka bilen olmadığına göre!...Yoksa semavi bir ihtar karşısında mıydı?
Mektuplar sıklaşmaya ve hergüne binmeye başladı.”Allah versin” diye terslediği dilenciden,krediyle alıp borcunu ödemediği kürke,bütün gün kaynattığı
dedikodulardan,yakışıklı bir delikanlının daveti üzerine son dakikada vazgeçtiği ve geriye döndüğü randevuya kadar neler neler!...
Artık çıldıracak hale geldi.Bu sırrı çözmek için hoca hoca gezmeye koyuldu.Ona ermişliği söylenen münzevi bir dinadamını salık verdiler.Ermişliği söylenen ihtiyar gık demeden genç kızı dinledi,genç kız gösterdiği mektupları ihtiyara okuttu.
-Kızım gaibi Allah’tan başkası bilemez ve bu sırrı kimse çözemez.Ama bana öyle geliyor ki sen müthiş bir günah korkusu çekiyorsun!...İşte bu halin sana o mektupları yazdırıyor?
-Kime yazdırıyor?
-Orasını bilemem!Adeta vicdanın senin içinden çıkıp mektupları yazan kalemin içine giriyor!
Korkunç!...Ermişliği söylenen din adamının yanından adeta koşarak kaçtı ve son mektubu aldı: “Küçük hanım,ermişliği söylenen din adamı sana gerçeği bildirdi.Mektupları yazdıran vicdanındır.Zaten altındaki (V) harfi de bunun ispatı değil mi?...Vicdanını ara!İmza(V)...
Sır çözüldü...Genç kızın apartman kapısı çalındı.Kapıda sırıtkan posta müvezzii:
-Yine hergün kü mektuplarınızdan biri...
-Bunları hep sizin postahanenize mi veriyorlar?
-Hatta apartmanınızın kapısındaki posta kutusuna atıyorlar.
-Demek ki mektuplar bu sokakta oturan birisi tarafından....
Annesi aynı günün gecesi,romatizma ağrıları tutup uyuyamayınca,duyduğu bir tıkırtı üzerine koridora usulca çıktı.Kızı,sırtında beyaz bir sabahlık,heykel gibi dimdik ,giriş kapısına doğru ilerlemekte...Kızını arkasından görüyor...Sağ eli sarkıtılmış ve elinde bir zarf...
Kızını ürkütmemek için olduğu yere mıhlandı.Annesi artık Onun bir uyur-gezer olduğunu biliyordu. "Alıntıdır."
Bence çok güzel bir hikaye,okumanızı tavsiye ederim arkadaşlar,çok değil taş çatlasın en fazla 10 dk.nızı alır.İlginç bir yazı gerçekten.
İlk mektup şöyle başladı:
“Küçük hanım;çalıştığınız dairenin müdürü sizden ümidi kesince,iş bahanesiyle sizi paylamak adiliğine düştü ve daktilograf olarak bi işe yaramadığınızı yüzünüze söylemeye kadar vardı.
Siz de Ona şu cevabı verdiniz:
-Tarafınızdan beğenilmemi sağlayacak şartlardan daima uzak kalacağım!...
Dikkat ediniz; bu adam tehlikelidir ve asil tavırlardan anlayacak biri de değildir.”
Ve bu satırların altına bir (V) harfi.
Bu mektubu yazan kim olabilirdi?Herhalde müdürün kendisi.Bu iş vesilesiyle müdürün odasına girince,orada gözleri yere doğru şöyle dedi:
-Mektubunuzu aldım!
-Ne mektubu?
-(V) imzasıyla yazdığınız mektubu...
-Çıldırdınız mı siz?
-Buyrun!...
Ve çantasından mektubu çıkartıp uzattı.Müdür mektubu bir hamlede içip başını kaldırdı:
-Bunu ben yazmadım!
Müdürün doğru söylediği çok geçmeden ortaya çıktı.Mektuplar üst üste geliyor ve genç kızın en hurda işlerine kadar nelerden haber vermiyordu ki:
“Küçük hanım!Size tek başınıza sinema sinema sürtmemenizi ihtar eden annenizin kalbini kırdınız ve kadıncağızı saatlerce ağlatıp yine sokağa vurdunuz!Unutmayın cennet annelerin ayakları altındadır.Yine (V)...
Bu iş artık genç kızı dehşetten dehşete çekmeye başlamıştı.Annesi okur-yazar değildi,genç kızın yatak odasındaki daktilo makinesinin tozunu almaktan başka birşey bilmezdi.Mektupları yazmış olamazdı.Öyleyse?...Bu basit vakayı annesiyle kendinden başka bilen olmadığına göre!...Yoksa semavi bir ihtar karşısında mıydı?
Mektuplar sıklaşmaya ve hergüne binmeye başladı.”Allah versin” diye terslediği dilenciden,krediyle alıp borcunu ödemediği kürke,bütün gün kaynattığı
dedikodulardan,yakışıklı bir delikanlının daveti üzerine son dakikada vazgeçtiği ve geriye döndüğü randevuya kadar neler neler!...
Artık çıldıracak hale geldi.Bu sırrı çözmek için hoca hoca gezmeye koyuldu.Ona ermişliği söylenen münzevi bir dinadamını salık verdiler.Ermişliği söylenen ihtiyar gık demeden genç kızı dinledi,genç kız gösterdiği mektupları ihtiyara okuttu.
-Kızım gaibi Allah’tan başkası bilemez ve bu sırrı kimse çözemez.Ama bana öyle geliyor ki sen müthiş bir günah korkusu çekiyorsun!...İşte bu halin sana o mektupları yazdırıyor?
-Kime yazdırıyor?
-Orasını bilemem!Adeta vicdanın senin içinden çıkıp mektupları yazan kalemin içine giriyor!
Korkunç!...Ermişliği söylenen din adamının yanından adeta koşarak kaçtı ve son mektubu aldı: “Küçük hanım,ermişliği söylenen din adamı sana gerçeği bildirdi.Mektupları yazdıran vicdanındır.Zaten altındaki (V) harfi de bunun ispatı değil mi?...Vicdanını ara!İmza(V)...
Sır çözüldü...Genç kızın apartman kapısı çalındı.Kapıda sırıtkan posta müvezzii:
-Yine hergün kü mektuplarınızdan biri...
-Bunları hep sizin postahanenize mi veriyorlar?
-Hatta apartmanınızın kapısındaki posta kutusuna atıyorlar.
-Demek ki mektuplar bu sokakta oturan birisi tarafından....
Annesi aynı günün gecesi,romatizma ağrıları tutup uyuyamayınca,duyduğu bir tıkırtı üzerine koridora usulca çıktı.Kızı,sırtında beyaz bir sabahlık,heykel gibi dimdik ,giriş kapısına doğru ilerlemekte...Kızını arkasından görüyor...Sağ eli sarkıtılmış ve elinde bir zarf...
Kızını ürkütmemek için olduğu yere mıhlandı.Annesi artık Onun bir uyur-gezer olduğunu biliyordu. "Alıntıdır."
Bence çok güzel bir hikaye,okumanızı tavsiye ederim arkadaşlar,çok değil taş çatlasın en fazla 10 dk.nızı alır.İlginç bir yazı gerçekten.