a.g.s.l
👑Efsanevi Grafiker👑
- Katılım
- 1 Eki 2008
- Mesajlar
- 2,444
- Tepkime puanı
- 134
Tarih 12 Mart 1921...
İstiklal Marşı şiiri kabul edildikten hemen sonra, kürsüden bir kez daha okunuyor ve bütün milletvekilleri bu kez ayakta dinliyor. Meclis yetkilileri birkaç gün sonra Mehmet Akif Bey’ e 500 liralık para ödülünü vermeye geliyorlar. Almayı reddediyor.
“Ben müsabakaya girmedim. Bu para benim hakkım değildir ve bana ait değildir” diyor.
Meclis yetkilileri ısrar ediyor. “Bu parayı kasamızda tutamayız. Siz alın, isterseniz bir yere bağışlayın” diyorlar. Mehmet Akif Bey bunun üzerine parayı alıyor ve hastanede yatmakta olan gazilerimize bağışlıyor.
Rahmetli Ayhan Songar hocanın bir yazısında naklettiği anekdot, İstiklâl abidesinin yazılış amacını bütün samimiyeti ortaya ile koymaktadır. Akif, son günlerinde, hasta yatağında yatarken kendisine İstiklâl Marşı için "Acaba yeniden yazılsa daha iyi olmaz mı?" diye bir sual sorulmuş. Akif’in cevabı, bu marşın neyin destanı, neyin mahsulü olduğunu anlatacak bir vecizedir:
" Allah, bir daha bu millete bir İstiklâl Marşı yazdırmasın."
_______________________________
_________________
İSTİKLâL MARŞI
Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;
O benimdir, o benim milletimindir ancak.
Çatma, kurban olayım, çehreni ey nazlı hilâl!
Kahraman ırkıma bir gül! Ne bu şiddet, bu celâl?
Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helâl
Hakkıdır, Hakk'a tapan, milletimin istiklâl!
Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım.
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!
Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım.
Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.
Garbın âfâkını sarmışsa çelik zırhlı duvar,
Benim îman dolu göğsüm gibi serhaddim var.
Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar,
"Medeniyyet!" dediğin tek dişi kalmış canavar?
Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma, sakın.
Siper et gövdeni, dursun bu hayâsızca akın.
Doğacaktır sana va'dettiği günler Hakkı'ın
Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın.
Bastığın yerleri "toprak!" diyerek geçme, tanı:
Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı.
Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır, atanı:
Verme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı.
Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki fedâ?
Şühedâ fışkıracak toprağı sıksan, şühedâ!
Cânı, cânânı, bütün varımı alsın da Hüdâ,
Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüdâ.
Ruhumun senden, İlâhi, şudur ancak emeli:
Değmesin mabedimin göğsüne nâmahrem eli.
Bu ezanlar - ki şahâdetleri dinin temeli -
Ebedî yurdumun üstünde benim inlemeli.
O zaman vecd ile bin secde eder - varsa - taşım,
Her cerîhamdan, İlâhi, boşanıp kanlı yaşım,
Fışkırır ruh-i mücerred gibi yerden na'şım;
O zaman yükselerek arşa değer belki başım.
Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilâl!
Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helâl.
Ebediyyen sana yok, ırkıma yok izmihlâl:
Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet;
Hakkıdır, Hakk'a tapan, milletimin istiklâl!
........
(Mehmet Akif ERSOY)
Bayrağımız’ın ve Kahraman Türk Milleti’nin simgesi olacak milli bir marş...
Elleri üşüyordu. O günlerde büyük bir maddi sıkıntı içindeydi.
(Ama yüreği sımsıcaktı.)
"Değerli şairimizi saygıyla anıyorum..."
_____________
Saygılar Arkadaşlar::..
İstiklal Marşı şiiri kabul edildikten hemen sonra, kürsüden bir kez daha okunuyor ve bütün milletvekilleri bu kez ayakta dinliyor. Meclis yetkilileri birkaç gün sonra Mehmet Akif Bey’ e 500 liralık para ödülünü vermeye geliyorlar. Almayı reddediyor.
“Ben müsabakaya girmedim. Bu para benim hakkım değildir ve bana ait değildir” diyor.
Meclis yetkilileri ısrar ediyor. “Bu parayı kasamızda tutamayız. Siz alın, isterseniz bir yere bağışlayın” diyorlar. Mehmet Akif Bey bunun üzerine parayı alıyor ve hastanede yatmakta olan gazilerimize bağışlıyor.
Rahmetli Ayhan Songar hocanın bir yazısında naklettiği anekdot, İstiklâl abidesinin yazılış amacını bütün samimiyeti ortaya ile koymaktadır. Akif, son günlerinde, hasta yatağında yatarken kendisine İstiklâl Marşı için "Acaba yeniden yazılsa daha iyi olmaz mı?" diye bir sual sorulmuş. Akif’in cevabı, bu marşın neyin destanı, neyin mahsulü olduğunu anlatacak bir vecizedir:
" Allah, bir daha bu millete bir İstiklâl Marşı yazdırmasın."
_______________________________
_________________
İSTİKLâL MARŞI
Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;
O benimdir, o benim milletimindir ancak.
Çatma, kurban olayım, çehreni ey nazlı hilâl!
Kahraman ırkıma bir gül! Ne bu şiddet, bu celâl?
Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helâl
Hakkıdır, Hakk'a tapan, milletimin istiklâl!
Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım.
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!
Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım.
Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.
Garbın âfâkını sarmışsa çelik zırhlı duvar,
Benim îman dolu göğsüm gibi serhaddim var.
Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar,
"Medeniyyet!" dediğin tek dişi kalmış canavar?
Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma, sakın.
Siper et gövdeni, dursun bu hayâsızca akın.
Doğacaktır sana va'dettiği günler Hakkı'ın
Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın.
Bastığın yerleri "toprak!" diyerek geçme, tanı:
Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı.
Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır, atanı:
Verme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı.
Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki fedâ?
Şühedâ fışkıracak toprağı sıksan, şühedâ!
Cânı, cânânı, bütün varımı alsın da Hüdâ,
Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüdâ.
Ruhumun senden, İlâhi, şudur ancak emeli:
Değmesin mabedimin göğsüne nâmahrem eli.
Bu ezanlar - ki şahâdetleri dinin temeli -
Ebedî yurdumun üstünde benim inlemeli.
O zaman vecd ile bin secde eder - varsa - taşım,
Her cerîhamdan, İlâhi, boşanıp kanlı yaşım,
Fışkırır ruh-i mücerred gibi yerden na'şım;
O zaman yükselerek arşa değer belki başım.
Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilâl!
Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helâl.
Ebediyyen sana yok, ırkıma yok izmihlâl:
Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet;
Hakkıdır, Hakk'a tapan, milletimin istiklâl!
........
(Mehmet Akif ERSOY)
Bayrağımız’ın ve Kahraman Türk Milleti’nin simgesi olacak milli bir marş...
Elleri üşüyordu. O günlerde büyük bir maddi sıkıntı içindeydi.
(Ama yüreği sımsıcaktı.)
"Değerli şairimizi saygıyla anıyorum..."
_____________
Saygılar Arkadaşlar::..
Son düzenleme: