Neler yeni

Yeni mesajlar Yeni konular En çok mesaj En çok tepki En çok görüntülenen

graphic00

🌟Usta Tasarımcı🌟
Katılım
2 May 2007
Mesajlar
320
Tepkime puanı
7
Mastar ve Sıfatların Birlikte Kullanımı

Bu başlık üç madde olarak anlatılacaktır. Madde ayırımı sıfatların değişik kullanımı ile ilgilidir. Her bir maddede kullanılan sıfatlar ayrı ayrı verilecektir. Daha sonra örnekleri ve Türkçe anlamları verilecektir.

1.

Careless: Dikkatsiz, ihmalci

Considerate: Düşünceli, Saygılı

Inconsiderate: Düşüncesiz, Saygısız

Foolish: Akılsız, ahmak, saçma, Aptal, Budalaca

Generous: Cömert,

Kind: Nazik

Unkind: Nazik değil, Kaba

Polite: Nazik

Unpolite: Nazik değil, Kaba

Right: Doğru, Haklı

Wrong: Yanlış, Haksız

Rude: Kaba


Normalde birine “naziksiniz” dendiğinde “You are kind” söylenecek diye düşünülür. Ama Inglizce’de bu yapı kullnılmaz. Bunun yerine “İt is kind of you” denir. Ders çalışırken bu kalıpları yazmak ve diğer sıfatlarla yeri değiştirilerek tekrar tekrar yazmak daha verimli olacaktır. Eğer bu sıfatlardan sonra çekilmemiş bir fiil gelirse bu mastar olmak zorundadır. Bu konudan alınması gereken mesaj “sıfatlardan sonra mastar kullanıldığı ve bu kalıpların çeveiri mantığının iyi kavranması gerektiğidir.

It is kind of you. (Naziksiniz.)

It is impolite of him. (O nazik değildir.)

It is very kind of you to help me. (Bana yardım ettiğiniz için çok naziksiniz.)

It was very considerate of him to carry our luggages. (Valizlerimizi taşıdığı için çok düşünceliydi.)

Bakıldığı gibi bu kullanımda belirtilen sıfatlardan sonra mastar kulanılmaktadır. Örnek olarak cümlelerin zamanı değişik olabilir.
 

graphic00

🌟Usta Tasarımcı🌟
Katılım
2 May 2007
Mesajlar
320
Tepkime puanı
7
Mastar ve Sıfatların Birlikte Kullanımı

2.

Bu maddede kullanılan sıfatlar ise şunlardır:

Afraid: Korkmuş

Anxious: İstekli (can atacak şekilde)

Ashamed: utanmış

Careful: Dikkatli

Curious: Meraklı

Determined: Kararlı

Eager: İstekli

Glad: Memnun

Quick: Hızlı

Reluctant: İsteksiz (İrreluctant: istekli)

Willing: İstekli (Unwilling: isteksiz.)

Ept: ...e eğilimli

Likely: Muhtamel

Unlikely: Muhtemel olmayan

Bound- Sure- Certain: Kesin

Liable: ...e eğilimli

He is bound to succeed in the exam this time. (Onun sınavı zamanında başaracağı kesindir. Veya O kesinlikle zamanında sınavı başaracak.)

Terkey is bound to sign the agreement. (Türkiye’nin antlaşmayı imzalaması kesindir.)

He is reluctant to lend us money (O bize ödünç para vermeye isteksizdir.)

We are all quite willing to make sacrificies our family. (Hepimiz ailemiz için fedakarlık yapmaya oldukça istekliyiz.)

Sacrificy: Kurban, Fedakarlık

Man is always liable to make error. (insanoğlu daima hata yapmaya eğilimlidir.)

To err: hata yapmak

Error: hata

Unerring: isabet

My students are willing to learn English. (Öğrencilerim Inglizce öğrenmeye isteklidirler.)

He is unlikely to accept your offer. (Onun teklifinizi kabul etmesi olası değildir veya O muhtemelen teklifinizi kabul etmeyecektir.)

Önemli: Konuyu işlerken sınırlı sayıda örnekler veriliyor. Bu nedenle bütün sıfatları içerecek örnek verilemiyor. Verilen cümlelerde veya yeni cümleler kurarak listede olan bütün sıfatları kullanmak daha kalıcı bir öğrenme sağlayacaktır. Ayrıca yazılan her cümlenin sorusunu, olumsuzunu yazarak çalışmak gerekir. Yine yazılan her cümleyi telafuz etmek, yapısını bozmadan Türkçe’ye uygun bir şekilde çevirerek çalışmak verimliliği arttıracaktır.
 

graphic00

🌟Usta Tasarımcı🌟
Katılım
2 May 2007
Mesajlar
320
Tepkime puanı
7
Mastar ve Sıfatların Birlikte Kullanımı

3.

İkinci maddede özne kişi veya zamirdi. Bu maddede ise mastar, özne durumuna geçer. Örneğin; “İnglizce öğrenmek kolaydır” ifadesinin İnglizcesi normalde“To learn English is easy.” şeklinde olmalıdır. Ama gramatikal olarak bu maddede olduğu gibi eğer mastar özne durumunda ise cümlenin sonunda yazılır ve özne olarak “It” yazılır. Bu maddeye giren sıfatlar tamamen anlatılan mantık ile kullanılırlar.Bu kullanımdaki “It” bilinen anlamdaki gibi değildir.

Üstteki ifadeyi bu açıklamalar doğrultusunda yazarsak; “it is easy to learn English. (İnglizce öğrenmek kolaydır.) şeklinde olur. Bu maddede kullanılan sıfatlar şunlardır:

Asuming: Eğlenceli

Dificult: zor, güç

Exciting: heyecanlı

Interesting: İlginç, Enteresan

Boring: Sıkıcı

Easy: Kolay

Hard: Sıkı

Impossible: imkansız

Possible: mümkün

Important: önemli

Essential: Temel, esas

Necessary: Gerkli

Imperative: Gerekli, Zaruri

Urgent: Acil

Advisable: Tavsiye edilebilir


It is impossible to overcome this issue. (Bu sorunun üstesinden gelmek imkansızdır.)

It was very difficult to convince him. (Onu inandırmak çok güçtür.)

Convince: İnandırmak

It is rather difficult to get aloung with her. (Onunla geçinmek oldukça güçtür.)

To get along with: ...ile geçinmek, anlaşmak

It is hard to cope with these problems. (Bu problemlerin üstesinden gelmek zordur.)

Cope with: Üstesinden gelmek, mücadele etmek. KPDS için çok önemli bir kelimedir. 3-4 defa sorulmuş. Edatı veya fiili yine sorulabilir. İyi öğrenmek gerekir.

Üstteki cümleler “...öğrenmek kolaydır, ...inandırmak güçtür, ...üstesinden gelmek zordur “ gib genel bir anlatımı ifade ederler. Daha önce de açıklandığı gibi ister çekilmiş, ister çekilmemiş bir fiil olsun öncesine özne sonrasına nesne geliyordu. Bu kullanımda da mastarı gerçekleştiren, yüklemin öznesinden ayrı bir özne ise,bunun mastardan önce yazılması gerekir. Ama bu da anlam karmaşasına sebep olmaktadır. Bu karmaşayı önlemek için mastarın öznesinden önce “for” edatı yazılmaktadır. Burada sadece for edatı kullanılr, başka edat kullanılmaz. Örneğin;

It is hard for us to cope with these problems. (Bizim için bu problemin üstesinden gelmek zordur.)

It is impossible for you to persuade me. (Sizin için beni ikna etmek imkansızdır veya beni ikna etmeniz imkansızdır.)

İt was necessary for him to submit the report until the next day.(Onun ertesi güne kadar raporu sunması gerekir.)

To submit- To present: Sunmak

Represent: Yeniden sunmak

Presentation: Sunuş
 

graphic00

🌟Usta Tasarımcı🌟
Katılım
2 May 2007
Mesajlar
320
Tepkime puanı
7
Active – Passive

Etken – Edilgen anlamındadır. Bir cümlenin Active kullanımında yüklemi yapan bellidir ve buna özne denir. Yine burada nesne yükleme maruz kalıyor. Passive kullanımında ise özne yüklemden etkileniyor. Daha önceki derslerimizden öznenin cümlede çekilmiş fiilden önce geldiğini, bu pozisyonda kullanılan pronouns’ların da “Subject Ppronouns” olduklarını biliyoruz.Bir cümlede nesnenin de çekilmiş fiilden sonra geldiğini, bu pozisyonda kullanılan pronouns’ların da “Object Pronouns” olduklarını biliyoruz. Passive formları iyi bilmek için “Subject ve Object Pronouns” lara hakim olmak gerekir.

Active: I saw him. (Ben onu gördüm.)

Passive: He was seen by me. (O benim tarafımdan görüldü.)

Örnekten de görülebileceği gibi active bir cümlenin nesnesi pasif cümlenin öznesi konumuna geçiyor. Burada nesne durumları hakkında bazı bilgiler vermek gerekiyor. Bazı fiiller yüklem olduklarında nesne alırlar. Böyle fiillere “geçişli fiiller” denir. Nesne almayan fiillere de “geçişsiz fiiller” denir. Geçişsiz fiillerin olduğu cümlelerde yükleme maruz kalmayan bir nesne olmadığı için dolayısıyla böyle cümlelerin passive formu da yoktur.

Active Infinitive Passive Infinitive

To speak To be spoken

To write To be written

To give up To be given up

Active Infinitive’in Passive formu % 99 yukarıdaki gibidir. “Get ve Become” nin de kullanıldığı Passive form vardır. Bunu da daha sonra öğreneceğiz.

Inglizce’de bütün active zaman ve modalların passive formu vardır. Bunları tek tek öğrenmek yerine yapı olarak sistemlerinin nasıl çalıştığını ve en önemlilerini öğreneceğiz. Bunları iyi bir şekilde öğrendikten sonra diğerlerini de çok iyi çalışmak gerekir.

Active’i Passive’e çevirirken sadece yardımcı fiil üzerinde değişiklik yapılır. Temel fiil de V3 şeklinde yazılır. “to write to be written” gibi.

S. Present: He writes a letter. A letter is written by him.(Bir mektup onun tarafından yazılır)

S. Past: He wrote a letter. A letter was written by him. (...........yazıldı.)

S.Future: He will write a letter. A letter will be written by him.(................yazılacak.)

Page Ranking. Perfect: He have written a letter. A letter has been written by him.(............yazılmış.)

Past Perfect: He had written a letter. A letter had been written by him.(............yazılmıştı.)

Passive form oluşturulurken “be + V3” kullanılıyordu. Bunların en önemlileri yukarda verilen beş örnekteki zamanlar ile uygulamasıdır. Bunlara çok iyi hakim olunmalıdır. Diğerleri de öğrenilse iyi olur.

Present Cont.: He is writting a letter. A letter is beingn written by him.(..............yazılıyor.)

Past Cont: He was writting a letter. A letter was being written by him.(.............yazılıyordu.)

Future Cont.: He will be writting a letter. A letter will be beingn written by him.(.............yazılıyor olacak.)

Present Perfect Cont.: He has been waiting a letter. A letter has been beingn written by him.(........yazılmaktadır.)

Past Perfect Cont.: He had been waiting a letter. A letter had been beingn written by him.(........yazılmaktaydı.)

Future Perfect Cont.: He will have been waiting a letter. A letter will have been beingn written by him.(........yazılmakta olacak.)

Burada önemli olan bir cümledeki pasifliği görüp, onu yorumlayabilmektir.eğer “be” fiilinden sonra V3 varsa bu cümle pasif bir cümledir diyoruz. Başka bir değişle, “be” fiilinden sonraki temel fiil “ing” almamışsa bu cümle pasif bir cümledir diyoruz. Çünkü Inglizce’de “be” fiilinden sonra ya “ing”li bir fiil veya V3’lü bir fiil geli . bu iki kullanım birbirinin alternatifidir.

He is known by everyone in the area. (O bölgedeki herkes tarafından tanınır veya tanınıyor.)

He was found guilty by the jury. (O jui tarafından suçlu bulundu.)

Guilty: suçlu

Over the last months, this book has been sold very well. (Geçen aylarda bu kitap çok iyi satılmış.)

Önemli: “over”ın kullanımını hatırlayınız.

The robbers had been followed by the police. (Soyguncular polis tarafından takip edildi.)

He will be appointed as the new chairman. (Yeni bir başkan olarak atanacak.)

As: gibi, olarak,...çok değişik anlamları vardır. “gibi” anlamında edat olarak kullanılabilmesi için sonrasında bir edat olmalıdır.

İki Nesneli Cümlelerde Passive Form

Bu durumda nesnelerden biri “indirect object” diğeri “Direct object”tir. İki nesneli bir cümle, nesnelerden her biri özne yapılarak iki farklı şekilde Passive formu yazılabilir. Bu tür cümlelerde kullanılan fiiller şunlardır:

Bring: getirmek Promise: söz vermek

Give: vermek Refuse: red etmek

Leave: ayrılmak Send: öndermek

Lend: ödünç vermek Show: göstermek

Order: emretmek Tell: söylemek

Pay: demek

I gave him a book. (Ona bir kitap verdim.)

Üstteki cümlenin iki nesnesi vardır. İndirect object = him, Direct object = book’ tur. Bu durumda aynı anlamda olan iki farklı passive şekli vardır.

He was given a book by me. (O’na bir kitap benim tarafımdan verildi.)

A book was given to him by me. (Bir kitap ona benim tarafımdan verildi.)

Üstteki cümle için şuna dikkat çekmek gerekir: İki nesneli cümlelerde passive formu yazarken “yalın object” başa alındığında “indirect object”ten önce “to” yazılır.

Passive Infinitive veya Passive gerund şeklinde de Passive formlar vardır. Örneğin;

Active: I want to see. (Ben görmek istiyorum.) Passive: I want to be seen (Ben görülmek istiyorum.)

Önemli: Infinitive konusundan hatırlayınız.

He is afraid of being killed (O öldürülmekten korkar.)

Not: Her fiilin “Passive gerund” hali “being + V3” şeklindedir.

Önemli: Üstteki cümlede, neden Passive infinitive değilde Passive gerund kullanıldı diye bir soru akla gelebilir. Bu durumda “Gerund ve Infinitive”lerin kullanımı düşünülmelidir. Bir edattan sonra eğer çekilmemiş bir fiil varsa bu mutlaka gerund olacaktır diye gerund kullanımının birinci maddesini hatırlayınız. (Passive gerund’lar da gerund’lar gibi kullanılırlar.) Bu şekilde önce öğrendiğimiz kurallar bazen sonraki derslerimizde geçebiliyor. Bu yapılar geçtiğinde dikkat çekilmelidir.

They consider being employed. (Onlar istihdam edilmeyi düşünüyorlar.)

Önemli: “consider”ın sonrasında “gerund” istediğini hatırlayınız.

Employ: istihdam etmek, çalıştırmak.

 

graphic00

🌟Usta Tasarımcı🌟
Katılım
2 May 2007
Mesajlar
320
Tepkime puanı
7
Relative Pronouns

İlgi zamiri demektir. Inglizce’de cümle “özne, yüklem ve nesne” yapısı üzerine kurulur. Bu üçlü yapı temel yapıdır. Yerleri ve sıralaması değişmez. Özne ve yüklemden sonraki yapılar obsiyoneldirler. Olsa da, olmazsa da olur. Bir cümlede tüm hareketler yüklem etrafındadır. Özne yüklemi yapan, nesne yüklemden etkilenendir. Tümleçler ise yüklemin nerede, ne zaman, nasıl yapıldığını açıklayan öğelerdir. Yani bir cümlede temel öğe yüklemdir. Yüklem tek başına da bir cümle olabilir. Ama yüklemsiz bir cümle olamaz. Yükleme kim, neyi, nerede, ne zaman, nasıl gibi sorular sorarak cümlenin diğer öğelerini buluruz.

Bu açıklamalardan sonra yapı olarak bir cümle biçimini yazacak olursak;

Özne + Yüklem + Nesne +hal zarfı + yer zarfı + zaman zarfı şeklinde olur.

Özne, yüklem, Nesne: Yerleri ve sıralaması bu şekilde olup, sabittir.

Tümleç: Nesne’den sonraki yapılar tümleçtir. Doğru yazılımı yukarudaki şekildedir. Ama özellikle konuşma dilinde yer ve sıralamaları değişebilir.

Bir örnek üzerinde bu yapıları görelim.

Ben Inglizce’yi geçen yıl Ingiltere’de iyi bir biçimde öğrendim.

I learnt English well in England last year.

Dün onu okulda fark ettim. (I noticed him at the school yesterday.)

Ben pahalı bir araba satın aldım. (I bought an expensive car.)

Bu cümledeki “an expensive car” bir sıfat tamlamasıdır. Buradaki “a” artikeli “car” içindir. Bir isim önüne bir niteleme sıfatı geldiğinde-Inglizce’de sıfat daima ismin önüne yazılır- bu sıfat isim ile artikel arasına gelir. Burada ses uyumunu sağlamak için “a” artikeli “an” haline dönüşmüştür.

The people (insanlar) the rich people (zengin insanlar) gibi.

Önemli: Inglizce’de önünde “a” ve “the” artikeli olan kelimeler isimdirler.

Bir sıfat sözcüğü yarine aynı görevi gören bir cümlecik de gelebilir. Bu durumda bu cümleciğin ismi “sıfat cümleciği” olur. Cümleciklerin kurulma mantığı da cümle kurma mantığı gibi işler.

Şimdi sıfat yerine sıfat cümlecikleri kullanılan ve ilgi zamirleri ile birbirlerine bağlanan komplex cümleler görelim. İlgi zamirleri hem zamir hem de bağlaç gibi görevlidir.

1.) I received the report. (Raporu aldım.) You had sent the report. (Raporu göndermiştin)

2.) I found the book. (Kitabı buldum.) The book was important. (Kitap önemliydi.)

Bu cümleleri kendi aralarında birleştirecek olursak;

I received the report which you had sent. (Göndermiş olduğunuz kitabı aldım.)

Dikkat edilirse bu cümlede nesne konumunda olan “the report” kelimesi ilgi zamiri olan “which” ile yer değiştirdi. “which” aynı zamanda iki cümleyi birbirine bağlayarak bağlaç olarak işlev gördü. “which you had sent”cümleciği “Relative pronoun, Relative Clouse veya Adjective Clouse” olmak üzere üç şekilde adlandırılabilir.

Önemli: Nesne iken ilgi zamiri ile kısaltılanlar Türkçe’ye “...dığı” olarak çevrilir. Başka bir değişle ilgi zamirinden sonra “özne” varsa Türkçe’ye “...dığı” olarak çevrilir

I found the book which was important. (Önemli olan kitabı buldum.)

Bu cümlede ise özne konumunda olan “the book” kelimesi, ilgi zamiri olan “which” ile yer değiştirdi.

Önemli: Özne iken ilgi zamiri ile kısaltılanlar Türkçe’ye “...en, ...an” olarak çevrilir. Başka bir değişle ilgi zamirinden sonra fiil varsa Türkçe’ye “...en, ...an” olarak çevrilir.

Which: Cansızlar ve hayvanlar için kullanılır

Who: İnsanlar için kullanılır.

Hem who hem de which yerine “that” kullanılabilir. İkisi de nesnel formda iken “...dığı”; öznel formda iken “...en, ...an” olarak çevrilir.

İlgi zamirinden sonraki cümle bir cümlecik olur ve öncesindeki ismi niteler. Türkçe’ye çevirirken bu cümleciğin anlamını isimden önce söylemek gerekir.

The agreement which they signed. (Onların imzaladığı anlaşma)

The workers who I met.(Karşılaştığım işçiler.)

The man who you are waiting for. (Beklediğiniz kişi.)

Önemli: Cümleciğin zamanını kestirebilmek gerekir.


Önemli: Türkçe’de yan cümleciklerin özneleri “ın” eki eklenerek söylenir. Çeviri yaparken Türkçe’nin bu özelliğine dikkat edilmelidir.

The scientist who devised this method. (Bu metodu bulan bilim adamı.)

Devised: bulmak

The student who won the scholership.(Bursu kazanan öğrenci.)

A car which runs 100 miles on hour. (Saatte 100 mil giden araba.)

Önemli: İlgi zamirinin önünde mutlaka bir isim vardır ve yan cümlecik bu ismi niteler.

Unfortunately, we can not publish the article which you have sent. (Maalesef gönderdiğiniz makaleyi yayınlayamıyoruz.)

*Şayet “the article”ı niteleyen bir sıfat kelimesi olsaydı “article”den önce yazılması gerekirdi. “the article” bir sıfat cümleciği ile nitelendiği için bir ilgi zamiri ile sonrasından gelmiştir. Çeviride sıfat cümleciğinin anlamı isimden önce söylenir. "KPDS"’de geçen cümlelerin % 70-80’ ni bu yapıdadır.

He had to dismiss the boy who made noise. (Gürültü yapan çocuğu kovmak zorunda kaldı.)

Dismiss: kovmak

The man who robbed the bank was cought by the police. (Bankayı soyan adam polis tarafından yakalandı.)

Önemli: Bu cümlede “adjective clouse”, özne konumunda olan bir ismi niteliyor. Yukarıdaki cümlelerde ise nesne konumunda olan isimleri niteliyordu.

We have a lot of problems that we have to solve. (Çözmek zorunda olduğumuz çok problemimiz var)

The women who are working in bad condition are demanding social security. (Kötü koşullarda çalışan bayanlar sosyal güvenlik istiyorlar.)

İlgi zamirinin alanı nereye kadardır?

*Şayet özneyi nitelemişse ikinci bir yükleme kadardır.

*Şayet nesneyi nitelemişse cümle sonuna kadar devam eder.

The boy who we saw yesterday found the money which you lost. (Dün gördüğümüz çocuk kaybettiğiniz parayı buldu.)

The two sides who were in conflict signed a new agreement which would last for centries.. (Çatışma halinde olan her iki taraf, asırlarca sürecek olan yeni bir antlaşma imzaladılar.)

İn conflict: çatşma halinde olma

Last: sürmek

The man who committen the crime was arrested. (Cinayet işleyen adam tutuklandı.)

Arrest: tutuklamak

My father, who committed the crime, was arrested. (Cinayeti işleyen babam tutuklandı.)

Şayet sıfat cümleciği bir cins ismi niteliyorsa ki onu tanımlıyor demektir, ilgi zamirinin bu kullanımına “defining relative pronouns” denir. Şayet özel bir ismi niteliyorsa buna da “Non-Defining relative pronouns” denir. Çünkü özel isimler belli olma niteliğindedir. Tanımlanmaya ihtiyaçları yoktur. İlgi zamiri cümleciği sadece ek bir açıklama verir.
 

graphic00

🌟Usta Tasarımcı🌟
Katılım
2 May 2007
Mesajlar
320
Tepkime puanı
7
Relative Pronouns

İlgi zamiri cümleciği atıldığında cümlenin anlamı bozuluyorsa “Defining ilgi zamiri”, bozulmuyorsa “Non-Defining ilgi zamiri” olduğu anlaşılır.

Inglizler parantez kullanmadığından Non-Defining yapılarda sıfat cümleciği virgül (,) arasında ifade edilir. Virgül duraklama demektir. Konuşmada ise böyle cümleler söylenirken virgüllerde duraklayarak söylenmesi gerekir.

Önemli: Non- Defining yapılarda ilgi zamiri yerine “that” kullanılmaz. Bu çok önemli bir özelliktir. KPDS’de sorulur. İyi bilinmeli.

Terkey, which we visited last year, is a leading country in the middle- East. (Geçen yıl ziyaret ettiğimiz Türkiye Ortadoğu’da lider bir ülkedir.)

Our dean, who studied abroad, speaks french fluently. (Yurt dışında öğrenim gören dekanımız Fransızcayı akıcı bir şekilde konuşur.)

İlgi Zamirleri, isminden de anlaşılacağı gibi zamirdirler ve ayrıca bağlaç olarak da iki cümleyi birbirine bağlarlar.Bu konu ile ilgili bilinmesi gereken birinci husus budur. İkinci husus ise İlgi Zamirlerinin her zaman bir ismin yanında kullanıldığıdır. Bir isimden sonra gelirler ve bu ismi bir sıfat gibi nitelerler. Bu nedenle bunlara “Sıfat Cümleciği” de denir.

The information which / that you gave was inadequate. (Verdiğiniz bilgiler yetersizdi.)

Adequate: yeterli, uygun

İnadequate: yetersiz, uygun olmayan

The people who / that were waiting for you went away.(Sizi bekleyen insanlar çekip gittiler.)

To go away: çekip gitmek, dağılmak (gitme belli bir noktaya olmadığından)

İlgi Zamirlerinin Edatlar İle Kullanımı

I saw the book which you are lokking for. (Aradığınız kitabı gördüm.)

Yukarıdaki cümle ilgi zamiri ile kısaltılmadan bağlanmadan önce iki ayrı cümle şeklindedir:

I saw the book. Ve You are looking for the book şeklinde

Görüldüğü gibi “look” fiili “for” edatı ile nesneye (the book) geçiş yapmıştır. Yani “for” edatı nesneye aittir. Cümle ilgi zamiri ile birleştirilirken, ilgi zamiri nesne konumunda olan “the book” yerine kullanılır. O halde kendisine ait olan edat da ilgi zamirinin yanına taşınabilir. Bu açıklamaya göre cümlemizi şu şekilde de yazabiliriz ki ikisi de aynı anlamdadır:

I saw the book for which you are looking. (Aradığınız kitabı gördüm.)

She dismissed the student who you talked about. (Hakkında konuştuğunuz öğrenciyi kovdu.)

She dismissed the student about whom you talked. (Hakkında konuştuğunuz öğrenciyi kovdu.)

Dismiss: kovmak

Önemli: İki cümlenin aynı anlamda olduğuna ve edat hareketinin sadece nesnel formda olan ilgi zamiri ile yapıldığına dikkat ediniz.

Önemli: İlgi zamirlerinin edat ile kullanımında KPDS için çok önemli olan iki özelliği vardır ki çok iyi bilinmeli


Edat ile birlikte “that” kullanılamaz.

“who” ilgi zamiri edat ile kullanılırsa “whom” a döner.

My car which I paid ten thousand dollars for was broken down. (On bin dolar ödediğim arabam bozuldu.)

My car for which I paid ten thousand dollars was broken down. (On bin dolar ödediğim arabam bozuldu.)

He is not a person on whom you can rely . (O güvenebileceğin biri değildir.)

Rely on: güvenmek

Reliable: güvenilir

Unreliable: güvenilmez

Reliability: güvenilirlik

Önemli: Bu iki farklı kullanım bir ihtiyaçtan doğmuştur. Daha sonra göreceğimiz ilgi zamirlerinin kısaltılması konusunda mantığı açıklanacaktır.

Pollution is a serious problem for which we must fight.(Çevre kirliliği mücadele etmemizin gerektiği ciddi bir sorundur.)

Fight for:

Combat: mücadele etmek, savaşmak, dövüşmek.

Struggle for:

Pharasal Verbs: Deyimsel fiil demektirler. Bir fiil kökü ve bir edattan oluşurlar. Örneğin; “Give”, vermek anlamındadır. “up” edatını alıp “give up” Pharasal verb”ini oluşturur ve bu da “bırakmak, vaz geçmek” anlamındadır. Inglizce’de 1000’ e yakın Pharasal verb vardır. Görüldüğü gibi edatile pharasal verb oluşarak yeni bir anlam ortaya çıktı. Eğer edat fiil kökünden ayrılırsa artık yapı pharasal verb olma niteliğini kaybeder.

Her pharasal verb’ün mutlaka bir eş anlamlısı vardır. Örneğin; “give up” ın eş anlamlısı “quit” tir. Amerrikan Inglizcesinde pharasal verb’ler çok kullanılır.

Önemli: Pharasal Verb’lerde edatlar ayrılmadığından ilgi zamirleri ile birlikte hareket edemezler. Çünkü edatın ayrılması durumunda yapı pharasal verb olma niteliğini kaybeder ve anlamı değişir. Önemli bir özelliktir. İyi bilinmelidir.

They didn’t like the study which we carried out. (Yaptığımız çalışmalardan hoşlanmıyorduk.)

Bu cümledeki “Carry out”teki “out” edatı ilgi zamirinin yanına çekilemez. Çünkü pharasal verb’dür.

This is the woman on whom we performed the operation. (Bu ameliyat ettiğimiz kadındır.)

The crime of which he was accused was very leniet. (Suçlandığı suç çok hafifti.)

Lenient: hafif

Accuse: suçlamak

Arraign: suçlamak

Blame: ayıplamak, suçlamak

She lost her bag in which there was alot of money. (O içinde çok parası olan çantasını kaybetti.)

There be: bulunmak, var olmak

There must be something which we can do. (Yapabileceğimiz bir şey olmalıdır.)

The car in which we were had had brakes. (İçinde olduğumuz araba bozulmuştu.)

His stepfather, whit whom he is living, is not kind to him. (Birlikte yaşadığı babası ona karşı nazik değildi.)

**Non- Defining yapı olduğu için virgülün kullanımına ve edat ile kullanıldığı için “who”nun “whom”a döndüğüne dikkat ediniz.

The horse on which he was kept stoping to eat grass.(Üzerinde olduğu at, ot yemek için hep durdu.)

Burada “keep”in özel kullanımlarına dikkat çekmek gerekiyor.

Keep (kept, kept): tutmak, saklamak, işletmek....................otuza yakın anlamı var.

Keep on + V1+ing : .......meye devam etmek

Keep + V1+ing : durmadan .........mek

He kept on speaking. (O konuşmaya devam etti.)

He kept speaking. (O durmadan konuştu.)

“Stop” fiili için de benzer bir özellik vardır.

Stop + Gerund: .........meye ara vermek

Stop + Infinitive: .........için durmak

We stoped smoking. (Sigara içmeye ara verdik.)

We stoped to smok. (Sigara içmek için durduk.)

OF WHOM ve OF WHİCH

...ki onu, ...ki onların anlamında da çevrilebilirler.”of whom” canlılar için; “of which” cansızlar için kullanıllır
 

Elite.Royal

🌱Yeni Üye🌱
Katılım
1 Ağu 2007
Mesajlar
1
Tepkime puanı
0
Tşk..

tşk ederiz şu aralr ing.kursuna gidiyoz işimize yarayacak sağolasın
 

oguzanil

🌱Yeni Üye🌱
Katılım
8 Ağu 2007
Mesajlar
1
Tepkime puanı
0
Çok yararlı bir bilgi paylaşımın için teşekkürler.
 

Jidota

⭐Deneyimli Tasarımcı⭐
Katılım
8 Haz 2007
Mesajlar
135
Tepkime puanı
6
Bence çok güzel ve yararlı bi paylaşım sağlamışsın emeğine sağlık :)
*Yabancı dil Türkiye şart oldu artık ve bencede öyle olması gerek,Bence anadil haricinde ayrıca dil bilmek şart bu ne olursa olsunÇünkü her yerde kaşımıza çıkabiliyor.Grafik Tasarımında ise farklı bilmek şart gibi oldu artık :) Graphic00 tekrardan emeğine sağlık iii forumlar peace1::peace1::peace1:
 
Son düzenleme:

mesutyusuf

🌱Yeni Üye🌱
Katılım
26 Mar 2008
Mesajlar
5
Tepkime puanı
0
Arkadaşım çok teşekkür ederim bu güzel paylaşımın için.Çok işime yarayacak.Teşekkür etmesem ayıp olurdu valla :) teşekkürler
 
Moderatör tarafında düzenlendi:

jokebox

🌱Yeni Üye🌱
Katılım
2 May 2009
Mesajlar
4
Tepkime puanı
0
paylaşım süper eline sağlık arkadaşım
 

BARAN_86

🌱Yeni Üye🌱
Katılım
25 Eki 2007
Mesajlar
8
Tepkime puanı
0
Allah razı olsun be kardeşim çok güzel anlayacağımız şekilde açıklamışssın teşekkür ediyorum sevgilerimle!
 

grafikeryesim

🏅Acemi Tasarımcı🏅
Katılım
16 Kas 2008
Mesajlar
33
Tepkime puanı
0
I do speak, yo dou speak, he does speak
gibi cümleler var ama simple present tense de olumcu cümle kurarken bu yardımcı fiiller kullanılmaz
sadece he, she, ıt öznelerinde fiile -es takısı getirilir.
 

matri

⭐Deneyimli Tasarımcı⭐
Katılım
7 Kas 2007
Mesajlar
170
Tepkime puanı
2
Yaş
54
upssss, dostum resmen ne gerekliyse koymussun, tesekkurler... super bir kaynak paylasimi..
 
Üst