- Katılım
- 14 Ağu 2007
- Mesajlar
- 3,962
- Tepkime puanı
- 175
- Yaş
- 41
Her insanın yaşamında harflerin ve yazıların mutlaka bir yeri vardır. Bu konuda bazılarımız şüphesiz daha bilinçliyiz. 1456'da matbaanın icadından ve daha sonra bilgisayarın oluşumundan bu yana pek çok değişiklik meydana gelmiştir. Son iki yüzyılda tipografinin gelişimi hız kazanmış, bu süre içinde yazı karakterlerinin yapılarında ve boyutlarında müthiş bir degişim olmuştur. Değişim halen devam etmektedir.
Fontların bu müthiş istilası yazı kullanımını kolaylaştırmıştır. Artık istediğiniz fontu bilgisayarınıza indirerek sahip olabiliyorsunuz. Fakat daha sonra önemli bir sorunla, kalite problemiyle karşı karşıya kalıyorsunuz. Sunulan harflerin sadece küçük bir bölümü güzel. Halkın iyiyi kötüden ayıramaması ise bir başka sorun. Kolay bir yol olarak sürekli bilgisayar kullanılması beraberinde başka problemler getirmektedir.
Tipografide çok sayıda kural ve onları uygulamak için çeşitli yollar vardır. Hataları görmek için eğitimli ve çok pratik yapmış bir göze her zaman ihtiyaç vardır, çünkü bilgisayar bir tanrı değildir.
O bize yardım eder fakat mükemmel degildir. Altın kural 'doğru olması degil, doğru görünmesi gerekir'dir. Bunu ancak tipografi ile ilgiliyseniz görebilirsiniz. İşte bu noktada yazının gerçek uzmanı bir amatörden ayrılabilir. İnanın hemen hemen her gün çok sayıda yanlış tipografik metinle karşılaşıyorum.
Tipografinin karşı karşıya kaldığı en büyük sorun harflerin kapalı ve açık alanları arasındaki dengedir. Bunun bir exlibristeki yanlış uygulaması, resim ve yazıyı daha karmaşık hale getirmektedir. Yazı ve resim uyum içinde olmalıdır.
Tipografik bir exlibriste kompozisyona yardım edecek bir imaj da yoktur. Onu sadece harflerin gücüyle oluşturmak zorundasınız. Harfler gerçek hayatın referanslarıdır. Kişiliği, karakteri yansıtır. Bu yansımayı el yazımızda görebiliriz.
Grafolojiye fazlasıyla inanırım. Elyazısı kişiliğimizi en iyi yansıtan ve oldukça zengin bir göstergedir. Buna konuda verilebilecek en iyi örnek kendine has müsveddeleri ile Leonardo da Vinci'dir.
Ne acınacak şey ki bilgisayarın istilası karşısında giderek el yazımızı, dolayısıyla da kimligimizi kaybediyoruz.
Prof. Martin R. Baeyens
Fontların bu müthiş istilası yazı kullanımını kolaylaştırmıştır. Artık istediğiniz fontu bilgisayarınıza indirerek sahip olabiliyorsunuz. Fakat daha sonra önemli bir sorunla, kalite problemiyle karşı karşıya kalıyorsunuz. Sunulan harflerin sadece küçük bir bölümü güzel. Halkın iyiyi kötüden ayıramaması ise bir başka sorun. Kolay bir yol olarak sürekli bilgisayar kullanılması beraberinde başka problemler getirmektedir.
Tipografide çok sayıda kural ve onları uygulamak için çeşitli yollar vardır. Hataları görmek için eğitimli ve çok pratik yapmış bir göze her zaman ihtiyaç vardır, çünkü bilgisayar bir tanrı değildir.
O bize yardım eder fakat mükemmel degildir. Altın kural 'doğru olması degil, doğru görünmesi gerekir'dir. Bunu ancak tipografi ile ilgiliyseniz görebilirsiniz. İşte bu noktada yazının gerçek uzmanı bir amatörden ayrılabilir. İnanın hemen hemen her gün çok sayıda yanlış tipografik metinle karşılaşıyorum.
Tipografinin karşı karşıya kaldığı en büyük sorun harflerin kapalı ve açık alanları arasındaki dengedir. Bunun bir exlibristeki yanlış uygulaması, resim ve yazıyı daha karmaşık hale getirmektedir. Yazı ve resim uyum içinde olmalıdır.
Tipografik bir exlibriste kompozisyona yardım edecek bir imaj da yoktur. Onu sadece harflerin gücüyle oluşturmak zorundasınız. Harfler gerçek hayatın referanslarıdır. Kişiliği, karakteri yansıtır. Bu yansımayı el yazımızda görebiliriz.
Grafolojiye fazlasıyla inanırım. Elyazısı kişiliğimizi en iyi yansıtan ve oldukça zengin bir göstergedir. Buna konuda verilebilecek en iyi örnek kendine has müsveddeleri ile Leonardo da Vinci'dir.
Ne acınacak şey ki bilgisayarın istilası karşısında giderek el yazımızı, dolayısıyla da kimligimizi kaybediyoruz.
Prof. Martin R. Baeyens