evrem03
🌟Usta Tasarımcı🌟
- Katılım
- 26 Ocak 2010
- Mesajlar
- 293
- Tepkime puanı
- 14
YAŞIYORUZ AMA NASIL?????
"Tıpkı kalabalık bir asansördeymişcesine,
birbirimize değmeden yaşıyoruz.
Her birimiz kapıya doğru dönmüş,
ellerini ya önünde birleştirmiş ya da iki
yana sıkıca yapıştırmış,
kimseye dokunmamaya ve dokunulmamaya çalışarak.
Kat ışıklarını
takip eder gibi, tek bir yöne bakarak ve her türlü iletişimin
önüne
baştan ...geçerek. Yalnız kaldığımız nadir anlarda aceleyle asansörün
aynasında
kendimize bakar gibi, arada bir içimizi yoklayarak ve her
seferinde
kendimizde bir şeyi beğenmeyerek, yalnızlık duygusu daha bir
artarak.
Ara sıra duyduğum tipik asansör müziğini, sokaklarda yürürken
de duyuyorum
sanki:
"Yalnızsın, ama korkma, kalabalığın
arasındasın. Meraklanma, herkes senin
kadar yalnız. Endişelenme de,
kimse dokunmayacak sana. Diğerleri de senin
kadar korkak. Hiç
kimsede de; 'Ben geldim. Beni dinler misin? Tanımaya
çalışır mısın?'
diyecek cesaret yok. Aman sakın, gözlerini yana kaydırma.
Dümdüz,
duygusuz bir ifadeyle sabitle bakışlarını.
Asansör durunca da
hızla hareket edip, ayrıl asansörden, veyahut yoldaysan,
sert,
kararlı adımlarla yürü yolunda, nereye gideceksen. Sanki çok önemli
bir
işin varmış, kime, nereye gideceğini biliyormuşsun gibi.'
(...)
Korkmayın
yanlış insanlara rastlamaktan veya incitilmekten. Doğrusu benim de
ödüm
patlıyor sizler gibi. Yine de denemek, inanmak istiyorum, çünkü çok
basit
bir matematik hesabım var benim. Terapiye başvuran herkes;
'yalnızlıktan,
iletişimsizlikten ve anlaşılamamaktan' şikayetçi değil mi?
Evet!
İçerideki her başvuruya karşılık, dışarıda yüzlerce insan aynı
şikayetlerden
yakınmıyor mu?"
(Psikoterapist Jülide SEVİM' in bugünkü
hayatımızı anlatışı...)
Saygılar..
"Tıpkı kalabalık bir asansördeymişcesine,
birbirimize değmeden yaşıyoruz.
Her birimiz kapıya doğru dönmüş,
ellerini ya önünde birleştirmiş ya da iki
yana sıkıca yapıştırmış,
kimseye dokunmamaya ve dokunulmamaya çalışarak.
Kat ışıklarını
takip eder gibi, tek bir yöne bakarak ve her türlü iletişimin
önüne
baştan ...geçerek. Yalnız kaldığımız nadir anlarda aceleyle asansörün
aynasında
kendimize bakar gibi, arada bir içimizi yoklayarak ve her
seferinde
kendimizde bir şeyi beğenmeyerek, yalnızlık duygusu daha bir
artarak.
Ara sıra duyduğum tipik asansör müziğini, sokaklarda yürürken
de duyuyorum
sanki:
"Yalnızsın, ama korkma, kalabalığın
arasındasın. Meraklanma, herkes senin
kadar yalnız. Endişelenme de,
kimse dokunmayacak sana. Diğerleri de senin
kadar korkak. Hiç
kimsede de; 'Ben geldim. Beni dinler misin? Tanımaya
çalışır mısın?'
diyecek cesaret yok. Aman sakın, gözlerini yana kaydırma.
Dümdüz,
duygusuz bir ifadeyle sabitle bakışlarını.
Asansör durunca da
hızla hareket edip, ayrıl asansörden, veyahut yoldaysan,
sert,
kararlı adımlarla yürü yolunda, nereye gideceksen. Sanki çok önemli
bir
işin varmış, kime, nereye gideceğini biliyormuşsun gibi.'
(...)
Korkmayın
yanlış insanlara rastlamaktan veya incitilmekten. Doğrusu benim de
ödüm
patlıyor sizler gibi. Yine de denemek, inanmak istiyorum, çünkü çok
basit
bir matematik hesabım var benim. Terapiye başvuran herkes;
'yalnızlıktan,
iletişimsizlikten ve anlaşılamamaktan' şikayetçi değil mi?
Evet!
İçerideki her başvuruya karşılık, dışarıda yüzlerce insan aynı
şikayetlerden
yakınmıyor mu?"
(Psikoterapist Jülide SEVİM' in bugünkü
hayatımızı anlatışı...)
Saygılar..