CorelDesing
🏅Acemi Tasarımcı🏅
- Katılım
- 15 Şub 2008
- Mesajlar
- 43
- Tepkime puanı
- 0
- Yaş
- 47
Tek sebep ...
Akşamdan kalmıştı. Bedeninde hala alkolün uyuşukluğu, kafasında geceden kalma bir kaç cümle dolanıyordu. Arkadaşlarının hararetli tartışmalarında geçen tüm konuların dışında kalmasına karşılık yine de kafası yorulmuştu. Kahvaltı yapmayacaktı. Tek ihtiyacı sert bir kahve ve biraz sessizlikti.
Sahildeki sessiz bir cafeye gitti. Kahvesini söyledi ve tüm dikkatini dalgaların sesine vererek dinlenmeye çalıştı. Fakat çevresindeki masalarda hararetli sohbetler ve tartışmalar vardı. İşin kötü yanı bu sohbetler gece yapılan ve dinlemek zorunda kaldığı sohbetlerden farklı değildi. Bir an gülümsedi. Neden diye düşündü; insan oğlunun varoluşundan beri süregelen konular hep aynı fakat kimse bu konulara bir sınır çizemiyor ve anlam katamıyor. Aynı konular çeşitlemeler yapılarak farklı yönlerden ele alınıyor. Saatler süren sohbetler yapılıyor ve sonuçta insanlar yaşaması gerekenleri yaşayarak kısırdöngü hayatlarına devam ediyorlar. Galiba konuşmaktan yaşama vakit ayıramıyorlar.
Bu düşünceler içinde ikinci kahveyi de sipariş etti ve çevresinde uçuşan kelimelerin akışında insanları süzmeye başladı. Herkes farklı yorumlarda bulunan fakat yaşamları aşağı yukarı aynı insanlardı. İki sevgili aşklarına isim koymaya çalışıyordu yanındaki masada. Diğer bir masada iki kafadar yaşama dair konularda kelimelerini yarıştırıyorlardı. Bu hengame içinde karşısındaki masada oturan ve yaşıtı sayılabilecek biri aynı onun yaptığı gibi insanları izliyor ve arasıra ufka dalan gözlerinden okunabilen yorumlarda bulunuyordu.
Bir süre bu kişiyi izledikten sonra kalkıp yanına gitti. Selam verdi masaya oturmak için izin istedi. Şaşkın bir tavır ve nazik bir edayla buyur etti adam. Masaya oturdu ve geçen bir kaç tanışma dakikasından sonra koyu bir sohbete koyuldular. Her ikisi de aynı fikirlerin insanlarıydı. Birlikte yaşama ve insanoğlunun temel konularına dair konuşmaya başlamışlardı. Sohbetlerinin ana konusu insanların yaşamlarında var olan sebepti. İnsanların hayatları boyunca katlandıkları acıların, içine düştükleri çelişkilerin ve yaşadıkları mutlulukların sebebi neydi. Ve sohbet sürüp gidiyordu.Akşamdan kalama olan diğerine döndü ve akşam dair fikirlerini anlatmaya başladı.
- Dün akşam arkadaşlarla benim evde toplandık ve bir kaç kadeh içki eşliğinde sohbet ettik. Fakat sohbet ilerleyen dakikalarda yerini hararetli tartışmalara bıraktı. Sohbete katılmadan bir köşede kadehimle beraber takıldım. Her konudan çeşitlemeler yaparak ilginç ve farklı noktalara değiniyorlardı.
- Düşünceleri hoş ve etkileyiciydi fakat bir eksiklik hissediliyordu konuşulanlarda. Gece boyu onları izleyerek eksik olan ne diye düşündüm. Sonunda konuşulanlarla, yaşananlar arasında bir çelişki olduğunu anladım. Kaliteli markalar kullanan ve oldukça hoş giyimli bir bayan arkadaşım sohbet içinde gerçek güzelliğin içeride derinlerde olduğundan bahsediyordu. Diğeri erdemli davranışların değerinden bahsetti. Fakat aynı insanı bir hafta önce öç almak için küçük düşürdüğü arkadaşının yanında gülerken izlemiştim. Birde aşktan bahseden ve şiirsel ruhuyla adı çıkan bir arkadaşım vardı sorma. Gerçek aşkın güzelliğinden bahsederken izlemeliydin. O kadar zarifti ki kırılacak sanırdın. Fakat bir gecelik aşklarının listesini yapması için kullanacağı kağıtlarla kışlık yakacağını çıkartabilirdi. Bu karmaşık ve tutarsız tartışmaların arasında acaba nasıl yaşamalı, yaşamımıza nasıl yön vermeliyiz diye düşündüm. Fakat net bir çıkarımda bulunamadım. Sen ne düşünüyorsun diye sordu masasına oturduğu adama.
Biraz sustu adam. Düşüncelerini toparlamaya çalışıyordu. O da aynı konu üzerinde çok düşünmüş ama oda bir sonuca varamamıştı.
- Bunun net bir cevabı olacağını sanmıyorum diyerek başladı konuşmaya. Herkes için belirli bir yaşam tarzı vardır elbette. Herkesin yaşamak için bir sebebi vardır. Fakat bu sebepler insanın yaşadıklarında ve yaşadıklarından kazandıklarında şekilleniyor olmalı. Mesela ; imkanı olduğu için iyi eğitim alabilenler ve maddi açıdan rahat yaşayabilenlerin yaşama sebebi de o denli rahat ve geniş olabiliyor. Zor koşullarda yaşayarak ve imkanlarını zorlayarak evlenen bir adamın yaşam sebebi ailesini rahat ettirmekten öteye gidemez. Fakat varlıklı bir baba ailesinin yanında kendine başka sebeplerde arayabilir. Böyle bir adamın sebepleri değişir. Kimi zaman daha çok para, kimi zaman da daha çok başarı ve şöhret olabilir.
- Fakat sonuçta her insanın içinde yatan sebep yine kendi çıkarlarıyla belirleniyor diyerek lafa girdi diğer adam. Galiba insanoğlunun doğasında yatan egolar yaşamlarına sebep ararken önemli roller oynamakta. Kim yaşamının sebebi olarak bir başkasının rahatını, huzurunu ve başarısını gösterebilir ki.
- - Zaten bende bu noktada tıkanıyorum ya. Her sebep kendi içinde bir egoist yaklaşım taşıyor. Ama böyle bir sebep doğrumudur yoksa yanlış mıdır bunu bilemiyorum. - Galiba sebep bulamak ve yaşamak kadar bu sebebin geçerliliği de önemli insanlar için. Belki yıllar sonra sebep olarak seçtiğimiz değerler bizlere her şeyi anlatacak. Kimimiz mutlu olurken kimimizde sebeplerimizin saçmalığında yok olarak acı duyacağız.
Bu hararetli tartışmalar ilerleyen günlerde de devam etti. İyi iki arkadaş oldular ve uzun bir zaman boyunca yaşananlara bir sebep arayıp durdular. Geçen yılların ardından o gün masasına oturup sohbet ettiği adam öldü. Uzun yıllar arkadaşlık etmişler ve o masada başlayan sohbeti asla bırakmamışlardı. Şimdi sohbet araya giren ölümle kesilmişti. Artık ölüm konuşuyordu, bir zaman sohbet ettikleri masanın sessizliğinde.
Yaşlılığını da gençliğini geçirdiği o şehirde geçiriyor ve onunla karşılaştığı o cafeye gidiyordu. Yine bir gün o sohbet ettikleri cafeye gitti ve aynı masaya oturdu. Saatlerce o masada kendiyle başbaşa kaldı. Uzun uzun düşündü yaşananları ve yaptıkları o sohbetleri. Artık arkadaşının bir sebebi kalmamıştı yaşamak için. Fakat yanında oturanlar ve sokakta dolaşanlar yaşamlarının bir sebebi varmış gibi dolanıyorlardı.
Ufak bir tebessüm yayıldı yaşlı suratına. Ufka dalan gözleri ışıldadı. Bir sebep var diye düşündü yaşamımızda. Garsondan hesabı istediğinde hala gülümsüyordu. Hesabı ödeyerek arkasını döndü ve yürümeye koyuldu. Garson yanından uzaklaşan yaşlı adamın neden gülümsediğini çözememişti fakat dudaklarında mırıldandığı cümleyi duyabilmişti
- Tek sebep hayata olan merakımızdır .....
- Umarım yaşamınıza ve yaşadıklarınıza bir sebep bulur ve doyasıya yaşarsınız ........
Akşamdan kalmıştı. Bedeninde hala alkolün uyuşukluğu, kafasında geceden kalma bir kaç cümle dolanıyordu. Arkadaşlarının hararetli tartışmalarında geçen tüm konuların dışında kalmasına karşılık yine de kafası yorulmuştu. Kahvaltı yapmayacaktı. Tek ihtiyacı sert bir kahve ve biraz sessizlikti.
Sahildeki sessiz bir cafeye gitti. Kahvesini söyledi ve tüm dikkatini dalgaların sesine vererek dinlenmeye çalıştı. Fakat çevresindeki masalarda hararetli sohbetler ve tartışmalar vardı. İşin kötü yanı bu sohbetler gece yapılan ve dinlemek zorunda kaldığı sohbetlerden farklı değildi. Bir an gülümsedi. Neden diye düşündü; insan oğlunun varoluşundan beri süregelen konular hep aynı fakat kimse bu konulara bir sınır çizemiyor ve anlam katamıyor. Aynı konular çeşitlemeler yapılarak farklı yönlerden ele alınıyor. Saatler süren sohbetler yapılıyor ve sonuçta insanlar yaşaması gerekenleri yaşayarak kısırdöngü hayatlarına devam ediyorlar. Galiba konuşmaktan yaşama vakit ayıramıyorlar.
Bu düşünceler içinde ikinci kahveyi de sipariş etti ve çevresinde uçuşan kelimelerin akışında insanları süzmeye başladı. Herkes farklı yorumlarda bulunan fakat yaşamları aşağı yukarı aynı insanlardı. İki sevgili aşklarına isim koymaya çalışıyordu yanındaki masada. Diğer bir masada iki kafadar yaşama dair konularda kelimelerini yarıştırıyorlardı. Bu hengame içinde karşısındaki masada oturan ve yaşıtı sayılabilecek biri aynı onun yaptığı gibi insanları izliyor ve arasıra ufka dalan gözlerinden okunabilen yorumlarda bulunuyordu.
Bir süre bu kişiyi izledikten sonra kalkıp yanına gitti. Selam verdi masaya oturmak için izin istedi. Şaşkın bir tavır ve nazik bir edayla buyur etti adam. Masaya oturdu ve geçen bir kaç tanışma dakikasından sonra koyu bir sohbete koyuldular. Her ikisi de aynı fikirlerin insanlarıydı. Birlikte yaşama ve insanoğlunun temel konularına dair konuşmaya başlamışlardı. Sohbetlerinin ana konusu insanların yaşamlarında var olan sebepti. İnsanların hayatları boyunca katlandıkları acıların, içine düştükleri çelişkilerin ve yaşadıkları mutlulukların sebebi neydi. Ve sohbet sürüp gidiyordu.Akşamdan kalama olan diğerine döndü ve akşam dair fikirlerini anlatmaya başladı.
- Dün akşam arkadaşlarla benim evde toplandık ve bir kaç kadeh içki eşliğinde sohbet ettik. Fakat sohbet ilerleyen dakikalarda yerini hararetli tartışmalara bıraktı. Sohbete katılmadan bir köşede kadehimle beraber takıldım. Her konudan çeşitlemeler yaparak ilginç ve farklı noktalara değiniyorlardı.
- Düşünceleri hoş ve etkileyiciydi fakat bir eksiklik hissediliyordu konuşulanlarda. Gece boyu onları izleyerek eksik olan ne diye düşündüm. Sonunda konuşulanlarla, yaşananlar arasında bir çelişki olduğunu anladım. Kaliteli markalar kullanan ve oldukça hoş giyimli bir bayan arkadaşım sohbet içinde gerçek güzelliğin içeride derinlerde olduğundan bahsediyordu. Diğeri erdemli davranışların değerinden bahsetti. Fakat aynı insanı bir hafta önce öç almak için küçük düşürdüğü arkadaşının yanında gülerken izlemiştim. Birde aşktan bahseden ve şiirsel ruhuyla adı çıkan bir arkadaşım vardı sorma. Gerçek aşkın güzelliğinden bahsederken izlemeliydin. O kadar zarifti ki kırılacak sanırdın. Fakat bir gecelik aşklarının listesini yapması için kullanacağı kağıtlarla kışlık yakacağını çıkartabilirdi. Bu karmaşık ve tutarsız tartışmaların arasında acaba nasıl yaşamalı, yaşamımıza nasıl yön vermeliyiz diye düşündüm. Fakat net bir çıkarımda bulunamadım. Sen ne düşünüyorsun diye sordu masasına oturduğu adama.
Biraz sustu adam. Düşüncelerini toparlamaya çalışıyordu. O da aynı konu üzerinde çok düşünmüş ama oda bir sonuca varamamıştı.
- Bunun net bir cevabı olacağını sanmıyorum diyerek başladı konuşmaya. Herkes için belirli bir yaşam tarzı vardır elbette. Herkesin yaşamak için bir sebebi vardır. Fakat bu sebepler insanın yaşadıklarında ve yaşadıklarından kazandıklarında şekilleniyor olmalı. Mesela ; imkanı olduğu için iyi eğitim alabilenler ve maddi açıdan rahat yaşayabilenlerin yaşama sebebi de o denli rahat ve geniş olabiliyor. Zor koşullarda yaşayarak ve imkanlarını zorlayarak evlenen bir adamın yaşam sebebi ailesini rahat ettirmekten öteye gidemez. Fakat varlıklı bir baba ailesinin yanında kendine başka sebeplerde arayabilir. Böyle bir adamın sebepleri değişir. Kimi zaman daha çok para, kimi zaman da daha çok başarı ve şöhret olabilir.
- Fakat sonuçta her insanın içinde yatan sebep yine kendi çıkarlarıyla belirleniyor diyerek lafa girdi diğer adam. Galiba insanoğlunun doğasında yatan egolar yaşamlarına sebep ararken önemli roller oynamakta. Kim yaşamının sebebi olarak bir başkasının rahatını, huzurunu ve başarısını gösterebilir ki.
- - Zaten bende bu noktada tıkanıyorum ya. Her sebep kendi içinde bir egoist yaklaşım taşıyor. Ama böyle bir sebep doğrumudur yoksa yanlış mıdır bunu bilemiyorum. - Galiba sebep bulamak ve yaşamak kadar bu sebebin geçerliliği de önemli insanlar için. Belki yıllar sonra sebep olarak seçtiğimiz değerler bizlere her şeyi anlatacak. Kimimiz mutlu olurken kimimizde sebeplerimizin saçmalığında yok olarak acı duyacağız.
Bu hararetli tartışmalar ilerleyen günlerde de devam etti. İyi iki arkadaş oldular ve uzun bir zaman boyunca yaşananlara bir sebep arayıp durdular. Geçen yılların ardından o gün masasına oturup sohbet ettiği adam öldü. Uzun yıllar arkadaşlık etmişler ve o masada başlayan sohbeti asla bırakmamışlardı. Şimdi sohbet araya giren ölümle kesilmişti. Artık ölüm konuşuyordu, bir zaman sohbet ettikleri masanın sessizliğinde.
Yaşlılığını da gençliğini geçirdiği o şehirde geçiriyor ve onunla karşılaştığı o cafeye gidiyordu. Yine bir gün o sohbet ettikleri cafeye gitti ve aynı masaya oturdu. Saatlerce o masada kendiyle başbaşa kaldı. Uzun uzun düşündü yaşananları ve yaptıkları o sohbetleri. Artık arkadaşının bir sebebi kalmamıştı yaşamak için. Fakat yanında oturanlar ve sokakta dolaşanlar yaşamlarının bir sebebi varmış gibi dolanıyorlardı.
Ufak bir tebessüm yayıldı yaşlı suratına. Ufka dalan gözleri ışıldadı. Bir sebep var diye düşündü yaşamımızda. Garsondan hesabı istediğinde hala gülümsüyordu. Hesabı ödeyerek arkasını döndü ve yürümeye koyuldu. Garson yanından uzaklaşan yaşlı adamın neden gülümsediğini çözememişti fakat dudaklarında mırıldandığı cümleyi duyabilmişti
- Tek sebep hayata olan merakımızdır .....
- Umarım yaşamınıza ve yaşadıklarınıza bir sebep bulur ve doyasıya yaşarsınız ........