ahar
⭐Deneyimli Tasarımcı⭐
- Katılım
- 29 Ağu 2008
- Mesajlar
- 105
- Tepkime puanı
- 9
Yes Men Dünyayı Kurtarıyor / The Yes Men Fix The World
ABD, 2009
Yönetmen(ler): Kazimierz Kutz, Andy Bichlbaum
Senaryo: Andy Bichlbaum, Mike Bonanno
Kurgu: April Merl
Müzik: Neel Murgai, Noisola
Canlandırma: Patrick Lichty
Yapım: Doro Bachrach, Ruth Charny, Laura Nix, Andy Bichlbaum, Mike Bonanno
Ödüller: İzleyici Ödülü Berlin • Doc U! Ödülü Amsterdam
Konu: Yes Men Dünyayı Kurtarıyor misyonlarını “kimlik düzeltmek” olarak tanımlayan aktivist grup ‘Yes Men’in sıra dışı eylemlerini konu alıyor. Mike Bonanno ile Andy Bichlbaum’un başını çektikleri bu eylemlerin ortak özelliği, dev şirket ve kuruluşlara karşı olmaları. Yes Men’in eylemleri için çok net bir yol haritası var: Önce hedef aldıkları kuruluşa aitmiş gibi gözüken bir internet sitesi kuruyorlar. Ardından bu internet sitesi aracılığıyla konferans, televizyon programı ya da basın toplantısı gibi bir etkinliğe davet edilmeyi bekliyorlar. Ve son olarak, bu etkinliğe katılarak, temsilcisi gibi davrandıkları kuruluşun foyasını açığa çıkarıyorlar. Yes Men’in eylemleri basit bir karşı çıkışı dile getirmenin ötesinde, mevcut duruma müdahil olmayı da içeriyor. Örneğin, grubun Dow Kimya’ya karşı gerçekleştirdiği bir eylem, şirketin borsada 2 milyar dolar değer kaybetmesine yol açacak kadar etkili. Yes Men’in temelde kimlik değiştirme ve parodiye dayanan bu eylemleri, sermayenin şekle ve prosedürlere sıkı sıkıya bağımlı, kırılgan yapısını ortaya çıkarması açısından oldukça önemli. Zira Bonanno ve Bichlbaum’un anlattıkları ya da yaptıkları şeyler ne kadar saçma olursa olsun, yönetici kimliğine bürünmüş olmaları, hitap ettikleri kitle tarafından ciddiye alınmaları için yeterli oluyor. Eylemlerinin içerdiği ve bizi izleyici koltuğunda şok eden mizah, eylemlerin gerçekleştirildiği konferans salonunun kurumsal donukluğunda, olsa olsa soğuk duş etkisi yaratan bir güvenlik açığı olarak algılanıyor. Bu da, Yes Men Dünyayı Kurtarıyor’u bir dizi eylem kaydı olmaktan çıkarıyor ve belgesele Yes Men’in eylemlerinin asıl hedefledikleri kitleyle buluşmasını sağlayan bir aracı olma işlevi yüklüyor. (16. Gezici festival - yazı: Nadir Öperli)