Yıl 2004, yer İstanbul, lokasyon Nişantaşı.
Bir müşteri (yaveri ile birlikte..yanında ajansın başkanı da var tabi) daldı ajansın kapısından içeri.
- Selam arkadaşlar, kolay gelsin. Kiminle çalışacağım.
- Başkan : Şu arkadaş çok iyi, onunla çalışalım. (peki ya diğer çalışan arkadaşlar çok iyi değilse niye oradalar?)
Kafamda deli sorular tabi...
- Tamam. Şimdi bana bir logo lazım üstat. Şöyle anlatayım. Biz üreticiyiz. Logo, hem üretici olduğumuzu, hem satış yaptığımızı, hem yerel, hem de uluslararası arenada çalıştığımızı vurgulasın.
- Hmmm! dedim. Flyer falan yapsak daha az yorulmaz mıyız ?
- "Yok" dedi. O ikinci aşama. Belki flyer, insert ya da basılı malzemeye ihtiyacımız bile olmayacak. Kartvizit de yeterli olur.
Deli sorular iyice delirdi tabi kafamda.
- "O zaman" dedim, "size birkaç alternatif çalışma yapalım, en uygunu üzerinden yürürüz."
- "Uygun olmasın, en iyisi olsun" dedi.
Ajansta derinden bir homurdanmalar vs..
Gel zaman git zaman logolar çalışılıyor, gerek e-posta ile gerekse zamanın whatsapp'ı msn üzerinden çalışmalar paylaşılıyor.
O, "birkaç uygun logo tasarımı yapalım" oldu sana "birkaç yüz adet" logo tasarımı.
--- 6 ay sonra ---
Artık müşterinin telefonunu açası da gelmiyor insanın.
Çünkü açtığı telefonların birinde şunu talep edebiliyor :
- Üstat..
- Buyrun bilmem ne bey (!)
- Şimdi ben trafikteyim. Bir bina cephesi gördüm. O cephede şahane bir logo var. Böyle eğrili büğrülü, 8 bilemedin 28 renk. (hangi deterjan markasının logosuysa...) Bize öyle bişeyler yapalım.
- Yapalım yapmasına da, mesleki vurgun yemişiz, bitmeyen logo tasarımı yapmışlar, yaptığımız her işi gömmüşsün, toprağın altından konuşuyoruz zaten.
gibi gibi..
Gel zaman git zaman...
Logo da okeylenmedi, o bilmem ne bey şirket de açmadı.
Mide de bir yere kaldırıyor tabi ama....
Mesleğe de devam vesselam.
-------- Forum ailesine sevgilerimle.