Hocam kusura bakmayın geç gördüm hatta şu benzer afiş mevzusu olmasa hiç fark edemeyecektim. Yorumlarınızı ilgiyle takip ediyorum ve benim için çok değerli olduğunu bilmenizi isterim. (İşlerinizi görsek de biz de onlara yorum yapsak daha iyi olmaz mı? *)
Gelelim afişe; dediğiniz doğru ESKİ-YENİ'nin fontu kötü falan değil bildiğiniz avam, "hmm font listesi nerdeydi, haa bak bak bu iyi böyle eğlenceli gibi" seçimi... Gelgelelim, barın kapısında 5 metrelik tabela olarak da asılı ve ekip de bu logoyu beğeniyor, hatta renkleri de kötüydü (beyaz fon üzerine kırmızı siyah) bu renklere ikna ettim.
Dış gri bölümün tümü bütün tasarımlarda kullanılacak konsept. Bu bar, Ankara'da uzun zamandır bar işleten bir ekibin son mekanı ve 500-700 kişilik bir yer. Underground müzik'ten etnik müziğe, alternatif rock'tan elektronik müziğe, hatta akdeniz ezgileri ve içkileriyle özel gecelere çok çok geniş bir yelpazede konserler ve devamlı programlar var. Hepsinde kimlik oluşturacak bu dış kısım olacak; rock konserinde de, elektronik müzik afişinde de. Dolayısı ile, dış kısım ayrı, iç kısım ayrı bir tasarım oluşturuyor.
Aslında yaygın olarak bir font üzerinden ve genel afiş konseptinden yola çıkılıyor bar afiş tasarımlarında. Bu bar da daha önce öyle yapıyormuş, ben bunu pek sevmedim. Çünkü her farklı müzik türünün farklı bir duygusu var ve hangi fontlar, hangi renkler olursa olsun, hatta hangi yerleştirme olursa olsun; hepsini birden kapsayamaz. Dolayısı ile içi özgür bir kaba koymak istedim bundan sonra gelecek tasarımları...
İç ve dışı daha mı net ayırsaydım diye tereddüte düştüm şimdi...
Bir de tarihin yeri iyi olmuş gibi gelmişti bana. Neden öyle söylediniz? Nasıl bir yerleştirme önerirdiniz?
*:
Hocam zaten neden "kamusal alanda" paylaşmadığınızı yazmışsınız, fakat hiç tasarım yapmıyor da olabilirdiniz, tasarım yapmamak görsel algıya sahip olmadığımız anlamına gelmiyor. Profesyonel olarak grafik tasarım yapmayan ancak mimar sevgilime gösteriyorum tasarımlarımı ben. Evet, her teknik detayı bilmiyor fakat bazen, hatta çoğu zaman beni deli eden yorumlar yapıyor
Delirme anım bitince genellikle güzel şeyler yakalıyorum. Sizin de yorumlarınız görsel algınızı ortaya koyuyor. Dolayısı ile, "sizin işlerinizi görelim" gerçekten bir ilgi ve merak olmaksızın; "sen yap da görelim" iması taşıyınca çok (sanırım doğru kelime bu) terbiyesiz bir dile dönüşüyor...
Zaten bazen öyle işler oluyor ki, yorum yapmıyorum kendi adıma. Olmamıştan öte söylenebilecek az şey oluyor çünkü. Basit bir tipografi kitabı, görsellik üzerine bir metin önerilebilir belki!