Neler yeni

Yeni mesajlar Yeni konular En çok mesaj En çok tepki En çok görüntülenen

Nur'ca Gölgeye Övgü...

Nur

👑Efsanevi Grafiker👑
Katılım
26 Ağu 2007
Mesajlar
2,238
Tepkime puanı
156
Ve aslında yergi..
Gölge…
İnsanın gizemli/sırlı görünme hali, daha fazlasına sahip olduğunu vaat eden yanlarını gölgede bırakıp, dikkat toplama/ilgi çekme dürtüsü ile birleşince kişiyi nasıl suskunluğa götürüyorsa, sanat eserinde de bu kaygı yerini gölgeye bırakıyor.

Seyreden için sanat eseri sanatçısı tarafından kodlanarak ona sunulmuş bir ileti ve bu iletinin anlamlanmasını sağlayan ilk unsur ışık/gölge.. İzleyici için söz ışıksa, suskunluk gölge oluveriyor. Her vaadi bir gölgeye hapsedip, izleyicinin hayal gücünü devreye sokan eserler daima daha bir iz bırakıyor.

Sanırım bu etkilenmenin ve isteklenmelerin sebebi dürtüsel olarak varlık olgusunun insan tarafından tekrar tekrar sorgulanması ile ilgili. Çünkü gölge ve onun ışıktan etkilenerek hareketlenmesi, şimdi şu anda var olduğumuzun koşuluz kanıtı. Tüm bu psikolojik etkilerle birlikte ışığın her şeyi göz önüne sermesi, gücü, aydınlatıcılığı ona insanlık tarihi boyunca tanrısal anlamlar yükledi. Işığın tezadı karanlıkta doğal olarak kötülüğün/korkunun/gizemin simgesi oldu. Gölgenin sahibi aslında ışıkken hep karanlığa ait oldu. Hatta eski çağlarda insan bedeninin öldükten sonra karanlıklar aleminde yok olduğuna, fakat gölgesinin onun ruhunun göstergesi olarak dünyada kaldığına inanıldı. Gölge hep bilinmezliklerle dans ederken bize karanlığı çağrıştırarak ondan ürkmemize sebep oldu.

İnsanlık tarihi boyunca gölgeyle ilgili tüm mitolojik, psikolojik ve dini çıkarımlar sanatta da yerini bulmuş. Mağara resimleri bulunmadan evvel 1.yy’da yaşamış olan Plinius’un Doğal Tarih Ansiklopedisinde yer alan resim sanatının gölgeden doğduğuna dair bilgilerde bunu gösteriyor.

Gölge ve ışık, insanın sanat vasıtası ile dünya üzerinde kalıcılığını arttırma girişimlerine işaret etse de Rönesans sanatına kadar (veya bize ulaşan kısmına kadar) sanat yapıtlarında boyutluluk hissine yani gölgeye pek rastlanmıyor. Gölge ile etkiyi ve kalıcılığı arttırma yöntemi en çok orta çağda Hıristiyan mistisizmi ile açığa çıkıyor. Dini otoriteler, Tanrı’yı ve ona giden yolun kapısı olan kiliseyi, insanoğlu üzerinde tartışılmaz tek yetkin güç olmasını sağlamak için sanatı kullanıyor. İşte tam bu noktada tanrısal bir güç olan ışık ve gölge bilinçli bir şekilde kullanılmaya başlanıyor. Özellikle yüksek gotik diye adlandırılan dönemde ve Fransa’da inşa edilen mimari yapıtlarda görülüyor gölgeyi kullanma kaygısı. Gotik kiliselerde yaratılan ışık/gölge etkisinin taşıdığı amaç; insanın problemlerle boğuştuğu karanlık dünyasında, Tanrı’nın ve kutsal üçlemenin ışığını hissettirip, ışığın kalbine doğru yapılan yolculukta, sorgulamaktan çok, kayıtsızca ibadete ve kilise bağlılığına adım atmasını sağlamak, bu görsel şölenle etki altına sokmak olmuştur. Yaratılmaya çalışılan psikolojik etki sözlü iletişimi azaltıp, düşünmenin/düşündüğünü paylaşmanın önüne ket vurup, itaati getirip, başkaldırıyı uzaklaştırmayı gerçekleştirmektir.

Doğu sanatında da gölge oyunu daha çok dini anlatımlar için kullanılmış. En bildiğimiz ve önemli örneklerinden biri de Hacivat - Karagöz.
Karagöz’ün sahnesindeki beyaz perde dünya, kuklalar insanlardır, arkadan vuran ışık ise ruhtur.
Işık kapanınca ruh gider, perdedeki kuklalar yani dünyadaki insanlar görünmez aleme göçerler.

Bununla ilgili Ömer Hayyam'ın bir rubaisi;
Biz gerçekten bir kukla sahnesindeyiz
Kuklacı felek usta, kuklalar da biz
Oyuna çıkıyoruz birer ikişer
Bittimi oyun, sandıktayız hepimiz.


Aslında konu hakkında daha nice bilgiler var ama beni gölgeyi düşünmeye sevk eden durum tozlu raflardan indirdiğim bir sergi oldu.

İstanbul Modern’de gerçekleşen “Gölgeye Övgü” isimli sergi ve ona ait bazı çalışmaları yeri gelmişken sizinle paylaşayım isterim. (Konuya dair notlarımı buldum ama fotoğrafları kayıp maalesef)


55786906.jpg




95400098.jpg




20602029.jpg




27290030.jpg


Dilerim sizler de yeri geldikçe kendi gölgelerinizi ışıklandırırsınız...
Boyut hissinizi arttıran gölgeler diliyorum :)
Teşekkürler.
 
Moderatör tarafında düzenlendi:

basilic

Memento mori !
👑Efsanevi Grafiker👑
Katılım
6 Eyl 2009
Mesajlar
3,108
Tepkime puanı
211
Konum
İstanbul
gözüm korktu önce uzun diye:D ama konu senin okumadan geçemezdim:)
her bir kelimeye anlamak için sindire sindire okudum.galiba anladımda:D
böyle güzel ve yapıcı konularla insanlara ışık oluyorsun canım arkadaşım.daha önce duymadığım ve ilk defa rastladığım bi konu.ve tabi daha niceleri.teşekkürler paylaşım için.


sen bana ışık ver yeter
bende filiz çok
köklerim içimde gizlidir...
ışığını yaymaya devam et.tam arkandayım:)
 

Nur

👑Efsanevi Grafiker👑
Katılım
26 Ağu 2007
Mesajlar
2,238
Tepkime puanı
156
gözüm korktu önce uzun diye:D ama konu senin okumadan geçemezdim:)
her bir kelimeye anlamak için sindire sindire okudum.galiba anladımda:D
böyle güzel ve yapıcı konularla insanlara ışık oluyorsun canım arkadaşım.daha önce duymadığım ve ilk defa rastladığım bi konu.ve tabi daha niceleri.teşekkürler paylaşım için.


sen bana ışık ver yeter
bende filiz çok
köklerim içimde gizlidir...
ışığını yaymaya devam et.tam arkandayım:)

Çok teşekkür ediyorum Reyhan' ım :) Sabaha karşı değişik bir kafayla tamamladığım bir yazı idi ve sanırım yer yer eksiklikler olmuş..
Hatta bir fotoğrafı iki kere yüklemişim :) Ama "dost kusur görmez" lafı ne de doğru imiş :) Bir tanesin ..
 
Üst