" Adanaca "
Aboov!.. : Bir şaşırma ünlemi.
Ağzına ökenmek: (Birinin) konuşmasıyla (onu taklit ederek) dalga geçmek.
Alganlı: Sadece kağıt ile yapılan, basit uçurtma.
Allöş: Bir şaşırma nidası (neşeli, sevindirici durumlarda kullanılır)
Anarya gitmek: Geri geri, arka arka gitmek.
Anarya: 1- Geri, arka. 2- Arabada, geri vites.
Araya gitmek: Ziyan olmak, heder olmak.
Aşörtmen: Eşofman
Avel: Salak, avanak, ahmak
Avlu: Bahçe
Bakele / Bahele: Bakar mısın?
Balcan, baldırcan: Patlıcan
Banadura: Domates
Bandırma: Üzüm pekmezi ve cevizle yapılan bir tatlı türü.
Bayak – bayaktan: Az önce.
Bıldır: Geçen yıl.
Bici bici: Nişasta, pudro şekeri, rendelenmiş buz ve bicibici boyası ile yapılan bir tatlı.
Bocit / bodic: Bakırdan yapılmış sürahi
Boşboşcu: Eski (Amerikalı eskisi) eşya satıcısı
Böbü: Zehirli ve büyük örümcek.
Böcük: Böcek
Carcur: Şarjör
Cardın: Büyük sıçan.
Cere: Topraktan yapılmış, kulplu küçük küp.
Cılk: Çürük
Cıncık: Cam, cam parçası
Cırlavuk: Ağustos böceği
Cibiliyet: Soy, geçmiş.
Cillop: Yeni, parlak, gösterişli.
Cimcik: Çimdik.
Cimciklemek: Çimdiklemek.
Cinbit: Açıkgöz, cin gibi, cingöz.
Cücük: Kuş, yavru kuş.
Cülük: Civciv
Çapıt-çaput: Bez.
Çiğit: Pamuk çekirdeği.
Çimmek: Yıkanmak, banyo yapmak, yüzmek.
Çingil: Süt ve yoğurt taşımakta kullanılan saplı metal kap.
Çomça (çömçe): Kepçe.
Çul: Kilim.
Dakka: Gulle oynarken atışlarda kullanılan en değerli gulle.
Dalabı olmak: Bağımlısı (müptelası) olmak.
Dam: Evin, binanın damı (Çatı değil!)
Dandik: Sıradan, işe yaramaz, uyduruk.
Daşşakkapan: Bukalemun.
Debbe: Bakırdan yapılmış, kapaklı sürahi, güğüm.
Dene: Tane
Denni?: Değil mi?
Depik: Tekme
Deyha: İşte orada
Dıkılmak: (İçeri) girmek.
Dinelmek: Ayakta durmak, dikilmek.
Döş: Göğüs.
Dulda: Kuytu, korunaklı (yer)
Eftik: Sıradan, değersiz, önemsiz.
Eke: Kibirli, ukala, bilmiş bilmiş konuşan, kimseyi beğenmeyen.
Elöpen: Küçük kertenkele.
Emmi: Amca.
Enee enek: Kârın ve zararın başa baş olması.
Essah: Gerçek, doğru
Evdeci: Çiftlikte yaşayan, çiftliğin alışverişini yapan, çalışanlara yemek pişiren görevli.
Falafoş: 1- Yalama, laçka. 2- (Argo) Kötü kadın.
Fallik: Hafif meşrep, oynak kadın.
Felfel: Şaşkın, şaşırmış, aptallaşmış.
Fıcıtmak: Fırlatıp atmak.
Fırıldak / Fırındak: Düzenbaz, güvenilmez, sahtekar.
Fırındak: Topaç.
Gadasını almak: Sevgi ifade eden bir deyim. Derdini, belasını (üzerine) almak.
Galle: Kasa.
Gıcık almak / Gıcık kapmak: (Birisinden) Haz etmemek, sevmemek.
Gıllik: Küçük, minik.
Gındırık: Aralık, az açık
Gıpraşmak: Kımıldamak.
Gıran: 1- Hastalık. 2- Yaramaz çocuk.
Gidişmek: Kaşınmak.
Gişi: Koca, bey.
Gottik: Kısa boylu.
Gulle: 1- Misket, bilye.2- (Argoda) Top, homo, gay…
Gunnamak: Doğurmak, yumurtlamak.
Hapap: Takunya
Hatın: Hanım, hatun.
Hayma: Üzerinde asma dallarının toplandığı çardak.
Helke: Kova
Hipo: Çamaşır suyu.
Hırpo: Enayi, salak, ahmak.
Hop: Sırt.
Hoşşig: Yalaka
Icık: Biraz
Ihmak: Diz çökmek.
Irgat: Tarlada çalışan işçi.
İllengeç: Yangeç.
İrişkin: Sucuk.
Kapçıklamak: Avuçlamak.
Kargı: Kamış.
Karsambaç: Rendelenmiş buz, pudra şekeri ve kırmızı boyalı su ile yapılan bir çeşit tatlı.
Kasnaklı: Kamış iskelet ve kağıt ile yapılan uçurtma.
Katmak: Koymak, doldurmak, vermek.
Kele: Kadınların kullandığı bir ünlem, ayol.
Kelep: Uçurtmanın ipinin (bir deyneğe) sarılı hali
Kertiş: Büyük kertenkele.
Kevmek: Ütmek.
Kölge: Gölge
Köşker: Ayakkabı tamircisi.
Kuş: Uçurtma.
Lastik: Spor ayakkabısı.
Löbbüş: Büyük, gösterişli parça.
Malafat: Erkeklik organı.
Malamat: Kötü durum, rezil, kepaze.
Manıh: Kedi yavrusu.
Mısmıl: Uygun, kabul edilebilir.
Mintan: Gömlek.
Mitil: Yatak, yorgan.
Muşamba: Naylon.
N’dek?: Ne yapalım?
Naylon: Traktör römorku
Nünük: Salyangoz.
Obir: Diğer, öteki.
Öllöz: Uyuşuk, miskin, mıymıntı.
Pantol: Pantolon.
Pendir: Peynir.
Peşkir: Havlu
Pırtmak: (Bir yerden) kayıp, fırlayıp, kurtulmak.
Sası: Tatsız, yavan
Sınıkçı: Kırık, çıkık tedavisi yapan kişi.
Sırımak: (Yorgan) dikmek.
Sırt: Giyecek, kıyafet.
Silme: Ağzına kadar dolu.
Soyka: 1- Yaramaz, haylaz (çocuk) 2- Erkek cinsel organı.
Şoora: Şurası.
Teker: Bisiklet.
Tike: Kuşbaşı
Tombili: Omuz(lar)
Tosbaa: Kaplumbağa.
Urup: Çeyrek, dörttebir
Uz: Sinsi
Velespit: Bisiklet.
Yazı: Düz alan, tarla, ova.
Yuka ekmek: Yufka ekmek.
Yuka: İnce, engin, sığ, alçak.
Yumak: Yıkamak
Yumuş: İş, hizmet, görev.
Yunmak: Yıkanmak
Zaar: Sanırım, galiba, belki…
Zıypacak: Kaydırak.
Zıypak: Kaygan.
Zıypmak: Kaymak.
Zibil: 1- Çöp. 2- Gereğinden fazla 3- Çok fazla olan, bol.
Zibillik: Çöplük.
Ziplemek: Saplamak.
Ziv ziv gezmek: Boş boş, amaçsızca ve çok gezmek.
Zort çekmek: Bir şeyle dalga geçmek, tiye almak için eller yardımıyla ağızdan çıkarılan sesle yapılan eylem.
Zortluk olmak: Dalga geçilecek duruma düşmek.
Zumzuk: Yumruk.