Bir kum tanesi gibi, bir yaprak gibi, bir taş gibi dinleneceksin...
İnsan bütün güzel müzikleri dinlemeli alabildiğine,
Hem de tüm benliği seslerle, ezgilerle dolarcasına.
İnsan balıklama dalmalı içine hayatın,
Bir kayadan zümrüt bir denize dalarcasına.
Uzak ülkeler çekmeli seni, tanımadığın insanlar,
Bütün kitapları okumak, bütün hayatları tanımak arzusuyla yanmalısın.
Değişmemelisin hiç bir şeyle bir bardak su içmenin mutluluğunu,
Fakat ne kadar sevinç varsa yaşamak özlemiyle dolmalısın.
Ve kederi de yaşamalısın, namusluca, bütün benliğinle,
Çünkü acılar da, sevinçler gibi olgunlaştırır insanı.
Kanın karışmalı hayatın büyük dolaşımına,
Dolaşmalı damarlarında hayatın sonsuz taze kanı.
Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:
Yaşadın mı büyük yaşayacaksın, ırmaklara,göğe,bütün evrene karışırcasına...
Çünkü ömür dediğimiz şey, hayata sunulmuş bir armağandır...
Ve hayat, sunulmuş bir armağandır insana...