Neler yeni

Yeni mesajlar Yeni konular En çok mesaj En çok tepki En çok görüntülenen

BENZER ya da KOPYA TASARIMLAR

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

farukcagla

⭐Deneyimli Tasarımcı⭐
Katılım
30 Ocak 2008
Mesajlar
127
Tepkime puanı
2
Web sitesi
www.fcagla.com
BENZER ya da KOPYA TASARIMLAR (veya Template tasarımlar Özgün Tasarım sayılır mı?)

Çoğumuz kendimizi TASARIMCI görüyoruz. Kimse kendisine PC veya Mac Operatörlüğünü layık görmüyor...

Kimse yoğurdum ekşi, ayranım ekşi demiyor. Eğitim, tahsil, okul, ders, çıraklık, kalfalık, ustalık gibi kavramlar dışlanmış, gereksiz görülmüş ve tu kaka edilmiş durumda...

Büyük bir çoğunluk “sen yetenekliysen eğitim önemli değildir, sen kendini grafiker olarak görüyorsan grafikersin” şeklinde konuşuyor.

Kimse “ben program biliyorum ama tasarım bilmiyorum” diyemiyor.

Şimdi de acayip bir kavram olarak; “Tasarım Bilmeyen Grafiker” deyimi çıktı. Tasarım bilmeyene GRAFİKER; tasarım bilene ise TASARIMCI GRAFİKER deniyormuş.

Sanki grafiker, tasarım bilmese de olur gibi. Mac veya Pc operatörlerini GRAFİKER diye yutturma metodu...!

Peki ARAKÇI grafiker yok mu? Tasarım yapamayan ama TASARIM adına KOPYA yapan, esinlenme, uyarlama, adaptasyon adı altında ÇALMA ÇIRPMA işler yapan sonra da BUNU BEN YAPTIM NASIL OLMUŞ diyerek övünüp kendini GRAFİKER sananlar yok mu?

Vardır ve onlar kendini bilirler.

BU kardeşlerimiz, açıkça ve dürüstçe “şu tasarımımı şuradan esinlendim ve şu şekle çevirdim. İlk haliyle başka sanatçıya, son haliyle ile bana aittir”, diyebilme cesaretini gösterebiliyorlar mı?

Template şablonlar kullanıp sadece logolarını değiştirmek tasarım mıdır?
Bir kompozisyon bulup sadece metinlerini değiştirmek tasarım mıdır?

O template'in o firma için uygun olduğunu bilebilmek ve o firmaya o şablonun cuk oturduğunu tespit edebilmek de bir tasarımcılıktır, yaratıcılıktır deniyorsa birden fazla grafiker veya firma o şablonu, o görseli kullanırsa sonuç ne olur?

Bir template görseli bulan Mehmet onun metnini değiştirirse, aynı template'i bulan Ahmet de başka bir metin koyarsa aynı template'li veya aynı clip art'lı veya aynı fotoğraflı iki ayrı tasarım, iki ayrı firmaya yapılmış olursa, bunun hukuki sonuçları ne olur?

Template kullanmak yaratıcılığı öldürüyor mu?

Grafik Tasarımcılığın çok kolay bir meslek olarak algılanmasında bu HAZIR (ve bedava) ŞABLON GÖRSELLERİN etkisi var mıdır?

Genellikle fotoğraflar için ödenen tek kullanımlık, çok kullanımlık telif hakkı bedelleri, clip artlar veya template görseller için de söz konusu olmalı mıdır?

Yoksa artık telif hakkı kavramı tarihe mi karışmıştır?

Modifikasyon, değiştirme, uyarlama veya esinlenme ile kopya etme arasında ne farklar vardır? Aynı fikir, aynı konsept değişik tasarımcılar tarafından nasıl benzer biçimlerle ele alınmıştır? Rastlantısal benzerlik olabilir mi?

Bunlar burada tartışılmalıdır, sergilenmelidir. Meslek böyle ilerler.

LÜTFEN, gözümüze çarpan ve en hafif deyimiyle BENZER olduğunu düşündüğümüz GRAFİK ÜRÜNLERİ burada sergileyelim.

Sergileyelim ki, tasarımın bir FİKİR ve SANAT ESERİ olduğu daha iyi anlaşılsın.
Sergileyelim ki, tasarımın CİDDİ ve ÖNEMLİ bir İŞ olduğu daha iyi anlaşılsın.
Sergileyelim ki, tasarımın bir TELİF HAKKI olduğu daha iyi anlaşılsın.
Sergileyelim ki, tasarımın ve tasarımcının DEĞERİ daha iyi anlaşılsın.
Sergileyelim ki GERÇEK TASARIMCILAR daha iyi koşullara SAHİP olsun.

İlk örnek olarak oğlum Erdem Çağla’nın şans eseri bulduğu template tasarımları sunuyorum. Bu konu onun yukarıdaki soruları bana sorması üzerine açılmıştır. Tek başıma yeterli cevapları veremeyeceğimi düşünerek, doğruları hep beraber bulalım istedim. "Sergileyelim ki" ifadesiyle başlayan 5 adet yorum bana aittir. Sorular büyük çoğunlukla oğlumun, mektubun bütünündeki yorumlar benim ifadelerimdir.

Saygılarımla.

Faruk ÇAĞLA




 
Son düzenleme:

ussamx

⭐Deneyimli Tasarımcı⭐
Katılım
8 May 2008
Mesajlar
103
Tepkime puanı
1
Bunun adına hırsızlıktan tutunda ticari ahlaksızlığa kadar pek çok şey sölenebilir bu ve benzeri olaylar hayatımız her alanına girmiş durumda giyindiğimiz kazaktan kullandığımız otomobile her sektörde var...

Bu gibi durumlar yasayla kanunla hallolur sorunlar değiller malesef tamamen bir oto kontrol ve ahlak meselesi....
 

Yunus PARLAR

👑Efsanevi Grafiker👑
Katılım
6 May 2008
Mesajlar
2,448
Tepkime puanı
58
Web sitesi
www.evdetasarim.net
Hocam çok güzel bir konuya değinmişsiniz fakat ben şöyle bi düşünce içerisindeyim. Sizin deyiminizle ''ARAKÇILIK'' olayı sadece bu sektörde mevcut değildir. Bugun diğer sektörlere bakıldığındada aynı sonuçları görmek mümkündür. Hepimizin bildiği SONY isimli markayı örnek olarak ele alayım. Bir benzeri olarak SONYA çıktı, SUNNY çıktı çıktıda çıktı... Mesala yine hepimizin bildiği NOKİA cep telefonları. Çinli arkadaşlar bu olayı abartıp NOKİA markası ile telefon üretmeye başladılar. Bu olay bence artık dünya çapında sıkıntı yaratmakda. He bizim için önemli olan tabiki bizim sektörümüzdür elbette ama bu tüm sektörlerin kanayan yarası bence. Saygılar.
 

farukcagla

⭐Deneyimli Tasarımcı⭐
Katılım
30 Ocak 2008
Mesajlar
127
Tepkime puanı
2
Web sitesi
www.fcagla.com
BU kardeşlerimiz, açıkça ve dürüstçe “şu tasarımımı şuradan esinlendim ve şu şekle çevirdim. İlk haliyle başka sanatçıya, son haliyle ile bana aittir”, diyebilme cesaretini gösterebiliyorlar mı?

Template şablonlar kullanıp sadece logolarını değiştirmek tasarım mıdır?
Bir kompozisyon bulup sadece metinlerini değiştirmek tasarım mıdır?

O template'in o firma için uygun olduğunu bilebilmek ve o firmaya o şablonun cuk oturduğunu tespit edebilmek de bir tasarımcılıktır, yaratıcılıktır deniyorsa birden fazla grafiker veya firma o şablonu, o görseli kullanırsa sonuç ne olur?

Bir template görseli bulan Mehmet onun metnini değiştirirse, aynı template'i bulan Ahmet de başka bir metin koyarsa aynı template'li veya aynı clip art'lı veya aynı fotoğraflı iki ayrı tasarım, iki ayrı firmaya yapılmış olursa, bunun hukuki sonuçları ne olur?

Template kullanmak yaratıcılığı öldürüyor mu?

Grafik Tasarımcılığın çok kolay bir meslek olarak algılanmasında bu HAZIR (ve bedava) ŞABLON GÖRSELLERİN etkisi var mıdır?

Genellikle fotoğraflar için ödenen tek kullanımlık, çok kullanımlık telif hakkı bedelleri, clip artlar veya template görseller için de söz konusu olmalı mıdır?

Yoksa artık telif hakkı kavramı tarihe mi karışmıştır?

Modifikasyon, değiştirme, uyarlama veya esinlenme ile kopya etme arasında ne farklar vardır? Aynı fikir, aynı konsept değişik tasarımcılar tarafından nasıl benzer biçimlerle ele alınmıştır? Rastlantısal benzerlik olabilir mi?


Arkadaşlar;
Yukarıda sorulan sorulara cevap vermenizi çok isterdim.

BU soruların cevaplarını hep birlikte bulmaya çalışalım isterdim.

Oysa öyle yapılmıyor.

Soruların cevapları olarak sadece "hırsızlık" , "ahlaksızlık" veya "kanayan yaradır" şeklindeki yorumlar sizce yeterli midir?
 

Cahit GÜLDEN

Eğitimci Grafiker
♾️Grafik Gurusu♾️
Katılım
26 May 2007
Mesajlar
1,199
Tepkime puanı
44
Web sitesi
www.cahitgulden.com
Faruk hocam gösterdiğiniz örneklerin tamamında ne bir esinlenme var ne de örnek alınıp, çalışan tarafından üzerine bir ekleme var. Çalışmalar bir ötekinin bire bir kopyesi. Bu davranışı meslek ahlakına uygun bulmuyorum, zaten bunun kimse tarafından ahlaki bulunabileceğini zannetmiyorum. Bu çalışmaları sipariş eden müşteri bile durumu farketseydi, kazıklandığını düşünüp duruma itiraz edip, hakkını arardı.

Grafik tasarım, bir sanattır bunun kaçarı yok, bunu lami cimi olmadan kabul edersek olaya çok daha basit bir açıdan bakarız. Sanatta en önemli kural ne diyor: Sanat eseri özgün olmalıdır. Eğer tezimizi bu cümlenin anlamı üzerine inşa edersek ortaya şu sonuç çıkıyor. Biz eğer kendimizi grafik tasarımcı olarak kabul ediyorsak, önce sanatçı ahlakına sahip olmalıyız, ödün vermeyeceğimiz tek şey, ilk baştada sözünü ettiğimiz ÖZGÜNLÜK olmalıdır.

Sanatçı düşünerek hayatını kazanan insandır, sanatçının sermayesi fikirleridir. Bir sanatçının fikrini çalmakla, bir şirketin kasasından para çalmak arasında herhangi bir fark görmüyorum. Bir insanın evini soymak ne kadar gayrı ahlaki ise, bir fikri kopyeleyip satma arasında herhangi bir fark göremiyorum.

Görsel sanatlarda, legal sayılabilecek tek olgu esinlenmedir diye düşünüyorum ben. Büyük üstat Mimar Sinan'dan tutunda, Picasso'ya varıncaya kadar birçok sanatçı bir başkalarından esinlenmişler ama bu dozajı çok iyi ayarlayıp, asla esinlendikleri yerin gölgesi altında kalmamışlardır. Eserlerinde hep kendi orjinalitelerini ön plana çıkarmayı başarmışlardır.

Sanatta kolaycılık diye birşey yoktur, birşeyi ya yaparsın yada yapamazsın. Her sıkıştığında biryerlere saldırırsan, çekirge bir sıçrar iki sıçrar durumuna düşmekten kurtulamazsın. Zaten bu ARAKLAMA tasarım olayına giren tasarımcı müsveddelerinin ünlü bir sanatçı olma gibi hedefleride olduğunu sanmıyorum, onlar sadece günü kurtarma peşindeler, fakat işin acı yönü bu yöntem gerçek tasarımcıların canını yakmaya başladı. Gerçekten düşünen ve emek veren, sayısı bir elin parmakları kadar olan bu değerli insanlar, bu tarz düşünen, sayısı tahminlerden çok çok fazla insan tarafından huzursuz ediliyorlar. Şu anda Türk Grafik Tasarımı aşırı bir kaotik durum yaşamaktadır. Dijital rüzgarın yarattığı, sanal grafiker rüzgarı heryandan esmekte. Yani tabiri caizse tüfek icat oldu mertlik bozuldu sözü, grafik tasarım alanının heryanında yankılanmaktadır.
Üç ayda grafiker yetiştirdiğini iddia eden kurslar memleketin heryanında mantar gibi bitmekte. Üstelik bu kursların ilanları GMK tarafından desteklenen dergide yayınlanmaktadır.
Belki bu kurslardan mezun olan bazı arkadaşlarımızda bu yazıyı okumaktalar belkide bana kızmaktalar ama lütfen beni affetsinler, size verilen sertifika veya belgelerde yazan grafiker ünvanı grafik tasarımcıyı ifade etmekte, grafik tasarımcıda sanatçıyı ifade ettiğinden 3 ay gibi bir sürede bu ünvanı elde etmek 10 dakikada jet pilotu olmakla eşdeğerdir. Ben 4 yıllık sanat eğitimime ve 22 yıllık sanat eğitimciliğime rağmen inanın buna yürekten söylüyorum, grafik tasarımcılığıma şüphe ile bakıyorum.
 

farukcagla

⭐Deneyimli Tasarımcı⭐
Katılım
30 Ocak 2008
Mesajlar
127
Tepkime puanı
2
Web sitesi
www.fcagla.com
Faruk hocam gösterdiğiniz örneklerin tamamında ne bir esinlenme var ne de örnek alınıp, çalışan tarafından üzerine bir ekleme var. Çalışmalar bir ötekinin bire bir kopyesi. Bu davranışı meslek ahlakına uygun bulmuyorum, zaten bunun kimse tarafından ahlaki bulunabileceğini zannetmiyorum. Bu çalışmaları sipariş eden müşteri bile durumu farketseydi, kazıklandığını düşünüp duruma itiraz edip, hakkını arardı.

Grafik tasarım, bir sanattır bunun kaçarı yok, bunu lami cimi olmadan kabul edersek olaya çok daha basit bir açıdan bakarız. Sanatta en önemli kural ne diyor: Sanat eseri özgün olmalıdır. Eğer tezimizi bu cümlenin anlamı üzerine inşa edersek ortaya şu sonuç çıkıyor. Biz eğer kendimizi grafik tasarımcı olarak kabul ediyorsak, önce sanatçı ahlakına sahip olmalıyız, ödün vermeyeceğimiz tek şey, ilk baştada sözünü ettiğimiz ÖZGÜNLÜK olmalıdır.

Sanatçı düşünerek hayatını kazanan insandır, sanatçının sermayesi fikirleridir. Bir sanatçının fikrini çalmakla, bir şirketin kasasından para çalmak arasında herhangi bir fark görmüyorum. Bir insanın evini soymak ne kadar gayrı ahlaki ise, bir fikri kopyeleyip satma arasında herhangi bir fark göremiyorum.

Görsel sanatlarda, legal sayılabilecek tek olgu esinlenmedir diye düşünüyorum ben. Büyük üstat Mimar Sinan'dan tutunda, Picasso'ya varıncaya kadar birçok sanatçı bir başkalarından esinlenmişler ama bu dozajı çok iyi ayarlayıp, asla esinlendikleri yerin gölgesi altında kalmamışlardır. Eserlerinde hep kendi orjinalitelerini ön plana çıkarmayı başarmışlardır.

Sanatta kolaycılık diye birşey yoktur, birşeyi ya yaparsın yada yapamazsın. Her sıkıştığında biryerlere saldırırsan, çekirge bir sıçrar iki sıçrar durumuna düşmekten kurtulamazsın. Zaten bu ARAKLAMA tasarım olayına giren tasarımcı müsveddelerinin ünlü bir sanatçı olma gibi hedefleride olduğunu sanmıyorum, onlar sadece günü kurtarma peşindeler, fakat işin acı yönü bu yöntem gerçek tasarımcıların canını yakmaya başladı. Gerçekten düşünen ve emek veren, sayısı bir elin parmakları kadar olan bu değerli insanlar, bu tarz düşünen, sayısı tahminlerden çok çok fazla insan tarafından huzursuz ediliyorlar. Şu anda Türk Grafik Tasarımı aşırı bir kaotik durum yaşamaktadır. Dijital rüzgarın yarattığı, sanal grafiker rüzgarı heryandan esmekte. Yani tabiri caizse tüfek icat oldu mertlik bozuldu sözü, grafik tasarım alanının heryanında yankılanmaktadır.
Üç ayda grafiker yetiştirdiğini iddia eden kurslar memleketin heryanında mantar gibi bitmekte. Üstelik bu kursların ilanları GMK tarafından desteklenen dergide yayınlanmaktadır.
Belki bu kurslardan mezun olan bazı arkadaşlarımızda bu yazıyı okumaktalar belkide bana kızmaktalar ama lütfen beni affetsinler, size verilen sertifika veya belgelerde yazan grafiker ünvanı grafik tasarımcıyı ifade etmekte, grafik tasarımcıda sanatçıyı ifade ettiğinden 3 ay gibi bir sürede bu ünvanı elde etmek 10 dakikada jet pilotu olmakla eşdeğerdir. Ben 4 yıllık sanat eğitimime ve 22 yıllık sanat eğitimciliğime rağmen inanın buna yürekten söylüyorum, grafik tasarımcılığıma şüphe ile bakıyorum.


Cahit hocam, ağzınıza fikrinize sağlık.
Zaten canı yanmamışlardan pek ses çıkmıyor.

Hele sessiz kalıp da bilerek veya bilmeyerek can yakmaya devam edenlerden hiç söz etmiyorum.

Denizde boğulmasın diye elbiselerinizle suya atlayıp kurtarmaya çalıştığınız yüzme bilmeyen kişinin kendini kurtarma çırpınışlarıyla sizi boğması ve sonra kendi sonunu hazırlaması gibi felaket bir cehaletin içindeler.

Tasarım da fast food hale dönüştü, veya biz çağın çok gerisinde kaldık.

Eskiden bilgisayar bilmiyordum, o yüzden aç kalıyorum sanıyordum. Sonra bilgisayar öğrendim, yine aç kalınca uyandım.

Dürümcülerin, lahmacuncuların veya hamburgercilerin ortasında Lezzet lokantası sinek avlayacak, çünkü lezzet diye bir kavram unutulmuş.

Sizin amblemlerinizi çok beğeniyorum, altıgen şekline soktuğunuz turuncu eli, daireyi kavramış diye Fire Fox'un amblemine benzetenler bile oldu, bence hiç alakası yok. FireFox'taki yanan tilkinin çembere sarılmış halidir. O eli öyle kusursuz stilize edebilecek kaç tasarımcı çıkar içimizde? Üstelik o elin çemberi yakalayıp sıkıca tutması ve formundan taviz vermeden altıgen şeklini de koruması...

Hazır clip artı bulup koymaya benzemez bu işler. Derin bir klasik desen bilgisi ile kıvrak bir piktogram stilize esnekliği gerektirir.

Neyse iki sağırlar birbirini ağırlar demesinler diye kısa kesiyorum; N'olcak bu gerçek tasarımcıların hali?

Fikir ve Sanat Eseri Sahibi olmuş, gerçek tasarımcıları kim koruyacak hocam?

Başkasından template görsel alıp üzerine yazı döşeyen sanal tasarımcılar şöyle dursun, bir kere yaptığımız bir broşürün defalarca bill board halini, afiş halini bizden izin almadan kullananlara ne yapacağız?

Bir bestecinin bir şarkıcının eseri bir defa parası ödenince bu kadar sonsuza kadar bedava kullanılıyor mu?

Ya da broşürünü bize bastırırsan tasarımını bedava yaparız diyenlere ne yapacağız?

Ya da verdiğim resimli örneklerdeki işlerin arak tarak olduğunu bilip de çok ucuz fiyat olsun da arak olsun farketmez diyen müşterilere ne yapacağız?

Saygıyla.
 
Son düzenleme:

efoja

👑Efsanevi Grafiker👑
Katılım
2 Nis 2008
Mesajlar
4,184
Tepkime puanı
132
Web sitesi
birderindeniz.blogcu.com
Bir firma için reklam anlaşması yapmıştı çalıştığım bir ajans. Bilboard çalışmıştım. Daha sonra anlaşma fesh edildi. Ama benim yaptığım bilboard çalışmasını müşteri daha sonra bir dergi reklamı olarak kullanmak istediğini söyledi. Bizim firma kabul etti. Ancak dergide çıkacak olan reklamda ajansımızın logosu bulunacaktı. Tasarım'ın bize ait olduğu belli olsun diye. Sonuçta dergi de reklamcı. Sonuç: Benim reklamım çıkmadı. Aynısının bir değişiği sayfadaydı. Şablon tamamen aynı sadece bir tek fotoğraf değişik.
Bana müdürüm bir keresinde şunun gibi bir logo istiyorum diye tuttu bir logo getirdi. Bakmadım bile. Logo istiyorsanız çalışayım, Görelim dedim. Bir ara müdürümle "ben hırsız değilim" "yapar mısın? demiyorum, yapacaksın" "Ya giderim ya da yapmam" diye karşılıklı yüksek sesli bir diyaloğa girdik. İşimden de olmadım, hırsız da olmadım. Kendim olmazsam hangi başarısızlık benimdir ki, içten üzüleyim; hangi başarım beni mutlu eder.
Nihayetinde bu yara mara değil. Yara kazalar sonucu oluşur insanda. Bu bilinçli birşey. Tamamen kişilerin ( özel ya da tüzel ) sahip oldukları ya da olamadıkları meziyetlerle ilgili.
 

inanhuseyin

🏅Acemi Tasarımcı🏅
Katılım
27 Tem 2008
Mesajlar
66
Tepkime puanı
1
Değerli Üstadlar ve Arkadaşlar;

Oldukça ciddi olan bu konu, o kadar fazla destekçiyle meydana çıktı ki, hani derler ya:
"Yanlış Sürekli Sapılınca, Doğru Unutulur, İnsanlara Doğru Gelir", aynen o durumdayız.

Öncelikle, Tasarım yaptığını, düzeltiyorum "Ucuza Tasarım(!)" yaptığını iddia edenler yüzünden, müşteri kaybediyoruz. Yeterince Emek vermeden çalışan insanlar, hem piyasayı düşürüyorlar, hemde müşterilerimizi elimizden alıyorlar.

Dünyada en pahalı ürün "Fikir" dir, iyiyi düşünürseniz gerisi zaten gelir. İstanbul'da olanlar Topkapı Matbaacılar sitesini bilirler, Elinde Çanta ile çalışan insanları.

Tamam, herkes Ekmek Kavgasında, Doğru kabul ediyorum ama, Matbaacılıkta kar unsuru neredeyse kalmadı. Bir işi yaparken verebileceği fireleri düşünerek, yapılan bir yanlışın dönüşünü düşünerek fiyat veremiyorsunuz. Çünkü sizin maliyetinizin bile altına verilen fiyatlar var. En basit örneği, "Çok Renkli Kartvizit"ler. Sadece firma ismi, adres telefon değiştirilerek, baskıya alınıyor. Bir dizgi bile sayılamayacak şekilde!

Neden tercih ediliyorlar, 1000 adedini 10Ytl fiyata veriyorlar da ondan. Nasıl, bir toplu basım yapan mekana verip, diğer işlerin yanına ekleyerek, 4 - 5 Ytl ye malederek...

Konuyu fazla saptırmadan detaylar ile uzatmadan son veriyorum. Yazacak o kadar çok şey var ki . . .
 

muratiff

🏅Acemi Tasarımcı🏅
Katılım
8 Eyl 2008
Mesajlar
84
Tepkime puanı
2
25 senelik "ETİ PUF" ürününü koskoca Ülker alıp kopyalıyorsa, çok fazla dicek bir şey yok.
 

sedat17

🏆Pro Tasarımcı🏆
Katılım
3 Ara 2007
Mesajlar
516
Tepkime puanı
8
25 senelik "ETİ PUF" ürününü koskoca Ülker alıp kopyalıyorsa, çok fazla dicek bir şey yok.

evet onu görünce bende şaşırdım ben her akşma eve giderken mutlaka bir eti cin eti puf alırım birgün ülker gördüm şaşırmıştım gerçekten birebir hırsızlık muzlumu limonlumuydu neydi rengi sarı idi
 

chrysalis

🌱Yeni Üye🌱
Katılım
29 Eyl 2008
Mesajlar
17
Tepkime puanı
0
haksızlıktır bencede ama yapan kişi ordan buldan aldılarından ortaya başka bir şey çıkarıyorsa içinde bir tasarım vardır düşüncesindeyim yinede başlangıç için araklama yapılabilir ama bence
ama asla bir işi tek başına yaratmanın verdiği hazzı yaşıyamaz
 

muratiff

🏅Acemi Tasarımcı🏅
Katılım
8 Eyl 2008
Mesajlar
84
Tepkime puanı
2
evet onu görünce bende şaşırdım ben her akşma eve giderken mutlaka bir eti cin eti puf alırım birgün ülker gördüm şaşırmıştım gerçekten birebir hırsızlık muzlumu limonlumuydu neydi rengi sarı idi

Malesef ticarette şefer, onur, haysiyet utanma kalmadı, işin içine para girince şirketlerin gözü kararıyor. Türkiye nin büyük firmaları yurt dışındaki fuarları gezip fikirlir çalıp burda pazarloyor bize. Bu sırf biz değil tüm dünya yapıyor.
 

sedat17

🏆Pro Tasarımcı🏆
Katılım
3 Ara 2007
Mesajlar
516
Tepkime puanı
8
Malesef ticarette şefer, onur, haysiyet utanma kalmadı, işin içine para girince şirketlerin gözü kararıyor. Türkiye nin büyük firmaları yurt dışındaki fuarları gezip fikirlir çalıp burda pazarloyor bize. Bu sırf biz değil tüm dünya yapıyor.

evet hocam haklısınız buna örnek olarak da buyuk markaları verebilirz burada dikilior yurt dışına gönderlior orada marka dikip geri postalıyolar ticaret tabi bu para adaı böyle yapıor işte
 

farukcagla

⭐Deneyimli Tasarımcı⭐
Katılım
30 Ocak 2008
Mesajlar
127
Tepkime puanı
2
Web sitesi
www.fcagla.com
Değerli Üstadlar ve Arkadaşlar;

Oldukça ciddi olan bu konu, o kadar fazla destekçiyle meydana çıktı ki, hani derler ya:
"Yanlış Sürekli Sapılınca, Doğru Unutulur, İnsanlara Doğru Gelir", aynen o durumdayız.

Öncelikle, Tasarım yaptığını, düzeltiyorum "Ucuza Tasarım(!)" yaptığını iddia edenler yüzünden, müşteri kaybediyoruz. Yeterince Emek vermeden çalışan insanlar, hem piyasayı düşürüyorlar, hemde müşterilerimizi elimizden alıyorlar.

Dünyada en pahalı ürün "Fikir" dir, iyiyi düşünürseniz gerisi zaten gelir. İstanbul'da olanlar Topkapı Matbaacılar sitesini bilirler, Elinde Çanta ile çalışan insanları.

Tamam, herkes Ekmek Kavgasında, Doğru kabul ediyorum ama, Matbaacılıkta kar unsuru neredeyse kalmadı. Bir işi yaparken verebileceği fireleri düşünerek, yapılan bir yanlışın dönüşünü düşünerek fiyat veremiyorsunuz. Çünkü sizin maliyetinizin bile altına verilen fiyatlar var. En basit örneği, "Çok Renkli Kartvizit"ler. Sadece firma ismi, adres telefon değiştirilerek, baskıya alınıyor. Bir dizgi bile sayılamayacak şekilde!

Neden tercih ediliyorlar, 1000 adedini 10Ytl fiyata veriyorlar da ondan. Nasıl, bir toplu basım yapan mekana verip, diğer işlerin yanına ekleyerek, 4 - 5 Ytl ye malederek...

Konuyu fazla saptırmadan detaylar ile uzatmadan son veriyorum. Yazacak o kadar çok şey var ki . . .


Bu kartvizitteki adresleri Photoshop'ta dizip üstelik adresi zeminden ayıracağım diye outher glow veya shadow veya emboss verip okutmaz hale getiren kişiler de oralarda beşyüz lira maaşla grafiker diye çalışıyor işte.

Bunlar grafik işçisi, operatör bile olamazlar ama grafik tasarımcı diye kartvizit bastırıyor. Kimse de dur demiyor.

Grafikerler Meslek Kuruluşu niçin var?

Çalıntı tasarımları teşhir etse, grafiker olmayana grafiker ünvanı verilmesini belirli kurallara bağlasa görevini yapmış olmaz mı?

BU işlerle kim ilgilenecek?

Yanlış ameliyata dur demeyen tabip odası olur mu? Yanlış tasarıma dur demeyen Grafiker Teşkilatı olur mu?

Meslekten olmayanın mesleği icra etmesine dur demeyen meslek örgütü olur mu?
 

muratiff

🏅Acemi Tasarımcı🏅
Katılım
8 Eyl 2008
Mesajlar
84
Tepkime puanı
2
Bundan sonra başkasının işlerini çalanlar top olsun. :)
 

creedwar

Kreatif Stratejist
👑Efsanevi Grafiker👑
Katılım
17 Haz 2008
Mesajlar
7,974
Tepkime puanı
104
Bu kartvizitteki adresleri Photoshop'ta dizip üstelik adresi zeminden ayıracağım diye outher glow veya shadow veya emboss verip okutmaz hale getiren kişiler de oralarda beşyüz lira maaşla grafiker diye çalışıyor işte.

Bunlar grafik işçisi, operatör bile olamazlar ama grafik tasarımcı diye kartvizit bastırıyor. Kimse de dur demiyor.

Grafikerler Meslek Kuruluşu niçin var?

Çalıntı tasarımları teşhir etse, grafiker olmayana grafiker ünvanı verilmesini belirli kurallara bağlasa görevini yapmış olmaz mı?

BU işlerle kim ilgilenecek?

Yanlış ameliyata dur demeyen tabip odası olur mu? Yanlış tasarıma dur demeyen Grafiker Teşkilatı olur mu?

Meslekten olmayanın mesleği icra etmesine dur demeyen meslek örgütü olur mu?


Her sektörde olduğu gibi, başıboşluk bu konuda da dewam ediyor..Genelimiz grafikerliğin sadece masaüstü yayıncılık alanlarında çalışıyoruz. Broşür, katalog, afiş, ambalaj vs..bunların dışına çıkışımız gerek müşteri yönlendirmesinden; gerekse bizim tasarımdan ne anladığımızla alakalı bir ikilem içinde kalmıştır..

Müşteri çevreden gördüğünden istemektedir ve isteyecekte..Çünkü standart a yakın ve yatkın olarak kafasında belirlediği noktadadır.Sabit fikir sabit görsellik.

Bizim tasarım anlayışımızı genelde kullanılan sabit clipartlar, vektöreller, pluginler dışına taşamaz taştığı anda geri plana atılmaya mahkum çalışmalardır. Yeniliğe açık bir firma bizimle çalışmadığı sürece ne bir tasarım ortaya çıkar nede bir başka tasarım adına bir çalışma..

Sabit fikirler müşterilerde olduğu gibi bizlerde de var..Bizim müşteriden beklentimiz; yeniliklerimizi göstermektense, bizimde piyasa içinde var olanın dışına çıkmamak olduğundan benzer işler dönüp duracak..

Konu uzayacak ama biz olduğumuz yerde saymaya devam edeceğiz..Farklı çalışmalara açık bir tüketici kitlesine sahip değiliz. Ve bizde birbirimizden farklı değiliz.
 

ussamx

⭐Deneyimli Tasarımcı⭐
Katılım
8 May 2008
Mesajlar
103
Tepkime puanı
1
Grafikerler Meslek Kuruluşu niçin var?

Çalıntı tasarımları teşhir etse, grafiker olmayana grafiker ünvanı verilmesini belirli kurallara bağlasa görevini yapmış olmaz mı?

BU işlerle kim ilgilenecek?

Yanlış ameliyata dur demeyen tabip odası olur mu? Yanlış tasarıma dur demeyen Grafiker Teşkilatı olur mu?

Meslekten olmayanın mesleği icra etmesine dur demeyen meslek örgütü olur mu?

Hocam o kadar güzel anlattınızki olayı bu durumlara kayıtsız kalmak mümkün değil ama elimizde yaptırım gücü olmadan bu durumlarla başa çıkmak için bir iki yol var çok fazla seçeneğimiz yok


Meslek gruplarının kendi içlerinde bir araya gelerek topluluk oluşturması yeterli çoğunluk sağlandığında ilgili kuruluşlara talapte bulunulması cevap alınamaması halinde dahada ileri gidilip çeşitli eğlemlerde bulunulması kısa vadede olmasada uzun vadede çözüm sağlayabilir. Tabiki topluluk oluşturmaklada iş bitmiyor belirlenen hedef doğrultusunda taviz vermeden kararlı vede ciddi durmak gerekiyor.

Grafikerler topluluğunun bu şekilde bir çalışması varmı bilmiyorum ama kendi mesleğim olan matbaa alanında izmirde bir oda mevcut kuruluş amacı matbaa sektöründeki işletmeleri aynı çatı altında toplamak olan bu işletmelerin sorunlarını çözmeye yönelik faaliyetler, yaptırımlar, düzenlemeler yapmak olan bu kuruluş malesef sadece aidat toplamakla ilgileniyor senede bir kez formaliteden bir fiyat listesi yayımlıyor ve kimsede bu listeyi takmıyor otoriteden yoksun amacının dışına çıkmış güvenilirliğini kaybetmiş kendi halinde bir kuruluş.

Her geçen gün bir adım daha batağa sürüklenen hatta neredeyse can çekişen matbaa esnafıysa aman ben batmayayımda kim batarsa batsın zihniyetinde hal böyle olunca topluluk olmakta bir işe yaramıyor.

Gelelim elinde yaptırım gücü olan bizimkine oranla sesi devlet kademelerinde daha net duyulan Matbaa ve Grafik meslek liselerine Üniversitelerine.

Niçin böyle söyledim? çünkü onlar olayı bilimsel yapıyorlar ders verdikleri bölümlere Dizgi Eğitimi Ana Bilim Dalı Ofset bilmemnesi gibi çağdaş ve şaşalı isimler veriyorlar durum böyle olunca bizimkinin yanında onların sesi daha etkili olacaktır.

Forumda dikkatimi çeken ve sık sık tartışmalara sahne olan senmisin grafiker benmiyim grafiker sen mekteplisin ben alaylıyım gibi tartışmalarında odağı ve çıkış noktasıdır aslında bu kurumlar ve Türkiye'de uygulanan yanlış politikaların ve ezberci eğitim anlayışınında en bariz örneklerindendir.

Bu konuyla ilgili yapılmış o kadar çok yanlış ve incelenmesi gereken o kadar çok başlık varki düşündüklerimin hepsini burada yazmaya kalksam sayfalar dolusu yazmam gerekir bunu daha önce bir çok kez yaptığım ve cevap alamadığım için bu kez düşündüklerimin hepsini yazmak yerine kısa kısa değineceğim belki sohbetimizin ilerleyen bölümlerinde bu yazılarımıda burada paylaşırım.

Burada yapılan en büyük yanlışlardan birtanesi mektepli kasimin ben bilirim zihniyetitir ve alaylı kesimi küçük görmesidir ( Mektepli kesimden kasıt en alt kademede öğrenim gören öğrenciden, en üst düzeyde planlama ve eğitim veren öğretmen müdür vs. ) örneklerini pek çok defa gördüğüm bir durumdur sektörde çalıştığım ortalama 17 yıl boyunca meslek liselerinden staj adı altında bizlere gönderilen onlarca genç kardeşimizle çalıştım ve pek çoğunda gördüğüm bu zihniyet bir süre sonra keşke daha erken iş hayatına girseymişim yönünde değişti

her ne kadar teoride çok çok üstün olsalarda da pratikte ve tecrübede çok çok aşağıdadırlar ve unutulan en önemli şey piyasada yetişen alaylı bir usta sadece mesleği öğrenmekle kalmaz ve gene piyasada çırak yetiştiren bir usta çırağa sadece mesleği öğretmez bunun yanında ona hayat boyu her alanda lazım olacak ahlakı ve terbiyeyide verir bir çırağın ustasıyla geçirdiği zaman dilimi anne ve babasıyla geçirdiğinin 2 - 3 katı olduğuna göre ve bir insanın öğrenme evresinde en verimli yılları olan ortalama olarak 14 - 20 yaşları olduğuna göre çıraklık döneminde iyi bir ustadan eğitim alan çırak büyük ihtimalle hem sağlıklı bir birey hemde yetenekli ve iyi bir usta olacaktır.. Aynı durumu birkaç öğretmenden öğrenim gören onlarca öğrenci üzerinden değerlendricek olursak aynı şeyi söylemek biraz zor. Elbette bu demek değildirki tüm alaylır iyidir yada tüm mektepliler böyledir her iki taraftanda istinalar var sonuçta söz konusu olan şey insan..

Kısacası ben şahsen okulda teorik pratik bilgiler ezberletmekle insana eğitim verilebileceğini düşünmüyorum bir işi öğrenmek o işi her yönüyle öğrenmektir müşteri olmadan onun ne istediğini bilemezsiniz, tasarladığınız işi başka örneklerle karşılaştırmadan ortaya ne çıktığını bilemezsiniz, makine olmadan derme çatma atölyelerde ofseti öğretemezsiniz insanlarla karşılaşmadan tecrübe edinemezsiniz tüm bunlar bir yana esnaf olmak tabiri vardırki bu bir yana bu ise okulda atölyede öğrenilebilecek bir kavram değildir zaten bizzat işin başında öğrenilir...


Şimdi tüm bunları göz önünde bulundurarak sizin sorularınıza tekrar göz atacak olursak bu kurumların bu sorulara ve sorunlara cevap vermesi imkansız bu kurumlar daha kendi eksikliklerinin bile farkında değiller ve sizin benim sorun olarak gördüğümüz şeyleri fark etmiyorlar etselerde umursamıyorlar kaldıki onların bu zihniyetlerinin yanında bizim beklentilerimiz çok ince çok hasas kalıyor..

Düşününki Türkiyede bir kurum bir meslekle alakalı ciddiye alınan bir çalışma yapsın okulda eğitim versin, gazetete, matbaada staj versin ve yeterlilik gösteren insanlara bir belge versin, sonrada bunların denetlemesi yapıp belgesi olmayanları meslekten men etsin belgesi olupta kötü yönde kullananların belgesini iptal etsin. Yada alaylı olarak mesleği öğrenmiş kişileri doğru dürüst sınavdan geçirsin ve başarılı olanlara belge versin ben diyorumki Türkiyede bu imkansız en azından bu yüzyılda ve esas üzerinde konuşulması gereken konu bu diye düşünüyorum eğer birşeyin kendisi eğri ise gölgesini düzeltmeye çalışmak boşa zaman kaybı olacaktır eğer biz burada bu konular üzerinde konuşup tartışıp sağlıklı çöümler üretirsek fikir birliği yapıp çaba sarfedersek belki biryerlere sesimizi duyurmayı başarırız diye düşünüyorum..

Bu arada yukarıdaki yazıma önyargı ile yaklaşıp yeniden aynı şeyleri tekrarlayan kısır eleştriler ve cevaplara mümkün olduğunca cevap vermeyeceğim eğer siz bu şekilde tartışmak isterseniz forumda bu konuda açılmış birçok başlık var orada devam edebilirsiniz ben yazılarımı olayın daha iyi anlaşılabilmesi açısından değişik şekillerde ve bira sivri bir dille yazarım yoksa amaç kimseye sen şöylesin böylesin demek değildir kimse üstüne bir şey almasın ve önemli bir konu herkez şikayetçi birşeylerden ama nedense hadi konuşalım denilip konu açıldığında şikayetçi olan arkadaşlar mesaja sadece bakıp geçiyorlar nedense cevap yazmıyorlar hocam önemli bir konuya değinmiş bende kendimce yorumladım sizlerinde konuya katkıda bulunması yorum yazması olayı farkılı açılardan değişik düşüncelerden görmemizi sağlayacaktır…
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst