Neler yeni

Yeni mesajlar Yeni konular En çok mesaj En çok tepki En çok görüntülenen

BENZER ya da KOPYA TASARIMLAR

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

seabis

🌟Usta Tasarımcı🌟
Katılım
2 Ağu 2007
Mesajlar
265
Tepkime puanı
2
araklana araklana, araklanacak şeyde kalmadı. Heryerde araklama tasarımlar var...
 

neptune

🏅Acemi Tasarımcı🏅
Katılım
22 Ocak 2008
Mesajlar
53
Tepkime puanı
0
Adamın biri Web sitesi istedi... herşeyde anlaştık fiyat kısmına gelince "1250 ytl + KDV + Alan parası + İsim parası" dedim... "biraz düşüneyim" dedi... yaklaşık bir ay boyunca bunun muhabbetini yaptık...
"bana indirim yap", "neden bu kadar pahalı yapıyorsun?" vs...

bir ayın sonunda 200 ytl'ye yapan birinin olduğunu söyledi...
"sen neden bu kadar pahalıya yapıyorsun" dedi...
"Ben sitenin tamamını kendim yapıyorum" dedim...
"fotoğraf çekimlerinden, yazıların, grafiklerin dizaynına kadar tamamını kendim yapıyorum" dedim...
adam bana yaptırmaktan vazgeçip 200 ytl'lik tasarımcıyla çalıştı... ortaya mutasyona uğramış bir template site çıktı...

bu durumda sizce ne yapılmalı...

Not: Bunun gibi yaklaşık beş müşteri kaybettim...

[...]

işte sorun bu zaten. bu sorun için ayrı başlık bile gerekiyor. bu tarz kişiler nette stock sitelerinden onu bunu alıyorlar, adjustments özelliklerini kullanarak biraz üstünde oynuyorlar, 100 milyona yapıp veriyorlar. bizim gibi kullanacağı resmi bile kendisi çeken, kullanacağı clipart'ı illustratörle saatlerce yapmaya uğraşan kişiler bunlarla aynı kefede ve rakip pozisyonunda buluyor birden bire. sonra diyorlar uzun sürdü yaptığın iş filanca kişi bir saatte verdi, o filanca kişi stock sitelerine girip beğendiği görselle bir saatte yaptı tabii.

bu durumda yapılması gereken elbette mesleğin standartizasyona oturtulmasıdır. ama grafik tasarım eğitiminin de çağın gereklerine göre göre yeniden düzenlenmesidir. yani daha doğrusu eğitime giriş koşullarının düzenlenmesidir. bir insanın yeteneğinin ve grafik tasarım mesleğine yatkınlığının belli bir günde belli birkaç saatte yapılacak bir sınavla ve o sınavda ki tek bir tür çizim anlayışı üzerinden ölçülerek belirlenmesi değildir. örneğin bazı ressamlar kübizmde harikalar yaratabilir ama empresyonizmde o kadar iyi olmayabilir. umarım anlatabilmişimdir. giriş koşulları o zamana kadar yapılan çalışmalar yani bir nevi portfolio sunumuyla belirlense daha iyi olur. kaldı ki sınav günü hastalanan ya da başka sorunları olan kişiler sınavda bekleneni veremeyebilir ama aslında kazanabilecek kişilerdir. tek bir gün yeterli değil kişinin mesleğe yatkınlığının belirlenmesinde.

kurslar da operatörlük kursu olduklarını belirtmeli ve operatörün yapacağı işlere daha iyi öğrenciyi hazırlamalı, baskı aşaması konusuna daha fazla ağırlık vermeli, program kendi başına da öğrenilir kurslara o kadar para vermeye gerek yok.

yoksa mektepliler ve nitelikli alaylılar, ordan buradan aldıklarıyla iş çıkaran kolajcılarla aynı kefeye konmaya devam edecektir. sorulara özetle cevabım;
toplama stoklarla kolaj yapmanın tasarım tanımına girmesi muhtemel değildir, telif hakkı bedelleri clip art hazırlayan kişiler için de geçerli olmalıdır, template kullanmak yaratıcılığı öldürmekle kalmaz yaratıcılığın doğmasını ve gelişmesini de engeller, o yüzden kullanılacaksa yaratan kişiye telif bedelleri ödenmeli isminin geçmesi durumunda (kitap gibi ürünlerde) o kişinin de ismi yazılmalı.
 

farukcagla

⭐Deneyimli Tasarımcı⭐
Katılım
30 Ocak 2008
Mesajlar
127
Tepkime puanı
2
Web sitesi
www.fcagla.com
işte sorun bu zaten. bu sorun için ayrı başlık bile gerekiyor. bu tarz kişiler nette stock sitelerinden onu bunu alıyorlar, adjustments özelliklerini kullanarak biraz üstünde oynuyorlar, 100 milyona yapıp veriyorlar. bizim gibi kullanacağı resmi bile kendisi çeken, kullanacağı clipart'ı illustratörle saatlerce yapmaya uğraşan kişiler bunlarla aynı kefede ve rakip pozisyonunda buluyor birden bire. sonra diyorlar uzun sürdü yaptığın iş filanca kişi bir saatte verdi, o filanca kişi stock sitelerine girip beğendiği görselle bir saatte yaptı tabii.

bu durumda yapılması gereken elbette mesleğin standartizasyona oturtulmasıdır. ama grafik tasarım eğitiminin de çağın gereklerine göre göre yeniden düzenlenmesidir. yani daha doğrusu eğitime giriş koşullarının düzenlenmesidir. bir insanın yeteneğinin ve grafik tasarım mesleğine yatkınlığının belli bir günde belli birkaç saatte yapılacak bir sınavla ve o sınavda ki tek bir tür çizim anlayışı üzerinden ölçülerek belirlenmesi değildir. örneğin bazı ressamlar kübizmde harikalar yaratabilir ama empresyonizmde o kadar iyi olmayabilir. umarım anlatabilmişimdir. giriş koşulları o zamana kadar yapılan çalışmalar yani bir nevi portfolio sunumuyla belirlense daha iyi olur. kaldı ki sınav günü hastalanan ya da başka sorunları olan kişiler sınavda bekleneni veremeyebilir ama aslında kazanabilecek kişilerdir. tek bir gün yeterli değil kişinin mesleğe yatkınlığının belirlenmesinde.

kurslar da operatörlük kursu olduklarını belirtmeli ve operatörün yapacağı işlere daha iyi öğrenciyi hazırlamalı, baskı aşaması konusuna daha fazla ağırlık vermeli, program kendi başına da öğrenilir kurslara o kadar para vermeye gerek yok.

yoksa mektepliler ve nitelikli alaylılar, ordan buradan aldıklarıyla iş çıkaran kolajcılarla aynı kefeye konmaya devam edecektir. sorulara özetle cevabım;
toplama stoklarla kolaj yapmanın tasarım tanımına girmesi muhtemel değildir, telif hakkı bedelleri clip art hazırlayan kişiler için de geçerli olmalıdır, template kullanmak yaratıcılığı öldürmekle kalmaz yaratıcılığın doğmasını ve gelişmesini de engeller, o yüzden kullanılacaksa yaratan kişiye telif bedelleri ödenmeli isminin geçmesi durumunda (kitap gibi ürünlerde) o kişinin de ismi yazılmalı.


Sayın Neptune,

Mesajınızın 4 yerini bold ile işaretledim.

Benim için çok önemli noktalar.

Bu 4 önemli nokta grafikerlik mesleğinin ilkelerinin ve sınırlarının tespit edilmesi, grafik tasarımcısının haklarının korunması, grafik tasarımcı yetiştirilmesinin daha çağdaş koşullarının oluşturulması ve ÇALINTI TASARIMLARIN ENGELLENİP ORİJİNAL-ÖZGÜN- TASARIMIN DAHA DA DEĞERLİ KILINMASI amaçlarına yönelik GRAFİKERLERİN BİRLİK OLMASI GEREKLİDİR TEZİMİ GÜÇLENDİRİYOR.

Bold ile işaretlediğim cümlelerinize katılıyor ve destekliyorum.

BU yazdıklarınız, ancak GRAFİKERLER BİRLİK OLURSA gerçekleşebilir diyorum, ve kimse destek vermese bile demeye de devam edeceğim.

Bu BİRLİK konusuna ne diyorsunuz?
 

neptune

🏅Acemi Tasarımcı🏅
Katılım
22 Ocak 2008
Mesajlar
53
Tepkime puanı
0
Bu birlik konusuna elbette olumlu bakıyorum. Bir birlik çatısında mesleğe gerçekten gönül vermiş insanların ortak sesler ve renkler bulabilme imkanı oluşacaktır. Ama bunun kolay olduğunu sanmıyorum. Birçok farklı ses çıkacak, belli konularda anlaşmaya varmak zorlaşacaktır, bu da böyle bir birliğin kuruluş aşamasını uzatacaktır.
Yazdıklarınız için teşekkür ederim.
 

farukcagla

⭐Deneyimli Tasarımcı⭐
Katılım
30 Ocak 2008
Mesajlar
127
Tepkime puanı
2
Web sitesi
www.fcagla.com
Bu birlik konusuna elbette olumlu bakıyorum. Bir birlik çatısında mesleğe gerçekten gönül vermiş insanların ortak sesler ve renkler bulabilme imkanı oluşacaktır. Ama bunun kolay olduğunu sanmıyorum. Birçok farklı ses çıkacak, belli konularda anlaşmaya varmak zorlaşacaktır, bu da böyle bir birliğin kuruluş aşamasını uzatacaktır.
Yazdıklarınız için teşekkür ederim.

Belli konularda anlaşmaya varmak için, bir tüzük hazırlanıyor.
Tıpkı parti programı gibi. Bunun üzerinde anlaşmaya varanlar birliği kuruyor. Anlaşmayanlar anlaşmadığı yere üye olmuyor. Bu kadar basit.

Zaten dediğiniz gönül vermiş ve ortak ses oluşturmuş kişilerin ORTAK BİR METİN ÜZERİNDE UZLAŞMASI gerekiyor değil mi?

BU konuda hem fikirseniz, başka ne gibi engeller olabilir?
 

neptune

🏅Acemi Tasarımcı🏅
Katılım
22 Ocak 2008
Mesajlar
53
Tepkime puanı
0
Sayın Faruk Çağla,
Başka engellerin olacağını sanmıyorum aslında ama siz bazı yahoo gruplarında okuduğum kadarıyla sanırım geçen yaz bu birliğin kurulması için çalışmalar yaptınız ama bazı sorunlar nedeniyle bu birlik gerçekleşemedi.

Ben geçen sene Grafik Tasarım Dergisi'nin düzenlediği Grafik Tasarım Günleri etkinliğine gitmiştim. Seminerin son gününde Grafik Tasarım dergisi yazarları bir panel gerçekleştirmişti. Orada da bir Grafikerler Meslek Birliğinin kurulması gündeme gelmiş, malum alaylı-mektepli meselesinin uzun uzun tartışılması sonunda, bu birliğin kurulması halinde alaylıların bu meslekten men edilecekleri ima edilmişti. Yani bu birlik kurulunca GSF mezunu olmayanlar grafik tasarımcılığı yapamayacakmış. Ben mesajınız üzerine konuyu araştırmak için Google'da arama yaptım. Meslek birliğine asil üyelik için birliğin koyduğu şartlara uyum taşıma zorunluluğu olduğunu gördüm.

Turizm ve Kültür Bakanlığı'nın sitesinde "Fikir ve Sanat Eseri Sahipleri ile Bağlantılı Hak Sahipleri Meslek Birlikleri Tip Statüsü" başlığı altında bir tüzük var. Burada gördüm.
Link: ..:: T.C. KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI :: KÜTÜPHANELER VE YAYIMLAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Grafikerler Meslek Birliği kurulduğunda "Fikir ve Sanat Eseri Sahipleri Meslek Birliği" kapsamında mı olacak yoksa "Tabipler Odası" gibi diplomasızların üye olamayacağı bir kuruluş mu olacak?

Eğer ikincisiyse o zaman daha önce de yazdığım gibi Grafik Tasarım eğitiminin hak eden herkese ulaştırılması yönünde çalışmalar yapılsa ve buna devlet ön ayak olsa daha iyi olur. Çünkü daha önce yazdığım gibi gerçekten yetenekli insanlar da eğitim alma imkanından mahrum kalıyorlar. Kartvizitteki adrese photoshop efekti veren takımı boşverelim ama yetenek sınavlarında ilk 30 kişinin arasına giremeyen diyelim 31. olup da kalanlar eğitim alabilmeli. Kaldı ki 3000 kişinin başvurduğu sınavda ilk 300'e girebilmek de marifettir.

Yani şöyle bir risk var: Yetkililer diyebilir ki grafiker olmanın ön koşulu eğitim olsun ama eğitimin koşulları eski tas eski hamam usulü belirlenmeye devam etsin. Gene GSF kapılarına binlerce kişi yığılsın, sınavlar fotoğraf gibi anatomi çizimi üzerinden olsun (oysa araştırdım, avrupa'da grafik tasarım okullarına giriş sınavları farklı nitelikte, fotoğraf gibi karakalem değil de verilen bir tasarım sorununun çözümü ya da hayali bir firma için logo çizilmesi vs. giriş sınavı her okulda yok belli köklü okullarda var, diğerleri portfolio sunumu üzerinden öğrenci alıyor) istenilen konuyu doğru ölçü ve oranlarda çizebilen herkes değil de sadece 20 kişi sınavı geçebilsin denilecek ve yetenekli birçok kişi dışarıda kalacak. İşte böyle bir risk var. Senelerdir sınava giren ama geçemeyen birinci aşamayı geçip ikincide kalan kişiler var. Oysa bu insanların daha okul okumadan yaptıkları tasarımlar bile birçok kişininkinden daha nitelikli ve aileleri "oğlum/kızım senin bu okulu kazanacağın yok artık bir işe gir de çalış" dedikleri için tasarım öğrenme hayallerine elveda demek zorunda kalıyorlar.

O yüzden Grafikerler Meslek Birliği kurulursa -ki çoktan kurulmalıydı aslında- giriş şartları ne olmalı bir kişinin üye olup olmayacağı nasıl belirlenmeli bunu düşünmek lazım. GSF çıkışlı olmayanlar arasından bu işe yatkın olanlar, kartvizitteki adrese efekt vermeyi akıl edenlerden nasıl ayırd edilecek?

Grafik Tasarım eğitimi sadece üniversitelerle anatomi sınavından sonra mı verilmeli? Yoksa Avrupa'da olduğu gibi üniversite olmayan ama en az iki yıllık eğitim veren ve eğitim kapsamında elbette temel sanat ve tasarım eğitimine de müfredatlarına yer veren kurumlar nihayet açılacak mı ülkemizde? (Aslında İstanbul'da böyle yerler var bir-iki tane ama fiyatları biraz yüksek) Nitekim Avrupa'da en ufak kursta bile tasarım eğitimi veriliyor, salt program öğreten kurslar zaten grafikerlik kursu diye nitelendirilmiyor, bu kurslar sadece yeni programlar öğrenmek isteyen, ya da eski versiyonlarını bildiği programların yeni versiyonlarını öğrenmek isteyen kişiler için varlar.

Usta-çırak ilişkisi de bu bağlamda tasarım eğitimini çeşitli nedenlerden alamayanlar için önemli bir alternatif. Ama bu şansa da belli yaştaki gençler sahip olabiliyor. Birkaç yıl önce bir iş yerine başvurmuştum. Yardımcı grafikerlik pozisyonuna. Orada görüştüğüm kişi bana "18 yaşında olsaydın seni yetiştirmek üzere işe alırdım ama bu yaşta alamam, az paraya çalıştırmaya gönlüm elvermez" demişti. Özel ders veren kişileri de araştırmıştım. İnternette yalnızca bir kişi bulmuştum. O da sitesine yazmış, eskiden herkese ders veriyormuş ama artık sadece GSF öğrencileri ve mezunlarına ders vermeye karar vermiş. Yeteneksiz kişilerle uğraşmak istememesini bir derece anlayabiliyorum ama üniversite öğrencileri bu kişinin vereceği tasarım eğitimini zaten okullarında öğrenmiyor mu?

Yani nette buldukları hazır templatelerle 30 milyona iş yapan "photoshop grafikçisi" diye tabir ettiğimiz kişilerden ayırt edileceğiz derken tasarım öğrenme ve yapma imkanından mahrum kalmayız inşallah.

Konu gene dönerse kopya tasarımlar üzerine de bir iki satır yazmak isterdim, yurtdışında bile nasıl kopyalar yapıldığı, ülkemizde kitaplarda bile yer verilmiş bir alışveriş merkezi logosu ile italyan bir tasarım firmasının logosu arasındaki inanılmaz benzerlikler, pixellogo gibi siteler vb.
 
Son düzenleme:

farukcagla

⭐Deneyimli Tasarımcı⭐
Katılım
30 Ocak 2008
Mesajlar
127
Tepkime puanı
2
Web sitesi
www.fcagla.com
Grafikerler Meslek Birliği

Sayın Neptune,
Önce bu konuya duyarlı olduğunuz için, ciddi ve önemli şeyler yazdığınız için, duygularınızla değil tarafsız düşünceleriniz ile yazdığınız için teşekkür ederim.

Şimdi değindiğiniz GMB kuruluşunun durdurulması konusuna değinmek istiyorum.

1-Evet geçen yaz GMBnin kurulması konusunda bazı sorunlar çıktığı veya çıkarıldığı doğrudur. Ama buna rağmen grafikerler meslek birliği kurulabilirdi ve şu anda istenseydi bu birlik kurulmuş olurdu. Şu anda bu birliğin kurulmasını engellemiş olan ve sonuçlanmış olan hiç bir mahkeme kararı yoktur ama bu yönde karar alınması için rakiplerimiz tarafından verilen uğraşlar sürmektedir.

2-İstenseydi kurulurdu dedim. Bu sorunlar ve pürüzler kasıtlı olarak çıkarıldıktan sonra ben de bu birlik hemen kurulsun istemedim ve kurulması için rutin çabaların dışında özel bir gayret göstermedim. Nasrettin Hoca'nın Timur karşısında düştüğü yalnız bırakılma ve terkedilme durumuna benzer hadiseler yaşadım. Bana açılan mahkemelerde yalnız bırakıldım. Bu sadece bir tanesi... Diğer yandan tek başıma bu birliği kurmam ve kurduktan sonra da hiç emeği geçmemiş kişilere teslim etmem bekleniyormuş gibi sinyaller aldım. Kısaca zorlukları değil başarıyı paylaşmak isteyen kişilerle birlikte olunmayacağını hissettim. Emek çekmeden yemek yemek isteyenlerin çok olduğu bir toplumda olduğumuzu biliyorsunuz. Araba devrildikten sonra yol gösteren çok olur diye bir deyim vardır. Bunları bu kuruluş sürecinde bizzat canlı olarak gördüm.

3-GMB'nin bu şartlarda kurulmuş olması kimseye hayır getirmiş olmazdı. Çünkü sizin uzunca yazmış olduğunuz sorun ve endişelerin bir çoğu tartışılmamıştı, bunların hepsi tüzüğe geçirilmemişti, tüzük alelacele hazırlanmıştı ve en önemlisi hukuk danışmanı ve avukat eksiğimiz vardı... Kısaca iyi niyet ve haklılığımızın dışında ve bize destek veren 400 kişinin dışında inanmış, pekişmiş, kararlı ve elini taşın altına koyacak nifaklara, tahriklere, bölünmelere kanmayacak kadromuz veya ekibimiz yoktu... Bir de hiç birimizin deneyimi de yoktu. Böyle olunca disiplin denilen şey faşizm ile, demokrasi denilen şey anarşizmle karıştırıldı...Savrulmalar ve çözülmeler hemen ilk saldırılarda başladı.
Her şeye rağmen bu birliğin bu şartlarda kurulması için inatla ve tek başıma mücadele etmek benim çok büyük para ve emek kaybıma neden olacaktı. Ortak bir çabanın değil, kişisel bir çabanın ürünü olacak ve bu kez yine tartışma bitmeyecekti...

4-Bu yüzden olayların durulmasını ve pürüzlerin kalkmasını beklemek, daha yavaş, daha sakin fakat daha emin adımlarla yürüyüp, bu ideali dantel işler gibi ilmek ilmek işlemek gibi bir yöntemin daha hayırlı olacağını düşündüm. Şimdiki yaptığım da budur. Bu harekete, bu ideale, bu amaca ve bu gayeye inanmış yeni arkadaşların katılımıyla bu kez daha farklı yöntemlerle ve geçmişten alınan derslerle çok daha güçlü olarak yola devam edilebileceğini düşünüyorum. Kaplumbağaya sormuşlar, böyle yavaş yavaş nereye gidiyorsun diye. Hacca gidiyorum demiş. BU hızla hacca ulaşazsın ki demişler. Ulaşamazsam da yolunda ölürüm, demiş. Benimki bir bakıma böyle.

Sayın Neptune; meslek birliği konusunun geçmişini böyle olabildiğince kısa fakat kısalığına oranla olabildiğince ayrıntılı olarak özetledikten sonra şimdi sizin teğet geçtiğiniz fakat benim için çok daha fazla öneme sahip şu ALAYLILAR MESLEK BİLİĞİNE GİREMEZ iddiası ve endişesine değinmek istiyorum.

Her şeyden önce öncülüğünü ben ve benimle beraber olan arkadaşlarımın yaptığı bu meslek birliği hakkında bizlerin dışında Grafik Tasarım Dergisi'nin bir toplantı yapıp bu toplantıda bu konunun gündeme getirildiğini bilmiyordum.

Sizinle bu konuda daha rahat fikir alışverişinde bulunabilmemiz için bu toplantıda bu konuda ne konuşuldu, bunları ayrıntılı biçimde bana bildirmeniz, benim bilgi sahibi olup size ve diğer grafikerlere daha yararlı olabilmem için gereklidir.

Mesela alaylıların bu meslekten men edileceklerini GMB nin başkanı olarak ben asla söylemedim. Bunu orada söyleyen kimdi, ne gerekçeyle söyledi? Bunu başkan seçilmiş biri olarak hem benim bilmem gerekiyor, hem de bu forumdaki tüm alaylı grafikerlerin bilmesi gerekiyor.

Meslek birliği adına bu yorumlar nasıl yapıldı, kimler ne dedi, ne fikir çıktı, bunu daha detaylı bildiriniz ki sağlıklı tartışalım.

Ayrıca diyorsunuz ki, googledaki araştırmalarımda Grafiker Meslek Birliği Tüzüğünde alaylı grafikerlerin bu birliğe alınmayacağı maddesini buldum.

Çok ilginç, biz bu tüzüğü alaylı grafikerlerle birlikte hazırladık. Dediğiniz doğru olsaydı alaylı kardeşlerimiz itiraz ederlerdi.

Siz kimin tüzüğünde böyle bir madde gördünüz? Kimin kurduğu veya kuracağı Grafikerler Meslek Birliği ŞARTLARINDA alaylılar giremez şartını gördünüz? Benim başkanı bulunduğum hareketin tüzüğünde mi?

Sayın Neptune, şimdilik bu kadar yazıyorum. Uzun yazınızın diğer bölümlerinde bahsettiğiniz ideal grafik tasarımı nasıl olmalı türünden çözüm arayışlarınızın cevaplandırmasını bir sonraki mektubuma bırakıyor, önce bu sorularımı cevaplamanızı rica ediyorum.

Sanıyorum bu forumda ideal grafik eğitimi nasıl olmalı diye bir konu açılmıştı, aslında mektubunuzun ikinci bölümü orada tartışmaya açılabilir. Bir de bu konunun bir önceki aşaması olarak, daha eğitime başlanmadan "akademik eğitim kurumları hangi koşullarla ve hangi sınavlarla grafik öğrencisi almalı" diye bir konu açılırsa sizin temas ettikleriniz orada tartışılabilir ve verimli de olur.

Son olarak şunu da ifade etmeliyim, bu ve bu gibi sitelerin üyesi olan grafikerlerin yüzde 95'i alaylıdır. Onlar bu gibi konularla ilgileniyorlar mı bunu da merak ediyorum.

Yani alaylıların üye olabileceği meslek birliği kurulsa desteklerler mi?

Saygılarımla.
 

tolga_laila

🏅Acemi Tasarımcı🏅
Katılım
11 Haz 2007
Mesajlar
68
Tepkime puanı
1
Web sitesi
www.tolgayayla.tr.gg
Paylaştıgınız bilgiler ve gündeme getirdiğiniz bu konular için cok teşekkur ederım..Benımde soracagım bı kaç soru var..

-Patronu yada Müdürü bu işi boyle yada bu kadar zamanda yapacaksın emirine ıtıraz edebılecek kac grafiker arkadas var?

-Projede yer alan bazı kişiler yüzünden dar zamana sıkıştırılan işlerde hazır şablonlar yada bu gibi kaynakların, işi yapan ve bu işe muhtac olan kişiler tarafından kullanılması mecburıyet değilmidir?

-Grafikerlerıne zaman olarak bir standart belirlemeyen kaliteye önem vermeyen iş verenler, ne kadar yaptırırsam o kadar kardır mantıgını güderek daha cok para kazanmak istiyorsa bu ülkemizin ekonomisiylemi yoksa iş verenlerin aç gözlülüğüyle mi alakalıdır?

Konu o kadar kapsamlı ve geniş ki bu ve bunun gibi bir cok soru sorulabilir ve üzerinde tartışılabilir.

Bence kaynak olarak sorunumuz yada kanayan yaramız çalanlar,çırpanlar,oradan alıp buraya koyanlar değil grafikerin ciddi olarak yan gelip yatan adam olarak sıfatlandırıldığı ülkemizde kaynak sorun "BİLİNÇSİZLİĞİMİZ"dir.
 

farukcagla

⭐Deneyimli Tasarımcı⭐
Katılım
30 Ocak 2008
Mesajlar
127
Tepkime puanı
2
Web sitesi
www.fcagla.com
Grafikerlerin uğradığı haksızlıklar

Tolga bey,
Bence bu sorularınız; Grafikerlerin Uğradığı Haksızlıklar ve Karşılaştığı Sıkıntılar konulu konu başlığı açılsa ve orada tartışılsa iyi olur. Ama kısaca;
1-Dar zamanda çok iş istenmesine dur diyecek grafiker daha yaşlı, daha tecrübeli ve idareci vasıflarına sahip grafikerlerdir. BU grafikerler genellikle art direktördür. Ama mevcut sistem art direktörü yok edip, bir bilgisayar bir bilgisayar kullanan şeklinde sadece makineden sorumlu tek insanla tasarım yaptırmaya yönelmiş ve TAKIM-EKİP çalışmasını ve dolayısı ile TASLAK ve TASARIM kavramını yok etmiştir. Bu nedenle daha hızlı fakat daha berbat, paraya çabuk dönüşen çalışma yapılması yönüne gidilmiştir. BUna karşı koyacak şey tek tek grafikerler değil, mesleğin ilkelerini, sınırlarını tespit edecek ve çalışanlara sahip çıkacak grafikerler meslek birliğidir. Bu birlik olmazsa grafikerler kürek mahkumu gibi daha hızlı, daha hızlı çalışmaya mahkum ve mecbur edilirler.
2-Üçüncü sorunuza da kısmen bir no.lu maddede cevap vermiş olmakla birlikte, iki ve üç no lu sorunuza toptan cevap olarak şunları ekleyebilirim; Ülkemizde her sömürünün temeli olarak kriz var nedeni gösterilmektedir. Oysa kriz ekonomisi KERİZ EKONOMİSİ halini alarak uyanıkların sessiz ve güçsüzleri KERİZ yerine koyması nedeniyle, haksız ve güçlü zalimlerin, haklı fakat güçsüz mazlumların üzerine uyguladığı bir zulüm, bir eziyet düzeni hüküm sürmektedir. Bu da grafikerlik mesleğinin ucuzlaması ve onurunun ayaklar alınması ve grafikerlerin alaylı-mektepli ayrımı gözetmeksizin ezilmesi sonucunu doğurmaktadır.Alaylı-mektepli ayrımı yapay olarak körüklenmekte ve böl yönet politikası uygulanmaktadır.Bu da grafikerlerin birleşmesinin önüne engel olarak çıkartılmakta, cahil ve bilinçsiz grafikerlerin aklı çelinmektedir. Bir zamanlar grafikerler en kültür sahibi meslek mensubu iken bu gün Türkçeyi doğru kullanamaz duruma getirilmiştir.Bu KERİZ ekonomisinin sebebi kriz değil, çalışanı keriz yerine koyan hakim zihniyet ve bu zihniyeti arkasına alıp bundan destek gören en önde gözüken aç gözlü ve kültürsüz-eğitimsiz patronlardır. Bu patronlar tasarımı yok sayıp uygulamayı öne çıkartan zihniyete sahiptir. Kaliteyi düşüren: hızlı iş yapmak, ucuza çalışmak, zevksiz ve mutsuz ruh hali ile çalışmak, grafikerliği sanat değil zenaat olarak görmek, tasarımı yaratıcılık olarak değil, işçilik ve amelelik olarak görmektir.

Kısaca grafikerlik tasarım hadisesi unutularak işçilik noktasında yoğunlaştırılmış, grafik tasarımcı operatörlük noktasına indirilmiş, işte bu nedenle yutturmaca olarak tasarım bilen grafikere tasarımcı grafiker (sanki sıradan grafikerin bile tasarım bilmesi normal değilmiş gibi), tasarım bilmeyen kişiye de mac operatörü yerine sadece grafiker denilerek... sade grafiker, az yağlı grafiker, yaratıcı grafiker, pilav üstü grafiker, yaratıcı olmayan grafiker gibi saçma sapan deyimlerle grafikerlik mesleği katledilmiştir. Kimse mac operatörüyüm dememektedir dikkat ederseniz.

Patronlar 400 milyon maaş verdikleri acemi mac operatörünü bile müşteriye grafiker diye sunmaktadır...

FORMÜL ŞUDUR; operatör makineyi kullanmakta, patron veya müşteri de makineyi kullananı kullanmaktadır.

AMAÇ; tasarımcının önce aklını, sonra sanatını, sonra da makineyi kullanmasına engel olmaktır. Sistem ezmek üzerine kurulmuştur. Bu yüzden ekip çalışması yok edilmiştir.Grafikerin amirliği ve yöneticiliğine son verilmiştir. Pazarlama müdürü, grafikerin amiri olmuştur. Amaç tasarımın ve tasarımcının ezilmesidir. Çünkü bilirler ki gerçek tasarım çok pahalıdır. Bu baskı yöntemi ile tasarımı ucuza hatta bedavaya getireceklerini sanan cahiller bilmezler ki, ucuz etin yahnisinden yemek, hatta cacık bile olmaz.

Batıda bilgisayar daha çok yaratıcılığın ve tasarımdaki kalitenin artmasına sebep olurken, bizde sömürünün artmasına ve tasarımın azalmasına neden olan bir noktaya çekilmiştir.

Dikkat ediniz, hep batıdaki tasarımlara imreniriz, niçin bizde öyle tasarım yapılmaz? Makine aynı makinedir ama, insan ve insanı kullanan sistem farklıdır.

SONUÇ ŞUDUR; ortaya tasarım diye KOPYA ve BENZER işler (mecburen) çıkmakta, kullanılan grafik emekçisi olmakta ve onların kalitesi gittikçe düşmekte, bu da ucuz emek, hızlı üretim noktasına varmaktadır. Nitelikli grafik tasarım yüksek sosyetenin ve bankalar gibi zengin kurumların ve sadece büyük ajansların hizmetinde olmakta, küçük ve orta boy işletmeler, kobiler, matbaalar hızla kalitesiz tasarıma doğru, taklit ve benzer tasarımı kabullenme noktasına doğru ilerlemektedirler.

KURTULUŞ; Birlik olmaktır. Birlik olan çomaklar çabuk kırılmaz.
 
Son düzenleme:

Onur KARADAĞLI

👑Efsanevi Grafiker👑
Katılım
17 Eyl 2007
Mesajlar
2,439
Tepkime puanı
110
Tüm yazılanları okuyunca önce kafam karıştı.. sonra karamsarlığa düştüm.. Kısa ve öz olarak cevap verilebilecek türden değil konu farkındayım ama bir sendikalaşma çokmu zor güzel ülkem TÜRKİYE'mde.. biraz da olsa bir komuta zinciri bu karmaşave karamsarlığı çözemezmi... Bu konularla ilgili görüş bildirmek üzere bir buluşma düzenliyoruz.. Bizde farkındayızkı sadece konuşarak düzelecek şeyler değil.. Ancak eyleme dönüşmesi yanlız başına çıkan 1000 lerce sestense tek başına çıkan bir sendika vari ses tekbir karar mercii kurulamazmı.. Siz büyüklerden Evet/Hayır şeklinde kısa ama öz bir cevap bekliyoruz..
 

farukcagla

⭐Deneyimli Tasarımcı⭐
Katılım
30 Ocak 2008
Mesajlar
127
Tepkime puanı
2
Web sitesi
www.fcagla.com
Adı sendika veya birlik, kesin kurulmalı bu birlik!

Sayın Arananadam;
Adı ne olursa olsun bir çatı altında toplanılmalı.

Benim deneyimlerime göre Meslek Birliği daha çok müzikçilerin ve sinemacıların telif hakkını korumak üzere kurulmuş. Mesela Sezen Aksu'nun bir şarkısını herhangi bir radyo telif ödemeden yayınlayamıyor veya siz internetten bedava indiremiyorsunuz. MÜYAP bunun için var. Bir de Kemal Sunal'ın bir filmi herhangi bir TVde yayınlanınca varislerine para ödenmesi gerekiyor, işte SESAM vs. bunun için kurulmuş.

Ve devletin yasalarında veya yönetmeliklerinde Meslek Birliği konusunda Müzik, sahne ve ses sanatçıları mesleği baz olarak alınmış. Nasıl ki kağıt mendile Selpak deniliyorsa, bu sanat gurubu meslek birlikleri kanununa damgasını vurmuş durumda...Grafikerler, müzikçilerin tüzüğünün aynısını kullanmak zorunda sadece 5-6 maddesini değiştirebiliyorlar.

GESAM diye Güzel Sanatlar Meslek Birliği var, onun içinde grafikerler alt sanat dalı, bu birlik içinde ağaç oymacı, yakma resim yapan, oyma resim yapanlar da var. BU siteye girin bakın, çoğu emekli öğretmen tipli kişiler, içlerinden hiç biri ajans veya matbaada çalışmış kişilere benzemiyor. Resim öğretmeni ağırlıklı kişiler, bunlar grafikerin sorunlarını bilemez diye düşünüyorum. Belki bu kuruluşa üye olunup, seçimlerde yönetimde etkili olunabilirse grafikerler için faydalı şeyler yapılabilinir mi? Buna fırsat ve imkan verirler mi? Onların emir ve komuta zinciri, sizin-benimkine uymayabilir. Bu da bir tartışma konusudur. Ben bunu denemedim. Deneyecek varsa buyursun... (Ama Grafikerler Meslek Kuruluşunu denedim, olmadı, kan uyuşmadı...Aşağıda açıklayacağım.)

Yani konu karışık ve ilk gelen birliğini kurmuş. Yani bir Kadir İnanır gibi bir artistin bakan karşısına çıkıp meslek birliği talebini belirtmesi var, bir sinema yönetmeni Atıf Yılmazı'ın bakana ricada bulunması var, bir de filanca grafikerin dilekçesinin sümen altı edilmesi var.

Grafikerlerin bir kurumu var; GMK. Grafikerler Meslek Birliği, başkanı da Sayın Yeşim Demir. İsterseniz bu dileklerinizi ona da iletin. BU kuruluşa üye olmak için ya mektepli olup diploma sunacaksınız, ya alaylı olup çalışmalarınızı sunacaksınız. Yani sanıldığı gibi diplomasızlara kapıları kapalı değil. Fakat 25-30 yıldır 300-350 üyeden fazla üyesi yok gibi ve grafiker hakları için pek dişe dokunur faaliyette bulunmadıklarını bir çok grafiker dile getiriyor. Düşünün sadece bu sitede 15,000-20,000 grafiker var. Onların 15,000 üyesi olsa kimbilir ne kadar etkili hak arama mücadelesi yaparlardı. Onlar dernekler kanununa göre faaliyet gösteriyor, her hangi bir ekonomik veya siyasi yaptırım güçleri yok. Kanarya sevenler derneğine benzetmek pek de yanlış olmaz. Sendika veya meslek birliği yasalarına bağlı değiller... Ama davalarda bilirkişi olarak yer alıp hakemlik yapıyorlar. Zararlıdır demiyorum. Muhakkak yararlıdır ama sınırları bellidir, dar bir sosyetik grafik ve reklam çevresinde faaliyet içindediler.Elit bir grup görüntüsü arzediyorlar.

Sendika konusunda ise, gazetede çalışan grafikerler matbaa-gazete işçileri sendikasına dahildir, yani ayrıca bir grafiker sendikası yoktur.

Kısaca; GESAM da bir sürü görsel sanat dalı içinde, gazetelerde ise ofset ustası, mürettip (dizgici) gibi zenaat dalları içinde görülmektedirler.

Gelişen teknoloji ve sanat; grafikerleri ajans grafikeri, matbaa grafikeri, web grafikeri, açıkhava (tabela) grafikeri vs. gibi dallara ayırmış olup ortak noktaları günde 10-14 saat boyunca monitör karşısında radyasyona maruz kalmaları ve bunun neticesinde göz hastalıkları, boyun ve sırt, kol-bilek rahatsızlıkları gibi iskelet sistemi rahatsızlıkları edinmeleridir. Herkesin hakkı olan, günde 8 saat çalışmak, dini bayramlar dışında tatil yapmak grafikerlere layık görülmemektedir.

Hal böyle olunca; grafikerler sanat işçisi midir, yoksa bilgisayar emekçisi midir, sanatçı mıdır, zenaatçı mıdır, büro elemanı mıdır, tam zamanlı teknisyen midir, bilgisayar tamircisi ile aynı statüde midir, yoksa bilgisayar mühendisi ile aynı mıdır, web tasarımcı ile web programcısı aynı meslek midir, grafikerin içinde müdür var mıdır (art direktör), grafik tasarımcının fikir eseri nedir.... gibi sorular iş kanunda bile ayrıntılı olarak belirtilmemiştir, hukukçular bu konulara alışkın değildir.

Kaldı ki, grafikerler içinde bile bu konularda netleşmiş görüşler yoktur. Bu site benimle bu konuda anlamlı-anlamsız tartışmalar girmiş kişilerin mektuplarıyla doludur.

Bence bu konularda sendikalaşmadan önce (ki sendikalaşma artık Türkiyede çok zorlaştırılmıştır, bu tartışma ayrı bir siyasi konudur ve yeri burası değildir) Grafikerlik mesleğinin çok kapsamlı bir tanımı, sorumluluk ve ilgi alanları, mesleğin prensipleri ve ilkeleri tespit edilmeli, grafikerlik çeşitleri üzerinde tüm grafikerlerin fikir birliği içinde olmaları önce BU KAVRAMDA BİRLİK olduktan sonra, neyin ne olduğu bilinerek ORTAK DAYANIŞMAYA ve MÜCADELEYE girilmelidir. VE kesinlikle 2-3 adet hukukçu ile birlikte hareket edilmelidir. Herşey HUKUK içinde olmalıdır.

Konu EVET veya HAYIR ile değerlendirilecekse, önce benim bu dediklerime EVET diyor musunuz, demiyor musunuz?
 
Son düzenleme:

Gökhan TEKİN

ARTniyetli
👑Efsanevi Grafiker👑
Katılım
2 May 2007
Mesajlar
4,702
Tepkime puanı
74
Muhabbetinizi bölmek istemezdim. Lakin Faruk Bey’ in mesajında küçük bir istatistik hatası saptadım.

Bu konu ile ilgili bir düzeltme yapmak gerekirse:

Grafikerler.net in üye sayısı: 95.000 üzerindedir. Bunun yarısının profesyonel anlamda bu iş ile uğraştığını varsayarsak 47 500 kalır. 47 500 kişinin de yarısı grafiker olma yolunda adım atmış insanlar dersek; 47 500 / 2 = 23 750 + 47 500 = 70 950 gibi bir rakam çıkar.

Yani üye sayımız sizin söylediğiniz gibi "Düşünün sadece bu sitede 15,000-20,000 grafiker var." değildir. Vermiş olduğunuz rakamlarla üye sayımız arasında çok büyük bir fark olmasaydı bu şekilde düzeltme yapmak istemezdim. Fakat arada büyük bir rakam farkı mevcuttur.

Lütfen bizi başka sitelerle karıştırmayın…:rolleyes:

İyi forumlar...
 

farukcagla

⭐Deneyimli Tasarımcı⭐
Katılım
30 Ocak 2008
Mesajlar
127
Tepkime puanı
2
Web sitesi
www.fcagla.com
Muhabbetinizi bölmek istemezdim. Lakin Faruk Bey’ in mesajında küçük bir istatistik hatası saptadım.

Bu konu ile ilgili bir düzeltme yapmak gerekirse:

Grafikerler.net in üye sayısı: 95.000 üzerindedir. Bunun yarısının profesyonel anlamda bu iş ile uğraştığını varsayarsak 47 500 kalır. 47 500 kişinin de yarısı grafiker olma yolunda adım atmış insanlar dersek; 47 500 / 2 = 23 750 + 47 500 = 70 950 gibi bir rakam çıkar.

Yani üye sayımız sizin söylediğiniz gibi "Düşünün sadece bu sitede 15,000-20,000 grafiker var." değildir. Vermiş olduğunuz rakamlarla üye sayımız arasında çok büyük bir fark olmasaydı bu şekilde düzeltme yapmak istemezdim. Fakat arada büyük bir rakam farkı mevcuttur.

Lütfen bizi başka sitelerle karıştırmayın…:rolleyes:

İyi forumlar...


Gökhan bey, üye sayınızın bu kadar çok olduğunu bilmiyordum. Düzelttiğiniz için ayrıca çok memnun oldum.

Bu kadar fazla üye sayısına sahip olan bir sitede bu konuların tartışılması muhakkak ki grafikerler için büyük bir kazançtır.

15-20 bin üyeli sitelerde ancak 10-20 kişinin tartışmalara dahil olduğu da bir gerçektir. Bir anket yapıyorsunuz en fazla yüz kişi katılıyor...

Elbette sayısal (nicelik) çoğunluk kadar niteliksel (kalite) çoğunluk da önemlidir. Bu bakımdan değerli fikirlerinizle de konuya dahil olmanızı rica eder tekrar teşekkürlerimi sunarım.
 

Onur KARADAĞLI

👑Efsanevi Grafiker👑
Katılım
17 Eyl 2007
Mesajlar
2,439
Tepkime puanı
110
Çogu Türk Vatandaşının yaptığı gibi... Sustum... çoban nereye biz oraya... ben bu konuda haykırarak EVET diyen ama umudu kırık bir devrimciyim.. Sosyal Demokrat'ta böyle bişi zaten.. Konu politikaya gelmesin.. sadece sinirlerim bozuldu bu tarz bi yorum yaptım...

Yazdıklarınız için çok teşekkür ederim vakit ve emek sarf ettiniz keşke bir teşekkürden daha çok bir meyva'sını yiyebilseniz...
 

farukcagla

⭐Deneyimli Tasarımcı⭐
Katılım
30 Ocak 2008
Mesajlar
127
Tepkime puanı
2
Web sitesi
www.fcagla.com
Çogu Türk Vatandaşının yaptığı gibi... Sustum... çoban nereye biz oraya... ben bu konuda haykırarak EVET diyen ama umudu kırık bir devrimciyim.. Sosyal Demokrat'ta böyle bişi zaten.. Konu politikaya gelmesin.. sadece sinirlerim bozuldu bu tarz bi yorum yaptım...

Yazdıklarınız için çok teşekkür ederim vakit ve emek sarf ettiniz keşke bir teşekkürden daha çok bir meyva'sını yiyebilseniz...

Ben meyveyi tek başıma yemek istemiyorum. Yaşım 52 ye geliyor. Bu yaştan sonra makam, mevki ve ikbal peşinde değilim. Meyveleri birlikte toplayalım, birlikte yiyelim diyorum.

Oğlum 1993 doğumlu, bu siteye üye, lisede grafik bölümünde okuyor.
Okulda eğitim berbat. Piyasada şartlar kötü.

Oğlum ve oğlum gibiler için uğraşıyorum, gençler için...

Gençler bir anlasa... En büyük meyve o...
 

Onur KARADAĞLI

👑Efsanevi Grafiker👑
Katılım
17 Eyl 2007
Mesajlar
2,439
Tepkime puanı
110
Ben meyveyi tek başıma yemek istemiyorum. Yaşım 52 ye geliyor. Bu yaştan sonra makam, mevki ve ikbal peşinde değilim. Meyveleri birlikte toplayalım, birlikte yiyelim diyorum.

Oğlum 1993 doğumlu, bu siteye üye, lisede grafik bölümünde okuyor.
Okulda eğitim berbat. Piyasada şartlar kötü.

Oğlum ve oğlum gibiler için uğraşıyorum, gençler için...

Gençler bir anlasa... En büyük meyve o...

Tamda bunu demek istemiştim.. o garip politik cümleyle.. Gençler bir anlasa benim gibi 3-5 genç değil.. tüm gençler.. bi anlasa.. :)
 

Gökhan TEKİN

ARTniyetli
👑Efsanevi Grafiker👑
Katılım
2 May 2007
Mesajlar
4,702
Tepkime puanı
74
Dönüp dolaşıp yine ülkemizdeki eğitim sistemiyle kaoslar yaşarcasına düşüncelerin içine giriyoruz. Ben bu konularda ilk başta eğitim sisteminin elekten geçirilmesini ön görüyorum.

Hiç oturup hesapladınızmı ?. 365 günlük 1 yıl içerisinde eğitim alan bir öğrencinin kaç gün eğitim aldığını ? Acaba tatillerimiz ne kadar ? Ve Eğitim süreçleri nelerdir. Ben hesapladım ve utandım doğrusu. Eğitimden çok tatil var ülkemizde. Konu çok ince noktalara değiniyor ve ucu bucağı yok... Ben ülkemde eğitim için birşeyler yaptığımı biliyorum. Keşke herkes sizin kadar düşünceli olup bu konudaki duyarlılığını gösterebilseydi.

Uzun lafın kısası buraya bir çok kelime veya cümle yazılabilir ancak sonuç sizinkilerle aynı kapıya çıkacaktır...
 

farukcagla

⭐Deneyimli Tasarımcı⭐
Katılım
30 Ocak 2008
Mesajlar
127
Tepkime puanı
2
Web sitesi
www.fcagla.com
Tamda bunu demek istemiştim.. o garip politik cümleyle.. Gençler bir anlasa benim gibi 3-5 genç değil.. tüm gençler.. bi anlasa.. :)

Valla anlayan gençlerle meyve ağacını sallamaya başlarsak, meyve toplamaya gelecek diğer gençler de gelir ve ağaç epey bir silkelenmiş olur. Çokca da meyve toplanır.

Armut piş ağzıma düş diye ağacın altında elimiz kolumuz bağlı beklersek meyveyi başkaları yer.

Ben sinemaya gitmiyorum, gezmiyorum, tozmuyorum, bu konuda yazıp çiziyorum.Hakkımda açılan dava ve suç duyurularına tam 7 defa savunma yazdım ve hala da yazıyorum. Benim adım Hıdır, Benim tek başıma yapacağım budur !

Taşın altına elini koy diye niçin diyoruz?
Timur karşısında Nasrettin Hoca gibi beni yalnız bırakma, diye niçin diyoruz?
Sabırla koruk helva olur diye niçin diyoruz?
Varamaz isek de yolunda ölürüz diye niçin diyoruz?

Emek çekmeden yemek yemek isteyenler oldu diyoruz... Araba devrilince yol gösteren çok oldu diyoruz... Niçin?

Hadi lumpenleri, cahilleri, eğitimsizleri, bilinçsizleri, dalgacıları, adam sendecileri, tuzu kuruları kenara koy...

DEvrimcileri, ilericileri, demokratları, sosyal demokratları, aydınları, münevverleri, idealistleri, zulme karşı koyanları, emeğine ve göz nuruna sahip çıkanları, milliyetçileri, ulusçuları, yurtseverleri, inananları, inançlıları, kul hakkına riayet edenleri, güce değil hakka tapanları nerede bu grafikerlerin?

Her grafiker kendine bu soruyu sormalı...
Bu konuda çaba sarfedenlere destek olunmalı, birlik yolunda herkes üzerine düşeni yapmalı. Ucunda ölüm yok...

Tarlada bile imece usülü çalışılır. Çorbaya kaşık banmak isteyen çorbaya tuz koymalı...

Yoksa koyun koyuna yaşayıp çobanın kavalını dinleriz.

( Not,; Gökhan beyin eğitim konusuna katılıyorum. Grafikerlerin bu hale gelmesinin sebebi teknolojiyi yakalayamayan ve çağdaş grafik eğitimi veremeyen, üniversite, yüksek okul ve liselerimiz ile bu durumdan rant sağlayan geri kafalı eğiticiler ile onların okul dışındaki özel dersane vs gibi bu boşluğu kendi kafalarına göre dolduran menfaat çevreleridir. Buna ilave olarak, insanımızın genelini eğitemeyen belki de özellikle eğitmeyip cahil kalmasından fayda uman iç ve dış kötülük odaklarıdır ki, bunlar cahil-eğitimsiz fakat paralı patron modeli geliştirerek grafikerlerin (ve her tür çalışanın) başına musallat etmektedirler. Bu ise cahil zengin, yoksul eğitimli yetiştir ki koly yönet politikasının bir ürünüdür.

Her işin başı eğitimdir ama, biz grafikerler olarak milli eğitimi düzeltmeye kalkarsak yanlış noktadan başlarız ve gücümüzü aşarız. Önce grafikerleri önceki mektubumdaki ortak paydalarda birleştirip, sonra milli eğitim ve çalışma bakanlıkları ile, sonra adalet bakanlığı, üniversiteler, kültür bakanlığı ve YÖK ile oturup konuşarak mesleğimizin doğru tanımlarını ilgili yasa ve yönetmeliklere geçirmeli, daha sonra da ideal grafik eğitiminin yolunu göstermeliyiz.

BU olursa çok tartışılan alaylı-mektepli ayrımını da kaldırırız, her alaylının kapı gibi sertifikası olur.

İşte o zaman "her yerde her işte hep beraber" oluruz ve "ballı incirleri hep beraber" yeriz. O zaman yok olur "ekonomik kriz".)
 
Son düzenleme:

omer_irfan

🏅Acemi Tasarımcı🏅
Katılım
25 Ara 2008
Mesajlar
27
Tepkime puanı
0
Yaş
33
bari biraz fazla değiştirseler diğerinin aynısı
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst