öncelikle faruk hocaya teşekkür ederim gerçekten çok güzel bir konuya değinmiş. ama unutulmuş veya atlanmış bir konu var. o tarz çalışmaların yayınlanması çalınıpda aynısının yapılması için oraya koyumamış kesinlikle. ama çalışmaların insanlarla paylaşılmadığını varsayalım yani interneti unutalım 2 dakika. kendinizi geliştirebilmek mümkünmüdür. diyeceksinizki sen onları destekliyormusun. evet destekliyorum ama benim yaptığım onları araklamak değil. Benim yaptığım onlara bakıp günümüz tasarımların ne düzeyde olduğunu ölçmek ve ondan daha iyisini yapmak için uğraş vermek. yani kısacası hocam yapılan uygulamada bir hata yok bence insanların kendini düzeltmesi gerek insanlar çalmayı çırpmayı öğreneceklerine kendilerini geliştirmeyi öğrenselerdi zaten dünya bu halde olmazdı bu kanayan yaranın ufacık bir bölümü. bundan sonrada bu düzenin değişeceğini pek zannetmiyorum. ama hocam şunu herkes bilsinki insan ne yaparsa kendine yapar. müşterisini kandırabilir ama bir grafikeri kandıramaz. adamın yaptığı sitede linklerin duruşuyla adres yazımı arasında dağlar kadar fark var onun yapmadığı zaten her haliyle ortada çalıntı tasarım her yerde kendini belli eder. kendinizi kandırmayın kendinizi geliştirmek için uğraşın ki yarın çocuğunuz olduğunda bunu nasıl yapıyorsun diye sorduğunda söyleyecek sözleriniz olsun
Değerli Kardeşim,
Size katılıyorum.Bir iki ilavem olacak;
1-Tasarım kısırlığı kopyacılığa yöneltiyor.Grafikerin yeterli eğitimi ve tecrübesi yok, yaratıcılığı yok. Kopyaya yöneliyor. Piyasa ise cahil ve eğitimsiz, zevksiz ve kaba müşterilerle dolu. Bedavaya yakın fiyata yapılmış tasarım sandığı şeyin üstüne atlıyor. Alan memnun, satan memnun...
2-Denetimsizlik kopyacılığı teşvik ediyor. Nasıl olsa yutturuyorum, kimse kopya olduğunu farketmiyor diyorlar ve kör tuttuğunu öpüyor.
3-Kaliteli işler fazla olmadığı için, kaliteli işlere iyi para ödenmediği için kalitesiz işler normal sayılıyor, bu arada kalitesiz işler içinde iyi tasarımların kopya versiyonları da ucuza imal edildiği için, bu kez iyi ve pahalı ORİJİNAL tasarımların da değeri düşüyor ve GRAFİK KİRLİLİĞİ meydana geliyor. GRAFİK SANATININ DEĞERİ DÜŞÜYOR, GRAFİK TASARIMCININ DEĞERİ ve ÖNEMİ AZALIYOR, GRAFİKERLİK UCUZLUYOR, ayağa düşüyor.
4-Kısaca
ayağa düşmüş tasarım, mesleği ve meslektaşı da ayağa düşürüyor.
Beni eleştiriyorlar,
benzer veya kopya tasarım konusunu grafiker derneği konusuna getirip dayıyorsun, ne ilgisi var diyorlar.
Çok ilgisi var! Grafikerler Birliği kurulmuş olsa bu kopyacılık biraz olsun önlenir, mesleğin itibarı yükselir. Eskiden ayakkabıcılar loncasında kötü ayakkabı üreten kunduracının ayakkabısı dükkanın damına atlırmış.
Pabucu dama atıldı deyimi buradan türemiş. Pabucu dama atılan kunduracı birde üstüne yüz sopa yermiş ve meslekten atılırmış.
Demek ki kontrol, denetim ve kurallara bağlılık şart. Her mesleğin bir onur kurulu haysiyet kurulu, disiplin kurulu olmalı. BUnlar kopyacı, arakçı, emek ve fikir hırsızlarına gereken dersi vermeli ki gerçek sanatçının hakkı korunsun.
Şimdi gelelim ESİNLENME, ETKİLENME, ÇAĞRIŞIM YAPMA, UYARLAMA YAPMA meselesine.
Her sanatçının, her meslek erbabının çıraklık yıllarında örnek aldığı, taklit ettiği, imrendiği, etkisi altında kaldığı, özendiği veya gıpta ettiği veya takdir ettiği (deyimleri çoğaltmak mümkün), lider olarak gördüğü, mürşit olarak bellediği, şeyh olarak bildiği, lider olarak kabul ettiği ustalar vardır.
Önemli olan kalfalık yıllarında da o usta olarak bellediği kişiyi birebir taklit etmemesidir. Önemli olan aşırma yapmayı, kopya çekmeyi alışkanlık ve ekonomik gelir elde etme, manevi şöhret elde etme yolu haline getirmemesidir.
Yoksa taklid etme, öykünme taa bebeklikten başlar, bebek ana dilini taklit etmezse konuşmayı öğrenemez. Mahalle takımındaki bir futbolcu ünlü bir futbol yıldızının top oynama stilini talkit etmezse başarılı olmayabilir. Ressamlardan birbirinden etkilenenenler çok olmuştur ama arkadaşının bir resmini aynen kopya etmişse adı sahtekar ressama çıkmıştır.
Kopya edenler, taklit edenler genellikle kişilikleri ve tarzları oturmamış, mesleksel olgunluğa erişmemiş kişilerdir. Yani yaşları ne olursa olsun meslekte henüz bebek olanlardır.
Bir lokanta düşünün içinde yemek namına bir şey yok. Bir müşteri gelip çorba istiyor, garson hemen mutfağın içine dalıp arka kapıdan komşu lokantaya geçiyor oradaki çorba kazanından bir kepçe çorba alıp oradaki bir kaseye dolduruyor, ve kendi müşterisine sunuyor. (İster izin alarak veya ücretini ödeyerek alsın, ister habersiz hırsızlık yapsın, farketmiyor).
Çorbayı içen müşteri tabaktaki lezzet lokantası logosunu görüyor, oysa girdiği lokanta bol kepçe lokantası. Garsonu çağırıp soruyor, senin lokantanın logosu değil bu, öteki tabaklarda senin logon var, oysa bu kasede başka logo var. Niçin?
Garson "abi kusura bakma, ben lokantacıyım ama çorba yapamıyorım, veya çorbam bitti, komşudan aldım, işini gördüm" dese yine bir ölçüde dürüst konuşmuş olacak. Ama diyor ki "abi senin neyine lazım çorbanın tabağı? Tabağı mı yiyecen çorbayı mı içecen abi? Çorbada kusur yoksa boşver logoyu... Üzümünü ye de bağını sorma"
İşte tavır budur. Yani adamda ikram edecek çorba yoksa başkasından getirecek, işte grafikerde tasarım yoksa başkasından alıp koyacak...
İşte bu nedenle köşeye sıkışanlar" ne yapalım yani patron gelmiş 1 saat içinde 2 tane A4 broşür taslağı istiyor, bu süre içinde yaratıcılık mı olur, elbette bir yerlerden bulup buluşturup koyacağım" diyor.
Oysa garibim bilmiyor ki, usta tasarımcı 1 saatte 2 değil 3 tane bile taslak çıkartır ortaya, zaten usta demek bu demektir.
Ama grafiker olmayı hafife alanlar, usta olmadan usta gibi davranmaya başlarsa, başka ustaların çorbasını ikram etmek zorunda kalır.Bu bir...
Kendi usta olmadan ustaların işini elinden alanlar, patron kendilerinden ustalık gerektiren bir iş istedikleri zaman, "sevgili patronum, bu kadar az zamanda bu kadar hızlı tasarımı ben yapamam, ben o kadar usta değilim, bana usta maaşı da vermiyorsun, bunu benden isteyemezsin . Ya kopya tasarım yapacam, ya da daha çok zamana ihtiyacım var" şeklinde konuşamadıkları için yani grafiker haklarını savunamadıkları için veya grafikerlerin hakkını savunacak bir kurum olmadığı için uydur kaydır, kaçak göçek yöntemlerle tasarım yapıldığı için, YANİ GRAFİK TASARIMIN EVRENSEL KURALLARI İŞLETİLMEDİĞİ için bunlar olmaktadır. Bu da iki!
Template kullanmak, parası ödenmiş template satın alıp bunlardan yararlanmak konumuz dışındadır.Konuyu buraya getirip tartışmak isteyen varsa söylesin, tartışırız.Gök kubbe altında karanlık hiç bir nokta kalmasın ki ak koyun-kara koyun belli olsun. Kim tasarımcı, kim değil anlaşılsın.
(benzer tavrı ders verdiğim fakültedeki öğrencilerde görüyorum. Sınıfta yapmaya vakti olmayanlar, evde yapıp e-mail ile yollasın diyorum. Bir de bakıyorum ki sınıfta kartvizit yapamayan öğrenci bir gecede bir afiş, bir de kitap kapağı yapmış. Belli ki usta birine yaptırmış. Amacı öğrenmek değil, yüksek not almak.Acısını okul bitince anlayacak, kendini kandırıyor farkında değil)