Grafiker yada Grafiktasarımcı, tasarımda geniş ufuklara yelken açan görsele normal insanlardan farklı bakan, özgür düşüncesini görsel hale dönüştüren, kısacası arkadaşlar bir sanatçı ruhlu insan ise...
Özellikle yeni tasarım yapmaya bakan arkadaşlar neden bu tür çalışmalar?
Neden yapılan ilk tasarımlar siyari bir görüş yada niye böyle bir tasarım. Birleşmiş milletlere ne olmuş yada nasıl bir olumsuz davranışta bulunduda sizde bu olumsuz davranışı görüp oturup böyle bir tasarım hazırlamak zorunda kaldınız.
Napolyon Bonapart devrinde imparatora olan kin ve gayzından kuvvet alan "Gilray" Napolyun'u fırçasının bütün kuvvetiyle gülünç yapmaya çalıştı. Netice: Gilray'ın bugün bakılıp zevk alınacak bir tek eseri kalmamıştır.
Şunu da belirtmek isterim, karikatürde söyleyeceğimiz şeyi çizgilerimizle ifade etmemiz gerekir. Bir desen çizip altına fıkra yazan adamın karikatürist adını taşımağa hakkı yoktur.
Karikatür; sanatkâr, mizahî fikrini çizgileriyle ifade edebildiği nisbette karikatür olur. Çok şükür memleketimizde bu husus artık idrak edilmeğe başlanmıştır. Ecnebi karikatürlere dikkat edelim, çizgilerinin altında ya hiç yazı yoktur veya bir kelime nihayet bir satıra tesadüf edilir. Muhavere(diyalog) yoktur.
Esasen dikkat edilirse karikatür resim sanatının takip ettiği yola muvazi(denk) bir yol takip etmiştir: Bir nevi portre sanatı olarak doğdu; ilk önce modelden başka kaygusu olmadı; yavaş yavaş sanatkârın fikirlerinin ifadesi halin geldi, tabiatıyle mücerretleşme(soyutlama) yoluna girdi. Çizgiler basitleşti. Şimdi fikir en kuvvetli şekilde ifadeye çalışılıyor. Bütün plastik sanatların da aynı yolun yolcusu olduğu malumdur. Bu hususu ifade etmekte çoktanberi üzeründe konuşmak istediğim bir konuya temas etmiş ve cevaplandırmış oluyorum.
Bazı arkadaşlar karikatürlerimde tiplerin birbirini benzemesini tenkid ederler. "Yahu" derler, "Hayatta bu kadar değişik tipler var, onları tesbit etsene..." Hayattaki o değişik tiplerin tesbitini fotoğrafçıya bırakıp, yukarıdaki sözlerimizi tekrarlayalım: "Karikatür çoktan mücerretleşme(soyutlama) yoluna girdi... Bugün fikir en basit, en kuvvetli şekilde ifadeye çalışılıyor." Her sanat gibi karikatür de tabiatın kopyası olmaktan kurtulmuştur. Bir karikatürde esas olan basit bir deyişle "demek, söylemek" istediğimiz şeydir. Kuvvet bu noktaya teksif edilmelidir. Öyle ki: Bütün çizgiler bütün gücüyle bir noktaya abanır. Hedefin dışında kalan herşey teferruattır.
Misal olarak dünyanın en seçkin karikatüristlerinden hepsini gösterebilirim. Mesela pek sevdiğim Chaval'ı ele alalım. Chaval tek bir tiple çalışır. Bu tip güler, ağlar, eğilir, kalkar, alay eder, vicdan azabı duyar, haset eder, kin besler... Hülâsa psikolojinin saydığı saymadığı bin türlü hisle dolar taşar. Fakat netice itibariyle birkaç çizgiden ibaret basit bir tiptir.
Esasen şahısları değişik çizmek kolaydır. Dikkat edilecek nokta mevzularda, çizgilerde, kompozisyonlarda yeknesaklığa düşmemektir. Asıl mesele budur.
Karikatürün gayesi bir fikrin ifadesidir, bu fikir mizahîdir, fakat güldürmek için icat edilmemiştir. Karikatürün gayesi de sadece güldürmek değildir.
Karikatürist fikrini ifade ederken de bir üsluba sahip olmak mecburiyetindedir. Çizgilerindeki hususiyet onun imzası olacaktır.
Ayrıca bir dünya görüşüne sahip olmaya mecburdur. Turhan SELÇUK
YENİ İSTANBUL - 9/11/1952
Eh, karikatür de bir grafik sanat olduğuna göre...