Sizinle bu başlık altında hatta bu forum'da bu konuyu tartışamam "TDK" forumlarında olabilirdi belki ama tecrübenize saygı duyduğumdan yinede tartışamazdım.. Neden böyle bir mesaj yazdığıma gelirsek.. Elbette azda olsa tepki göreceğimi biliyordum, ancak sizde biliyorsunuz ki bu forumun 10'larca başlığı altında 1000 lerce konusu var ve sayısız mesajı var, elbetteki bende dikkatli olmaya çalışıyorum ancak burası Türkçe öğretme yeri değil örnekleme yeri olabilir, her mesajın altına, bir kelime hatası bir harf hatası yazmak ancak öğretiden daha çok antipatik olmaya başlayacaktır.
Ayrıca her nekadar tasvip etmesekte değişen Dünya değişen diller oluyor buda bir "internet dili" bir "forum dilidir" kabul ederiz yada etmeyiz ama şubi gerçekki duygu ve mimiklerin olmadan gözlerinin içine bakmadan anlatım yapabilmek en azından tarzını belli edebilmek için bir sürü "smile" kullanıyoruz yetmeyince güzel Türkçemizle oynuyoruz, elbette işin içine hızda girince işler değişiyor, ancak bu forumda yada Dünya'nın herhangi bir forumunda her üyenin bir yazar kadar etkili anlatımını beklemeniz haksızlık olur..
Not: Tekrar okudumda hakikaten anlatım berbat olmuş.. ama anlatabilmiş ( 2dk. sonra editlenmiştir)
Sevgili arananadam,
Eleştiren kişi daima antipatik olur, cehaletin egemen olduğu toplumlarda...
Bir Çin atasözü vardır; olgun kişinin dostluğunu kazanmak istiyorsan onu eleştir, cahil kişinin düşmanlığını kazanmak istiyorsan onu eleştir, diye...
Buna denk bir söz bizim kültürümüzde vardır; bana bir kelime öğretenin kırk yıl kölesi olurum, diye.
Şimdi o söz değişti, beni eleştirenin kırk yıl düşmanı olurum, haline geldi.
İşte CEHALETİN ZAFERİ dediğim şey budur.
Chat dili ile imla dilini birbirine karıştırmayın. Ben chat dili yanlışını ciddiyetsizlik ile niteledim ama yazım yanlışları içine sokmadım.
Hızlı yazmaktan kaynaklanan harf eksikliklerini mesela, Tükçe veya Türkçe arasındaki r harfini atlamayı da imla yanlışı olarak görmedim.
Şimdiki mektubunuzda da yine epey fazla yazım yanlışı var ve görüyorum ki siz buna dikkat etmekte ısrarlısınız.
Önceki mektubunuzda "hatasız kul olmaz" demeye getirdiniz, geldiğiniz nokta "hatada ısrarcı olmak ve hataları kutsamak" şeklindeydi... Buna itiraz ettim...
Şimdiki mektubunuzda ise bu site "Türk Dili sitesi değil, teknoloji dili de etkiliyor vs. " gibi şeylerden bahsediyorsunuz.
Oysa; bu konu başlığı "en komik hatanız"... Bu konu altında dizgi ve harf yanlışlarından bahsediliyor. Demek ki eninde sonunda imla yanlışı olmasa bile, dil yanlışlarına veya yazım yanlışlarına kadar gidiyor konu.
Ayrıca bu sitedeki binlerce konu arasında "Türkçemizin yanlış kullanımına örnekler" diye açılmış bir konu da var. Demek ki grafiker sitesinde bu konuların açılması çok normal. Niye? Çünkü grafiker harflerle ve yazılarla da ilgilenmek zorunda, demek ki işin içine "dil ve edebiyat" da giriyor. Bunu nasıl olur da görmezsiniz?
Sizin mantığınız doğru olsa yanlış basılan bir grafik tasarımdaki kelime veya harf hatasını da düzeltmemekte ısrar etmek ve "hatasız kul olmaz, hatamla sev beni" şeklinde arabesk bir mantığı yüceltmemiz gerekir.
Siz yanlış basılan bir işle ilgili "hatamı düzeltmeyeceğim, bu işi kabul edeceksin, parasını da ödeyeceksin, hatalar olacaktır ve doğaldır, hızlı işte hata olur, normaldir, aslında artık bu sürat içinde bu hata; hata sayılmamalıdır" diyebiliyor musunuz? Diyemiyorsanız, yazdığınız bir mailde de Türkçe'nin kaşını gözünü yara yara yazamazsınız.
Yaptığınız bir grafik tasarımda nasıl grafik tasarımın kurallarına uymak zorundaysanız, kırmızı zemine kırmızı yazı yazıp, bunun hatalı olduğunu kabul etmemek ne ise, Türkçe kurallara uymadan yazmak da o demektir.
Konuyu çarpıtmayın. Kimse sizden edebiyatçı gibi mükemmel edebi eserler yaratmanızı beklemiyor.
Hiç olmazsa şu -de ve -da eklerinin nerede ayrı, nerede bitişik yazılması gerektiğini öğrenin diyor.
"İmla hatalarım bile olsa yazdığım metni yeniden okudum, anlamı çok güzel anlaşılıyor, anlaşıldığına göre demek ki hata yok, olsa bile üzerinde durmaya değmez" türünden yaklaşımlarınız ise bana göre inata bindirilmiş fakat boşuna itiraz çabaları...
Biliyorum, bu mektubuma da itiraz edeceksiniz, çünkü başta da dediğim gibi CEHALETİN ZAFERİ tarafından kuşatılmış Türkiye'de BİLGİ değersiz kılınmıştır.
Bunun sonucu olarak yazdığım metin anlaşılıyorsa demek ki amacına ulaşmıştır, yaptığım tasarım müşteri tarafından beğeniliyorsa demek ki ben grafikerim gibi yaklaşımlar egemen kılınmak istenmektedir.
Kısaca; Çin atasözü üzerinde bir daha düşünmeye davet ediyorum sizi.
Davete uyup uymamak sizin bileceğiniz iş.
Yolunuz açık olsun.