zamanın plastik bebeleri olmanın en kolay olduğu zamanlardayız. teknolojini gelişimi ve bilginin kolay elde edilişi, bunu izleyen süreç..sanayileşme süreci içerisinde artık sanatın form değiştirdiği, sanat ve sanatçı ilişkisinin bir yerde tıkandığı..zaten sorun adında da belli..sanat kavramı..neyse bu konuya çok girmeyelim...kendimi tasarım alanında nasıl geliştirebilirim sorusu acemi bir yaklaşımdır..bu kötü bişi değil, buna kızmamak gerek..bir başkasında alınacak bir öğüt değildir bu. tasarım kendi başına "sorun çözmek" demektir. ortada var olan sorunu sonuca ulaşma biçimi ne olursa olsun, bir tarz uslup veya bütünleşen bir yaşan halidir...sektörel anlamda herkez bişiler anlatabilir ama ben yalın anlatmaya çalışayım...
yeteneği elbette tarif etmek zordur. bu sizin içinizdeki bir akışın durdurulamaz hali, sizi bir adım önde tutan bir etken. o halde gelişim biraz hataya bakış açınızda ilgili olmalıdır. eğitimi bir araç olsada gerekli ama imkanlar dahilinde kendi hocanız olma durumu da elbete geçerlidir. öncelikli olarak tasarımcı kimliğine sahip olan biri araştırmacı ve buyuk bir gözlemci olmalı..."ben nasıl yaparım" sorusunda tekniklerden değil, ruhlardan anlamalı, ve kendi tarzını yakalayabilmek için "güzel-çirkin" kavramlarından uzak durmalı.
eleştiriye açık ama yamulmayan, gerçekleri gören ve kabullenen...unutmayın dünyada 6 miyar insan demek 6 milyar beğeni demektir. gelelim esinlenmek...evet bu bir gelişim aracı olabilir..ama yapılmış bir fikrin görselliği altında ezilmek ve çıkış noktası belli bir işi yapmak sizi bilgilendirir sadece, gelişime katkısı ne olur bu muallak..yapılan öngörülen bir çok fikri işi veya tarz bilmek size yarar sağlar...
önce kendini tanımak işin başlangıcı..nelerden hoşlanırım, benim rengim, tonum yaklaşımım nasıl, bu işi ben olsam nasıl yaparım gibi sorulara daha ciddi cevap vermek bir başlangıçtır bence..