Neler yeni

Yeni mesajlar Yeni konular En çok mesaj En çok tepki En çok görüntülenen

Yeni profil mesajları

Kelimelerden alacaklı bir sağır gibi
İçimi döktüm bugün, yokluğunla konuştum
Tutsak gibi, enkaz gibi, kendim gibi
İçimden çıktım bugün, içimle kavuştum

Yüzünü ilk kez gören bir çocuk gibi
Gördüm kendimi gördüm
Kırıldı ayna paramparça
Paramparça ne varsa kelebeğim
Yokluğunda kaç damla gözyaşı eder adın
Ne olur, gel, gel, gel, gel
Ben sensiz istanbul'a düşmanım.

Kestiğim ümitlerden yelkenler yaptım ama
Yokluğunda ne gidebildim ne de kaldım
Gerçek miydi tutunmaya çalıştıklarım
Hediye süsü verilmiş ayrılıklarım

Kaybetmenin tiryakisi bir çocuk gibi
Sustum, kendime kızdım
Kırıldı ayna paramparça
Paramparça ne varsa kelebeğim
Yokluğunda kaç damla gözyaşı eder adın
Ne olur, gel, gel, gel,gel
Ben sensiz istanbul'a düşmanım


Yokluğun çok fena...:crying::crying::crying:
kardeş nedir bu iş yardımcı olalım belki elimizden gelir cok açık değil ben anlamdım yazdıklarını
yaptığınız limonata adındaki serbest calışmanınızın fontla alakalı sorunu var, gereksiz materyallerde bir hayli gözü yoruyor. limon var, limonatalar var ki limonata satmasına caba gösteren bir reklam için oldukca gereksiz ki koyduğunuz resimler zaten alın limonları bir güzel sıkın sürahiye koyun atın buzdolabına için ne gerek var satın almaya şişe ile evinizde yapın der gibi reklamaa aykırı bence, acık ara yazan yer daha belirgin ben olsam ferahlatır kısmını daha öne cıkarırdım, etrafına yeşil bambumu artık ona benzer çerceveleri koymussunuz ki kapalı kompozisyon olarak tabir edilir attığınız slogana ters olarak ferahlatmıyor daraltıyor.cok fazla sanırım yüklenndim umarım üzmem kolay gelsin.
Bana bak
Beni tut
Bana tutun
Beni orda burda
Beni şunda bunda
Unutma
Bak!
Uzun, çetin bir kışa hazırlanır gibi geleceğe hazırlanmak…
Gözlerim olabildiğince boş boş bakıyor ki, yeni görünümleri kaydedebilsinler.
Kulaklarım öykülere ve insanlara hazır.
En zararsız, en korkutucu gülümsememi takınmışım.
Daha otobüs yolculuğunda kaynamış çayla sigaraları istiflediğim mola yerinde, karar kılmıştım bu yüz ifadesinde.
Sabahleyin dolaptan bir giysi seçercesine… ” bir çay daha alabilir miyim lütfen? ”
Özür dileyerek, neredeyse yaltaklanarak.
Garson bile farkına varıyor, bu farklı boyun eğişin.
Hiçbir çıkar beklemediğin insanların karşısında alttan almanın tuhaf keyfi…
Rahatını kaçıran ne?
Kalbinin kararını nedir bozup dağıtan?
Kapının tokmağına el süren kim?
Kim sokaktan sana seslenip de açık kapıdan girip yanına gelmeyen?
Bir şiir ver bana
iri gözlerinde kaybolacagım cümleler yaz
her satırında tenin koksun mesela
Bir şiir ver
içinde biz olan
sevinçlerimizin, mutluluğumuzun anlatıldığı..
umutlar kol gezsin paragraf başlarında
bizi konuşsunlar aralarında
hadi bir şiir ver bana
ben mecnun olayım tasfirde sen leyla
sen yazdıkça ben coşayım satır aralarında
kötülerin olmadığı bir dünyadan bahset bana
dağı, taşı, aşkı anlat satırlarında
öyle bir tasfir etki bizi
tüm şiirler gıpta etsin karşısında
bir şiir ver
adı gönül olsun..
emanet et bana
hıyanet edersem şayet
yazdığın her cümle bir kurşun olsun
vur bendeki emanetini, acıma

Soner Dilek
Sen gitti san
Yada bitti
Acıt içimi, yık bu şehri üstüme
Kış günü ayazda bırak
Kuşları artık sevmiyorum san
Unuttuğumu düşün
Yaktığın ateşi söndü san

O keman sesli müzikleri dinlemiyorum varsay
Görmezden geldiğimi düşün herşeyi
Sen öyle san
Bitti de
Yada gitti...

Soner Dilek
Yakında gideceğimi biliyorum sadece
Gerisi karanlık
Gerisi soğuk...
Senden istediğim son kez sıcak bir soluk
Yakında biteceğimi biliyorum ben
Gerisi yok
Gerisi aslında bana çok...
Bir ben vardım dünyada
Hikayeleri hep yarım kalmış kahraman
Anlamaktan değil, anlatamamaktan yıkılan
Geceleri boş karanlığa bakmaya alışmış gözlerimin,
Yakında yumulacagını biliyorum ben
Senden istediğim son kez gözlerimden öpmen...
Geçmiş, gelecek, bugün, yarın
Umrumda değil inan
Ayağa kalkmakta en az senin kadar yalan
Yakında gideceğimi biliyorum sadece
Sonuma atılan o soğuk imzadan...

Soner Dilek
Sen
Çoktan koymuşsun benim yerime başkasını
Kolaydı belki,
Belki bende bir başkasını koyabilirdim yerine
Ama yapamadım
Sağlık olsun

Benmi ?
Dün doktora gittim
Sağolsun baya açık sözlüydü
Bana biçtiği dört aylık ömrün ilk günündeyim şimdi
Geçmiş olsun...

Soner Dilek
ilk olayim dedim yazdim bi yorum :) benden baska yazan da olmamış :)
Kış aslında iki kişilik bir mevsimdir
Uyku kokan yorganlar, birbirine karışan rüyalar,
sayıklamalarla uyandırdığın biri ve onun gecenin ortasında gülen yüzü...
Bu yakınlaşmanın mevsimi.
Eskiden pazarlarda satılan civcivler gibi,kemikler, eklemler birbirine geçmeli.
Kış: Bir insanın başka bir insan için yapıldığının delili...
Burası 9. kat.
İstanbul’un tepelerinden biri burası.
Şimdi başımı aşağı uzatıp derin bir soluk çekip,
gözlerimi kapıyorum.
Yavaşça ayaklarımı kaldırsam yerden,
pencere nin eşiğine çıksam usuldan,
Çerçevelerden tutunup bedenimi dışarı sarkıtsam...

Burası bir pencere eşiği...
Ayaklarım soğuktan uyuştu.
Aşağı doğru bakıyorum,
kimse yok.
Rüzgar ciğerlerimi üşütüyor.
Buradan aşağıya ne kadar zamanda düşülür?
Düştüğümü varsayalım.
Hepi topu topu 7 saniye eder.

Ama ya ben düştükçe toprak kendini geri çekerse?
Allah’ım ne müthiş bir haz!
Toprağın kendini çektiğini varsayalım.
Benim kendimi bıraktığımı,
kimsenin görmediğini,
benim ölmediğimi…

Rüzgar saçlarıma karışsın,
çıplaklığım boşluğa…
Bitmek bilmez bir seyran...
Kah gökyüzüne döneyim,
kah toprağa...
Bu boşlukta yere düşmeden,
ve hiç düşünmeden,
ölmeliyim...
Üst